Güncelleme Tarihi:
Koronavirüsü henüz geride bırakıyorken yeni tehlikenin adı maymun çiçeği... Orta Afrika’da görülen ve endemik bir virüs olarak kabul edilen maymun çiçeği virüsü, yayılımını sürdürüyor. İlk vaka 7 Mayıs'ta İngiltere'de görüldü. Virüs, şu ana kadar 16 ülkeye sıçradı ve toplam vaka sayısı 100’ü geçti.
Küresel bulaşıcı hastalıklar veri tabanı Global.Health'e göre, virüsün görüldüğü ülkeler ise şöyle; İngiltere, İspanya, Portekiz, Kanada, İtalya, Belçika, Almanya, Avustralya, Hollanda, ABD, Avusturya, Fransa, İsrail, İsveç, İsviçre ve Danimarka…
2018'de İngiltere ve İsrail'de, 2019'da Singapur'da, 2021'de de ABD'de ve Afrika'ya seyahat eden bazı kişilerde maymun çiçeği virüsüne rastlandı.
Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada dünyanın, koronavirüs, Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaş ve maymun çiçeği virüsü de dâhil olmak üzere büyük zorluklarla karşı karşıya kaldığının altını çizerek şu önemli ifadeleri kullandı:
“Koronavirüs dünyanın tamamını etkileyen bir pandemiye dönüştü ama bu virüs dünya genelindeki tek salgın değil. Dünyanın dört bir yanındaki meslektaşlarımız Ebola salgını ve maymun çiçeği virüsü gibi birçok virüse yanıt arıyor. Bu virüsler hep hayatımızda bulunuyor. Şimdi ise gündem maymun çiçeği… Hem gerekli araştırmalar yapılıyor hem de süreci yakından takip ediyoruz.”
Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Direktörü Hans Kluge ise “Avrupa'da bulaşma hızının artabileceğinden endişe ediyorum” derken, “Yazın düzenlenen etkinlikler bulaşmayı artırabilir. Normalde ender görülen bu hastalığın yayılma hızı çok normal gibi durmuyor” ifadelerini kullandı.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, şimdiye kadar 16 ülkede görülen maymun çiçeği virüsü konusunda kamuoyunun endişe etmemesi gerektiğini söyledi. Fahrettin Koca sosyal medya hesabından, “Hayvan kaynaklı olan, bazen insanlara da bulaşan bu hastalık bir pandemiye yol açmaz. Afrika’da görülen hastalığa ülkemizde rastlanmamıştır” mesajını paylaştı.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, şimdiye kadar 16 ülkede görülen maymun çiçeği virüsü konusunda kamuoyunun endişe etmemesi gerektiğini söyledi. Fahrettin Koca sosyal medya hesabından, “Hayvan kaynaklı olan, bazen insanlara da bulaşan bu hastalık bir pandemiye yol açmaz. Afrika’da görülen hastalığa ülkemizde rastlanmamıştır” mesajını paylaştı.
Pek çok uzman da tıpkı Hans Kluge gibi virüsle ilgili endişe duyuyor. Örneğin, Oxford Üniversitesi'nden Prof. Peter Horby "Bu virüs hem sürpriz hem de endişe yarattı. İkinci bir Covid belki olmayabilir ama virüsün ivme kazanmasını önlemek için harekete geçmek gerekiyor” açıklamalarında bulundu.
Daha önce maymun çiçeği vakalarını tedavi etmiş bir isim olan Dr. Hugh Adler de "Bu durum daha önce gördüğümüz bir süreç değil, sürpriz oldu" dedi.
Johns Hopkins Sağlık Güvenliği Merkezi'nde görevli olan Prof. Eric Toner ise Washington Post’a “Afrika dışında insandan insana bu kadar yayıldığını hiç görmemiştik. Yani yeni bir şeyler oluyor. Bu durumu da çok çabuk tespit etmek gerekiyor. Örneğin bu durum virüsle ilgili yeni bir davranış mı? Henüz bilmiyoruz. Bu da oldukça endişe verici” ifadelerini kullandı.
