Güncelleme Tarihi:
63 yaşındaki Selahattin Gürsözlü’nün faytonuyla Büyükada’nın arkasına ilerlerken suçluluk duygusu hissediyorum. Ama onun mihmandarlığı ve faytonuna ihtiyacımız var. Çünkü atların ahırlarına fotoğrafları çeken Murat Şaka ile girmemiz şart. Ahırlar, adanın tepesinde, mezarlığın altında. Geldik. “Değişime mi geldin?” diyor seyis Selahattin. Yanıtlıyor faytoncu Selahattin: “Yok daha saat 11.” Neyseki işimiz uzun, atlar dinlenebilecek.
Adalarda 227 fayton var. Her faytonun 5-6 atı. Toplam 1500 civarı. İşleyiş şöyle: Sabah 7’de fayton yola düşüyor. Öğlene kadar bir çift at koşuyor. 14.30’da yeni çift geliyor. Yedek çift ertesi gün çalışıyor. Üç çiftten ikisi çalışıp, biri dinleniyor yani. Tabii bu kâğıt üzerinde.
Seyislerin “Burda atlara baktığı kadar çocuklarına bakmıyor insanlar” dediği yerdeyiz. İlk ahırda atlara nazik davranıldığını söyleyeyim ama “Oraya gitmeyin” dedikleri 13 tane daha ahır olduğunu eklemeliyim. Orası şüpheli.
‘İNSANLAR BU KOKU İÇİN GELİYORLAR’
Bir at 14 yıl da bir yıl da fayton çekebiliyormuş. Önemli kriter hava ve çalışma sıklığı. Gürsözlü, “Kimisi sıcağa dayanamıyor” diyor. Peki sıcağa dayanamayana ne yapıyorlar? “At bazen bayılıyor. Öyle olanı serine çekip, yüzünü gözünü yıkıyoruz, dinlendiriyoruz.”
Tıbbi müdahaleye de bakıyorlar. Ata kramp girince idrar söktürücü Lasix kullanıyorlar. Su bazen gaz yapıyormuş, sancısı gitsin diye iğneyi yapıp işemesini sağlıyorlarmış.
“Ada istemiyor. Turistler, yabancılar hayvan için geliyorlar. Akülü araba olunca, herkes bir araba alır, o zaman buna gerek kalmaz” diyen Gürsözlü’nün iddiasının bir sebebi adaya günübirlik gelenler ‘keyif’ için kullansa da faytonun ulaşım aracı olması. Sabah 7’den, son vapurun geldiği gece 12-1’e kadar faytonlar sokakta.
Kendi düşüncelerinde ellerini kuvvetlendiren bir iddiaları daha var o da atların bakımı sayesinde ekmek yiyen insanların olması. İyi de o çalışan kişiler iyi şartlarda mı?
Cemil Polat, Muş’ta çiftçiyken, 3 yıl önce önce seyislik yapmaya başlamış. Atlarla aynı yerde kalıyor. Mesaisi 90 gün. Bu sürede bir faytonun atlarına bakarsa günlük 50, iki faytona bakarsa 100, üç faytona bakarsa 120 lira alacak. Toplam 6 çocuğu var. İki kızı evli, kalan 4 çocuğuna kendisi bakıyor.
Bir başka seyis Selahattin Yolcu da bu yıl işleri kötü gidince 10 yıl sonra ‘sahalara dönmüş’. Hem parası iyi hem de peşin, ona göre. 41 yaşında, 5 çocuğu var. O da gurbette.
Buraya kadar, söylediği sözlerin yazılacağını bilen, buna göre konuşan insanların anlattıkları. Şimdi ‘sokağa’ iniyoruz. Orada tablo kötüleşiyor.
Atların değiştirildiği yerlerde, atların yorgun halini fotoğraflarken, sert uyarı alıyoruz. Murat Şaka aldırmayıp çekerken, “İsyan çıkarsak, seyisler bizden yana olur mu?” diye düşünüyorum. Ama yok, onlar faytonculardan yana. “Bu gariban ekmeğidir. İnsanlar bu geleneğe, bu kokuya geliyorlar” diyor bir tanesi bana. Ki durduğumuz yerde kokudan anlama kabiliyetimiz gitmiş durumda.
