Güncelleme Tarihi:
Bütün bunlar ilk anda kulağa güzel gelebilir elbette. Ama işin iç yüzü gerçekten öyle mi? Bir tek gün bile insan içine bakımsız çıkma şansınız yoktur, ya da birazcık kilo alıp verseniz hemen eleştiri okları size yönelir... Yüzünüz biraz asık olsa iddialar birbirini kovalar.
Bütün bunlar sadece gösteri dünyasının ünlüleri için geçerli değil elbette. Eğer dünyaya ayrıcalıklı olarak gelen biriyseniz de bunlarla karşılaşırsınız.
Milyonların merakla takip ettiği bir ailenin üyesi olarak doğan Prens William gibi.
AYRICALIKLI DOĞMAK ONU ACILARDAN KORUMADI
Ona da dışarıdan bakıldığında hayatına özenen bir sürü insan vardır elbette. Nasıl olmasın ki zaten! Büyük bir ayrıcalık ve varlık içinde doğdu, daha dünyaya bile gelmeden, annesinin karnındayken ülkesinin kralı olacağı belliydi. Bütün hayatı ona göre şekillendi.
Yeni delikanlı olduğunda sadece ülkesindeki değil tüm dünyadaki kızlar ona aşık oldu... Utangaç gülümsemesini görenler sokaklarda çığlıklar atarak kendinden geçti. Onun kalbini kazanmak isteyenler peşine düştü.
Üstelik sadece ailesinde dünyaya geldiği için parmağını bile oynatmadan yani sıradan insanlar gibi düzenli biçimde çalışmadan büyük bir varlığın mirasçısı oldu.
Kulağa güzel geliyor... Peki ama gerçekten öyle mi? Yani siz onun yerinde olmak ister miydiniz? Çocukluğundan beri uyması gereken protokol kurallarını saymıyoruz bile... Sadece insani açıdan düşünüyoruz.
William, annesi Diana'yı kaybettiğinde henüz 15 yaşındaydı. Kardeşi Harry ise onun gibi ilk gençliğinde bile değildi.
Şu anda 41 yaşında olan Prens William, ya da tam adıyla William Arthur Philip Louis, 21 Haziran 1982'de ülkesinin gelecekteki kralı Prens Charles ile genç eşi Diana Spencer'ın ilk çocuğu olarak dünyaya geldi. Böyle bir ailenin ilk çocuğu demek aynı zamanda babasından sonra tahtın da sahibi demekti.
Elbette doğumu ailesinde olduğu kadar tüm dünyada heyecan yarattı. Koca bir ailenin geleceğiydi çünkü o.
İşte o bilinç ve sorumluluk daha küçücükken onun omuzlarına yüklendi. Yaşı ilerledikçe de durum değişmedi hatta omuzlarındaki yük daha da arttı.
Prens William, şu anda sadece 40'lı yaşlarının başında olabilir ama eğer ayrıcalıklarını bir yana koyarsak birçok insanın daha uzun bir ömürde yaşayacağı trajedilerle ve zorluklarla yüzleşmek zorunda kaldı. Geleceğin daha ona ne getireceği de belirsiz üstelik.
ÖNCE ANNESİ ŞİMDİ KARISI
İlk bakışta çok şanslı gibi görünen William için "hayatı boyunca hep sevdiği kadınlarla sınandı" dersek yanılmış olmayız. Çünkü yaşadığı acıların temelinde önce annesi Diana vardı şimdi de karısı Kate.
"O bir prens, ona bir şey olmaz" diye düşünenlere de eninde sonunda William'ın da etten kemikten bir insan olduğunu hatırlatıp hayatının kapalı kapılar ardında yaşamak zorunda kaldığı bölümlerini kısaca bir hatırlayalım.
Prens William, birbirini seven bir anne ve babanın oğlu olarak dünyaya gelmedi. Çoktandır ortaya çıktığına göre babası Charles aslında bir başkasını yani Camilla'yı severken tahta "sağlam" varisler dünyaya getirmek uğruna kendisinden çok genç olan Diana Spencer ile evlendi. İlk oğlu William dünyaya geldiğinde derin bir nefes aldı Charles.
Hatta Prens Harry'nin Spare (Yedek) adlı kitabında anlattığına göre Diana, onu yani tahtın yedek varisini dünyaya getirdiğinde de "Ben görevimi yaptım" demekten bile çekinmedi.
William, kardeşi Harry'nin iddialarına göre ondan daha ayrıcalıklı olarak büyüse de onun da bu açıdan çok şanslı olduğunu söylemek mümkün değil.
DIANA'NIN DUYGUSAL ÇALKANTILARINA TANIKLIK ETTİ
Birçok biyografide de anlatıldığı üzere William, daha küçük bir çocukken annesinin duygusal çalkantılarına, mutsuzluğuna, sevgi arayışına çok yakından şahit oldu.
Hatta bazı anlatılara göre Diana odalara kapanıp ağladığında ona mendil götürme görevini de William üstlendi.
Sonunda henüz 15 yaşında yani büyüme çağında bir çocukken annesi Diana'yı şoke edici bir şekilde yitirdi.
