Güncelleme Tarihi:
Emin olun bu sene adını çok daha sık duyacaksınız. Mabel Matiz imzalı birbirinden iddialı şarkıları dinleyiciyle buluşmak için gün sayıyor. Ses tonu sizi 90’lardan özlediğimiz pop dünyasına ışınlıyor. Onunla Arnavutköy’de buluşuyoruz. Kısa süre önce bir kaza geçirmiş, bacağında bandajlar var. Ama mart ayı içinde çıkacak ilk albümü için heyecanı o kadar yüksek ki hiç buna takılmıyor. Hem cool, hem cana yakın ve dobra bir duruşu var; anlatmak kadar dinlemeyi de seviyor, “Bütün arkadaşlarımın terapistiyimdir, hoşgörü dünyama hoşgeldin. Yargı yok, sıfır” diyor.
◊ Yakında çıkacak yeni albümünün adı ‘Bir Yol Bu’. Senin yolun nasıldı?
İlk gününden son gününe kadar yaşadıklarımı şükranla kabul ettiğim bir yoldu. Güzel ve sevginin yaşandığı bir aile ortamım vardı. Çorumluyum. Klasik bir ailem var. Annem ev hanımı, babam market işletiyordu. Ben üç kardeşin ortancasıyım.
◊ Hiç müzisyen yok muydu ailede?
Yok. Ama eğlenceli bir aileydi. Mesela yemekten sonra herkes masadan kalkardı, annem bana Yeşilçam filmlerinin şarkılarını öğretirdi. Sesi yoktu ama sorsan babam da annem de yeteneğimi onlardan almışım gibi anlatırlar. İlkokulda tabii her şeye parmak kaldırıp şarkı söyleyen, şiir yazan, okuyan, taklit yapan bendim. Hep alkışımı topladım, hep ilgi çektim. Ön planda olmayı seviyordum.
◊ O zaman senin yolun aslında dikkat çekme tutkusuyla mı başladı?
O zamanlar benim için önemli olan izlenmek ve takdir görmekti.
◊ Bu takdir görme sevdası müziğe nasıl evrildi?
Aile çok önemli, “Sus, biraz sessiz ol” diyen bir ailem olsaydı belki kendimi keşfedemeyebilirdim. Ama bir gün Emma Shapplin taklidi yaparken babam şaşırdı ve “Bir saniye, bu sesi nasıl çıkarıyorsun” dedi. Müziğe yeteneğim aslında orada ortaya çıktı. Lisede şehrimize güzel sanatlar lisesi açıldı ve oraya başladım.
◊ Ama aslında dansöz olmak istediğini duydum...
Evet, çocukken çok isterdim. Pazar günleri televizyona dansöz çıkardı, ben de ışıltılı kıyafetler giymeyi çok severdim. Bu yine sahne tutkusuyla ilgili sanırım. Terazi burcuyum, bunun burcumla ilgisi olduğunu da söylerler. O yaşta anneme makyaj yapardım. “Makyaj yapmazsan veli toplantısına gelemezsin” derdim. Son birkaç senede bunu yendim ama yine de makyajsız değilim farkındaysan (gülüyor).
◊ İstanbul maceran nasıl başladı?
İstanbul’a çok geç geldim. Çünkü liseden sonra Bolu’da müzik öğretmenliği okudum. Gerçi bitirmedim, annem bunu söylememi istemiyor, “Altını çok çizme” diyor.
◊ Ve bunu başlık atarmışız, “Okulu bitirmedim” diye...
Hayıırrr (gülüyor)! Gerçi annem şokun en büyüğünü yaşar ve biter, rahatlar. Okula başladıktan sonra sahneye başlamıştım. Bir süre sonra hem maddi olarak kendi ayaklarımın üstünde durmaya hem de okul şartlarına ayak uyduramayacak çalışma saatlerine sahiptim. Abant’ta da sahne aldım. Soruna gelirsem de İstanbul’a tiyatro okumak için geldim ve Haliç Üniversitesi Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’ne girdim.
◊ O nereden çıktı?
