Güncelleme Tarihi:
Bütün dünyanın haftalardır merak içinde takip ettiği Johnny Depp-Amber Heard davası nihayet sonuçlandı. Virginia'nın Fairfax şehrindeki davada, yedi kişilik jüri, 14 saatlik müzakerelerin adından Depp'in lehine karar verdi.
Heard'ün 2018 yılında The Washington Post gazetesinde makale ile eski eşini karaladığına ve "kötü niyetle" hareket ettiğine hükmeden jüri, Depp'i 15 milyon dolar tazminata layık gördü. Diğer yandan jüri, Heard'ün Depp'e karşı açtığı "avukatı aracılığıyla karalama" davasındaki suçlamaların biri hariç tamamını reddetti. Tek suçlamada Heard'ü haklı bulan jüri, Depp'i de 2 milyon dolar ödemeye mahkûm etti.
Bu sonuç kamuoyunda şaşkınlığa neden oldu. Zira dava sürecini takip eden hukukçuların önemli bir kısmı, jürinin Heard lehine karar vermesini bekliyordu. Depp'in davayı "halk mahkemesi" nezdinde kazandığı ama bu sonucun mahkeme salonuna yansımayacağı belirtiliyordu. Bunun en önemli sebebi ise Depp'in İngiltere'de The Sun gazetesine karşı açtığı karalama davasını kaybetmiş olmasıydı. Peki ne oldu da benzer suçlamalarla açılan, benzer kanıtların ortaya döküldüğü iki davadan çok farklı sonuçlar çıktı?
HEARD KAZANACAĞINDAN EMİNDİ
Dilerseniz en baştan başlayalım... Depp'in açtığı davanın duruşmaları başlarken Heard ve avukatları, kazanacaklarından çok emindi. Nihayetinde Depp, Londra Yüksek Mahkemesi'nde The Sun gazetesine karşı açtığı davayı kaybedeli henüz 18 ay olmuştu. Dolayısıyla ABD'deki davadan da benzer bir sonuç çıkması çok olasıydı.
Olayların öncesini bilmeyenler için; Depp, The Sun'ın hakkında kullandığı "wife beater" (karısını döven koca) sıfatının kendisini karaladığı iddiasıyla dava açtı. ABD'deki mahkemede ortaya dökülen delillerin neredeyse tamamı o davanın duruşmaları sırasında da gündeme geldi. Heard davanın tarafı olmamakla birlikte tanık sıfatıyla kürsüye çıktı. Nihayetinde Yargıç Nicol, gazetenin delillerinin Depp'in karısını dövdüğü iddiasının "büyük ölçüde doğru" olduğunu kanıtladığına ve "wife beater" sıfatının kullanılmasının meşru olduğuna karar verdi. Hatta Depp, The Sun'ın mahkeme masraflarını karşılamaya mahkûm edildi.
Üstelik Heard'ün avukatlarının işi The Sun'ın avukatlarına kıyasla daha kolay olacaktı. Zira İngiltere'deki basın yoluyla karalama yasaları ABD'dekinden biraz daha farklı ve bu tür davalarda genelde müşteki lehine karar çıkarken medya suçlu bulunuyor. (O kadar ki bu durum "karalama turizmi" denen bir olguya dahi yol açmış durumda. Sonucu garantilemek isteyen ünlüler haklarındaki haber ve yayınlara ilişkin karalama davalarını çoğu zaman İngiltere mahkemelerinde açmayı tercih ediyor.)
Diğer yandan analistler, ispat yükünün Depp'in üzerinde olduğunu, aktörün avukatlarının Heard'ün ev içi istismar suçlamalarını dile getirirken planlanmış kötü niyetle hareket ettiğini kanıtlaması gerektiğini vurguluyordu. Yani avukatlar Heard'ün Washington Post makalesinde geçen ifadelerin yalan olduğunu bildiğini ya da gerçeği sorumsuzca göz ardı ettiğini şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya koymak zorundaydı.
