İlişki Kaygısı ve Pişmanlık

Hepimiz hayatımız boyunca bir şekilde bir şeylerle ilişki içerisindeyiz. Kısaca ilişki, 'ben' ile 'benden başka bir sistem' arasında etkileşimin oluşması demektir. İlkokula giderken oluşan platonik aşklardan, lise zamanlarında yaşanılan flörtlere ve yetişkinlikte yaşanan daha ciddi ilişkilere baktığımız zaman aslında heyecan verici ve güzel duygular barındıran bir şey gönül ilişkisi yaşamak!

Haberin Devamı

Gel gelelim kavram olarak güzel çağrışımlar yapan bu olgu bazı insanlarda ise olumsuz duygu ve düşünceleri çağrıştırıyor. Bu çağrışımlar tahmin edebileceğiniz gibi, geçmişten gelen tecrübelerimizden çıkardığımız yanlı sonuçlar, model alınan veya gözlemlenen problemli ilişkilerin getirdiği yanlış inançlar, kendimizle ilgili çözemediğimiz bazı kişisel sorunlar ve bir çok düşünce hatası içeren düşüncelerin oluşturduğu olumsuz duygulardan kaynaklanıyor.

Kişi geçmişinde, aşık olup sevdiği bir kişiyle yaşamış olduğu sorunlar sebebiyle ayrılmak, terk edilmek, iftiraya uğramak veya genel olarak travmatik bir biçimde yollarını ayırmak zorunda kalmış olabilir. Sonuçta hiçkimse bir ilişkiye başlarken bunun akıbetini bilerek başlamıyor. Bu ilişkide yaşanan sorunlardan dolayı pişmanlıklar yaşanıp "bir daha asla!" denilebiliyor.

Haberin Devamı

Peki, geçmişte yapmış olduğumuzu düşündüğümüz hatalardan dolayı kendimizi yargılamak ne kadar doğru?

Tarih biliminin en temel öğretisi, tarihi olayların günümüz şartlarıyla değerlendirilemeyeceğidir. Siz, 100 sene önce yaşanmış tarihi bir olayı bugünün şartlarıyla değerlendirirseniz çok kritik iki bilimsel hata yapmış olursunuz.

Birincisi, bu tarihi olay yaşanırken o dönemki koşulların şimdikinden farklı olduğu gerçeğini gözardı etmiş olursunuz. O zamanın şartları bu davranışları gerektiriyordu ve o zamanın şartlarında daha farklı bir davranış biçimi söz konusu dahi değildi belki de!

İkincisi ise, sonuçlarını bilmeden verilen kararların, sonuçlarını gördükten sonra eleştirilmesinin mantığa uyan bir yanı yoktur. Şu an geçmişte verilen kararın sonucunu biliyor olduğumuz için bu kararı eleştiriyor olabiliriz fakat unutulmamalıdır ki geçmişte bunun sonucunu bilmiyorduk! Bu eleştiriler belli bir dozdayken ders almamızı sağlarken, belli bir dozun üstüne çıktığında bize zarar vermeye başlıyor.

İlişki kaygısının temelinde yatan en önemli bilişsel hatalardan birisi ise, geçmişte yaşamış olduğumuz olumsuz tecrübeleri baz alarak gelecekte de aynı olayları yaşayacağımıza dair kesin ifadeler kullanarak aşırı genellemeler ve kehanetçilik yapmak. Geçmişte yaşanan ilişkinin akıbetinin, gelecekte yaşanacak olan ilişkinin sonlanması için bir nedensellik oluşturamayacağını anlıyor olmamız lazım.

Haberin Devamı

Geçmişte yaşanan ilişkinin bitmesi, geçmişin kendi içinde aranacak neden-sonuç ilişkileri barındırıyordu (Örn. İletişim problemi yaşıyor olmak). Bununla beraber, gelecekte yaşayacağımız ilişki ise tamamen kendi neden-sonuçlarını barındıran ve geçmiştekinden bağımsız bir ilişki olacaktır.

Yaşanan olayları o günün şartlarında değerlendirmeyi öğrenmemiz gerekiyor. Çoğu zaman bilime uygun olmayan, gerçeklikle bağdaşmayan çıkarımlar yaparak, hayatımızı bu çıkarımlar üzerine kuruyoruz. Yapıyor olduğumuz düşünce hatalarının farkına varmamız ve artık olaylara biraz da tarafsız bir pencereden, duygulardan sıyrılarak bakabilmeyi öğrenmemiz ve bu bakış açısının gerçekliğine saygı duymamız gerekiyor.

Haberin Devamı

Unutmayın! Onca değişken barındıran bir ilişkiye karşı sorumlu olduğumuz tek bir şey var o da; kendi davranışlarımız.

https://pskberkayates.com/

https://www.instagram.com/pskberkayates/

Yazarın Tüm Yazıları