Güncelleme Tarihi:
Bazen trafikteki son durumu dinliyoruz, bazen gündemi takip ediyoruz bazense en sevdiğimiz şarkıyı duyduğumuz anda müziğin sesini yükseltip olduğumuz yerde kıpırdanmaya başlıyoruz. 90’lı yılların başında özel radyoculuğun hayatımıza girmesiyle beraber radyoların sayısı arttı. Nostaljik görünen iletişim araçlarından olan radyo da aslında kendini güncelliyor. Demirören Medya Müzik Kanalları ve Radyolar Genel Yayın Yönetmeni Fatih Uslu’yla stüdyosunda buluştuk; 30’uncu yaşını yeni kutladıkları Radyo D’yi, radyoculuğu konuştuk: “İçerik hep olmalı yoksa sadece bir müzik kutusundan ibaret oluruz.”
Radyoculuğa nasıl başladınız?
Evde hep radyo dinlerdik ailemle beraber. Evde radyo kültürü olduğu için bir aşinalığım vardı. Abimin de ilgisi vardı, bir yaz tatilinde memleketimiz Kastamonu’ya gittiğimizde köyümüzde vericiyle yayın denemesi yaptık. Herkes çok sevdi, televizyonu unuttular. Köy halkı bağlanıyor, muhtar arıyor, sorunlar dile getiriliyor, açık oturumlar yapılıyor, eğleniliyor, şarkılar söyleniyor... 1999’da üniversiteye başladım. Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde radyo televizyon bölümü o sene radyo kurdu. Sınava girdim,
13 kişi seçtiler. Üniversite boyunca radyoda çalıştım.
Yıllarca ünlü isimleri programınıza konuk ettiniz. Sizi şaşırtan isimler oldu mu?
Burcu Güneş mesela. Sert mizaçlı bir kadın. Yayında onu nasıl memnun edeceğiz diye şüpheye kapılmıştım. O kadar cana yakındı ki... Emre Altuğ 45 dakikalık yayına gelmişti, yayın
1 saat 15 dakika sürdü. Ağırlamak istediğimiz çok isim var. Tarkan inşallah bir gün gelir (gülüyor). Efsane isimleri ağırlamak bizi çok mutlu ediyor. 90’ların isimleri mesela. Aşkın Nur Yengi fanıydım, yıllar sonra onu konuk alacağım aklıma gelmezdi.
Radyo en çok nereden dinleniyor?
Araştırmalara bakıyoruz, ilk yanıt genelde ‘arabada’ oluyor. Yüzde 60’tan fazlası arabada dinliyor. Drive Time diye bir yayın akışı vardır. Sabah ve akşam okula, işe gidiş-dönüş saatlerini kapsar. Bu saatler en çok dinlenen saatler olarak lanse edilir. Şimdi o saatler de değişti, çünkü artık günün her saati trafik var. Bu durum radyonun dinlenme oranının artmasına yarıyor. Evde dinleyenlerse en çok mutfakta yemek yaparken açıyor radyoyu.
Podcast’ler radyolarla kıyaslanıyor, sizce radyonun yerini alır mı?
Dijital radyoculuk diyorum podcast yayıncılığına. Yerini alır mı? Alamaz. Radyo, 24 saatlik bir akış üzerine programlanmış bir mecra. Bir olay oluyor, anlık tepkisini yayına veriyoruz. Radyo bitmez, podcast bu program zenginliğini güçlendirir. Podcast programlarına bakıyoruz, en çok girişimcilik, psikolojik içerikler tıklanıyor. Radyolar bu içerikleri bünyesine adapte edebilir.
Şimdilerin yeni istek parça starları kimler?
Eskilere hep bir ilgi var. Son zamanlarda Mela Bedel ve Dedublüman eski şarkıları günümüze taşıyor, kendi şarkıları da var tabii. Arabeski harmanlayan isimler var, onlar ilgi görüyor. Semicenk liste başına kadar çıkıyor. Simge, Selin Geçit, Melike Şahin son dönemin parlayanları. Emre Fel, Aleyna Tilki, Edis, Melis Fis çok başarılı.
Dinleme listelerinin en başında rap’çileri görüyoruz. Bu radyolar için geçerli mi?
Hayır, benim yaram bu. Listelerin başında rap şarkılar oluyor, sanıyorlar ki her yerde bu şarkılar çalıyor. Tamamen yanlış algı, mecraya özgü bir şey o. O anki algoritma nasıl bilmiyoruz, belki saatlik bir algoritma bu. Mesela TikTok diye bir sosyal medya mecrası var, orada bazı şarkılar viral oluyor. Sonra bize de yansıyor “Şu şarkı bir numara olmuş, bunu çalmalısınız” diye. Bakıyorsunuz şarkıya, kitlemizle alakası yok. Viral olmuş diye bir şarkıyı çalarsak gerçek radyo dinleyicisini kaçırır, onlara saygısızlık etmiş oluruz. Radyoda çalan şarkı genele hitap etmeli, herkesi yakalamalı. Müzik sektörünü domine etmesi gereken mecra radyodur. İyi müziği dinleyiciye sevdirip hit yapan mecra her zaman için radyo olmalı.
‘Dijital tarafta daha aktif olacağız’
Radyo D, 30’uncu yaşını kutladı. Yenilikler, projeler var mı?
30’uncu yaşımız için şöyle bir motto oluşturduk; geçen sene sloganımızı değiştirip “Hayatın içinde her zaman seninle” dedik. Radyo insanın hayatına dokunan bir mecra, o yüzden sloganımızda müzik ibaresini kullanmadık. Biz hep hayatın içindeyiz, canlı yayın aracımızla birçok yerden yayın yapıyoruz. Doğal afetlerde bölgeye gidiyoruz, spor müsabakalarına gidiyoruz, konserlere, festivallere... Logomuz değişti, yeni trend renkleri kullandık. “Radyonun geleceğine göz kırpıyoruz” dedik. Dijital dünyada daha çok var olmak istiyoruz. Stüdyo D programını yıllardır yapıyoruz ama sadece podcast olarak internet sitemize yüklüyorduk. Şimdi platformlara sesleri podcast olarak yüklüyoruz. Stüdyodaki içerikleri profesyonel kameralarla çekip YouTube’a koymaya başladık. Yeni yaşımızda dijital tarafta daha aktif olacağız.