Ancak Fairfax Bölge Mahkemesi'nin 5J numaralı odasında 6 hafta boyunca kendilerine sunulan kanıtları dinleyen jüri üyeleri uzmanları şaşırttı. Günler boyunca tarafların alkol ve uyuşturucu bağımlılığı, psikolojik sorunlar, şiddet eylemleri gibi ürkütücü temalar etrafında dönen ifadelerini dinleyen beş erkek ve iki kadın jüri üyesi, oybirliği ile Depp'in haklılığına karar verdi.
AKILALMAZ SUÇLAMALAR YAĞMUR OLDU YAĞDI
Dava süreci baş döndürecek kadar olaylı geçti. Önce kürsüye Depp çıktı ve jüri üyelerine "gerçeğe takıntılı" olduğunu söyledi. Heard'ün suçlamaları ortaya çıktığında "neredeyse her şeyini" kaybettiğini belirten Depp'in kız kardeşi de annelerinin şiddetine maruz kaldıklarını bu yüzden Depp'in her zaman çatışmadan kaçındığını anlattı.
Heard'ün en güçlü kanıtları arasında Depp'in aktör arkadaşı Paul Bettany'e gönderdiği SMS'ler geliyordu. Depp, Heard'ü "suda boğmak", "yakmak" ve "öldüğünden emin olmak için" tecavüz etmek gerektiğini yazdığı SMS'lerin "cadılar hakkındaki bir Monty Python skecinden alıntı" olduğunu belirterek, "Bu herkesin 10 yaşında izlediği bir film. Ofansif ve soyut mizah" diye konuştu.
Zorlayıcı kontrol, takıntılı kıskançlık, sahip olma isteği, cinsel şiddet, boğma davranışı, öldürme tehditleri, bütün bunlar çok önemli ve çoğu zaman ölümcül ev içi şiddeti vakalarında karşılaştığımız şeyler.
Dawn Hughes, klinik ve adli psikolog (Heard'ün tanığı)Depp'in tanığı olarak kürsüye çıkan klinik psikolog Dr. Shannon Curry, Heard'ün sınırda kişilik bozukluğu ile histriyonik kişilik bozukluğundan mustarip olduğunu ve "manipülasyon taktikleri kullanabileceğini" söyledi. Curry, Heard'ün travma sonrası stres bozukluğu iddialarının ise doğru olmadığını belirtti.
Heard için, saygısızlığa uğradığını hissettiği zamanlarda kavga çıkarmak bir onur meselesiydi. Depp'in kavgayı sakinleştirmek için ortamdan ayrılmaya çalıştığı durumlarda ona vurup gitmesini önlüyordu. Depp'in orada kalması için kavga etmeyi yeğliyordu. Birbirlerini karşılıklı istismar ediyorlardı.
Laurel Anderson, evlilik danışmanı ve klinik psikolog (Depp'in tanığı)Heard'e en ağır darbeyi vuran ise ünlü model Kate Moss'un tanıklığı oldu. Heard ifadesinde Depp'in beraber oldukları dönemde Moss'u merdivenlerden ittiğiyle ilgili dedikodular çıktığından bahsetmişti. Moss ise bir kaza sonucu düştüğünü, Depp'in ise kendisine zarar vermek şöyle dursun bakımını üstlendiğini belirtti.
Ben hiçbir zaman itmedi, tekmelemedi ya da merdivenlerden aşağı atmadı. Bir fırtına vardı ve yerler ıslaktı. Odadan çıktığımda merdivenden kaydım ve belimi incittim. Depp koşa koşa bana yardıma geldi, beni odama taşıdı ve doktor çağırdı.
Kate MossDuruşmalarda en fazla dikkat çeken kişi Depp'in avukatı Camille Vasquez oldu. Vasquez jüriye Heard'ün iddialarının "gerçekten ev içi şiddet yaşayanlara yönelik büyük bir gaddarlık" olduğunu anlattı ve "Bu davada bir adamın hayatı söz konusu" dedi. Vasquez, Depp'in Heard'ü istismar ettiğine dair bir delil bulunmadığını sadece "kanıtlanamamış suçlamalar dağı" olduğunu da vurgulayarak, "Ya hepsine inanacaksınız ya da hiçbirine inanmayacaksınız" diye konuştu.
KİMİN KARİYERİ DAHA FAZLA ZARAR GÖRDÜ?
