Güncelleme Tarihi:
ıllar sonra yeniden söyleşi için buluşuyoruz. Her zamanki gibi çok kibar. Hiç sinirlenmezmiş gibi bir havası var. Aradan geçen zamanda evlendi ve iki çocuğu oldu. Babalık ona yaramış, çok iyi görünüyor. Çocuklarının fotoğraflarını telefonundan gözleri parlayarak gösteriyor. Bu sırada tam gaz şarkı üretmeye de devam ediyor. Yeni şarkısından başlayarak dalıyoruz muhabbete.
◊ ‘Dönemem Ona’ çıktı. Hikâyesi nedir?
Fırsat buldukça evde oğlum Hasan’la piyanonun başına oturuyoruz. Dikkatini çekmek için melodiler bulmaya çalışıyorum. O an aklıma ‘Dönemem Ona’nın nakaratı geldi. Hatta telefonuma kayıt yaparken Hasan Matias’ın da sesi duyuluyordu.
◊ Peki, sence kime ve neden dönülmez?
Sizi sıradanlaştıran, başka biri tarafından değersizleştirilmiş ve bunu kabul etmiş birine dönülmez. Çünkü herkes elinde ne varsa onu paylaşır.
◊ Senin “Dönemem ona” dediğin zamanlar, ilişkiler oldu mu?
Olmaz mı, tabii oldu. Zaten çok yoğun hislerine, duygularına rağmen dönmemeyi başarıyorsan mevsim değişiyor demektir.
◊ Beş sene önce Madelein Lopez Camelo ile evlendin. Eşin nereli?
Kolombiyalı.
◊ Nasıl yolunuz kesişti?
Eşimle ‘Tarifi Zor’ şarkısının klip çekiminde tanıştık. Benimle tanışmadan önce iki yıldır Türkiye’de yaşıyormuş. İlişkimiz klibin hemen ardından başlamadı. Sanırım benim ciddi bir ilişki atmosferine girmem iyice zorlaşmıştı. Yani bana pek mümkün görünmüyordu. Ama eşim o kadar iyi geldi ki... Beni yaralarımla, berelerimle sevdi. İki çocuğumuz oldu. Allah isteyen herkese sağlıklı, sıhhatli bir şekilde çocuk sahibi olmayı nasip etsin inşallah.
◊ Eşinle farklı kültürlerdensiniz. Bu ilişkinizi nasıl etkiliyor?
Eşimin kültürüne ve inancına olan bağlılığı çok özel ve deneyimleyen açısından çok keyifli. Bazen kısa süreli birbirimizi anlamadığımız anlar oluyor tabii. Ama çocuklarıma ve ailemize olan bağlılığı en önem verdiğim yönü diyebilirim. Onun anadili İspanyolca. Aramızda İngilizce konuşarak anlaşmamıza rağmen iyi idare ettiğimizi düşünüyorum.
◊ Geçen aylarda ikinci kez baba oldun. Tebrikler. Çocukların Hasan Matias ve Ali Gabriel hayatında neleri değiştirdi?
Değiştirmediği yer kaldı mı diye iyice düşünmem gerekiyor. Mesela benim bir baba olarak sorumluluklarımın kendime olan kişisel görevlerimden önce geldiğini öğrendim. Artık bu bilgiye göre sıralıyorum önceliklerimi. Yani önce ailem, sonra ben.
◊ İsimlere nasıl karar verdiniz?
İlk oğluma babamın adını vermek istedim. İkinci oğluma da dedemin adını verdik. Eşim de İspanyolca isimlerden sorumlu. Matias Allah’ın hediyesi anlamına geliyor. Gabriel de bildiğimiz üzere Cebrail melek. Eşimin kültürü ve ülkesi için de çok kıymetli isimler. Sağlıklı, huzur, sevgi dolu ömürleri olsun aslanlarımın.
◊ Şarkılarında bu kadar aşkı anlatan biri olarak şimdilerde aşk tanımın ne?
Ben hâlâ aşk ne yapar ne eder, bir yolunu bulur diye düşünüyorum. Ama sanırım bu dönem biraz bizim için kıymeti azalmış gibi görünüyor.
