Güncelleme Tarihi:
◊ Diyarbakır’da başlayıp Cannes’a kadar uzanan bir hikâyeniz var. Kariyeriniz sayısız başarılarla dolu... Geriye dönüp baktığınızda neler söylemek istersiniz?
- Geriye dönüp baktığımda çok iyi işler yaptığımı görmek beni çok mutlu ediyor. Başladığım yerden bugüne kadar hep bir hayal peşindeyim. Hep kendime sorardım; “Kimsin Nazmi? Ne yapıyorsun ve neredesin?” diye. Hâlâ bu soruları kendime sormaya devam ediyorum. Onun için oyunculuk öyle basite alınacak bir sanat alanı değil. Çünkü değişken ve çok dinamik. Yaşayacağın zaman diliminde içinde neyi ne kadar sıkıştırabilirsen artık. Beni ayakta tutan da hayallerimin gerçekleşmesi diyelim. Sinema ve dizi sektöründe devamlı olmam ve severek işimi yapmam beni maddi ve manevi olarak ayakta tutuyor.
◊ Dizide “Bizim bu olayla ilgi ve alakamız yok” repliği dillere pelesenk oldu. Size gelen yorumlar nasıl?
- Ben “Bizim bu olayla ilgi ve alakamız yok” repliğini söylerken gerçekten çok inanarak ve yaşayarak söyledim. Benim başka projelerde söylediğim diyalogları hep birileriyle tanışırken duyarım. Hatta bazıları adımı bile bilmezler ama benim söylediğim diyalogla selamlarlar beni. Bu da beni mutlu ediyor. İzleyici bence almak istediğini alıyor ve kendi normal yaşamlarında eğlenerek tekrarlıyorlar söylediğimiz diyalogları.
◊ Siz aslen Diyarbakırlısınız, “Uzak Şehir”in çekimleri ise Mardin’de... Sizin için bir nevi ev sahibi diyebilir miyiz?
- Evet ben Diyarbakırlıyım orada büyüdüm, 1996’da İstanbul’a oyunculuğa Teatral Jiyana Nu grubunda devam etmek için geldim. Ama Diyarbakır, Mardin, Batman, Bingöl, hem kültürel, hem coğrafi olarak, hem de insan davranışları bakımından birbirlerine yakın ve dertleri hepsi aynı olan yerler. Barış, kardeşlik ve huzurun olmasını isterler. Daha çok film ve dizilerin çekilmesini isterim. Onun için ben kendimi yabancı hissetmiyorum, kendi evimde gibiyim...
ROLÜN BÜYÜĞÜ KÜÇÜĞÜ OLMAZ
◊ “Uzak Şehir”, ekrana vurduğu damgayı sosyal medyaya da sürdürüyor. Setten yansıyan eğlenceli videolar, fotolar büyük ilgi görüyor. Sizin sette geçirdiğiniz en eğlenceli anınızı sorsam…
- Tabii ki bir işte çalışırken o işten zevk alamıyorsan eğlenmiyorsan bence büyük bir işkenceye dönüşür. Hem oyuncu ve hem de kamera arkası için bu böyledir. Onun için “Uzak Şehir” ekibi olarak eğlenerek severek zaman geçiriyoruz. Çünkü bir zamandan sonra bir aileye dönüşüyorsun. Aile gibi olunca da espriler konuşmalar normalleşiyor. Bir de seyircinin beğenisini de düşününce bu bizi daha çok coşturuyor. Midyat’a ilk gelen orayı ilk gören arkadaşların şaşkınlıklarını görmüştüm. Birkaç hafta sonra bakıyorsun sanki orada doğmuş birisi gibi konuşmaya başlıyorlar.
◊ Sizi komedide de izledik, dramda da... Şimdilerde ise bir güçlü bir ailenin reisini canlandırıyorsunuz, birbirinden taban tabana zıt olan bu karakterleri canlandırmak zor olmuyor mu?
- Bir oyuncu her türlü rolü oynamalı. Oynayabildiği için zaten oyuncu diyoruz. Bizi ayrıcalıklı kılan şeyin bu evrensel ve yöresel karakterlere hayat ve can vermemiz. Ve ben de mümkünse oynadığım karakterlere hayat verirken toplumsal, kültürel ve psikolojik alt yapısını anlamaya çalışıyorum. Bu komedi ya da dram da olabilir.
◊ Peki siz, komediyi mi daha yakın buluyorsunuz kendinize yoksa dramı mı?
- Komedi veya dram gibi oyunculuğuma bir sınır getirmem. Ben hem başrol hem de karakter oyuncusu olan bir oyuncuyum. Rolün büyüğü küçüğü olmaz. Benim için önemli olan o karaktere ne kattığım ve nasıl hayat verdiğimdir. Oyuncu dediğin geniş bir dünyaya sahip olmalı, kalıplarını kırmalı bence.
Benim hayallerim bitmez
◊ Bundan sonrası için hayalini kurduğunuz bir şey var mı?
- Tabii ki var, benim hayallerim bitmez... Hayal kurmak güzel bir şey. Güzellikten dostluktan, sevgiden, doğadan ve güzel filmler çekmekten güzel projelerden yana hep hayallerim devam ediyor. Bence yapacağız, bugün yaptığımız gibi güzel projelerin devamı gelecek.
◊ Son olarak buradan Uzak Şehir izleyicilerine neler söylemek istersiniz?
- ‘Uzak Şehir’ dizisini seyirci sevdi, sonuçta bazıları eleştirse de genel olarak güzel eleştirileri alıyorum. Ve unutmayın bu bir dizi. Biz de dünyayı yeniden var etmiyoruz. Benim de bir oyuncu olarak beğenmediğim sevmediğim şeyler oluyor. Her şey mükemmel olacak diye bir şey imkânsız. Her şey siyah ya da beyaz olacak diye bir şey yoktur. Yani bu kadar net değildir yaşam. Bizi izlemeye devam... Televizyonun başında bizim için harcadığınız her saniye çok kıymetli ve değerlidir... Bunun bilincinde olan biri olarak hepinize teşekkürler emeği geçen ve bütün ‘Uzak Şehir’ ekibine iyi ki varsınız demek istiyorum.