İki oyuncu da suçlamaların kariyerlerine verdiği zarara odaklandı. Depp, Fantastik Canavarlar ve Karayip Korsanları serilerindeki rollerini kaybettiğini anlattıktan sonra menajeri Jack Whigham da Heard'ün makalesinin Depp'in kariyerinde yarattığı felaket sonucu Kaptan Jack Sparrow rolünü ve 23 milyon dolarlık kazancı kaybettiğini söyledi. Muhasebeci Michael Spindler ise Depp'in kayıplarının 40 milyon dolar civarında olduğunu belirtti.
Heard ise 2023'te vizyona girecek Aquaman 2'deki Mera rolünü kaybetmemek için çok savaştığını söyledi ve ekledi: "Bana filmde yer vermek istemediler. Rolümü kısalttılar. Kariyerimi korumak için çok savaşmam gerekti."
Ancak her iki oyuncunun da yaşadığı kayıpların sebebinin farklı olduğunu savunan tanıklar da vardı. Aquaman'in yapımcısı Warner Bros'un yöneticisi Walter Hamada, Heard ile filmin yıldızı Jason Momoa'nın kimyasının tutmadığına dair kaygılar nedeniyle bu kararın alındığını söyledi.
Depp'in eski menajeri Tracey Jacobs ise aktörün "davranışları" nedeniyle rolünün zaten sallantıda olduğunu belirterek, "Set çalışanları saatler, saatler, saatlerce oturup yıldızın gelmesini beklemeyi sevmiyor" dedi. Depp de çapraz sorgusunda teklif gelse de yeni bir Karayip Korsanları filminde oynamama kararı aldığını itiraf etti.
Jason Momoa ve Amber Heard
DEPP "DARVO" İLE KAZANDI
Hem İngiltere'deki hem de Virginia'daki davaları yakından takip etmiş olan uluslararası medya avukatı Mark Stephens, Washington Post'a yaptığı açıklamada, Depp'in ABD'deki avukatlarının kısaca "DARVO" diye bilinen bir strateji uyguladığını belirtti. DARVO kısaltması, "deny (reddet), attack (saldır), reverse victim and offender (kurbanı ve faili tersine çevir)" kelimelerinin baş harflerinden oluşuyor. Yani Depp'in asıl kurban Heard'ün ise asıl istismarcı olduğunu gösterme amacı taşıyor.
Stephens, "Genele baktığımızda, DARVO stratejisinin jüri davalarında çok iyi işlediğini ancak kanıtlara odaklanmak için eğitilmiş yargıçlar karşısında neredeyse hiç işe yaramadığını görüyoruz" ifadelerini kullandı.
Stephens şöyle devam etti: "Virginia'daki davada Depp'in avukatlarının işi daha zor olsa da bu durum sonucu etkilemedi. Çünkü burada söz konusu olan, İngiliz yargıcın kabul etmediği kanıtlara inanan bir jüri. Kararlardaki ayrışmanın nedeni de burada yatıyor, yasal çerçevelerin farklılığında değil."
Stephens'ın dikkat çektiği bu nokta Depp'in İngiltere'de neden kaybettiğini de açıklıyor. Zira İngiltere yasaları gereği Depp'in "wife beater" ifadesinin yalan olduğunu kanıtlamak gibi bir sorumluluğu yoktu. Ancak The Sun'ın Depp'in Heard'ü gerçekten dövdüğünü ve bu lafının altının boş olmadığını kanıtlaması gerekiyordu.
Virginia'da faaliyet gösteren karalama hukuku uzmanı Avukat Lee Berlik de bu detaya dikkat çekerek, "Depp, İngiltere'de açtığı davayı burada açmış olsa, hakkındaki 'wife beater' suçlamasının yalan olduğuna dair jüriyi ikna etme yükünü taşıyacaktı" dedi. Bu fark önemli, çünkü her iki taraf hakkında da kanıtlar bulunan davalarda, jüri hangi tarafın doğruyu söylediğine karar veremediğinden, kanıt yükünü taşıyan taraf kaybediyor.
Berlik, "İngiltere'deki yargıç The Sun'ın Depp'in karısını 12 ayrı kez dövdüğünü kanıtladığına hükmetmişken, Virginia'daki jürinin hiç ev içi şiddet eylemi görmemiş olması ve Heard'ün aksi yöndeki iddialarını özünde bir 'kandırmaca' olarak kabul etmesi dikkate değer" diye konuştu.
