Güncelleme Tarihi:
BİRKAÇ GÜN ÖNCE ALTIN KÜRE'DE DÜNYA ONU İZLEMİŞTİ
Daha birkaç gün önce Altın Küre ödül töreninde babasının hayatını anlatan Elvis filminin kazandığı ödüle sevinirken döktüğü gözyaşlarıyla gündeme gelmişti. Annesi Priscilla Presley’le birlikte Elivs’i büyük bir başarıyla canlandıran aktör Austin Butler’ın yaptığı duygusal konuşmayı dinlemişler, sonrasındaysa ağlayarak Butler’a sarılmışlardı. Zorluklarla dolu hayatının geri kalanında huzur bulmasını bekleyen sevenleri bu sabah gelen haberle yıkılacaktı.
10 Ocak gecesi kızıyla katıldığı törende ve kırmızı halı fotoğraflarında gülümseyen Priscilla Presley, hastane kapısında haberi dünyaya verirken gözyaşlarını tutamıyor “Güzel kızım Lisa Marie'nin aramızdan ayrıldığını size bildirmek zorundayım” diyordu. Evinde kalp krizi geçiren Lisa Marie Presley’nin hastaneye kaldırıldığı, burada komaya girdiği hemen ardından da hayatını kaybettiği açıklandı.
54 YILLIK ÖMRÜNE EVLİLİKLER, ÇOCUKLAR VE EN ÇOK DA ACILARI SIĞDIRDI
Ölüm haberi tüm dünyayı şoke ederken 54 yıllık ömrüne sığdırdığı aşklar, evlilikler ve akla hayale sığmayan trajediler de hatırlandı. Lisa Marie Presley dünyanın en ünlü adamının kızı olarak başladığı hayatında önce anne ve babasının boşanmasıyla sarsılmış, sonra da babası Elvis Presley’yi daha 9 yaşındayken kaybederek ilk büyük acısını yaşamıştı. Lisa Marie, babasıyla o ölmeden önceki gece son kez konuştuğunu, sabah uyandığında ise bir terlik olduğunu fark ettiğini anlatmıştı.
Elvis Presley, evinin banyosunda ölü bulunmuştu. Lisa Marie’nin odası ise hemen bu banyonun yanındaydı. Priscilla Presley, o günleri anlatırken kızı Lisa Marie’yi, babasının cesedi evden çıkarılırken bahçede tek başına ve şaşkın halde bulduğunu söylemişti. Lisa Marie Presley’nin spot ışıkları altında ama zor geçecek asıl hayatı ise işte o günlerde başlamıştı aslında.
Babasının ölümünün ardından onun tüm serveti annesi ve Lisa Marie’ye kaldı. Elvis Presley’den kalan 100 milyon dolarlık servet aslında tüm hayatını ve çocuklarının bile hayatlarını ölene kadar sıkıntı yaşamadan geçirmelerini sağlayacak bir miktardı. Ancak bu servet yıllar içinde eriyip durdu ve ölmesinden bir süre önce gerçekte bu hüzünlü varisin 16 milyon dolar borcu olduğu ortaya çıktı. Sorunlu bir hayat, uyuşturucu bağımlılığı, yaptığı kötü evlilikler derken, manen zor durumda olan bu kadın maddi sıkıntıların da pençesine düşmüştü.
Lisa Marie Presley, 54 yıllık ömründe 4 kez evlendi, 4 de çocuğu oldu. Evlilikleri de boşanmaları da hep tartışmalıydı ve çok konuşuldu. Bir çocuğu babası, annesi ve kendisi gibi gösteri dünyasını seçecekti. Bir çocuğunu da kendisinin de kurtulamadığı uyuşturucu belasına kurban verdi, onun ölümünü asla atlatamayacaktı. Ölümüyle birlikte hatırlanan, bir zamanlar magazin sayfalarından inmeyen bu ilginç olduğu kadar da trajik hayata gelin biraz daha yakından bakalım…
İLK EŞİYLE HEP DOST KALDI, SON NEFESİNİ VERİRKEN DE YANINDA O OLDU
Liseyi üçüncü yılında bıraktıktan sonra, Lisa Marie Presley uyuşturucu kullanmaya başlamış ve birçok ünlü gibi bu dertten kurtulmak için Scientology tarikatının kilisesine ve diğer merkezlerine gitmeye başlamıştı. Orada babası gibi bir rock'n roll’cu olan Danny Keough ile tanıştı. Belki de onda babası Elvis’ten bir parça görmüştü. Çift Ekim 1988'de evlendi. Bu evlilikten Benjamin ve Danielle adında iki çocukları oldu. Benjamin’in genç yaştaki intiharı annesinin hayatının en acı anı olacaktı…
MICHAEL JACKSON'LA EVLİLİĞİ DÜNYAYI AYAĞA KALDIRMIŞTI
Lisa Marie Presley 1992'de Michael Jackson ile yeniden tanıştırıldı. İkili ilk tanıştıklarında Lisa Marie henüz 7 yaşındaydı… Michael ve Lisa Marie birbirlerine yakınlaştılar. 1993 yılında ilk kez çocuk tacizinden suçlandığında Michael Jackson’ın imdadına koşan ve arka çıkan ilk kişi Lisa Marie olmuştu. Çift 1994’te evlendi. İlişkilerinin reklam amaçlı ve Michael Jackson’ın tartışmalı cinsel tercihleri yüzünden yapıldığı söyleniyordu. Çift bunun tersini kanıtlamak için MTV ödüllerinin tören gecesinde sahnede öpüşünce büyük olay olmuştu. Birlikte çocuk sahibi olmayı planladıklarını da açıkladılar. Ancak Lisa Marie 1996’da aşılamaz fikir ayrılıkları gerekçesiyle boşanma dilekçesi verdi.