Maymun çiçeğinin aslında hayvandan insana geçen bir çiçek virüsü olduğunu ifade eden Prof. Dr. Alper Şener de “İlk görüntü genellikle ciltte içi sıvı dolu kabarcıklar oluyor. Ortalama 21 gün içinde kabuk tutuyor ama nadiren de olsa akciğer tutulumu yapabiliyor” dedi.
“Virüsün bulaşıcılığı arttı ve Avrupa ile Amerika kıtalarında 16 ayrı ülkede görülmeye başladı. Bulaşma hızı Covid-19 virüsüne göre daha yavaş; çünkü çok nadir görülüyor, tropikal ülkelerde daha sık, havada uzun süre yaşayamıyor, yayılımı zor bir virüs” ifadelerini kullanan Dr. Karadağ, bulaş yollarını şöyle sıraladı:
1- Hayvan ısırığı, çiziği
2- Enfekte hayvanın etini yemek
3- Virüs bulaşmış yatakta yatmak
4- Kan
5- Vücut sıvıları
6- Solunum yolu
Prof. Dr. Alper Şener ise spor salonu gibi ortak kullanım alanlarında dikkatli olunması gerektiğini söyleyerek, “Hamam, spor salonu, sauna ve toplu taşıma araçları gibi alanlar bulaş için olası risk oluşturan yerler. DSÖ şimdilik eski vakaların deneyimine dayanarak bu hastaların hastanedeki bakımlarında sağlık çalışanlarının maske takmasını öneriyor. Ancak toplum içinde maske takılmasına dair bir öneri yok” ifadelerini kullandı.
Dünya Sağlık Örgütü’nün yayılan hastalıklar biriminden sorumlu yöneticisi Maria Van Kerkhove düzenlenen bir basın toplantısında hastalığın gidişatı ile ilgili yorumlarda bulundu. Van Kerkhove, “Bu durum kontrol altına alınabilir. Biz insandan insana bulaşmasını engellemek istiyoruz. Bunu Avrupa ve Kuzey Amerika’da yapabiliriz” dedi.
Dünya Sağlık Örgütü’nün yayılan hastalıklar biriminden sorumlu yöneticisi Maria Van Kerkhove düzenlenen bir basın toplantısında hastalığın gidişatı ile ilgili yorumlarda bulundu. Van Kerkhove, “Bu durum kontrol altına alınabilir. Biz insandan insana bulaşmasını engellemek istiyoruz. Bunu Avrupa ve Kuzey Amerika’da yapabiliriz” dedi.
Öte yandan bazı uzmanlar, maymun çiçeğinin halihazırda Avrupa'da yayılma sebebinin, cinsel ilişki mi yoksa cinsel ilişkiyle bağlantılı yakın temas mı olduğu üzerinde duruyor. Hatta Dünya Sağlık Örgütü’nün acil durum departmanının eski başkanı David Heymann, "Maymun çiçeği hastalığının lezyonlara sahip insanlardan, yakın temas aracılığıyla bulaştığını biliyoruz. Şimdi de cinsel ilişki yayılımını hızlandırıyor gibi görünüyor" şeklinde konuştu.
Imperial College London'dan virolog Mike Skinner ise "Doğası gereği cinsel ilişki yakın temas gerektiriyor. Bunun da virüsün yayılımını artırması beklenir. Burada kişinin cinsel yönelimi ya da bulaşma şekli önemli değil" ifadelerini kullandı.
KİMLER DAHA FAZLA RİSK ALTINDA?
Şu ana kadar açıklanan verilere göre, belirtiler virüsü aldıktan 7-14 gün sonra başlıyor, 2-3 hafta içinde de kendiliğinden geçiyor. Fakat Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’ne (CDC) göre 10 vakadan 1'i ölümle sonuçlanabiliyor. Peki kimler risk altında?