Washington Post gazetesine konuşan Medya Hukuku Kaynak Merkezi Direktörü George Freeman'a göre, Virginia'daki davanın sonucunun İngiltere'dekinden farklı olmasının sebebi ne tanıkların anlattıkları ne de avukatların performansları. Asıl önemli unsurun karar merciinin farklılığı olduğuna dikkat çeken Freeman, "Fark çok basit, burada kararı jüri verdi" diye konuştu.
Depp'in davayı hem kendisinin hem de Heard'ün yaşadığı California'da değil de Virginia eyaletinde açması da sonucu etkileyen stratejik bir hamleydi. Zira California'nın Kamu Katılımına Karşı Stratejik Davalar (Anti-SLAPP) yasaları Virginia'ya kıyasla çok daha güçlü. ABD Anayasası'nın Birinci Değişiklik'inin devamı sayılan bu yasalar, kamu yararı görülen meselelerde ifade özgürlüğünün kapsamını genişletiyor. California'da Heard derhal Anti-SLAPP savunması yapıp davanın düşmesini sağlayabilirdi ama Virginia'da bu savunma kabul edilmedi.
İki dava arasındaki bir diğer önemi fark da mahkeme salonunun dışındaki atmosferdi. İngiltere'deki dava da medyanın ilgisini çekmiş olsa da Virginia'da bu durum bambaşka bir seviyeye taşındı. Dava canlı yayınlandı, milyonlarca kişi tarafından izlendi, tanıkların ağızlarından çıkan her cümle sosyal medyada didik didik edildi. Binanın önünde bekleyen Depp hayranları, mahkemeye giriş-çıkış anlarında aktörü sevgiye Heard'ü ise hakaretlere boğdu. Jüri üyelerine davayla ilgili haberleri okumama, dış ortamdan etkilenmeme direktifi verilse de tecritli jüri uygulaması yapılmadığından, jüri üyeleri tüm bunlara bir şekilde şahit oldu.
Virginia'daki mahkemenin kararıyla ilgili en ilginç detaylardan biri Heard'ün de Depp'in de şahsen yapmadıkları şeyler yüzünden suçlu bulunmuş olması. Zira dava konusu olan ve Heard'ün kendisini "ev içi istismarı temsil eden bir kamusal figür" olarak nitelendirdiği The Washington Post makalesi, "Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği (ACLU) Kadın Hakları Elçisi" sıfatıyla Heard'ün imzasını taşısa da onun tarafından kaleme alınmadı. Makaleyi ACLU bünyesinde çalışan "hayalet yazarlar" kaleme aldı. Jüri, makalenin iki paragrafının yanı sıra "Cinsel Şiddet Karşı Sesimi Yükselttim ve Kültürümüzün Gazabıyla Yüzleştim. Bu Değişmeli." şeklindeki başlığının da karalama içerdiğine hükmetti. Ancak bu başlık da Heard'ün kendisine değil bir Washington Post editörüne aitti. Diğer yandan Depp'e verilen 2 milyon dolarlık tazminat cezasına konu olan sözler de Depp'in ağzından çıkmadı. Davalı taraf Depp olmakla birlikte bu söz aktörün eski avukatlarından Adam Waldman'ın İngiliz Daily Mail gazetesine yaptığı bir açıklama da yer alıyordu. Waldman, açıklamasında Heard'ün suçlamalarını bir "istismar kandırmacası" olarak nitelendiriyordu. Heard'ün dava dilekçesinde Waldman'ın Depp adına hareket ettiği ifade ediliyordu. Jüri bunu haklı buldu.
BUNDAN SONRA NE OLACAK?
Yukarıda da dediğimiz gibi iki oyuncunun da açtığı davaların temelinde kariyerlerinde yaşadıkları kayıplar var. O nedenle önümüzdeki dönemde Depp'e ve Heard'e gelecek teklifler asıl kazananı belirlemekte etkili olacak.