‘BÜYÜKADA ŞEHİRLEŞMESİN’
Atların yaralarını hangi faytoncuya sorsam, “Ayakları birbirine çarpıyor ondan” diyor. Çözüm yok. Pardon bir tane var. Faytoncunun, at getiren çocuğa tedavi tavsiyesi mesela: “Bu suyu iç. Sonra şişeye işe. İdrarını atın yarasının üzerine sür. En iyi ilaç budur.”
Sağlık demişken, adada ölen atların adanın orta yerine bırakıldığı, köpekler tarafından yendiği, kesik at başlarının karşınıza çıkabileceğini kanıtlayan fotoğraflar var. Pek sayfalara taşınacak gibi değiller...
Halk ise faytoncular, seyisler ve ahırlar hakkında üstü kapalı konuşuyor. Ada insanı fayton ücretinden şikâyetçi: Resmi listedeki en düşük fiyat olan 8 liralık mesafeye faytoncuların kendilerini götürmediğini söylüyorlar. İsyanın büyüğü asayişle ilgili. Ahırlara yapılan polis operasyonunda uyuşturucuyla beraber, ‘aranan’ kişilerin yakalandığını aktarıyorlar. Gazete haberlerine yansıyan tacizler de var. Faytonun insan hayatına etki eden yönü ise ölüm. Belediye çalışanlarının aktardığına göre bu yaz ağustos başına kadar faytonların karıştığı kazalarda 8 kişi öldü. Kazalara bisikletliler de dahil.
Peki ya çözüm? Adalar’da motorlu taşıt sadece devlet hizmetleri için -çöp, posta, polis, ambulans- kullanılabiliyor. Bu nedenle çözüm için akla gelen ‘elektrikli’ fayton. Fakat Mimarlar Odası’nın avukatı Can Atalay uyarıyor: “Yürürlükteki 1/5000 planın hazırlık aşamalarından bu yana Adalar ilçesinin önce elektrikli araçlardan başlamak üzere adım adım taşıt trafiğine açılmasının da hedeflendiğini unutmamalı.”
BÜYÜKADA’YA TRAMVAY ÖNERİSİ
Başka öneri İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’tan ‘kapalı kapılar ardında’ gelmiş. O da Büyükada’ya nostaljik tramvay yapılması. Beyoğlu’ndakine benzeyen bu proje de geçmişte önerilmiş, uygulanamamış. Gelinen noktada adanın sakinliğini koruması için motorlu taşıtlardan azade tutulması ancak hayvan haklarının da zarar görmemesi için çeşitli araştırmalar yapılıyor. Fakat projelerdeki ‘rant’ korkusu yüzünden henüz insanları rahatlatan adım atılabilmiş değil.
70 km Bir atın kâğıt üzerindeki mesaisi olan 7 saatte, fayton çektiği yaklaşık mesafe.
14 km Büyükada’da fayton ile yapılan büyük turun uzunluğu.
500 2.5 yıl içerisinde ruam hastalığı nedeniyle itlaf edilen at sayısı.
250-300 TL Bir faytonun yaz mevsiminde ortalama günlük kazancı.
100-140 Kontrollerde ruam olduğu saptanan at sayısı ortalaması.
FAYTON NEREDE VAR?
Türkiye’de ve dünyada ‘Fayton sefası’ yapabileceğiniz yerler var. Fakat bunlar arasında ‘ulaşım’ için kullanılanı yok. Avrupa’da Hollanda ve Belçika’da ‘sefa sürmek’, ABD New York’ta Central Park’ı gezmek için, İzmir’de Kordon boyu gitmek için faytonu kullanabiliyorsunuz. İngiltere’de cenaze törenlerinde karşılaşmanız mümkün. ABD’de faytonlardaki atların serbest bırakılmasını isteyenler, protestolarını sürdürüyor. Faytonun kullanıldığı yerlerin bir diğer ortak özelliği ise coğrafi nitelikleri: Engebeli şehirler değil, daha düz yollara sahip şehirlerde kullanılması.
PROTESTOLAR ARTIYOR
Atların fayton çekerken bayılması ve bakım şartlarının yeterli olmaması tepki topluyor. Dün de Büyükada’da toplanan hayvanseverler atların özgürlüğü için gösteri yaptı. Protestolarda dillendirilen istek, fayton çekmek zorundaki atların özgür bırakılması ve doğadaki hayatlarına geri dönmeleri. Önerileri ise güneş enerjisiyle çalışan ya da elektrikli fayton.