Güncelleme Tarihi:
Doğu Akdeniz'de NATO görevi yapan Türk uçaklarına, NATO üyesi Yunan F-16'larınca radar kilidi atılarak tacizde bulunuldu. Milli Savunma Bakanlığı kaynaklarından alınan bilgiye göre, NATO üyesi Yunanistan'a ait savaş uçaklarının önemli bir NATO görevini yerine getiren Türk savaş uçaklarının görevini engellemek üzere bilinçli şekilde radar kilidi attıkları belirtildi. Güvenlik uzmanları, Yunanistan'ın yaptığının tam bir skandal olduğunu, NATO görevi yapan uçaklara radar kilitlemenin çok yanlış ve düşmanca bir hareket olduğu konusunda hemfikirler.
"DÜŞMANCA BİR HAREKET"
Genelkurmay Eski İstihbarat Daire Başkanı İsmail Hakkı Pekin, "NATO görevi icra eden bir uçağın görevi, uçuş patentleri belli ve kayıtlıdır" diyerek şunları söyledi: Yunanistan’ın yaptığı oldukça yanlış ve düşmanca bir harekettir. Radar kilitlemek çok tehlikeli bir şey. Sonuçta bir adım ötesi tetiğe basmak ve füze yollamak. Bu tehdit edici davranış karşısında Türkiye gerekli notayı vermeli, açık ve net şekilde böyle bir durumla karşılaşılması durumunda karşılık vereceğini belirtmelidir. Türk Hava Kuvvetleri, Yunanistan’ın bu düşmanca tavrına kesinlikle karşılık verebilecek güce sahiptir. Gerekirse Türkiye silah gücüyle uçuş yapıp, Yunan uçakları kalktığı anda karadan havalanmak suretiyle veya sürekli havada uçuş devriyesi yapmak suretiyle bir daha bu tarz bir durumla karşılaşmamak için açıkça karşılık vereceğini belirtebilir.
AĞAR: YUNANİSTAN ARSIZLIK YAPIYOR
Güvenlik uzmanı Abdullah Ağar ise, "Sadece milli görevdeki Türk F-16'larına değil, NATO görevindeki F-16'lara dahi taciz yapma cüreti ve arsızlığı içerisindeler" diyerek, "Bu Yunanistan'ın Ege ve Akdeniz'de ortaya koyduğu yayılmacı ihtirasların nerelere vardığını gösteren yalın bir gerçek. Ege'de, Türkiye ve Yunanistan arasındaki sürtüşmeden veya rekabetten kaynaklanan bir taciz değil. Onlar adına da görev yapan uçakları taciz edecek bir pervasızlık ve arsızlık içerisinde. Milli Savunma Bakanlığı verileri topluyor, Türkiye bunu NATO'da da gündem edecek. Bu mücadelemizin diplomatik, uluslararası ilişkiler ve uluslararası güvenlik kısmına faydası olacak şekilde şikayet zincirinin bir halkası olacak. Bu noktada hepimizin bildiği bir gerçek var. Yunanistan'ın bu pervasızlığının temel sebebi Türkiye'nin özellikle Atlantik'teki ABD tarafından yalnızlaştırılması. Enerji jeopolitiğiyle ilgili Yunanistan'ı ve Kuzey Kıbrıs Rum Kesimi'ni bir pivot, proxy olarak kullanmaya kalkmaları ve bunun neticesinde yaşanmakta olan gerçekler" ifadelerini kullandı.
“ULUSLARARASI HUKUKA VE MÜTTEFİKLİK ANLAŞMALARINA AYKIRI”
Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın da Yunanistan'ın radar kilidi atarak tacizde bulunmasıyla ilgili detayları şöyle anlattı:
Yunanistan Hava Kuvvetleri’ne ait F-16 uçaklarının görev esnasındaki Türk F-16 savaş uçaklarına önleme yaparak havacılıkta kabul edilemeyen, müttefik ülkeler arasında çok önemli ve tehlikeli bir hareket olan radar kilitleme yapması uluslararası hukuka ve müttefiklik anlaşmalarına aykırı. Yunanistan’la Ege’de yapılan dogfight muharebelerde her iki tarafında hava hukukuna ait ihlallerden kaçınması yolundaki taahhütlere uymasına dair bir protokol vardı. Yunan pilotların bu protokolü ihlal ettikleri görülüyor. Bir müttefik ülke tarafından uluslararası sularda hiçbir ihtarda bulunulmadan radar kilidi yapılması düşmanca ve hasmane bir harekettir. Bakanlığımızdan yapılan açıklamaya göre, gerek Dışişleri Bakanlığımızdan Yunan makamlarına gerekli bildirimlerde bulunuldu. Gerek MSB tarafından Yunan askeri ateşesi Bakanlığa çağrılmak suretiyle nota verilmiştir. Türkiye uçakların içindeki kayıt cihazlarıyla Yunanistan’ın suçlu olduğunu ispat edecek delil vasıtalarını NATO makamlarına iletecektir. Türkiye hukuki ve askeri olarak haklarını arayacaktır.
“YUNANİSTAN’IN TÜRKİYE’Yİ HAVADAN DA KİLİTLEMEK İSTEDİĞİNİ GÖRÜYORUZ”
Neden böylesine hasmane bir tutumla karşılaşıldı diye bakacak olursak, dün Cumhurbaşkanımızın da söylediği gibi bunun ABD’nin Yunanistan’ı aşırı silahlandırmasının sonucu olduğunu düşünüyorum. İkinci olarak Yunanistan’a verilen F-16 uçakları modernize edilmiş ve 2 aydır önemli tatbikatlar yapıyorlar. Bunlardan birisi Girit’teki tatbikat. Diğeri de Herkül-2 tatbikatı. Üçüncü hususun şu olduğunu düşünüyorum. Abdülhamit Han gemisinin sondaja çıkacağı deklare edildikten sonra Güney Kıbrıs Rum Kesimi Yönetimi deniz yetki alanında 70 milyar metreküp gazın bulunduğu ilan edildi. Bunları topladığımızda Yunanistan'ın Türkiye’yi sadece denizden değil havadan da kilitlemek istediğini görüyoruz.