Ancak çift ayrılsa bile Lisa Marie’nin Michael Jackson’a verdiği destek uzun yıllar boyunca sürecekti. Onunla turnelere giden, özel durumlarda hep yanında bulunan Lisa Marie aynı zamanda çocuk tacizi suçlamaları ve yasal sıkıntılar söz konusu olduğunda da Michael Jackson’ın yanında duruyor ve ona adeta bir paratoner görevi görüyordu. Ancak Jackson 2009 yılında hayatını kaybettiğinde Lisa Marie de bir açıklama yapacak ve onunla 2005’te tüm bağını kopardığını açıklayacaktı. Bu trajik hayatta babası Elvis’ten sonra çok sevdiği bir diğer erkek de aşırı dozda uyuşturucu yüzünden erkenden ölüme yürümüştü.
Bir partide tanıştığı ünlü aktör Nicolas Cage ile de aniden bir evlilik yapacaktı. Bu çok hızlı başlayan aşk ve evlilik kısa sürecekti. Aylar sonra boşanma dilekçelerini verdiler ama süreç 2004’te tamamlandı ve yolları tamamen ayrıldı. Lisa Marie Nicolas Cage’i gördüğünde yıldırım aşkı yaşadığını söylemişti. Ancak Cage’in Elvis Presley’nin Graceland malikanesini satın almayı planlaması ve sonrasında yaşadıkları kavgalar bu yıldırım aşkından çok daha fazla konuşulacaktı.
Cage, partide Presley ile tanıştığında 'yıldırımdan etkilendiğini' söyledi ve onların kasırga ilişkilerine, Cage'in Elvis'in Graceland malikanesini satın almayı planladığı söylentilerin yanı sıra, yüksekler ve ardından çalkantılı kavgalar damgasını vurdu. “Öfke nöbeti geçirip dört gün sonra beni arayıp her şeyin yeniden yoluna girmesini bekleyemezsin... yani öyleydi... İkimiz de bir kum havuzundaki 12 yaşındaki iki çocuk gibiydik temelde.” Lisa Marie, Nicolas Cage ile ilişkisini böyle anlatmıştı bir röportajında. “İkimiz de o kadar dramatik ve dinamiktik ki, ilişkimiz iyiyken inanılmaz derecede iyiydi ve kötüyken herkes için lanet olası bir kâbustu.”
2006'da yaptığı dördüncü ve son evlilik Lisa Marie Presley için en büyük kâbuslarından biri haline gelecekti. Ünlü müzik yapımcısı Michael Lockwood ile evlenen Lisa Marie’nin bu evlilikten de iki çocuğu oldu: İkiz kızları Finley Aaron Love ve Harper Vivienne Ann. Evlilikleri yılan hikâyesine dönen bir boşanma süreciyle birlikte 2021’de yasal olarak bitecekti. Çift hem kızlarının velayeti için çok kavga etti hem de birbirlerine korkunç suçlamalarda bulundu.
Lisa Marie kocasının bilgisayarında çocuklarının müstehcen fotoğraflarını bulduğunu iddia etmişti. Bu suçlama bir yere varmadı. Kocası da onun uyuşturucu bağımlılığını öne sürüyor ve kızlarını Lisa Marie’ye vermek istemiyordu. 2016’da biten bu evlilik kavgaları yüzünden 2021’de ancak resmi olarak noktalandı. Lisa Marie bu süreçte uyuşturucu bağımlısı olduğunu toplum önünde kabul etmiş ve bu yüzden yaşadığı sıkıntıları da dünyayla paylaşmıştı.
Böylece Lisa Marie’nin 4 evliliğinden 4 çocuğu oldu. Danny Keough ile evliliğinden doğan kızı Danielle Riley Keough oyunculuğu seçti ve Riley Keough olarak anıldı. Kızının başarılarına sevinen Lisa Marie Presley’yi asıl yıkansa oğlunun trajik ölümü olacaktı. Benjamin Keough, kendini başından vurarak hayatına son verdiğinde henüz 27 yaşındaydı. Ölümü kayıtlara intihar olarak geçti. Ancak Benjamin Keough’nun da tıpkı dedesi Elvis Presley ve annesi Lisa Marie gibi uyuşturucu bağımlılığının pençesinde olduğu biliniyordu. bu korkunç ölümün ardından oğlunun babası, eski eşi Danny Keough, Lisa Marie’nin yanına taşınacak ve eski çift oğullarının ardından yaşadıkları acıyı birlikte unutmaya çalışacaktı.
