Güncelleme Tarihi:
Avustralya yapımı pembe dizi Neighbours'daki ilk büyük çıkışı konuk oyuncu olarak ekranda görünmesi olacaktı. Ama yapımcıların üzerinde öyle bir izlenim bıraktı ki onu üç yıl boyunca dizide tutmaya devam ettiler.
HER ŞEY BİR TOKATLA BAŞLAMIŞ
Margot, ona asıl şöhreti getiren The Wolf of Wall Street'teki çıkış rolünü ise kısmen, oyuncu seçmeleri sırasında Leonardo DiCaprio'ya kallavi bir tokat atabilme cesaretiyle kazanmıştı. Ve Quentin Tarantino'ya bir gün onunla çalışmayı umduğunu söyleyen bir mektup yazmış; sonrasında da kendisini Bir Zamanlar Hollywood'da setinde bulmuştu. Ancak hiçbir başarı hikâyesi pürüzsüz yollarda yürüyerek yazılamazdı. Margot da bundan payına düşeni fazlasıyla almıştı.
EN BÜYÜK YÖNETMENDEN EN BÜYÜK ÖVGÜYÜ ALDI
I, Tonya filmindeki rol arkadaşı Allison Janney, Margot’nun kendisine efsane oyuncu Katharine Hepburn'ü hatırlattığını söylüyor. Martin Scorsese ise Robbie’yi bir değil iki efsaneye birden benzetiyor: Carole Lombard ve Joan Crawford. “Lombard gibi o da canlı, çarpıcı derecede güzel ve harika bir espri anlayışı var, en çok da kendisi hakkında. Crawford gibi onun da ayakları tamamen yere basıyor ve anında emir veriyor; kadrajın içine giriyor ve siz de dikkatinizi tamamen ona veriyorsunuz.”
Yaşayan en iyi yönetmen olarak anılan Martin Scorsese’den bu övgüleri almak elbette kolay değil. Ama tam da bu övgüleri almış bir oyuncunun Brad Pitt’le birlikte, yükselişte olan kurgusal bir Hollywood ikonunu oynaması ona çok uygun. 23 Aralık'ta vizyona girecek Babylon adındaki filmin Margot Robbie’nin oyunculuk kariyerinin şahikası olduğu şimdiden konuşulmaya başladı bile.
Tıpkı yeni filminde canlandırdığı Nellie karakteri gibi, 32 yaşındaki Robbie de The Wolf of Wall Street'teki performansıyla Hollywood'un dikkatini çekti ve modern bir film yıldızının nasıl olabileceğini gösteren bir kariyer inşa etti. O, spot ışıklarından hâlâ biraz rahatsız olsa da, gişe rekorları kıran filmler ve karanlık bağımsızlar arasında gidip gelen bir oyuncu ve artık yapımcılık da yapan bir iş kadını.
Vanity Fair’e verdiği çok ses getiren röportaja göre Robbie, karakterlerinin fizikselliğine ilham veren hayvanları bulmak için bir hareket koçuyla çalışıyor. Örneğin Babylon’da canlandırdığı Nellie'nin hayvanlarının bir ahtapot ve bir bal porsuğu olduğunu, çünkü onun akıcı ve dokunaklı ama gerektiğinde acımasız olduğunu söylüyor. Robbie, yanında taşıdığı siyah deftere ahtapotlarla ilgili notlar almış ve ara sıra açıp o satırları çalışıyor.
"OYUNCULUK YAPMAK İSTEMİYORUM ANNE"
Neighbours'tan sonra Robbie Amerika'ya taşındı ve ABC dizisi Pan Am'da bir uçuş görevlisini oynadı. Dizi sadece bir sezon sürdü, ancak daha sonra Scorsese'nin The Wolf of Wall Street'teki sarışın bomba Naomi Lapaglia rolünü üstlendi. Robbie, yaşayacaklarına henüz hazır değildi. Şöhret birdenbire ve çok şiddetlice girmişti hayatına. Margot Robbie, mahremiyetini kaybetmeye duygusal olarak hazır değildi ve parasal olarak hâlâ kendini güvende hissetmiyordu. Bunun, hayatındaki en kötü anlarından biri olduğunu söylüyor:
“O ilk aşamalarda bir şeyler oluyordu ve her şey çok kötüydü ve anneme “Bunu, oyunculuğu yapmak istediğimi sanmıyorum” dediğimi hatırlıyorum. Annemse bana ifadesiz bir suratla baktı ve “Canım kızım, bence bu yoldan dönmek için çok geç kaldın.” dedi. İşte o zaman tek yolun ilerlemek olduğunu anladım.”