Dr. Aytaç Karadağ risk grubundakileri şu şekilde sıraladı:
- Gençler (Çiçek aşısı 1980 öncesinde rutin aşılama programı kapsamındaydı)
- Virüse uzun süre maruz kalanlar
- Tropikal bölgelere seyahat yapanlar
- Konser, tiyatro, sinema gibi kalabalık etkinliklere katılanlar
- Eşlik eden kronik hastalıkları olanlar
- HIV gibi nedenlerle bağışıklık düzeyi düşük olanlar
40 yaş üstünde olan neredeyse herkesin çiçek aşısı olduğunu söyleyen Şener, “Eğer Türkiye’de görülecek olursa diğer ülkelerde olduğu gibi bizde de öncelikle ön safta çiçek aşılı sağlık çalışanları bulunur. Çünkü bu aşı maymun çiçeği virüsüne karşı da koruyucu olarak biliniyor” dedi.
ÇİÇEK AŞISI, MAYMUN ÇİÇEĞİNE KARŞI NE KADAR ETKİLİ?
Küresel aşılama faaliyeti sonrasında 1980'de yeryüzünden silinen çiçek virüsü ile maymun çiçeği arasında genetik benzerlik bulunuyor. Çünkü iki virüs de aynı ‘virüs ailesinden’ geliyor. Bu yüzden çiçek aşısı yapılan kişiler maymun çiçeğine karşı da bir miktar koruma sahibi olabiliyor.
Fakat çiçek aşısı uygulaması, hastalığın dünyadan tamamen silinmesi üzerine durduruldu. Şimdi maymun çiçeği virüsüyle beraber bu aşı yeniden gündeme geldi. Peki çiçek aşısı, maymun çiçeğine karşı ne kadar etkili? Türkiye’de kaç kişide ve kaç yaş üstünde çiçek aşısı var?
Çiçek aşısının bu virüse karşı yüzde 85 koruyucu etkisi olduğunun altını çizen Dr. Aytaç Karadağ şu önemli bilgileri paylaştı:
“1980 yılında çiçek hastalığı tüm dünyada yok olunca 1983 yılından sonra aşı uygulaması yapılmamaya başlandı. Haliyle yaşlı olanlar bu aşıyı olduğu için maymun çiçeği hastalığına bağışık olabiliyor. Bu arada garip ama çiçek aşısının çiçek hastalığına karşı koruyuculuğu 10 yıl olmasına rağmen; 30 yıl önce aşı olanlarda günümüzde maymun çiçeği hastalığına karşı koruyuculuğu devam ediyor.”
Çiçek hastalığı kalıcı olarak ortadan kaldırıldığı için istendiği zaman aşı olunamayacağını söyleyen Prof. Dr. Alper Şener, “Yani şu anda isteğe bağlı bile bulunabileceğini sanmıyorum ancak hazırlık yapılmalı. Çünkü bu risk konuşulmaya başlandı ise hazırlık yapılmasında da hiçbir sakınca yok” açıklamalarında bulundu.
DÜNYADA VE ÜLKEMİZDE BU AŞIDAN NE KADAR VAR?
Çiçek aşısı virüse karşı etkili olunca da dünyada ve ülkemizde bu aşıdan ne kadar olduğu büyük bir merak konusu…
Dr. Aytaç Karadağ, “Aşı üretimi 1980 yılında bitmişti ve toplumsal çiçek aşılaması uygulaması da 1983 yılında kaldırıldı. Buna rağmen bazı ülkeler askeri personelleri için aşıyı sakladılar. Maymun çiçeği hastalığına karşı, Amerika Birleşik Devletleri Sağlık Bakanlığı, 2019 yılında bir aşıyı ve çiçek hastalığına karşı geliştirilmiş bir ilacın etkili olduğunu onayladı” dedi.
Öte yandan CDC, ülkede görülen vakalardan sonra maymun çiçeğine karşı kullanılacak aşıyı piyasaya sürmeye başladığını duyurdu. CDC'nin Yüksek Sonuçlu Patojenler ve Patoloji Bölümü müdür yardımcısı Dr. Jennifer McQuiston, basına yaptığı açıklamada hem maymun çiçeği hem de çiçek hastalığını önlemek için lisanslı iki dozluk Jynneos aşısının piyasaya sürüldüğü bilgisine yer verdi. ABD'deki vaka sayısının artmasının muhtemel olduğunu belirten McQuiston, "İyi bir aşı stoğumuz var" dedi.