OĞLU 27 YAŞINDA İNTİHAR ETTİ
Lisa Marie Presley, oğlu Benjamin'in zamansız ölümüyle ilgili 'amansız kederini' paylaşan bir makale kaleme aldı. Bu makale Ağustos 2022’de yani Lisa Marie’nin kendi ölümünden sadece 5 ay önce kaleme alındı. Bu korkunç tesadüf de Presley ailesinin üzerinden bir türlü kalkmayan kara bulutların ve talihsizliğin işareti sayıldı. Kaleme aldığı duygusal yazıda Presley, çocukları intihar ederek ölen diğer insanların ebeveynlerinden uzak durduğunu itiraf etti, bu onu rahatsız ediyor gibiydi. “Hayatımda birkaç kez çocuklarını kaybeden ebeveynlerle tanıştığımı hatırlıyorum. Bu olduğunda onların yanında olabilsem de sonrasında onlardan kaçtım. Çünkü tam anlamıyla en büyük korkumun bir temsilci oldular.” demişti.
“Ayrıca kendimi hiç hesaba katmadan onları yargıladım. Onların ebeveynlik konusunda yanlış yaptığı ve çocuklarının ölümüne neden olan şeyleri yapmayacağıma yemin ettim.” Bu satırları yazan kadın yaptığı büyük hayatı anlamıştı. Kendi oğlunun başına gelmeyeceğini düşündüğü şeyler hayatının en büyük acısı olmuştu. Sonra da acısını kâğıda döktüğünde bu hatasını açık yüreklilikle kabul etti.
Lisa Marie, oğlunun ölümünün hayatının geri kalanında ona hiç bitmeyen bir acı verdiği söylemişti. Kendisinin de bu ölümden sonra çok az yaşayacağını belki de hiç hesaba katmamıştı. “Acımın korkunç gerçekliğinden kaçamadım. Ve oğlum öldüğünden beri zaten ben de ölüyüm” demişti.
Lisa Marie’nin ölümünü duyuran annesi Priscilla Presley, hastaneden çıkıp güçlükle ayakta dururken yaptığı açıklamada kızından “Tanıdığım en tutkulu, güçlü ve sevgi dolu kadındı. Bu derin kayıpla başa çıkmaya çalışırken mahremiyet istiyoruz” diyecekti. Ancak bu hayat dolu kadın zaten 2020’de ölmüş, hayatının kalan kısa kısmını bir ölü gibi geçirmişti.
Üstelik Lisa Marie’nin oğlu Benjamin annesine Elvis Presley’yi hatırlatıyordu. “Oğlumun babama olan aşırı benzerliği beni korkutmuştu” diyecekti. Tıpkı dedesi Elvis gibi Benjamin de uyuşturucu batağına düşecek ve ömrü kısa olacaktı. Bu ölümü atlatamamasının en büyük sebebi Lisa Marie’nin kendini sorumlu tutmasıydı aslında. Oğlu Benjamin’in intihar etmesinden kendini sorumlu ttut; bu suçluluk duygusu onu yiyip bitirdi.
Benjamin'in ölümünün ardından müzisyen arkadaşı Brandon Howard, onun yıllardır depresyonla yaşadığını ve aynı zamanda ünlü dedesi kadar başarılı olma beklentilerinin ağırlığını hissettiğini söyledi. Benjamin tüm bu depresyon ve hayal kırıklığını yaşarken bir de koronavirüs salgını başlamış, evine kapanan genç adam içine düştüğü bunalımda daha çok gömülmüştü. Aslında Lisa Marie belki de kaygılarında haklıydı.
Benjamin bu ünlü ailenin ferdi olmayı, dedesi, anneannesi ve annesi gibi başarılar ortaya koyamamasının baskısını hep üzerinde hissetmişti. Üstelik tıpkı Elvis ve Lisa Marie gibi uyuşturucu bağımlısı olmuştu ve yaşadığı derin depresyon yüzünden bu beladan kurtulamamıştı. Hiç kimse içine doğduğu aileyi seçemez. Benjamin de üzerinde lanet dolaşan bu ailenin ferdi olmayı kendi seçmedi. Ama bu soyadı ve aile bağları onun felaketini hızlandıran sebepler oldu.
Lisa Marie de “Yas size bırakan bir şey değil. Üzerinden zaman geçince unutursunuz sandığınız hiçbir şey unutulmuyor.” diyerek tarif ettiği evlat acısı için kendini suçlamıştı. Lisa Marie bu soyadını taşıyor olmasaydı oğlu hayatta olacaktı. Ya da belki kendisi uyuşturucu batağına düşmese oğlunu bu kaderden koruyabilecekti. Ama hayat bu aileye şan, şöhret, servet ve daha bir sürü güzellikler bahşederken aslında ellerinden en değerli varlıklarını da almıştı. Lanetin son halkası Lisa Marie oldu. Geriye acılı annesi Priscilla, üç evladı, hâlâ hayatta olan eski eşleri ve gözü yaşlı hayranlarını bıraktı…