PAPARAZZİLER YÜZÜNDEN YARALANDI!
Robbie'nin Avustralya'daki ailesi de fotoğrafçılar tarafından takip edilirken tehlikeli durumlara sürüklendi. “Annem, benim markete giderken fotoğrafımı çekmek istediğiniz için bir araba kazasında ölürse veya yeğenimi bisikletten düşürürseniz ne olacak? Bir fotoğraf uğruna mı? Bir fotoğraf için ölebiliriz” diyor.
Robbie, bu işlere girmeden önce, basının yalnızca gerçeği yazdığını varsaydı. Sonra magazin gazeteleri hamile olmadığı halde sürekli bir şekilde hamile olduğunu duyurmaya başladı ve insanlar onu tebrik etmek için aradılar. Sonunda, Robbie her yanlış hikâyeyi çürütemeyeceği gerçeğiyle tanıştı. “Düzeltmek istiyorsun ama yapamıyorsun. Ne yapacağımı bilmiyorum, sanırım başını çevirip diğer tarafa bakmalısın. Bu bir mayın tarlasında step dansı yapmak gibi çünkü çok yorgunsun ve bunu saatlerce yapıyorsun ve her zaman tetikte olmalısın. Bin kere doğruyu söyleyebilirsin ama bir kere yanlış söylersen mahvolursun.”
Margot özel hayatına girildiğinde çok daha dikkatli davranıyor. Ama yine de ilk büyük maaş çekiyle annesinin ipotek borcunu ödediğini anlatıyor. Ve arkadaşlarıyla iyi vakit geçirme düşkünlüğünden bahsediyor: Nikaragua'ya kız arkadaşlarıyla birlikte sörf gezisine ya da İspanya'ya grup tatillerine çıkmaya karar vermesi bir anda gerçekleşiyor.
Hollywood onun bu başarıya kavuşmasını pek de beklemiyordu aslında. 22 yaşında Wolf of Wall Street'ten sonra öne çıktığında, Robbie'ye öngörülebilir ateşli sarışın rolleri teklif edildi ve o hepsini geri çevirdi. Hollywood'un onu bir kutuya koymak istediğini ancak bunu kabul etmediğini anlatıyor.
"BEN KİMSENİN BARBIE BEBEĞİ DEĞİLİM"
Ancak buna rağmen, gelecek yıl vizyona girmesi beklenen Barbie filminde başrolde olmayı kabul etti. Rol arkadaşı Ryan Gosling ile neon taytlar giyerek Venedik Sahili'nde paten kaydıkları anların fotoğrafları tüm gazeteleri süsledi. Ama ısrarla altını çiziyor:
“Ben kimsenin Barbie bebeği değilim.”
Belki de bu cesur kadın, Barbie bebek olmadığını Barbie bebeği ete kemiğe büründürerek oynamayı seçiyor; olmadığını söylediği şeyi o kadar iyi oynamak istiyor ki, insanların ona yapıştırdığı ‘aptal sarışın’ imajı tamamen üzerinden silinsin.
Robbie ve kocası şimdi Los Angeles'ta yeni bir eve taşınıyorlar, Londra'da da bir evleri var. Yapımcılığını üstlendiği beş filmin yanı sıra Barbie'yi gelecek yaz vizyona girmesi için hazırlıyor. Robbie ayrıca başrolünü üstleneceği ve yapımcılığını üstleneceği bir Ocean's Eleven ön filminin ön yapım aşamasında.
Röportajın bir yerinde merakla beklenen Karayip Korsanları filminin öldüğünü söylüyor. Ünlü serinin karakterlerinin kadınlar tarafından canlandırılacağı bu projenin harika olacağını düşünmüş Margot. Ama Disney’in kadın liderliğinde bir korsan filmi çekmeyi istemediğini itiraf ediyor. “Bir fikrimiz vardı ve bunun gerçekten harika olacağını düşündük. Ama sanırım bunu yapmak istemiyorlar.”