ÇİÇEK AŞIMIZ YOKSA HEMEN OLMALI MIYIZ?
“Virüsün yayılımı kısıtlı olduğu ve ülkemizde de görülmediği için rutin aşılama önermiyorum” diyen Dr. Aytaç Karadağ, “Bu aşının uygulama yerinde egzama, ateş yüksekliği, lenf bezlerinde şişlik, zeka geriliği, felç, körlük, döküntülü hastalık ve ensefalit denilen beyin iltihabı yapabilmesi ayrıca milyonda 1-2 oranında ölüme sebep olması nedeniyle sadece temasın ilk dört gününde kâr zarar oranı tartılarak uygulanması önerilir” ifadelerini kullandı.
ÇİÇEK AŞISI NASIL UYGULANIYOR, NEDEN İZ BIRAKIYOR?
Dr. Aytaç Karadağ, “Çiçek aşısı, canlı bir aşıdır. Aşı iki uçlu bir iğne vasıtasıyla derinin çizilmesi yoluyla yapılır” dedi ve ekledi:
“Aşının uygulandığı yerde 2-5 gün içerisinde papül denen deriden kabarık bir şişlik meydana gelir ve bu papül daha sonra içi sıvı dolu vesikül denilen su kesecikleri halini alır. Bu su kesecikleri şişip patladığı zaman ciltte kalıcı leke bırakır.”
Cilde tek değil birden çok enjeksiyon ile yüzeysel aşılama yapıldığını söyleyen Prof. Dr. Alper Şener, “Haliyle ciltte de reaksiyon olarak kabuklanma oluyor. Yani enjeksiyonu taklit ediyor” dedi.
MAYMUN ÇİÇEĞİ VİRÜSÜ COVİD GİBİ MUTASYONA UĞRAYABİLİR Mİ?
İki yılı aşkın süredir koronavirüs ile mücadele ediyoruz. Virüsün bu denli hayatımızı esir almasının en önemli nedeni de mutasyonlara uğramasıydı. Hatta yeni mutasyonlar da keşfedilmeye devam ediyor. Peki bu virüs de koronavirüs gibi varyantlarla tehlikeli olup daha ölümcül hale gelebilir mi?
Dr. Aytaç Karadağ bu soruya, “Her virüsün genetik yapısında mutasyon olup yayılımında artış veya tam tersi iyi yönlü mutasyonla bulaşıcılığında veya virülansında azalma meydana gelebilir. Bunları söylemek için erken ama yayılım şartlarını göz önüne alırsak pandemi beklemediğimizi ifade edebilirim” şeklinde cevap verdi.
ÇİÇEK VİRÜSÜ BİYOLOJİK SİLAH MI?
Çiçek virüsünün ‘biyolojik silah olarak kullanıldığı’ teorileri de gündemde… Aslında bu durum yıllardır komplo teorisi olarak ortaya atılıyor. Örneğin ABD, Irak Savaşı zamanında Irak’ın elinde biyolojik savaş aracı olarak çiçek hastalığı virüsünün bulunmasının, kesin olarak doğrulanmamasına rağmen, mümkün olduğunu açıklamıştı. Şimdi demaymun çiçeği virüsü ile birlikte komplo teorileri de arttı.
“Biyolojik silah ihtimaline karşı ülkeler askeri tesislerinde üretimi durdurulmuş aşıdan muhafaza etmektedir” diyen Dr. Aytaç Karadağ, komplo teorilerinin bilimsellikten uzak olduğunun altını çizdi:
“Hiçbir ülke daha sonra kendisine de yayılabilecek bir virüsü biyolojik silah olarak kullanmak istemeyeceği için, bunu bilimsellikten uzak bir komplo teorisi olarak düşünebiliriz.”