Güncelleme Tarihi:
Kayseri Murat Kantarcı Bilim ve Sanat Merkezi (BİLSEM) biyoloji öğretmeni Fethi Ahmet Öner, 6 aylıkken babasını, 2 yaşındayken de evlerinde çıkan yangında sağ elini kaybetti. Öner, eldiven ve şapkayla yaralarını gizleyerek sürdürdüğü öğrencilik yıllarında okul arkadaşlarından akran zorbalığının, bazı öğretmenleri tarafından görmezden gelinerek de ayrımcılığın ne olduğunu öğrendi. “Sınıfta parmak kaldırdığımda görmezden gelen öğretmenlerim vardı” diyen Öner, büyüdüğünde her çocuğa eşit davranacak, diğer çocuklara da zorbalığın doğru olmadığını anlatacak bir öğretmen olmaya daha o günlerde karar verdi.
Biyoloji öğretmeni 46 yaşındaki Fethi Ahmet Öner’in zorluklarla dolu hayatı 6 aylıkken babasını 2 yaşında da sağ elini kaybederek başladı. Öner, eldiven ve şapka kullanarak sürdürdüğü eğitim öğrenim hayatı boyunca akranlarının zorbalığına maruz kaldı. Diğer yandan bazı öğretmenleri de onu görmezden geliyordu. Gördüğü kötü muameleyle baş edip kendini ispatlamak için eğitime sarıldı ve öğretmenlik mesleğini seçti.
Erciyes Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü’nü bitirdikten sonra Ankara ve Diyarbakır’da görev yaptı. Öğrencilik yıllarının geçtiği Kayseri’ye ise 9 yıl önce tayini çıktı. Mesleğe başladıktan sonra, ‘bir öğretmen örnek olmak istiyorsa ilk önce kendini geliştirmeli’ diyerek eğitime devam etti ve 2 lisans,1 önlisans, 2 yüksek lisans diplomasını daha cebine koydu. 8 yıldır Hidayet Aydoğan Sosyal Bilimler Lisesi’nde çalışıp, ulusal ve uluslararası farklı bilim projelerinde öğrencileriyle birlikte başarılar elde eden Öner, bu yıl gönlündeki kurum olan Murat Kantarcı BİLSEM’de göreve başladı.
ÖNCE BABASINI SONRA ELİNİ KAYBETTİ
Biyoloji öğretmeni Fethi Ahmet Öner yaşam öyküsünü şöyle anlattı: “Babam Şükrü Öner’i ben 6 aylıkken böbrek yetmezliğinden kaybettik. Böyle olunca annem 2 kız kardeşime ve bana tek başına bakmak durumunda kaldı. Elazığ merkezdeki evimizde çatısı topraktanda. Doğru düzgün çatı olmayınca yukarıdan toprak dökülmesin diye tavan kısmını bir plastik malzemeyle idareten kapatmışlar. Annem kız kardeşlerimin 23 Nisan töreni için elbise diktirmeye gitmiş. O sırada uyuduğum için beni yatağında bırakmış. Ama evde yangın çıkmış. Tavandaki plastik eriyip koluma ve yüzüme akmış. Uzun tedavilere rağmen hayatıma yüzümdeki yanık izleri ve sağ elimi kullanamadan devam etmek zorunda kaldım.
‘LABORATUVARDA TEK ELLE NASIL ÇALIŞACAKSIN?’ DEDİLER
İlkokulda yangının izlerini saklamak için eldiven ve şapka takarak okula gidiyordum. Beremi alıp kaçan bir sınıf arkadaşım yüzünden oturup ağladığımı hatırlıyorum. Çocukların bana hep farklı bir varlıkmışım gibi baktıklarını hissediyordum. Zorbalığın bu türünü üniversite ve yüksek lisans döneminde de yaşadım. Biyoloji bölümünü kazanınca tek elle laboratuvarda çalışamayacağımı hatta bölümümü değiştirmem gerektiğini söylediler. Ancak pes etmedim. Çocukluğunda travmalar yaşamış biri olarak laboratuvarda yanıcı kimyasallarla çalışma fikri elbette ürkütücüydü. Asıl endişem bu mesleğin hakkını verip veremeyeceğimle ilgiliydi. Ancak kaygılarımız üzerine gittim. Bu arada kafamdaki yanık izlerini kapatmak için protez saç yaptırdım ve ondan sonra bere kullanmaya da ihtiyacım kalmadı.
ENGELİM YÜZÜNDEN DIŞLANINCA...
Hem engelimden hem de babamı erken kaybettiğim için annemin aşırı korumacı tutumu ile çekingen büyüdüm. Öğrenciliğimde örnek aldığım, çok sevdiğim ve hitabetlerini hayranlıkla izlediğim öğretmenlerim vardı. Ancak sınıfta parmak kaldırdığımda söz vermeyen, soru sorduğumda görmezden gelen öğretmenlerim de oldu. Ben de öğrenciye adil şekilde söz veren, bana yapılan yanlış davranışları yapmayacak bir öğretmen olmak istedim. Öğrencilerim de yaşam mücadelemi kıymetli bulup örnek aldılar ve destek oldular.
YILIN ÖĞRETMENİ OLUNCA BENİ KABUL ETTİLER
2015’ten beri BİLSEM’lere girmek için mücadele ediyorum. 3 kez mülakata girdim ve üçünde de elendim. Bana ‘temsil kabiliyetim’ olmadığı için elendiğimi söylediler. 2017’de duyduğum bu cümleden sonra 2019’da ürettiğim projeler ve başarılar nedeniyle Kayseri’de yılın öğretmeni seçildim. 24 Kasım’da Ankara’ya, Kayseri’yi ‘temsilen’ gittim. Sonunda bu sene BİLSEM öğretmeni oldum.
SOSYAL BİLİMLER LİSESİNDE BİLİM BAŞARILARI
Sözel ağırlıklı eğitim veren Hidayet Aydoğan Sosyal Bilimler Lisesi’nde 2018’de ‘ökse otunun parazit mantarlara etkisi’ projesiyle TÜBİTAK Bölge finalisti olduk. 2019’da akvaryum bitkisiyle atık suları temizleme projemizi 32 ülkenin katıldığı Tunus’taki biyoloji olimpiyatlarına gönderdik. Orada üçüncü olduk. 2024’te ise öğrencilerimle NASA Uzay Uygulamaları yarışması için uydu verilerini kullanarak Ay’daki depremleri kodlama yöntemiyle 3 boyutlu haritalama çalışması yaptık ve Kayseri il birincisi olduk. ABD merkezli olan ve biyoteknoloji deneylerini yaygınlaştırmak için düzenlenen proje için usta öğretmen seçildim. Çalıştay için Nisan ayında 3 günlüğüne ABD’ye davet edildim.
3 LİSANS,1 ÖNLİSANS, 2 YÜKSEK LİSANS BİTİRDİ
Hayatım boyunca üzerimdeki yargılayıcı bakışların kırılması için mücadele verdim. Engellileri içinde bulundukları ruh halinden çıkarıp azimle başarıya yürütmeyi görevlerimden biri olarak görüyorum. Başarı hayata sık sıkıya sarılmak ve kendini geliştirmekle geliyor. Bu nedenle daha geçen yıla kadar öğrenciliğe de devam ettim. İlk üniversitemden sonra açık öğretimden Türk dili edebiyatı ve web tasarım kodlama bölümlerini bitirdim. Kendi alanımla ilgili de 2 yüksek lisans yaptım. Bu azmin gençlere örnek olmasını istiyorum.”