Güncelleme Tarihi:
Bingöl ve çevresi, çok sayıda önemli fay zonunu barındırması nedeniyle, deprem bilimi ve yapısal jeoloji açısından dünyanın en dikkat çekici bölgelerinden biri. Bu durumun temel sebebi ise Bingöl’ün üç büyük fay zonunun kesişim noktasında bulunuyor olması.
Bu jeolojik yapı, bölgeyi hem bilimsel hem de afet riski açısından özel kılıyor. Bingöl geçmişte 5,7 ve 5,6 büyüklüğünde birçok büyük depreme sahne oldu. Bu nedenle bölge hem araştırmalar hem de afet yönetimi açısından sürekli olarak izleniyor.
SON DEPREMLER KORKUTTU
Bölgede şubat ayında Yedisu ilçesinde 4,8 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmişti. İki gün önce de Kiğı ilçesinde 3,9 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Yerin 7 kilometre derinliğinde meydana gelen bu sarsıntı, kısa süreli paniğe yol açtı. Dün de yine Demirkanat-Kiğı ilçeleri arasında yerin 5 kilometre derinliğinde 4 büyüklüğünde bir deprem kaydedildi.
Depremin ardından X’te paylaşım yapan Prof. Dr. Naci Görür, “Demirkanat- Kiğı/Bingöl’de 4 büyüklükte deprem oldu. Deprem Karlıova Fay düğümüne yakın, muhtemelen Yedisu Zonu içerisinde. Depremin olduğu bölgede stres birikimi fazla. Geçmiş olsun” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Görür, şubat ayında yaşanan depremden sonra da şu uyarıda bulunmuştu: “Dinarbey-Yedisu/Bingöl’de 4,9 deprem oldu. Büyük deprem beklediğimiz yer. Deprem KAF (Kuzey Anadolu Fayı) üzerinde. Hem KAF hem de NAF (Doğu Anadolu Fayı) tarafında yüklenen bir bölge. Deprem dirençli kentler çalışmaları hızlanmalıdır.”
DEPREMLER YEDİSU FAYI ÜZERİNDE OLMADI AMA...
Yaşanan son iki depremi, Bingöl’de uzun yıllardır deprem araştırmaları yapan Bingöl Üniversitesi Enerji, Çevre ve Doğal Afet Araştırmaları Merkezi Müdürü Dr. Kenan Akbayram’a sordum. Dr. Akbayram, bu depremlerin beklenen depremler olduğunu belirtti ve sözlerine şöyle devam etti:
“Bu depremlerin olmaması bizi şaşırtır. Ancak depremler, Yedisu Fayı üzerinde olmadı. Bu depremler, daha çok Anadolu Levhası’nın en doğu kesiminde, levha içinde gerçekleşti. Orada, Yedisu Fayı ile daha doğudaki Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu faylarının kesiştiği bölgede, ara bir alanda Anadolu Levhası'na ait kıtasal bir bölge var. Bu alanda çok sayıda levha içi fay oluşmuş ve bu levha içi faylarda sık sık depremler meydana geliyor.”
‘İNSANLAR ŞEHİRDE SÜREKLİ BİR DEPREM KAYGISIYLA YAŞIYOR’
“Ben ve çalışma arkadaşlarım Bingöl merkezdeyiz, bu depremleri hissetmedik” diyen Dr. Kenan Akbayram, “Hem uzaklık var hem de depremler küçük olduğu için burada hissedilmedi. Ancak depremlerin meydana geldiği bölgede ailem yaşıyor. Babama sorduğumda, depremin çok uzun sürmediğini ve kendisini endişelendirmediğini söyledi” dedi ve ekledi:
“Tabii bu, biraz da insanların yaşam koşullarıyla ilgili. Eğer hayatınız yoğun ve meşgulse, bu tür depremleri fazla önemsemeyebiliyor, hatta çabucak unutabiliyorsunuz. Ama Bingöl’de şöyle bir gerçek de var: İnsanlar burada sürekli bir deprem kaygısıyla yaşıyor. Bu nedenle, eminim ki bazı kişiler bu küçük depremlerden bile psikolojik olarak etkilenmiştir.”
SON DEPREMLER YEDİSU FAYI’NDA BÜYÜK BİR HAREKETLİĞE NEDEN OLUR MU?