“YUNANİSTAN SUNİ BİR GERGİNLİK YARATMAK İSTİYOR”
Yunanistan’ın son dönemdeki tatbikatları ve Ege’de Türkiye’ye yönelik tacizleri bize gösteriyor ki Yunanistan buna hazırlıklı. Buradan çıkacak sonuç şu; Yunanistan Ege ve Akdeniz’de suni bir gerginlik yaratmak istiyor. Her zaman olduğu gibi Türkiye’yi suçlamak istemektedir. Üçüncü hususta ABD’nin verdiği destekle Türk pilotlarını ürkütmek ve onları hava muharebelerinden caydırmak için yapılmış, düşmanca bir harekettir.
“BU NATO’YA SIKILAN BİR MERMİDİR”
Akdeniz açıklarında oluyor bu olay. O zaman daha vahim. Çünkü B-52 ağır bombardıman uçaklarına eskort koruma görevi yapan Türk F-16 uçaklarını taciz ediyor. Bu durumda NATO’ya karşı sıkılan bir mermidir bu. Her ne kadar silah atmasa dahi radar kilidi atması ‘Seni vurdum’ demektir. NATO görevi ifa eden hem ABD Hava Kuvvetleri hem Türk F-16’larına karşı yapılan bu hareket kabul edilemez, şımarık ve küstah bir harekettir.
"YUNANİSTAN BUNU BİLEREK YAPTI"
"Yunanistan'ın bu son yaptığı hamle gerginliğin zirvesi" diyen Güvenlik ve Terör Uzmanı Coşkun Başbuğ, sözlerini şöyle sürdürdü:
NATO görevi tacizi sözkonusu. Yunanistan bunu bilerek yaptı. NATO'nun bu konuya asıl nasıl tepki vereceği. Amaç Suriye'de Türkiye'nin yaptığı harekât. Türkiye'nin Rusya ile son dönemlerde yakınlaşması ABD'yi rahatsız ediyor. Amerika'nın yeni PKK'sı Yunanistan'ı konumlandırmakta. ABD'nin son zamanlarda Suriye'de yetki gücü kalmadığından Yunanistan'a yöneldi. Türkiye'yi sıkıştırmaya çalışmakta. ABD'nin bütün taktiği Yunanistan'ı sahaya sürerek Türkiye'ye yeni cephe açmak. Bu yeni cephenin adı Ege, Doğu Akdeniz. Burada eğer asgari süreci ya da birtakım siyaset yeni başlatabilirse ancak o şekilde sizi Suriye'de durdurabileceğini hesap ediyor. Yanıldığı nokta şu; ABD'nin bu tepkisi iyi yol değil. Türkiye çünkü iki cephede de mücadele yürütebilecek kabiliyete sahip. ABD'nin bu hesabı yanlış. ABD'nin ikinci yanlışı da şurada: Rusya Ukrayna üzerinden bir tuzak kurarak NATO'yu kurtarmanın yolunu aradı. NATO'yu ipten aldı adeta. NATO dağılmak üzere olduğundan amacı eski düşmanını canlandırarak NATO'yu tekrar toparlamaktı. Bunu da başardı. Ancak ABD'nin yanıldığı hatası şu: Ukrayna tuzağıyla NATO'yu toparlayan Amerika, Yunanistan tuzağıyla NATO'yu dağıtmanın eşiğine getiriyor. Türkiye olgunlukla süreci götürüyor. Ama her an çatışma sözkonusu olabilir. İlginçtir iki çatışacak ülke de NATO'nun müttefik ülkeleridir. Bu durumda eğer bir çatışma başlarsa NATO'nun varlığı sorgulanacaktır. Amerika bunun hesabını bence yapamıyor. Kuzey bölgesinde NATO'yu toparlayan Amerika, güneyde bana göre NATO'yu dağıtmanın eşiğine getiriyor. Eğer bu süreç devam ederse, Türkiye ve Yunanistan'ın çatışması söz konusu. O durumda NATO'nun geleceği ne olur, ya da bir etkisi varlığı kalır mı? Bunu sorgulamak lazım.
ABD'NİN SURİYE HAREKATI ENDİŞESİ
"En kötü senaryo, Suriye'deki bir harekat ABD için hayati bir öneme haiz. Eğer orada Türkiye bir harekat gerçekleştirirse, Amerika'nın bölgede barınma şansı yok" diyen Başbuğ, "O da bunu çok iyi bildiği için yılların projesini çöpe atmamak için her türlü kozunu sahaya sürecektir. Bu mantıkla baktığımızda Yunanistan'ın ilerleyen dönemde 12 mil ihlaliyle karşılaşır mıyız? Bunu gerçekten sorgulamak gerektiğini düşünüyorum. Eğer biz Suriye'deki harekatta kalıcı bir etki yaratmaya başlarsak, Amerika kesinlikle Yunanistan'a 12 mil açıklamasını yaptırarak, Türkiye ile çatışma noktasına getirecektir. O durumda olaylar nasıl gelişir, iş nereye varır, onu bekleyip göreceğiz. Ama ben resmin büyük olduğu kanaatindeyim" ifadelerini kullandı.