Güncelleme Tarihi:
Üretken yapay zekânın iş dünyasındaki etkilerine ilişkin araştırmalara bir yenisi eklendi. Dünyanın en büyük BT danışmanlığı şirketlerinden biri olan NTT DATA, 34 ülkede 12 sektörden 2 bin 300 karar vericinin katılımıyla gerçekleştirdiği araştırmanın sonuçlarına dayanan Küresel Üretken Yapay Zeka Raporu’nu (Global GenAI Report) yayımladı. Rapor, yapay zekâda deneme döneminin bittiğini, şirketlerin sahici senaryolara odaklanarak gerçek fayda üretmeye başladığını ortaya koydu.
Rapor, üst düzey yöneticilerin yalnızca yüzde 1’inin üretken yapay zekâyı ‘aşırı abartılı’ bulduğunu gösterirken, tüm katılımcıların yüzde 96’sının, üretken yapay zekânın uzun vadeli potansiyeline vurgu yaptığını ortaya koydu. Küresel çapta 10 kişiden 7’sinin üretken yapay zekâ konusunda iyimser olduğunu gösteren sonuçlarda, organizasyonların yüzde 99’unun üretken yapay zekâ yatırımlarını artıracağı, üçte ikisinin ise önemli ölçüde yatırım artışı gerçekleştireceği tespit edildi.
MADDİ ETKİ BEKLİYOR
NTT DATA Business Solutions’ın META Bölgesi genelinde Profesyonel Hizmetlerden Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Serdal Mermer, CEO’ların bakış açısındaki değişime dikkat çekti. “Yöneticiler üretken yapay zekâyı artık ‘deneysel bir araç’ değil, ‘operasyonel bir kaldıraç’ olarak görüyor. Yapay zekâda ‘deneme dönemi’ bitti, şirketler sahici senaryolara odaklanarak gerçek fayda üretmeye başladı” diyen Serdal Mermer, “Yapay zekâ dünya çapında pek çok şirket tarafından stratejik öncelik olarak görülüyor. Katılımcıların yüzde 43’ü, kullandıkları çözümlerin beklentilerini karşıladığını söylese de bu alana yatırımı sürdürmeyi planlayanların oranı da bir hayli yüksek. Şirketlerin yüzde 83’ü, üretken yapay zekâ yol haritalarının iyi tanımlandığını, yüzde 95’i ise üretken yapay zekânın yaratıcılık ve inovasyonda yeni bir seviyenin kapılarını araladığını belirtirken, 10 kişiden 9’u üretken yapay zekânın Ar-Ge çalışmalarında maddi etkileri olacağına inanıyor” ifadelerini kullandı.
Raporda, üretken yapay zekâ çözümlerini ilk kez devreye alan organizasyonların zorlandığı noktalar da paylaşıldı. Buna göre, yüksek kaliteli, çeşitli ve temiz verinin etkin üretken yapay zekâ modelleri için önkoşul olduğu vurgusu yapılırken, katılımcıların yüzde 94’ü, üretken yapay zekâ ve dijital ikizlerin entegre edilmesi sürecinde veri altyapısı ve bilgi işlem gücüne yapılacak yatırımların kritik önemine dikkat çekti. Öte yandan katılımcılar, üretken yapay zekâ benimseme sürecinde endüstri bazlı kullanım senaryolarında uçtan uca yeteneklere sahip bir teknoloji partnerinin bir zorunluluk olduğunu söyledi.
ESKİ ALTYAPI ZORLUYOR
Her 10 yöneticiden yaklaşık 9’u deneme yorgunluğu yaşadıklarını ve odaklarını üretken yapay zekânın iş performansı üzerinde kanıtlanmış etkisinin olduğu alanlara kaydırdığını hatırlatan Serdal Mermer, “Üretken yapay zekâyı iş süreçlerine entegre eden yine 10 şirketten 9’u, eski altyapılar sebebiyle zorlanıyor. Bu noktada bulut sistemler devreye giriyor. Katılımcıların yüzde 96’sı, bulut tabanlı çözümlerin üretken yapay zekâ uygulamalarını desteklemek için en pratik ve maliyet etkin yolu sunduğuna dikkat çekiyor.
Üst düzey yöneticiler için bir soru işareti de siber riskler. Katılımcıların yüzde 89’u üretken yapay zekâ entegrasyonunun yol açabileceği potansiyel siber riskler konusunda endişeli ve katılımcı şirketlerin yarısından azı siber güvenlik ve üretken yapay zekâ stratejilerinin birbiriyle uyumlu olduğunu düşünüyor. Ancak üretken yapay zekânın yatırım getirisi, risklere karşı ağır basıyor” diye konuştu. Mermer, Türkiye’nin önde gelen markaları için geliştirdikleri üretken yapay zekâ çözümleriyle yolculuğuna eşlik ettiklerini ekledi.