Çalışanların yüzde 80’i deprem kaygısı yaşıyor

Yılda ortalama 1.9 milyon kişinin yeni işine yerleşmesine doğrudan katkı sağlayan Kariyer.net, 23 Nisan’da İstanbul’da ve çevre illerinde hissedilen deprem sonrasında bir araştırma gerçekleştirdi. 1.500’ün üzerinde kişinin katıldığı bu araştırma, deprem sonrasında çalışanların düşüncelerini gün yüzüne çıkardı.

İstanbul’da ve çevre illerde ikamet eden katılımcılar ile yapılan araştırmaya göre deprem sonrasında çalışanların yüzde 57’si tedirgin. Duygu durumunu ‘güvende’ olarak ifade edenlerin oranı ise sadece yüzde 7 seviyesinde kaldı. Ayrıca Marmara’daki çalışanların yaklaşık yüzde 80’i yaşanan deprem veya olası depremler nedeniyle endişeli olduğunu ifade ediyor. Kariyer.net’in 2023 Kahramanmaraş Depremleri ardından yaptığı Deprem Sonrası Araştırması sonucunda ise bu oran daha yüksek çıkmıştı. İstanbul-İzmir illerinde yaşayanların yüzde 89’u endişeli olduğunu belirtmişti.

10 ÇALIŞANDAN 7’Sİ HİBRİT MODEL DİYOR

İK teknolojileri platformu Kariyer.net’in yaptığı araştırma, çalışma modeli konusunu da mercek altına aldı. Sonuçlar, hibrit/uzaktan çalışma isteğinin de oldukça yüksek olduğunu gösteriyor. Çalışanların yüzde 82’si halihazırda sürekli işyerinde çalıştığını belirtirken yüzde 70’inden fazlası hibrit çalışmak istediğini ifade ediyor.

Kariyer.net’in gerçekleştirdiği araştırmanın sonuçlarına göre Marmara’daki çalışanların yüzde 35’i depremden dolayı taşınmayı düşünüyor. Taşınmayı planlamadığını ifade edenlerin yaklaşık yüzde 33’ü ise oturduğu bölgenin ve binanın altyapısına güvendiğini belirtiyor. İstanbul’da yaşamanın maliyeti ile depremin getirdikleri birleştiğinde birbirini tetikliyor ve çalışanlar şehirden çıkmak istiyorlar. Bu nedenle de uzaktan çalışma imkanı önem kazanıyor.

İŞYERİ GÜVENLİ Mİ SORU İŞARETİ

Araştırmaya göre Marmara’daki çalışanların yüzde 38’i işyerlerinin depreme dayanıklı olduğunu düşünüyor. İşyerinin depreme dirençli olmadığını düşünenlerin oranı ise yüzde 17 seviyesinde. Çalışanların yaklaşık yüzde 40’ı ise işyerlerinin deprem direncinden emin değil.

Araştırmaya katılanların yüzde 55’inden fazlası şirketlerin deprem sonrası aldığı aksiyonları yeterli bulmadı. Şirketlerin çözümlerini yetersiz bulanların yarısından fazlası ise neden olarak bu adımların sürdürülebilir olmamasını gösterdi. Afet eğitimi veya semineri, çalışanların en çok talep ettiği aksiyonlardan biri. Araştırmaya katılanların yüzde 76’sı, deprem öncesinde şirketinin eğitim veya seminer vermediğini belirtti. Çalışanların ise bu konuda istekli olduğu gün yüzüne çıktı. Eğitim veya seminer talep edenlerin oranı ise yaklaşık yüzde 60 seviyesinde görüldü. Diğer yandan çalışanların bireysel olarak da depreme hazırlıksız olduğu gün yüzüne çıktı. Deprem öncesinde bir afet planı olmadığını belirtenlerin oranı yüzde 65’i geçti.

‘Afet planları ve tatbikatlar kritik önemde’

Kariyer.net CEO’su Fatih Uysal, araştırma sonuçlarını değerlendirirken şu ifadeleri kullandı: “Araştırmamızın sonuçlarına göre depreme hazırlık adına atmamız gereken adımlar olduğunu söylemek mümkün. Şirketlerin çalışanlarının psikolojik güvenliğini göz önünde bulundurarak afet planları oluşturması ve düzenli tatbikatlar yapması oldukça kritik öneme sahip. Bireyler olarak da olası afetler için planımız olmalı. Çalışanlarımızın güvenliğini sağlamak, onlara güvenli bir çalışma ortamı sunmak; sadece fiziksel değil, psikolojik güvenliklerini de göz önünde bulundurmayı gerektiriyor. Bu nedenle, şirketler çalışanlarına afet eğitimleri sunmalı, afet anında nasıl hareket edilebileceği konusunda bilgilendirme yapmalı ve en önemlisi, afet sonrası moral ve psikolojik destek sağlamalıdır.’

Fatih Uysal sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Kariyer.net olarak, bu araştırma ile şirketlerin ve İK profesyonellerinin bu konuda daha fazla sorumluluk almasını teşvik etmeyi amaçlıyoruz. Çalışanlarımızın sadece fiziksel değil, duygusal güvenliklerini de gözetmek, işgücü sağlığını ve verimliliğini artıracaktır. Güvenli bir çalışma ortamı sağlamak, şirketlerin sadece yasal yükümlülüklerini yerine getirmekle kalmayıp, aynı zamanda çalışan bağlılığını ve uzun vadeli başarıyı pekiştirecektir. Dolayısıyla devamlılık, şirket hafızası ve iş sürekliliği politikaları açısından şirketlerin bu konudaki sorumluluğunu göz önüne alması önemli diyebiliriz.”