Müjgan Ferhan Şensoy: Babama özlemim hiç bitmiyor

Güncelleme Tarihi:

Müjgan Ferhan Şensoy: Babama özlemim hiç bitmiyor
Oluşturulma Tarihi: Mart 02, 2025 08:42

2021 yılında vefat eden usta oyuncu Ferhan Şensoy’un hayatını konu alan belgeselin çekimlerine, ENKA Sanat’ın yapım sponsorluğunda Ses Tiyatrosu’nda başlandı. Şensoy’un 26 Şubat’taki doğum gününde Ses Tiyatrosu’nda düzenlenen özel etkinlikte hem sanatçı anıldı hem de bu belgesel projesine dair detaylar paylaşıldı. Biz de etkinlik günü usta oyuncunun büyük kızı Müjgan Ferhan Şensoy ile bir araya geldik, hem projeyi hem de babasına olan özlemini konuştuk.

Haberin Devamı

Bu belgesel projesi nasıl ortaya çıktı?

- ENKA Sanat, daha önce babamla irtibat kurmuştu zaten belgesel için. Hatta yönetmen Selçuk Metin babamın yanına gidecek ve çekimlere başlayacaktı. Fakat babamın sağlık sorunlarının olduğu bir döneme denk geldi, ertelediler. Sonrasında da mümkün olmadı maalesef. Selçuk Bey, babam vefat ettikten hemen sonra bize ulaştı. Açıkçası o zaman da biz çekimser kaldık, çünkü henüz hazır değildik öyle bir yolculuğa çıkmaya. Şimdi tekrar gündeme geldi. Biz bir şeyleri daha sindirmiş bir ruh halindeyiz. O nedenle şimdi başlayalım dedik.

Projeyi duyurmak için babanızın doğum gününü seçmeniz de çok anlamlı...

- Bu fikir ENKA Sanat’tan çıktı, çok da güzel oldu.

Vefatından sonra babanızın doğum günleri nasıl geçiyor sizin ailede?

Haberin Devamı

- Özlem hiç bitmiyor. İnsan o özlemle başa çıkmayı zamanla biraz öğreniyor ama özel günler, yarayı deşen günler oluyor. Sevdiklerimizle bir araya gelmek ya da onun anısına düzenlenen bir etkinliğin içinde olmak, bizi biraz daha sarıp sarmalıyor.

Müjgan Ferhan Şensoy: Babama özlemim hiç bitmiyor

Fotoğraflar: Murat ŞAKA

ONU İZLERKEN ÇOK DUYGUSALLAŞTIK

Etkinlikte babanızın bazı görüntüleri yayınlandı, neler hissettiniz?

- Çok duygusallaştık. Kardeşim Derya ile “Biz şimdiden böyleysek, belgeseli izlerken neler yaşayacağız acaba?” diye konuştuk. Çok güzel bir iş hazırlamış Selçuk Bey. O kurguyu biz de ilk defa izledik. Belgeseli izlediğimizde, bence bizim de kafamızda genişleyecek Ferhan Şensoy penceresi. Çünkü onu bir sürü insandan dinleyeceğiz.

Belgeselde yer alacak isimlerin seçilme aşamasına ne kadar dahildiniz?

- Birlikte toplantılar yaptık. Bizim önerilerimiz oldu, onların zaten hazırladığı bir liste vardı. Orta noktada buluştuk. Bu konuda son karar tabii ki Selçuk Bey’in, çünkü bir yönetmen olarak belgeseli kısıtlı bir zaman içine sığdırması gerekiyor.

Müjgan Ferhan Şensoy: Babama özlemim hiç bitmiyor

Haberin Devamı

DUYGUSAL MİRASINA SAHİP ÇIKIYORUZ

Ses Tiyatrosu’nda bir görev dağılımı yaptığınızdan bahsettiniz bugünkü etkinlikte. Nasıl bir dağılım yaptınız kendi aranızda?

