Güncelleme Tarihi:
ÇALIŞMA ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yayımlanan genelge ile özel sektörde 50 ve üzeri çalışanı olan şirketlerin yüzde 3 engelli çalıştırma zorunluluğuna göre, çalıştırmadıkları her engelli birey için ödeyecekleri aylık ceza 30 bin 81 TL’ye yükseltildi.
Yeni kararı değerlendiren, engelli istihdamı danışmanlık şirketi ES Kariyer’in Kurucusu Esra Odabaşı, “Engelli bireylerin iş hayatına katılımı, bir zorunluluktan çok daha fazlası. Bu, hem toplumsal eşitliğin sağlanması hem de şirketlerin kapsayıcı bir iş kültürü oluşturarak sürdürülebilir başarıya ulaşması için bir fırsat. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın, çalıştırılmayan her engelli birey için uygulanacak ceza tutarını 2025 itibarıyla yüzde 44’lük bir artışla aylık 30 bin 81 TL’ye yükseltmesi, iş dünyasında bu konuyu daha ciddi bir şekilde ele alma gerekliliğini ortaya koyuyor. Ancak cezaların ötesinde, önemli olan bu fırsatın nasıl değerlendirileceği” dedi.
ŞİRKET KÜLTÜRÜNÜ ZENGİNLEŞTİRİR
Bu süreçte şirketlere düşen en büyük sorumluluğun, engelli istihdamını bir maliyet ya da zorunluluk olarak değil, bir değer yaratma alanı olarak görmeleri olduğunu söyleyen Odabaşı, “Engelli bireylerin işgücüne katılımı, farklı perspektifler sunarak inovasyonu artırabilir ve şirket kültürünü zenginleştirebilir. Birçok şirketle yaptığımız çalışmalarda, bu kapsayıcılık anlayışının ekip dinamiklerini olumlu yönde etkilediğini ve çalışan bağlılığını artırdığını gözlemledik. Şirketlerin ilk adımı, işe alım süreçlerini kapsayıcı bir şekilde yeniden yapılandırmak olmalı. Burada işverenlerin, engelli bireylerin yeteneklerini ve potansiyelini anlaması kritik. Çünkü çoğu zaman engelli bireyler yalnızca belirli rollerde değerlendiriliyor, oysa ki doğru eğitim ve teknoloji desteğiyle neredeyse her pozisyonda büyük başarılar elde edebiliyorlar” şeklinde konuştu.
ERİŞİLEBİLİR İŞ ORTAMI SAĞLANMALI
“İstihdamın tek başına yeterli olmadığını da unutmamalıyız. Erişilebilir bir iş ortamı sağlamak, hem fiziksel hem dijital alanlarda önceliklendirilmeli” diyen Odabaşı şöyle devam etti: “Ayrıca, iş yerinde empatiyi artıracak eğitim programları düzenlemek de bu sürecin ayrılmaz bir parçası. Çalışanların bu konuda bilinçlenmesi, iş ortamının daha kapsayıcı olmasına katkı sağlar. Bizim temel amacımız, şirketlere kapsayıcı bir iş modeli oluşturmaları için rehberlik etmek. Deneyimlerimize dayanarak şunu söyleyebilirim: Engelli bireylerin işgücüne katılımı, sadece bir sosyal sorumluluk projesi değil, aynı zamanda işletmeler için bir başarı hikâyesidir. Bu süreci doğru şekilde yöneten şirketler, hem finansal hem de kültürel anlamda kazanımlar elde ediyor. Bu adım, yalnızca cezadan kaçınmak için değil, topluma ve iş dünyasına kalıcı bir değer katmak için atılmalı.”