İçimde hep ukdeydi. Kardeşim tiyatro okumaya heveslenince “Ben niye okumuyorum” dedim. Bu arada Bursa’ya taşınmıştık, Bursa’da sahnemi yapıp İstanbul’a tiyatro okumaya geliyordum. Ama bir kimlik karmaşası yaşıyorsun; sahnede bir queen’lik (kraliçelik) hali varken tiyatro okurken hiç kimse olmam gerekiyordu. Orada bocaladım ve istediğim gibi bir oyuncu hiçbir zaman olmadım ama iyi bir izleyici oldum. 2017’de doğum günümde çok sevdiğim bir dostum aradı ve Arnavutköy’deki bir mekânda çıkmamı teklif etti. Az kişi alıyordu ama bütün İstanbul oraya girmeye çalışıyordu. İzdiham olurdu bazen. Kendimi çok özgür hissettiğim bir yerdi.
◊ Bu hikâyede hiç tökezlemeler, sıkıntılar, acılar yok mu?
Yok ama geçenlerde biri “Şu an anlattıkların aslında zor şeyler, sana zor gelmediği için öyle hissediyorsun” dedi. Bir de ben kötü şeyleri çok hatırlamıyorum galiba.
‘PRENSES ERKEKLERLE OLMAZ’
◊ Sahne bir görsel işi, sen görseline ne kadar güveniyorsun?
Kendimi beğeniyorum. Ama sahne görseli dediğimde aklıma sadece güzel bir kadın gelmiyor. Bence izlenebilir biriyim.
◊ Seksi misin sence?
Arzulanabilecek bir kadınım. Herkes seksapaliteyi başka bir yerden alıyor. Benim açık ya da kapalı giyinmek gibi kriterlerim yok; çok açık giyinirsiniz, hiç seksi olmazsınız. Ki çok kaygı, çok çabayla yapılan birçok şey bazen komik görünebiliyor. Benim ne seksi olmak ne de seksi olmamak gibi bir çabam var ama bir süre seksapaliteyi ön plana çıkarmayı düşünmüyorum, müziğimin önüne geçsin istemem.
◊ Peki, bu arzulanan kadın nasıl bir adamı arzular?
Çok klişe ama dürüst ve kendini düzgün ifade edebilen biri. Eskiden birçok insanın çirkin bulduğu adamları beğeniyordum, böyle çirkin güzellik vardır ya... Ama kendini ifade edemeyen şu prenses erkeklerle olmaz. Bir insan kendini yetiştirmiş olsun, iyi ifade etsin istiyorum, bundan daha seksi bir şey yok. Temiz bir cildi olsun, temiz adam seviyorum, eğlenceli de olsun...
◊ Ne çok şey saydın, çok zor...
Neden bu kadar şey saydım biliyor musun, çünkü tek başıma o kadar tamamım ki, konforumu bir şey için bozacaksam değsin.
‘GÖZÜMÜ BİR YERLERE DİKMEDİM’
◊ Son iki yılda teklilerin oldu. 38 yaşındasın. Şöhret için geç kaldığını düşünüyor musun?
Şu an geç kalınmışlığı fark edecek kadar şöhreti yaşamıyorum açıkçası. Bir de hiç şöhret olma hayali kurmadım, bana şarkı söylemek ve yaptıklarım yetti. Gözümü bir yerlere dikmedim. Sonra bir gün, bir anda “Çoğalayım, yayılayım, zamanı geldi, artık daha çok insana şarkı söyleyeceğim, daha çok çığlık duyacağım, daha çok ışık ve müzisyen olacak” dedim.
◊ Neydi seni harekete geçiren?
Türkçe poptan çok razı değildim bir dönem. Kendimi orada görmüyordum. Gidişat, sound’lar hoşuma gitmiyordu. Türkçe popta güzel şeyler olmaya başlaması sanırım beni etkiledi. Bir de galiba Mabel’in (Matiz) bunda etkisi var, onu çok beğeniyordum.
◊ Mabel’le yolunuz nasıl kesişti?
“Mabel Bey sizi çok severek dinliyorum, şarkı sözlerinizde kendimi buluyorum. Siz de isterseniz birkaç şarkınızı bana dinletir misiniz” diye kapısını çalmak istiyordum. Bundan bir arkadaşıma bahsettim. Gerçekten bilmiyordum, meğer Mabel’i tanıyormuş. Arkadaşım benden önce ona YouTube’daki birkaç kaydımı dinletmiş. Mabel’in de hoşuna gitmiş, buluştuk. Repertuvarımdan etkilendi, sesimi de sevmiş ve kendine uygun bulmuş demek.