- Bunlar aslında cetvelle çizilmiş sınırlar gibi değil, kendiliğinden oluştu her şey.

Artık tiyatroda daha aktif olacaksınız değil mi?

- Tabii ki. 3 yıldır öyleyiz aslında ama sürecin başlangıcı benim doğum yaptığım döneme denk geldiği için, kardeşim Derya idari konuda biraz daha atak olmak durumunda kaldı. Bunu yaşayanlar olmuştur; vefatlardan sonra bazı sorumluluklar tak diye birinin omzuna düşer. Derya da bütün duygusallığını bir kenara bırakıp, buradaki ekibe önderlik yaptı.

Bizim en çok önemsediğimiz konu, buranın açık kalmasıydı. Birkaç aylığına bile kapanması, hem bizi hem de Ferhan Şensoy’un seyircisini çok üzecekti. Dolayısıyla daha nasıl ilerleyeceğimize karar vermeden, Derya, ben ve Elif (Durdu) buranın açık kalacağı noktasında uzlaştık.

Haberin Devamı

“Şahları da Vururlar” babamın yarım kalan projesiydi. Hemen onu sahneye koymak için kolları sıvayıp girişecek güç bulduk. Bu kararları hep Elif, Derya ve ben üçümüz aldık. Bütün Ortaoyuncular ekibi, annem, abim, yani babamın tüm sevenleri de bize destek oldu. Aileden hisseden herkes kolları sıvayıp onun o duygusal mirasına sahip çıkmak için elinden gelen her şeyi yaptı.

Babanızın hayattayken öğütlediği, hâlâ uyguladığınız bir hayat dersi var mı?

- Onun yaşama biçiminden bize miras kalan bir şey var; duygusal samimiyet. Bu, hayatın her alanında, özellikle sanat ve sanatsal üretim konusunda insanı bir adım öne geçiren bir şey. Kaybolduğum zaman kendimi oraya yaklaştırmaya çalışıyorum.

Haberin Devamı

Müjgan Ferhan Şensoy: Babama özlemim hiç bitmiyor

POLİTİKAYA MERAK SARDIM BABAM UZAKLAŞTIRDI

Ünlü bir çiftin, sanatın içine doğmuş çocuğusunuz. Öyle olmasaydı, şu an ne yapıyor olurdunuz?

- Biz kardeşimle başka mesleklerin çevresinde dolaştık aslında. Sanatçı aileler, genelde çocuklarını sanatın zorluklarından korumaya çalışırlar. Kendi yaşadıkları zorlukları çocukları yaşamasın isterler. Fakat ne yaparlarsa yapsınlar, yol oraya doğru evriliyor. Çünkü zaten bir sanat eğitiminde gibi büyüyorsunuz.

Ben bir dönem politikaya, diplomasiye merak sarmıştım. Oradan da beni babam uzaklaştırdı. “Bir şeyleri değiştirmek, dünyaya bir katkıda bulunmak istiyorsan, o zaman senin yolun sanattan geçiyor” demişti.

Haberin Devamı

İki kardeş aynı mesleği yapıyorsunuz. Zıt yönleriniz var mı?

- Çok zıt yönlerimiz de var, benzeşen yönlerimiz de. Derya mantık tarafı, ben duygu tarafıyım galiba. (Gülüyor) Kardeşlik de böyle bir şey aslında. Birisi biraz düşecek gibi olsa, diğeri daha güçlü durmak zorunda hissediyor. Hep birbirini dengeleme içgüdüsü oluyor bence.

KEŞKE DİJİTAL DÜNYAYLA BULUŞSAYDI

Birbirinizi eleştirir misiniz?

