4 kuşak bir arada çalışabilir mi?

Mesaimizin bir bölümünü Z kuşağını işe nasıl motive edeceğimizi planlayarak geçirmek zorundayız. Bakın İngiltere’de yapılan bir çalışmanın sonuçları işimizin zor olduğunu nasıl da ortaya koyuyor.

Z kuşağı ofis çalışanlarının (18-27 yaş arası) dörtte birinden fazlası (%27), işyerindeki ilişkilerini genel olarak olumsuz olarak tanımlarken, milenyum kuşağında (28-42 yaş arası) bu oran yalnızca yüzde 16, X kuşağında (44-59 yaş arası) yüzde 20 ve Boomer kuşağında (60-78 yaş arası) yüzde 13 seviyesinde.

Bakmayın son dönemde EYT’liler olarak anılan bir kuşağın erken emekli olmasına. Türkiye’de birçok kuruluşta dört nesil birden çalışıyoruz.

Geçim sıkıntısı, maaş düşüklüğü, hayat pahalılığı vs ortak noktalar olsa da aslında her neslin derdi başka. Bu farklılaşma nesiller arasındaki iletişimde farklılıklara, bu da çok önemli sorunlara neden olabiliyor. İletişim farkına çalışma tarzındaki farklılıkları da ilave edebiliriz. Bu farklılığın Z kuşağı, milenyum kuşağı ve X kuşağının özellikle ofis ortamında çalışırken sürtüşmelerin en önemli nedenlerinden biri olduğuna şüphe yok.

Z kuşağı ve milenyum kuşağının ne zaman Boomer ya da X kuşağı ile yan yana gelseler konunun iş ahlakı, bağlılık ve kurumsallığa geldiğine çokça zaman şahit oluşsunuzdur. “Eskiden”, ya da “bizim zamanımızda” diye başlayan konuşmaların sorunları aşmaktan çok araları açtığına kuşku yok. Ayrıca genç kuşağın özellikle X ve Boomer kuşağa sürekli ‘Ben sizin yaşınıza geldiğinizde bu işi yapmak istemiyorum. Burada asla olmam’ demesi de kuşaklar arası çatışmanın başlıca sebepleri arasında yer alıyor.

Anlayacağınız günümüzde özellikle ofis çalışanları arasında her düzeyde nesiller arası bir sürtüşme yaşanıyor. Uzaktan çalışanlar arasında şiddetin daha düşük olduğunu söyleyebiliriz ama kuşaklar arası çatışmanın bu cephede de yaşandığına kuşku yok. Üstelik uzaktan çalışan milenyum ve Z kuşağının kendilerini çalıştıkları kuruma çok daha uzak hissetmesi ve aidiyet duygusundan yoksun olması bazı durumlarda bu çatışmanın şiddetini de artırıyor.

İYİ YANLARI DA VAR

Peki ama dört neslin bir arada çalışmasının hiç mi iyi yanı yok derseniz, yine araştırmalar gösteriyor ki böylesine karma bir işgücü çok sayıda farklı bakış açısı, deneyim, bilgi ve beceri birikimiyle birçok avantaj da sağlıyor. Ancak bu ahengi yaratacak ortamın da özellikle üst düzey yöneticiler tarafından sağlanması gerekiyor.

Özetlersek, dört nesil bir arada çalışmak zorundayız. Bu kadar farklı sesin olduğu bir orkestradan herkesin ruhunu okşayacak çok kaliteli eserlerin çıkması da mümkün, kargaşa içinde kulakları tırmalayacak kadar kötü eserlerin de... Anlayacağınız böyle bir dönemde orkestra şeflerine çok iş düşüyor... Ve tabii ki insan kaynakları bölümlerine de...

Bahar kadar güzel bir nisan ayınız olsun...