◊ Albümde kimlerin imzası var?
12 şarkı olacak. 11’i Mabel’e ait. Bir şarkıyı Mete Özgencil’le yaptılar. Bir de cover var.
◊ Bu albümün derdi ne?
İçinde çok duygu olan bir albüm. Acının sitemle kavrulmuş hali olan birkaç şarkımızın yanında hareketli şarkılar da var. Mabel sağ olsun bana kocaman bir dünya açtı.
◊ Sence neden senin albümünü dinleyelim?
Öncelikle derli toplu bir albüm. Büyük şeyler söylemek istemiyorum ama müzik dinleyicisi olarak gerçekten uzun yıllardır böyle bir albüm dinlemeyi bekliyordum. Teknolojiyi yakalamaya çalışan değil, şarkıya hizmet eden düzenlemeler, temiz temiz, güzel çalınmış, güzel düşünülmüş ve yürekten yapılmış şarkılar var.
‘TÜM VARLIĞIMI ORTAYA KOYUYORUM’
◊ Albümden ilk klip şarkın ‘Vaktimiz Dar Sevgilim’ olacak...
Şarkıda yine güçlü bir kadın ve güçlü bir sound var. Mabel yeni evime taşındığımda ziyarete gelmişti, bana o zaman dinletti ve bağıra bağıra söyledik.
◊ Hiç “Vaktimiz dar sevgilim” dediğin oldu mu?
Tabii, ben çok aceleciyim, bu albüm süreci bana sabrı öğretti.
◊ Aşk hayatında neler oluyor bu arada?
Ben aşk kadınıyım. Aşk bana meslek hayatımda hiç engel olmadı, hep besledi.
◊ Seni birçok kişi yeni tanıyacak. Nasıl anlatırsın kısaca kendini?
Ben aslında gördüğün o cool kadın değilim.
◊ Güzelmiş...
Ben bütün arkadaşlarımın terapistiyimdir, hoşgörü dünyama hoşgeldin. Yargı yok, sıfır. Ve kalbimi açarım. Özelim yoktur, sır tutmadığım için başıma da hiçbir şey gelmemiştir çünkü özeliniz olmadığında zarara da açık olmuyorsunuz.
◊ Senden popstar olur mu?
Popstarın tanımını açmamız lazım. Benim popstarlık tanımımda sahneyi dolduran, binlerce kişiyi sus pus etkisi altına alan ve Türk müziğini yönlendiren veya arkadan gelecek nesle hayal kurma imkânı veren kişiler var. Böyle bakınca evet, benden tabii bir popstar olur.
◊ Yıllardır sahneye çıkıyorsun. İyi sahnenin sırrı ne?
Bir kere sahneyi paylaştığım müzisyenlerin o sahneye çok severek gelmesini çok önemsiyorum. Sonra kendimi, tüm varlığımı ortaya koyuyorum. Potansiyelinizi gerçekleştirmelisiniz.
‘KENDİ İÇ DÜNYASINDA YAŞAYAN BİRİYİM’
◊ Şu an pop dünyasını nasıl buluyorsun?
Çok iyi buluyorum, çok güzel sesler, çok güzel hikâyeler yazılıyor. Bir ara kafalar karışmıştı, değişik bir şeyler yapmaya çalışırken, biraz müziğin samimiyetinden uzaklaşıldığı zamanlar oldu.
◊ Seni müzik dünyasında en rahatsız eden ne?
Beni bir şey rahatsız etmiyor, 10 kişi de 20 kişi de dinlese, şarkı söylemek isteyen herkes şarkı söylesin.
◊ Artık müzik yarışında olacaksın, diğer isimlerle kıyaslanmaktan korkuyor musun?
Hiç korkmuyorum. Ben bu dünyaya atlıyorum, bakalım ne gelirse. Benim hiçbir zaman başkalarıyla işim olmuyor, hep kendi iç dünyasında yaşayan biriyim. Zaten çok sosyal kelebek de değilim.