Güncelleme Tarihi:
İstanbul’da, bebekleri anlaşmalı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek, haksız kazanç sağlamak ve kusurlu davranışlarda bulunarak ölümlerine neden olmak iddiasıyla 22’si tutuklu 47 sanığın yargılandığı davada, geçen hafta örgüt yöneticisi Dr. Fırat Sarı’nın da arasında bulunduğu 22 tutuklu sanığın ifadesi alınmıştı. Bakırköy 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 7. gününde dün tutuksuz sanıkların savunmaları alınmaya başlandı.
Davanın tutuksuz sanıklarından hemşire Ecem Koç savunmasında özetle şunları söyledi:
“Suçlamaları kabul etmiyorum. Fırat Sarı’yı 2 yıldır tanıyorum. Halime bebek anne karnında oksijensiz kalmıştı. Tekirdağ Şehir Hastanesi bizi arayarak yoğun bakım ihtiyacı olduğundan bize sevk etti. 55 gün yoğun bakımda kaldı. Sonuna kadar baktık, tüm yaşamsal hizmetlerin hepsini gerçekleştirdik. Doktorların umudu yoktu, buna rağmen elimizden geleni yaptık. Fırat Sarı ile bir konuşmam var sadece. Bebeğin tedaviye yanıt vermediğini söylüyorum. Öleceğini biliyorduk. Doktor olmadığı için biz hemşireler olarak müdahale yaptık. Sadece ben değil tüm hemşire arkadaşlarımla yaptık. Doktor beye (Fırat Sarı) yaptığımız işlemleri, kalp masajı gibi bebeği canlandırmaya yönelik yaptığımız işlemleri anlattım. Sonra doktor ‘Geliyorum’ dedi. Ex bilgisini vermek doktor beyin görevidir. Fırat Sarı’yı bekledik bu yüzden. İstanbul’dan Çorlu’ya gelecekti. Bu bekleme esnasında biz de defin işlemleri için bebeği hazırladık. Ex saati ile ilgili bir bilgim yok, değiştirilip değiştirilmediği konusunda. Sonradan öğrendiğim kadarıyla uzatılmış bir saat var. Bu sonradan değiştirilmiş. Bu bebekle çocuk doktoru olarak Fırat Sarı ilgilendi. Bebeğin epikrizini kimin yazdığını bilmiyorum. Bizde hemşireler epikriz yazmaz, anlamayız ne olduğunu. Hemşireler kendi işlerine zor yetişiyor.
‘DOKTOR SARI, İŞ İŞTEN GEÇTİKTEN SONRA GELDİ’
Fırat Sarı, Halime bebekle birebir ilgilendi. Her gün geldi ilgilendi. Ancak biz bebeği hayata döndürmeye çalıştığımız zaman orada değildi. Bu yüzden önceki yaptığı iyilikler benim gözümde sıfırdır. İş işten geçtikten sonra geldi o gün. Benim isyanım o yüzdendir. Yoğun bakımda 7/24 doktor olması gerekirdi. Ben en önemli canlandırma işlemini yaptım. Onu doktorun yapması gerekirdi.”
Mahkeme başkanının, kendilerine maaşlarının dışında ödeme yapılması ve para alışverişlerini sorması üzerine sanık Ecem Koç, “Sorumlu hemşiremiz Bahar Hanım’a, Fırat Sarı’dan belli bir miktar para geliyordu. O da kıdemli hemşirelere 1000’er lira dağıtıyordu. Biz paranın neden ve nereden geldiğini anlamıyorduk. Fırat Sarı’dan bana gelen paraların sebebi de şu, küçük alışverişler söz konusuydu. Ticari bir alışveriş söz konusu değildi. Fırat Hoca’nın hesabından bana gelen paralar hastanede yaptığım bazı masrafların ödemeleridir” dedi.
MAHKEME BAŞKANI TEPKİ GÖSTERDİ
Tutuksuz sanıklardan Avcılar Hospital Başhekimi Fetin Rüştü Yıldız ifadesinde özetle şunları söyledi: “Hastanemizdeki bebek ölüm oranı son 5 yılın ortalaması yüzde 2.2’dir. Hastanemizdeki ölüm oranı çok düşüktür. Yoğun bakımda çalışan personeller ve diğer çalışan personeller hastanemiz çalışanlarıdır. Yenidoğanın hastanemize katkısı toplam cironun yüzde 4 veya 5 gibi küçük bir payını oluşturmaktadır. Başhekim olarak tek tek herkesin ne yaptığını kontrol etmem mümkün değildir. Fırat Sarı, bize daha kaliteli, nitelikli bir hizmet sunacağını söyledi. Cirodan belli bir oran üzerinden para veriyorduk kendisine. Hatırladığım kadarıyla yüzde 35 civarındaydı. SGK’nın usulsüz işlemlerle dolandırıldığından haberim olduğu iddiasını kabul etmiyorum. Hastanenin sevkleri hususunda bir bilgim yoktu. Bizim yenidoğanımızın doluluğunu sağlamak anlamında Fırat Sarı ile bir anlaşmamız yoktur.”
‘BEBEKLERLE İLGİM YOK’
Bağcılar Medilife Hastanesi Başhekimi tutuksuz sanık Cafer Akdur, “Son 1 yıl başhekimlik yaptım. Bebeklerle ilgim yok. O doktorlara karışamam. Benim dönemimde böyle bir olay olmadı. Fırat Sarı’nın işletmesiyle bir anlaşma olduysa benden önce olmuştur, yönetim kurulu karar almıştır. Benim yoğun bakımla hiçbir ilgim yok” diye konuştu.
Mahkeme başkanı sanığın sürekli sorularına ‘bilmiyorum’ cevabı vermesi üzerine sinirlenerek, “Ne sorsam ‘bilmiyorum’ diyorsun. Koskoca başhekimsin. Benim hastaneyle ilgili senden daha fazla bilgim var. Ben mahkeme başkanıyım, bana mahkemeyle ilgili soru sorsalar, ben her şeye ‘bilmiyorum, etmiyorum, kaleme sorun’ desem, sen ne biçim başkansın’ derler” diye tepki gösterdi.