Güncelleme Tarihi:
Özellikle kanser gibi, erken tanı konulduğunda tedavide her geçen yıl başarıların daha da arttığı hastalıklarda, bu belirtilerde zamanında hekime başvurmak çoğu zaman hayat kurtarıyor. Sadece kanserde değil, yaşam kalitesini ciddi boyutlarda düşürebilen endometriozis gibi bazı hastalıklarda da tanının erken konulması, hastalığa bağlı oluşabilecek komplikasyonları önleyebiliyor ya da oluşma hızını yavaşlatabiliyor. Hatta yapılan tarama testleri sayesinde hastalıklar henüz hiç belirti vermemişken tespit edilebiliyor.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Nadire Sevda İdil, düzenli sağlık muayenelerinin genellikle yılda bir yapılmasının önerildiğine dikkat çekerek, kadınların asla ihmal etmemeleri gereken belirtileri anlattı.
Adet döneminde kanama miktarındaki artış ve bunun süreklilik kazanması pek çok sebebe bağlı oluşabiliyor. Rahmin iyi huylu miyomları ve polipleri adet sırasında oluşan aşırı kanamanın en sık görülen sebepleri arasında yer alıyor. Yine genç kadınlarda sık görülen bazı hormonal hastalıklar, örneğin hipotiroidi gibi, adet sırasındaki kanama miktarını arttırabiliyor. Bazı hastalıklar için sürekli kullanılan birtakım ilaçlar (bazı kan sulandırıcı ilaçlar) da aşırı kanamaya neden olabiliyor. Daha ileri yaşlarda ise rahmin iç kısmını döşeyen dokunun kanseri aşırı kanamaya yol açabiliyor.
Adet zamanı dışında oluşan ve tekrarlayan kanamaların mutlaka değerlendirilmeleri gerekiyor. Adet sırasında fazla kanama yapan etkenlerin birçoğu bazen adet dışı kanama da yapabiliyor. Bunların yanı sıra özellikle üreme yollarının herhangi bir bölümünde oluşan enfeksiyonlar veya kanser ve kanser öncüsü lezyonlar da adet zamanı dışında kanamaya neden olabiliyor.
Cinsel ilişki sırasında ve sonrasında oluşan kanama rahim ağzındaki enfeksiyonun, rahim ağzı kanserinin veya kanser öncüsü lezyonların habercisi olabiliyor. Özellikle tekrarlayan kanamaların mutlaka ciddiye alınması ve zaman kaybetmeden hekime başvurulması gerekiyor. Zira rahim ağzı kanserinin erken tanısı hastalığın tamamen tedavi edilebilmesini sağlıyor.
Adet dönemlerinde pelvikte biraz rahatsızlık hissi doğal olsa da, adet görmek aslında çok ciddi ağrı oluşturan bir durum değil. Özellikle ağrı kesicilere tam olarak yanıt vermeyen, bele ve bacaklara doğru yayılan ağrılara, makata doğru baskı hissi ve bulantı ile kusma da eşlik edebiliyor. Bu sorun her adet döneminde ortaya çıkmaya başlarsa, altta yatan organik bir hastalık olup olmadığının mutlaka araştırılması gerekiyor.
Özellikle endometriozis dediğimiz, rahim içini döşeyen endometrium dokusunun rahim, tüpler ya da yumurtalıkların üzerinde gelişimi ile karakterize olan bu hastalıkta, adetin ilk günü genellikle ciddi ağrılı geçiyor. Endometriozisi olan kadınların yüzde 40'ında infertilite (kısırlık) görülebiliyor. Hastalığın yumurtalıkta ortaya çıkan çeşidinde de yumurtalıkta çikolata kistleri diye bilinen kistler oluşabiliyor ve cerrahi tedavi gerektirebiliyor.
Özellikle geç menopozal dönemdeki kadınlarda, akıntıyla ilişkisiz olan, sık kullanılan mantar ya da kaşıntı ilaçlarına cevap vermeyen veya bir süre iyileşip sonra yine tekrarlayan kaşıntı şikayetlerinde jinekoloji uzmanı hekime başvurmak gerekiyor. Zira bu tür inatçı kaşıntıların nedeni, uzun süreli tedavi gerektiren genital bölge derisine özgü bazı kronik deri hastalığından biri olabileceği gibi yine bu bölgeye özgü deri kanseri de olabiliyor. Özellikle kanser söz konusuysa erken tanı konulduğunda hastalık çok daha kolay tedavi ediliyor ve yüksek başarı elde edilebiliyor.
Karında şişkinlik, çabuk doyma ve istemsiz kilo verme sorunları özellikle birlikte görülürse bu belirtiler yumurtalık kanserinin habercisi olabiliyor. Yumurtalık kanseri genellikle oldukça sinsi başlayan ve bu nedenle çoğunlukla ileri döneminde tanı konulan bir kanser türüdür. Dolayısıyla yumurtalıkla ilgisiz gibi görünen bu şikayetlerde hekime başvuruda bulunulması yaşamsal önem taşıyor.