Bir insan yetişkin olduğunda bile annesini kaybettiğinde ne kadar sarsılıyor. William gibi varlıklı, ayrıcalıklı ama aynı zamanda çok da sevgi görmediği üstelik katı geleneklerin gölgesinde bir ailede büyüyen biri için bu gerçekten de zor bir durum.
O sırada 12 yaşında olan kardeşi Harry ile birlikte annesinin tabutunun arkasından yürüdü cenaze töreninde.
ANNELERİNİN TABUTUNUN ARDINDAN YÜRÜDÜLER
Başlarını yerden kaldırmadı iki kardeş... Ama ikisi de o büyük acılarını dışarıya yansıtmadı. Gözyaşları kalplerinde aktı... Annelerine veda ettikten sonra da hayatları çok kolay olmadı.
Yine çok da şefkat dolu olmadığı bilinen babaları Charles, tahtını ve görevini her şeyden üstün tutan babaanneleri Elizabeth başta olmak üzere katı bir ailede büyüdü.
Sonra okul yıllarında birden karşısına sıradan ve sevgi dolu bir ailede büyüyen Kate Middleton çıktı. Bu onun için bir dönüm noktası oldu. Kate ile duygusal ilişkileri başladığında da onun için hayat belki de tanımadığı bir yola girdi.
HAYATINDA VERDİĞİ EN İYİ KARAR
Haklarında yazılan biyografilerde değinildiği gibi Middleton ailesi, özellikle de William'ı kızı için iyi bir kısmet olarak gören Carole Middleton ona belki de içten içe özlediğini kendisinin bile fark etmediği anne sıcaklığını ve ilgisini gösterdi.
Uzun bir sürecin ardından William kararını verdi ve hiçbir soyluluk unvanı taşımayan bir aileden gelen Kate Middleton ile evlendi.
Birçok kişiye göre de bu hayatında verdiği en iyi karardı. Çünkü Kate sayesinde popülerliği ve desteği giderek düşen kraliyet ailesinin yıldızı da yeniden parlamaya başladı.
KARDEŞİYLE ARASI AÇILDI
Ama bu arada başka gelişmeler de oldu. Yıllar boyu annesizliğin acısını birlikte yaşadıkları kardeşi Harry'nin Meghan Markle ile evlenmesiyle birlikte eski düzen değişti. 2020 yılında Harry ile Meghan'ın aileden ayrılıklarını açıklaması William için yine bir darbe oldu.
Elbette kendince haklı sebepleri vardı ama Harry'nin aileden ayrıldıktan sonra onlara karşı tamamen bir cephe açması belki William'ın bile beklemediği bir durumdu.
Artık bir zamanlar omuz omuza durduğu kardeşi Harry yoktu yanında. Bu durumda sığınacağı bir tek liman vardı: Karısı Kate.
Üç çocuğunun annesi, aileye katıldığı günden beri tek bir falso bile vermeyern üstelik halkın sevgisini de kazanmış olan Kate. Birlikte gittikleri her yerde ailenin asıl üyesi ülkenin gelecekteki kralı Wililam'ı bile gölgede bırakan Kate.
ŞİMDİ ONU BÜYÜK BİR SINAV BEKLİYOR
Ama işler öyle masallardaki gibi yürümüyor gerçek dünyada. Hayatında sevdiği ilk kadını yani annesi Diana'yı erken yaşta kaybeden Wililam, şimdi hayatının aşkı Kate ile ilgili bir sınavdan geçiyor.
Karısı beklenmedik bir şekilde kansere yakandı. Şimdi onun özel bakıma ve duygusal desteğe ihtiyacı var. Yani başta da dediğimiz gibi William bir kez daha hayatının kadınıyla sınanıyor.
Kate'in ocak ayında geçirdiği açıklanan karın ameliyatından sonra uzun süre ortada görünmediği dönemde Wiiilam da elbette kulağına giden ve hoşlanmadığı iddialarla gündeme geldi.
Bunlardan biri karısını aile dostları olan Rose Hanbury ile aldattığıydı. Diğeri de Kate' şiddet uyguladığı ve hastanelik ettiği.
Aslına bakılırsa William zaman zaman öfkesini kontrol edemediği iddialarıyla gündeme geliyor. Ama bunların ne kadarının gerçek olduğunu bilmek mümkün değil.
SORUMLULUKLARI KATLANDI
Dışarıdan görünen William'ın sorumluluğunun katlandığı. Bir yandan yaşı küçük olan ve belki de kanserin ne demek olduğunu tam bilmeyen üç çocuğunun hayatının düzenli şekilde akmasını sağlamak için elinden geleni yapacak.
Bir yandan kendisine çok ihtiyacı olan karısı Kate'ten ilgisini ve sevgisini esirgemeyecek.
Diğer yandan da görevlerini sürdürmek zorunda. Çeşitli etkinliklere katılmak, gerektiğinde kameralar karşısında gülümsemek, halkla sohbet etmek belki de karısıyla ilgili ısrarlı sorularını yanıtlamak.
Üstelik babası Charles'ın da kansere yakalandığı düşünüldüğünde William'ın işi her zamankinden daha zor.
Bu kanser hastalığının yarattığı zorlu sürecin Galler çifti William ile Kate'in hayatına ne getireceğini ya da ne götüreceğini ise zaman gösterecek.