- İlk önce birbirimize fikir danışırız. Ama Derya kimsenin fikrini dinlemez. (Gülüyor) Ben de başkalarının fikrinde boğulurum genelde. Öyle bir farkımız var. Derya dikbaşlılık anlamında babama çok benziyor. Ama tabii ki birbirimize danışır ve destek olmaya çalışırız. Özellikle babamın vefatından sonra sektörün zorluklarıyla karşı karşıya kaldığımızda “İyi ki birbirimiz varız” diyoruz. Mesela başarısız geçen bir iş görüşmesinden sonra buluşup o günü kahkahayla noktalayabiliyoruz.

Sektörün zorlukları dediniz; babanız hayattayken bu konuda ne gibi destekleri oldu?

- Babam çocukluğumuzda bize çocukmuşuz gibi davranmazdı. Sanki karşısında bir meslektaşı oturuyormuş gibi, ciddiyetle yaklaşırdı bize. Tabii ki çok büyük desteğini gördük. Sektörün zorluklarını annemden de, babamdan da çok fazla duyduk. Hatta bizi temkinli ve kaygılı yaptı bu durum bence. Ama babam dizilere, Türkiye’deki televizyon dünyasına inanan birisi değildi. O yüzden bir dizi projesinde oynadığımızda, bunun farkında bile olmuyordu. Çok kıymet verdiği bir alan değildi. Şimdi ben, keşke babamın çok üretken olduğu dönemi, bugünün dijital dünyasıyla buluşsaymış diyorum. Çünkü orada yaratmak ve oynamak için daha özgür bir alan var. Babam bütün özgürlüğünü sahnede kullanıyordu. Bu dijital dünyayla buluşsaydı, başka türlü şeyler yaratabilirdi.

Müjgan Ferhan Şensoy: Babama özlemim hiç bitmiyor

OYUN VE DİZİ YAZIYORUM

En son “Bahar” dizisinde konuk oyuncu olarak yer almıştınız. Bundan sonra ne gibi projeler olacak?

- Bir tiyatro oyunu yazmaya giriştim. Yine burada sahnelenecek bir oyun. Bir de Pera’ya hamileliğimden beri yazmaya çalıştığım bir hikâye var. Onu mini diziye dönüştürmeyi düşünüyorum.

Dijital platform için mi?

- Sürpriz bir mecraya olabilir. Onun dışında dizi ve film görüşmelerim devam ediyor. “Sıcak Kafa” adlı internet dizisinin yazar ekibindeydim ben. Çok güzel bir deneyim oldu benim için. Çok meşakkatli bir yolculuktu. Şimdi biraz daha küçük çaplı, kendi yazdığım bir şeyin içinde olmak istiyorum.

ÇOCUĞUM BENİMLE GURUR DUYSUN İSTİYORUM

Annelik nasıl gidiyor?

- Çok güzel. Pera 3.5 yaşında şu an. İnsana kendini yeniden keşfettiren bir süreç.

Pera’dan öncesi ve sonrasını nasıl tanımlıyorsunuz?

- İnsana özgüven veriyor garip bir şekilde. Hayatta kendinden başka bir şeyi ön plana koyunca, kendinle barışıyor, daha cesur kararlar alıyor, daha çalışkan oluyor, geleceğe mecburen umutla bakıyorsun... Bence insanın hayat motivasyonu... Kendi adıma söylüyorum, yoksa bunlar için annelik şart değil. Kimse anne olmak zorunda değil bunları hissetmek için. Benim için güzel bir motivasyon oldu Pera. Ondan ilhamla bir şeyler üretmek, ona bir şeyler bırakmak, birlikte bir şeyler yapmak... Çocuğum büyüyünce “Benim annem şunları şunları yaptı” desin, benimle gurur duysun istiyorum.

Bu belgesel de Pera için çok anlamlı bir hatıra olacak...

- Benim için heyecan verici bir noktası da bu. Pera dedesinin eserlerini tabii ki okuyacak, oyunlarını izleyecek, fotoğraflarını görecek ama böyle bir belgesel ayrı bir anlam taşıyor. Kızıma “Senin deden buydu” diyebilmek benim için çok önemli.

 

BAKMADAN GEÇME!