◊ Neden?
Çünkü insanları olduğu gibi kabul etmek yerine onların kendilerini değiştirmelerine vesile oluyoruz. İlişkinin kimyası değişmiş oluyor diye düşünüyorum. Hatta bazı konular biz müdahale edene kadar yolunda gidiyor. Çok büyük ihtimalle ilişkimizi daha iyi bir versiyona dönüştürmek amacını taşıyoruz ama aslında bozuyoruz.
‘Popstarlık derdime derman olan bir tanımlama değil’
◊ Önce Yıldız Teknik Üniversite-
si’nde iktisat okuyorsun. Ardından aynı okulda klasik gitar bölümüne geçip mezun oluyorsun. İktisat okurken müzik nereden çıkıyor?
Mersin’den İstanbul’a geliş biletimi Yıldız Teknik Üniversitesi İktisat Bölümü aldı diyebilirim. Orada okurken Muzaffer Çorlu’dan klasik gitar dersleri almaya başladım. Ve iktisat bölümünü bırakıp klasik gitar bölümünün sınavlarına hazırlandım. Sınavlarda başarılı olunca Sanat Tasarım Fakültesi’ne geçiş yaptım.
◊ Magazinden uzak, daha sakin bir şöhreti seçtin. Bu senin kararın mıydı?
Evet, kalbimin kararıydı. Şarkılarımla dünyada dilimizi konuşabilen her kişinin kalbine ulaşmaktan daha büyük bir hayalim yok.
◊ Sence sen popstar mısın?
O kavramı bazı isimlere ben de çok yakıştırıyorum. Ama benim derdime derman olan bir tanımlama değil diyebilirim.
◊ Artık herkes senin şarkılarını ve tarzını biliyor ama sen kendi müzik tarzını nasıl anlatırsın?
Üniversite eğitimim sırasında çok kıymetli öğretmenim rahmetli Oruç Aruoba’ya buna benzer bir soru sorma şansım olmuştu. Soru şöyleydi: “Hocam, ben yazdığım şarkıları ya da bunları yazma biçimimi nasıl tanımlamalıyım?” Cevap olarak sevgili hocam şöyle demişti: “Bir üretici, üretimleriyle ilgili fikirlerini ya da görüşlerini, yaptığı üretimin hamuruna yerleştirir. Eserleriyle ilgili yorum yapmak ya da görüş bildirmek onun görevi de haddi de değildir.”
◊ Yeni nesilden beğendiğin isimler kimler?
Aleyna, Semicenk, Sefo, Ati242, Blok3, Melis Fis ve isimlerini saymadığım birçok yeni ve başarılı genç var.
‘İnsanlar artık çok daha zor anlaşabiliyorlar’
◊ Kliplerinde genelde arabalarla birliktesin. Arabalarla ilgili bir derdin mi var?
Klasik araçlara hayranım, bu sebeple kliplerimde modeller yerine klasik araçlar kullanıyorum. Ama biraz üst üste denk gelmiş olabilir, haklısın. Seviyorum,ne yapayım?
◊ Güzel görünüyor zaten... 24 yıldır şarkılarınla hayatımızdasın. Şu an müzik dünyasına dair eleştirilerin neler?
Hiçbir eleştirim yok. Kimsenin kimseye nasıl üretilmesi gerektiğini söyleme hakkı olduğunu düşünmüyorum. Önemli olan üretimin devam ediyor olması. Ve gençlerin üretim konusunda çok hızlı bir gelişim içerisinde olduklarına inanıyorum. Canı gönülden bütün genç müzisyenleri ve genç üreticileri destekliyorum.
◊ Birçok hite imza attın. Ama günümüzde yeni çıkan şarkılar arasında hit bulmak çok zor. Birçoğu hızla unutuluyor, tükeniyor... Neden artık eskisi kadar hit çıkmıyor?
Bu şarkıların problemi değil aslında. Bence insanlar arasındaki iletişimsizlikle doğru orantılı bir sorun.
