Güncelleme Tarihi:
SHARING (paylaşmak) ve parenting (ebeveynlik) kelimelerinin birleşimi olan ‘sharenting’ kavramı, ebeveynlerin çocukları hakkındaki içerikleri sosyal medya platformlarında paylaşmasını ifade ediyor. Sosyal medya ve paylaşım kültürünün ‘uzun zamandır’ hayatımızda olması bir neslin bu mecralarla büyüdüğünü de gösteriyor. Örneğin Facebook’un Türkiye’de 2008 yılında kullanılmaya başlamasıyla çocuklara ait birçok içerik kontrolsüzce geniş kitlelere ulaştı. Ancak Çocuk Alanında Çalışan Avukatlar Ağı (ÇAÇAv) Koordinatörü Avukat Şahin Antakyalıoğlu’na göre, hem ülkemizde hem de dünya genelinde bu izinsiz paylaşımların suç teşkil ettiği bilinci ebeveynlerde de çocuklarda da henüz oturmadı.
TCK’YA GÖRE SUÇ
Özel hayatın gizliliğinden müstehcenliğe kadar birçok suça zemin hazırlayan bu paylaşımlar, çocukların geleceklerine de darbe vurabiliyor. Antakyalıoğlu, büyüyen ve fotoğrafları paylaşılan çocukların popülerlik algısı nedeniyle de görsellerinin yayınlanmasına ses çıkarmadıklarını düşündüğünü belirterek şöyle konuştu: “Bu paylaşımlar, özel hayatın gizliliğini ihlal, kişisel verilerin paylaşılması, Türk Ceza Kanunu’ndaki (TCK) aile bireylerine kötü muamele ile aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali suçlarını oluşturuyor. Ayrıca çocuğun paylaşılan içeriği müstehcense de TCK’daki ‘müstehcenlik suçu’ da oluşuyor. Hatta paylaşılan içeriğe göre cinsel istismar, cinsel taciz veya sarkıntılık suçları da doğabiliyor. Cinsel istismar suçu 8 yıldan 15 yıla kadar, sarkıntılık 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezasına yol açabiliyor. Bir eylem birden fazla suçu kapsıyorsa Yargıtay bu suçlardan cezası en ağır olanının verilmesi yönünde hüküm bildiriyor.
İSTİSMAR OBJESİ
Başta 110 ülkede 134 sivil toplum örgütünün üye olduğu, çocukların cinsel istismarına son vermek için çalışan ECPAT olmak üzere birçok sivil toplum örgütü Türkiye’nin de dahil olduğu Avrupa Konseyi’ne çocuk paylaşımları ile ilgili baskı yapıyor. Bu STK’lar, internet sağlayıcılarına yeni kanuni düzenleme getirilmesini ve müstehcen görüntüleri otomatik olarak tespit eden yazılımların devreye sokulması gerektiğini söylüyorlar. Çünkü sadece 2023 yılında Avrupa Konseyi ülkeleri arasında 100 milyondan fazla çocuk cinsel istismar görseli ve videosu paylaşıldı. Bu, sadece buzdağının görünen yüzü. Öte yandan dünya genelinde saniyede 2 çocuk görseli paylaşılıyor.”
‘ÇOCUK İŞÇİLİĞİ’
- Antakyalıoğlu, bu paylaşımlardaki çocukların bir anlamda çalıştırıldığına da dikkat çekiyor: “Aile hukukuna göre ebeveynlerin çocuğa bakmak, büyütmek, sevgi ve şefkat göstermek gibi görevleri var. Bir çocuğu sürekli kayda alıp, fotoğraflarını çekip paylaşınca çocuklar ‘proje çocuk’ haline getiriliyor. Hukuki anlamıyla da bu durum ‘çocuk işçiliği’ne giriyor. Çünkü aileler, bu paylaşımlarla para kazanabiliyorlar. Ailesi tarafından sabahtan akşama kadar kayda alınan bu çocuklar hem psikolojik hem de fizyolojik olarak tehlike altında.”
NE YAPILMALI?
- “Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bu konuda resen hareket etmeli. Çünkü Türkiye’de bu şekilde paylaşım yapan binlerce hesap var. Bakanlığın bu ailelerle görüşme yapması ve çocukların korunma ihtiyacı içinde olup olmadığının tespit edilmesi lazım. Bunların yapılması halinde caydırıcılık olabilir. Ayrıca bu duruma özgü somut bir yasal düzenlemeye de ihtiyaç var. Bu durumdan rahatsız olan çocuklar ise ‘Alo 183’ü yani Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nı arayabilir ya da 112’yi arayıp çocuk şubeden destek alabilirler. Okuldaki rehber öğretmenlerine de durumu anlatabilirler. Öğretmenler işin içinden çıkamıyorsa da il ve ilçe müdürlüklerine bağlı olarak çalışan Rehberlik ve Araştırma Merkezleri’ne (RAM) ulaşabilirler.”