‘Gençlerin yaptığı işlerin iyi olduğunun kanıtlandığı bir dönemdeyiz, bu desteklenmeli’

Güncelleme Tarihi:

‘Gençlerin yaptığı işlerin iyi olduğunun kanıtlandığı bir dönemdeyiz, bu desteklenmeli’
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 31, 2025 07:00

PSM Atölye’nin sahnelenen ilk oyunu ‘Kısık Ateşte Düdüklü Tencere’ sezonun en çok beğenilen oyunlarından biri oldu. Profesyonel mutfakların gergin ortamını, hayatın sıkışmışlığını perdeye taşıyan oyunun en genç oyuncusu Ferhat Teymur’la kuliste buluştuk; tiyatro yolculuğunu, oyunu ve hayallerini konuştuk: “Genç olduğum için kendimi ispatlamam gerekiyor gibi bir baskı hissetmedim.”

Haberin Devamı

Ferhat Teymur 23 yaşında. 15 yaşından beri tiyatro yapıyor; konservatuvarda son senesi... ‘Kısık Ateşte Düdüklü Tencere’ onun sahnedeki ikinci, ana rolde olduğu ilk oyunu. Sahne arkasını da deneyimlemek isteyen ve Zorlu PSM’nin yönetmenlik atölyesinde eğitim alan Teymur, yardımcı şef Yusuf rolünde olduğu ‘Kısık Ateşte Düdüklü Tencere’ için “Mutfak teması üzerinden ilerlese de aslında sıkışmışlığı anlatan bir oyun... Hepimiz, hayatın içinde yapmamız gereken birtakım görev ve sorumlulukları tamamlamaya çalışıyoruz. Bize atfedilen kimliklerde ya da mesleklerde var olmaya çalışıyoruz. Hikâye de burada başlıyor” diyor.

Tiyatroya ilginiz nasıl başladı?

Küçüklükten beri sanatın birçok dalıyla ilgilendim. Karikatüre ilgim var, çocukluk hayalim animasyon çizeri olmaktı. Yıllar yazarak, çizerek, kurgulayarak geçti. Lisede tiyatro kazanınca ibrem tamamen tiyatroya döndü.

Haberin Devamı

‘Kısık Ateşte Düdüklü Tencere’de rol almak nasıl bir deneyim oldu?

Benim için oyunun manevi bir önemi var. Çocuk yaşlarda çalışmaya başladım. Daha önce hizmet sektöründe ve mutfakta çalıştım. Restoranlardaki ‘alt-üst’ ilişkisine hâkimim. Oradaki sınıfsal çizgiyi çok küçük yaşlarda gördüm. O yüzden bu oyunda oynamak beni bambaşka bir yerden de iyi
hissettiriyor.

‘Gençlerin yaptığı işlerin iyi olduğunun kanıtlandığı bir dönemdeyiz, bu desteklenmeli’

Zorlu’nun sahnesinde yer verdiği en genç ekibin en genç üyesisiniz...

Ekibin içinde en küçük gibi hiç hissetmedim, hissettirmediler. Genç olduğum için kendimi ispatlamam gerekiyor gibi bir baskı da hissetmedim. Profesyonel bir iş yapıyor olmanın getirdiği sorumluluk ve heyecan vardı ama ekip bu konuda bana çok destek oldu. Zorlu’nun genç bir isme, genç bir ekibe alan açması da çok değerli. Kendi prodüksiyonunu oluşturması, gençlere güvenmesi umut verici. Bu yaklaşım diğer büyük yapımlara da örnek olmalı. Gençlerin yaptığı işlerin iyi olduğunun kanıtlandığı bir dönemdeyiz. Bu, gözle görülebilir bir gerçek ve desteklenmeli.

Haberin Devamı

Canlandırdığın karakter, Yusuf nasıl biri? Benziyor musunuz?

Yusuf’un oyun boyunca çok doğru noktalara değindiği yerler var. Ama rahat ve sürekli espri yapan biri olduğu için bu onu çok ciddiye alınmayan bir karaktere dönüştürüyor. Benimle en çok benzeyen noktasıysa müzik zevki.

Hazırlık süreçleri nasıldı?

Uzun ama dengeli bir süreç geçirdik. Oyunu sahnelemeden önce 30 prova aldık.

Gündelik hayatta mutfağa giren biri misiniz?

Mutfakla aram iyidir. Daha önce mutfakta çalışmışlığım da var.

İlerisi için ne düşünüyorsunuz?

Sınır koymak istemem ama kendimi en çok reji yaparken iyi hissediyorum. Yönetmenlik ağır basıyor. Tiyatroda farklı formlar beni heyecanlandırıyor, bu yolda ilerlemek istiyorum.

Haberin Devamı

‘Gençlerin yaptığı işlerin iyi olduğunun kanıtlandığı bir dönemdeyiz, bu desteklenmeli’

 

OYUNA DAİR...

Emir Taha Sarı’nın kaleme aldığı, İrem Kalaycıoğlu’nun yönettiği, Aylin Alıveren’in dramaturjisini üstlendiği ‘Kısık Ateşte Düdüklü Tencere’nin oyuncu kadrosunda Emre Yıldızlar, İlyas Özçakır, Gül Doğa Selvi, Ferhat Teymur, Onur Akbay ve Yusuf Sarıaslan var.

Oyunun asıl kahramanı Bekir ve Bekir’in başı bir yumurtayla belada! Şef olarak çalıştığı restorana çok önemli ‘beyefendi’ ziyarete geliyor ve Bekir’den ‘aynı babasının yaptığı gibi’ bir yumurta yapmasını istiyor. Bekir’in hikâyesi burada başlıyor. İzleyiciye ‘Kader aileden gelen bir miras mıdır?’, ‘ Doğduktan sonra küçülebilir mi insan?’, ‘Sonsuz bir uyku insanı dinlendirir mi?’, ‘İnsan hiç tanımadığı bir kişiye benzer mi?’ gibi sorular sorduran oyunun sonu da farklı yorumlara açık.

 

Haberin Devamı

‘HER ŞEYİ BİR MUTFAĞIN İÇİNDE RESMETTİK’

‘Kısık Ateşte Düdüklü Tencere’nin dramaturgu ve Zorlu PSM Atölye’nin eğitmeni Aylin Alıveren de sorularımızı yanıtladı.

Oyunu nasıl şekillendirdiniz?

Oyun tek mekânda geçiyor olsa da Bekir’in rüyaları ve kâbuslarıyla bezeli bir hikâye bu. Onun bu kâbuslarını, annesi ve babasıyla yüzleşmelerini, çocukluğunu ve onu bugün bu ülkede depresyona sokan herkesi, her şeyi bir mutfağın içinde resmettik.

Oyun temposuyla da öne çıkıyor. Bu ritmi belirlerken neleri göz önüne aldınız?

Oyunun ritmi ve temposu mutfağın hızıyla koşut. Bekir ne kadar depresyonda olsa da yumurta bekleyen bir beyefendi var. Düdüklü tenceredeki hava da sıkıştıkça sıkışıyor.

Haberin Devamı

Genç bir ekiple çalışmak dramaturji açısından farklılık yarattı mı?

Tüm ekip tiyatro konusunda bir vizyonu, hayalleri olan kişilerden oluşuyor. Birbirimizin dilinden anlıyoruz. Birbirimizi geliştirdik diye düşünüyorum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!