Heard bugüne kadar genelde yan rollerde bazen de küçük bütçeli filmlerin başrollerinde yer aldı. Depp'le beraber olduğu dönemde yükselişe geçen kariyerinin (Heard'ün Aquaman'deki rolünü kendisine Depp'in kazandırdığı iddialarını reddettiğini hatırlatalım) geleceğinde şimdilik pek ışık yok. Heard, önümüzdeki günlerde bir İtalyan filmiyle, 2023'te de Aquaman 2 ile seyirci karşısına çıkacak. Ama bunun dışında bilinen herhangi bir Hollywood projesinde yer almıyor.
Ne var ki dava sürecinde ev içi şiddete karşı savaşan bir aktivist olarak öne çıkan Heard, Rose McGowan örneğinde olduğu üzere o alana kayabilir.
Diğer yandan Depp'in Beter Böcek'in yıllardır beklenen devam filminde rol alacağı söylentileri karar açıklanır açıklanmaz yayıldı. Söylenene göre, 2025'te vizyona girmesi beklenen film Depp ile eski sevgilisi Winona Ryder'ı bir araya getirecek.
Yeni bir Karayip Korsanları filmi için çalışmalar da başlamış durumda. Davada karar açıklanmadan önce bile hayranlar bu filmde Depp'i görmek için baskı yapmaya başlamıştı.
İnternette yayılan bir kampanyaya Depp'i yeniden Kaptan Jack Sparrow olarak görmek isteyen 1 milyon kişi imza koymuş durumda. Heard'ün Aquaman 2'den gönderilmesini isteyenlerin başlattığı bir kampanya ise 4,5 milyon imzada.
İnternette yayılan bir kampanyaya Depp'i yeniden Kaptan Jack Sparrow olarak görmek isteyen 1 milyon kişi imza koymuş durumda. Heard'ün Aquaman 2'den gönderilmesini isteyenlerin başlattığı bir kampanya ise 4,5 milyon imzada.
Ancak çok büyük stüdyoların halen Depp'le çalışmayı reddedeceğini düşünenler de var. Guardian, Depp'in yakın zamanda bir ana akım filmde görülme ihtimalinin düşük olduğunu belirterek, Hachette'in Woody Allen'ın otobiyografisini yayımlamayı reddetmesini örnek gösterdi.
Ne var ki Mel Gibson ve Kevin Spacey gibi örnekler bağımsız yapımcıların aynı kaygıları taşımadığına ve Depp'e yapımlarında yer verebileceğine işaret ediyor. Ama sosyal medyadaki hayran kitlesinin kanıtlanmış gücü Depp'in kariyerinde yeni ve büyük kapılar açılmasını sağlayabilir.
Telegraph'a konuşan ancak adının açıklanmasını istemeyen halkla ilişkiler uzmanları davanın Depp'in hayranlarını harekete geçirdiğini ve yapımcılara aktörün popülerlik düzeyini gösterdiğini belirtti. Bir uzman, "Dava Depp'in imajına çok faydalı oldu" derken bir başkası, "Hollywood inişli çıkışlı bir yerdir. Aynı zamanda affedicidir de. Yapımcılar Depp'in hayran kitlesi olduğunu gördü" dedi.
Guardian'a konuşan ve yine adının gizli tutulmasını isteyen bir kaynak da, "Ben yeniden çalışacağına inanıyorum. İnsanlar onu seviyor ve bir filmin açılışını yapabilir" dedi. Ancak Heard'ün saldırı suçlamalarının Kevin Spacey örneğinde olduğu üzere bir suç davasına dönüşmesi halinde Depp'in de durumu değişebilir.
The Washington Post'un "Why Johnny Depp lost his libel case in the U.K. but won in the U.S." ve "The trial of Johnny Depp and Amber Heard was too much and not enough", The Telegraph'ın "How Johnny Depp won his defamation case against Amber Heard", Insider'ın "Amber Heard was found liable for defaming Johnny Depp in a Washington Post op-ed. She didn't write it — the ACLU did." ve "Why Johnny Depp was found liable for defamation for something he never said", The Guardian'ın "What will Johnny Depp’s legal victory mean for his and Amber Heard’s careers?" ve "Johnny Depp v Amber Heard: memorable quotes from the trial" başlıklı haberlerinden derlenmiştir.