Bu soruma “Şu anda elimizde sistematik bir çalışma yok; bizim de bildiğimiz kadarıyla başka araştırma gruplarının da böyle bir çalışması bulunmuyor” cevabını veren Dr. Kenan Akbayram, şu önemli bilgilerin altını çizdi:
“Bu nedenle, ‘bir diğer fayı tetikleme’ meselesi hakkında net bir şey söylemek mümkün değil. Kaldı ki, bu tür bir tetiklenmeyi gerektirecek özel bir durum da yok. 2023 depremlerinden sonra uzak mesafelerde bazı stres transferleri yaşandı. Son günlerde depremlerin meydana geldiği bölgeler de bu alanlardan biri. Bu bölgelerdeki herhangi bir fayın büyük deprem üretmesi bizi şaşırtmaz. Ancak ‘şu faydan bu faya stres transferi oldu’ gibi net ve sistematik bir veri elimizde yok.”
FAYIN TAMAMEN KIRILMASI HALİNDE KAÇ BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM OLABİLİR?
Büyük bir deprem beklenen Yedisu Fayı hakkında daha fazla bilgi veren Dr. Kenan Akbayram, şu değerlendirmelerde bulundu:
-- Yedisu Fay Zonu, Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun Marmara’daki kollarıyla birlikte son yüzyılda deprem üretmemiş sismik boşluklarından bir tanesi. Bu fay kuşağında en son 7 üzerinde büyüklüğünde deprem 1784 yılında oldu. Kuzey Anadolu fayının deprem tekrarlanma aralığının 200-250 yıl olduğu düşünüldüğünde burada kısa süre içinde büyük deprem olması çok olası.
-- Yedisu Fayı’nın yaklaşık uzunluğu 75 kilometre. Yapılan hesaplar, 75 kilometrelik bu fayın tek bir depremde tamamen kırılması halinde 7,2 büyüklüğe kadar deprem üretebileceğini öneriyor.
Dr. Kenan Akbayram
EĞER BU DEPREM GERÇEKLEŞİRSE EN RİSKLİ YERLEŞİM YERLERİ NERELER?
Bu durumun fayın ne yönde atım yaptığı, hasar gören bölgenin ana kaya derinliği ve ana kayanın üç boyutlu geometrik şekli, içerisinde başka kırık ya da fay bulunup bulunmadığı gibi birçok parametreye bağlı olarak değişebileceğini vurgulayan Dr. Kenan Akbayram, şu yorumda bulundu:
“İncelenen bölgenin nüfusu, yapı tipi, yapı kalitesi gibi konular da dikkate alınmalı. Bu nedenle bütün bu hususlar tespit edilmeden, çok disiplinli sistematik bilimsel çalışmalar yapılmadan, ilçe ve bölge göstermek hem spekülatif hem de yanlış olur. Ancak unutulmamalıdır ki, AFAD 1900 ile 2023 yılları arasında gerçekleşen depremlerde ülkemizde 93 bine yakın insanımızın vefat ettiğini, 555 binden fazla yapının yıkıldığını belirtiyor. Bunun üzerine acı bir gerçek olarak 2023 yılında 50 binden fazla insanımızın vefatını, 750 bin kadar da yapının kullanılamaz hale geldiğini eklememiz lazım.”
KAPSAMLI BİR DEPREM MASTER PLANI HAZIRLANIYOR
Bu süreçte yürütülen en önemli çalışmanın Deprem Master Planı olduğuna dikkat çeken Dr. Kenan Akbayram, “Bingöl Belediyesi ile Bingöl Üniversitesi Enerji, Çevre ve Doğal Afet Araştırmaları Merkezi iş birliğinde “Bingöl İli Deprem Master Planı’nın Yapılması Projesi” başlattık. Şu anda bu planın yazım aşamasındayız. Bu yıl içinde tamamlanması planlanıyor. Hedefimiz, Bingöl için daha önce yapılmış mikro bölgeleme ve sismik araştırmaları da dikkate alarak, kapsamlı bir yol haritası ortaya koymak” dedi. Dr. Akbayram, bu projeye dair şu bilgileri paylaştı:
“Plan; deprem sırasında oluşabilecek yıkımlar, bu yıkımların ekonomik etkileri, psiko-sosyal yönetimi, ulaşım ve enerji altyapısının nasıl yönetileceği gibi pek çok başlığı içeriyor. Aynı zamanda, Bingöl’ün deprem güvenli bir şehir haline gelmesi için atılması gereken somut adımlar da bu plan kapsamında ele alınıyor.”