Yani insanlar artık çok daha zor anlaşabiliyorlar diyebilirim. Bence anlaşamadığımız konu şarkılar değil, beklentiler.
◊ Sen müziğin sosyal medya ve dijital platformlar olmadığı dönemlerini de biliyorsun. Baktığında sosyal medya devrinde şarkıları tanıtmak daha mı kolay, yoksa yeni neslin işi daha mı zor?
Her neslin şartları kendi potansiyellerine ve dönem koşullarına göre değişim gösteriyor. Benim kariyerime başladığım şartlarla şu an yeni başlayan birinin şartları mukayese edilemiyor. Kendini eski jenerasyonlara göre daha rahat ifade edebilen milyonlarca sesin arasından sesimizi, şarkımızı duyurmaya çalışıyoruz. Yayılım oranımız ve bunun hızı inanılmaz arttı. Bir şarkının yayımlanma süreci de eskiye göre çok daha basitleşti. Bir dönem ayda belki yüz adet yeni albüm yayımlanıyordu. Şimdi günde belki bin adet yeni şarkı yayımlanıyor. Artık çok daha fazla yeni şarkı arasından sesimizi duyurmamız gerektiği de bir gerçek. Yani yeni kolaylıklar yanında yeni zorlukları da getiriyor. Ama şartlar ne olursa olsun yine her savaştan güçlü bir şarkı zaferle ayrılıyor.
‘Hayallerimizde de mutlu olmayalım mı?’
◊ Sana neler şarkı yazdırır?
Önce kendime, sonra da dostlarıma anlatmak isteyecek kadar bana tesir etmeyi başarmış her duygu şarkılarımın mimarlarındandır.
◊ Bütün bu yazdıkların yaşanmış hikâyeler mi?
Bazıları yaşanmış, bazıları yaşanması istenmiş hikâyeler. Hayallerimizde de mutlu olmayalım mı?
◊ Şimdi eşine âşıksın ve bir aşk acısı çekmediğin ortada, bu durum senin aşk şarkıları yazmanı nasıl etkiliyor?
Son şarkımdan önce ‘Mevzu Derin’i yayımlamıştım. ‘Eşime âşık olduğum halde ben bu şarkıyı nasıl yazdım’ diye bu soruyu ben de kendime sormuştum. Aşk acısı çekmeyen çoluklu çocuklu halimi bana unutturan şarkılar, anlatımlar yazmaya o kadar konsantreyim ki... Bu biraz da eski hatalarıma hâlâ çare bulmaya çalışan içgüdümün isyanı olabilir.
◊ Yazma rutinlerin var mı?
Yazmak benim o kadar içselleştirdiğim bir hediye ki, rutinlerle onu sınırlandırmak istemem. Canım ne zaman, nerede isterse yazabilecek bir enerjiyle yeni şarkılarımı çağırıyorum.
◊ Senden ücretini ödeyerek herkes şarkı alabilir mi?
Ücretinden çok daha öncelikli kriterler var bence.
◊ Ne gibi?
Örneğin bir şarkı verdiğim zaman karşılıklı bir fayda oluşturabiliyor muyum? Ben bu şarkıyla bir faydaya vesile olabilir miyim? Bunlar gibi çok önemli ve öncelikli sorularım oluyor. Bunlara olumlu cevaplar verebiliyorsam şarkım kimin gönlüne girebildiyse artık biraz da onundur.
◊ Hiç verdiğine pişman olduğun bir şarkı oldu mu?
Hayır, olmadı. Şarkılarımı seslendiren her ses benim için çok kıymetli. Çünkü duygularımı o değerli sesle dinleyenlerimize ulaştırma şansım oluyor. Vesilenle de şarkılarımı seslendiren herkese teşekkür etmek isterim tekrar.
◊ Peki, sen kimin şarkısını okuma hayali kuruyorsun?
Hayalim kendi şarkılarımı çok güzel seslendirmek olduğu için çok beğeniyor ve çok saygı duyuyor olmama rağmen başka şarkı yazarlarına sanırım sıra gelemedi.