Güncelleme Tarihi:
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB'ye yönelik "yolsuzluk" soruşturması kapsamında sevk edildiği nöbetçi sulh ceza hakimliğince tutuklandı, terörle suçlandığı soruşturmada ise serbest bırakıldı.
ŞİŞLİ BELEDİYE BAŞKANI VE MAHİR POLAT TUTUKLANDI
Terör soruşturması kapsamında Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat ve Reform Enstitüsü Direktörü Mehmet Ali Çalışkan'ın da tutuklanmasına karar verildi.
"YOLSUZLUK" SORUŞTURMASI KAPSAMINDA 48 ZANLI TUTUKLANDI
İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik "yolsuzluk" soruşturması kapsamında 89 şüpheliden 48'i tutuklanırken, 41'i hakkında adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar verildi.
Yolsuzluk soruşturması kapsamında "suç örgütü kurmak ve yönetmek", "ihaleye fesat karıştırma", "rüşvet almak", "irtikap" ve "kişisel verileri ele geçirmek" suçlarından 5 şüpheli, "suç örgütüne üye olmak", "rüşvet almak" ve "rüşvet vermek" suçlarından ise 84 zanlının tutuklama talebiyle sevk edildiği hakimlikteki işlemleri sona erdi.
Hakimlik, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık'ın da aralarında bulunduğu 48 şüphelinin tutuklanmasına hükmederken, 41 zanlı hakkında adli kontrol tedbiri uygulanmasını kararlaştırdı.
Başsavcılığın bazı serbest bırakma kararlarına itiraz edeceği öğrenildi..
İMAMOĞLU’NUN 'TERÖR SORUŞTURMASI' KAPSAMINDAKİ SAVCILIK İFADESİ ORTAYA ÇIKTI
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik soruşturmalar kapsamında gözaltına alınan ve adliyeye sevk edilen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Bürosu’nda verdiği ifadesi ortaya çıktı. İfadesinde ‘Kent Uzlaşısı’ kavramını hiç kullanmadığını söyleyen İmamoğlu, “Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik operasyonlar kapsamında gözaltına alınan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, bugün adliyeye sevk edildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu’nda saat 22.00 sıralarında başlayan İmamoğlu’nun ifadesi, yaklaşık 2 buçuk saat sürdü.
İmamoğlu ifadesinde, ‘Kent uzlaşısı’ tanımına yönelik olarak, “Ben bahse konu kavramı hiç kullanmadım. Dolayısıyla bu konuda herhangi bir katkım da bulunmamaktadır. Ayrıca başka bir siyasi partiye benim fikri ve söylemsel bir katkım olması düşünülemez. Yukarıda kısmen değindiğim üzere, belediye meclis üyelerinin belirleme yetkisi Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel merkezine aittir. Benim bu konuda herhangi bir katkım bulunmamaktadır. Ayrıca duyduğum ve bildiğim kadarı ile DEM Parti haricinde başkaca siyasi partilerden de seçime kısa bir zaman kala istifa edip Cumhuriyet Halk Partisi listelerinden belediye meclis üyeliklerine giren bir kısım meclis üyesi adayı da olmuştur” dediği öğrenildi.
‘BİN 500 MECLİS ÜYESİNİN KİM OLDUĞUNU BİLMEM MÜMKÜN DEĞİLDİR’
PKK/KCK terör örgütünün metropol illerde karar alıcı mekanizmalarda yer almasını ve bu şekilde etkinliğinin arttırılmasını sağlama amacıyla ‘Kent Uzlaşısı’ adı altında terör kaydı olan 18 kişinin Cumhuriyet Halk Partisi’ne üye olduğu ve karar alıcı mekanizmalarda yer almasının sağlandığına yönelik soruyu cevaplayan İmamoğlu, “İlçe Seçim Kurulu ve Yüksek Seçim Kurulu'na bildirilen listelerde bu isimler bulunmasına rağmen, İlçe Seçim Kurulu ve Yüksek Seçim Kurulu bu tespiti yapmayıp, daha sonra bu soruşturma süreçlerinin başlatılmasını, kasıtlı bir yargı üzerinden siyasi müdahale olduğunu tekrar hatırlatmak isterim. Beni ilgilendiren kısmı ise Cumhuriyet Halk Partisinin, İstanbul ve Türkiye'nin muhtelif şehirlerinde, Türkiye'nin hukuken yasal olan siyasi partilerinde geçmişte üye olmuş birçok ismi, ‘Türkiye İttifakı’ kavramı ile listelerinde göstermiş olduğu gerçeğidir. 39 ilçede yaklaşık bin 500 meclis üyesinin kim olduğu ya da kimlerle iltisaklı olduğu meselelerini bilmem mümkün değildir” dediği öğrenildi.
‘TAM HATIRLAYAMAMAKLA BİRLİKTE 10'DAN FAZLA KEZ TOPLANTI YAPTIK’
Eski HDP Genel Başkan Yardımcısı Azad Barış ile ola bağlantısı sorulan İmamoğlu’nun, “Azad Barış isimli şahsı tanıyorum. Azad Barış'Ia tanıştığım yaklaşık 7 yıl içerisinde, sohbet ya da toplantıların hemen hemen tamamında DEM Partili bir kısım milletvekillerinin de olduğu buluşmalar yaptım. Azad bey bu toplantıların tümünde, tam eğitimini bilmemekle beraber sosyolog, siyaset bilimci ve toplumsal siyasi araştırmalar yapan bir kurumun üzerinden değerlendirmeler yapmak ve siyasi açılımlarını paylaşmak adına DEM partili milletvekilleri ile bir araya gelerek bizim de masamızda bulunan bazı arkadaşlarımızla birlikte siyasi değerIendirmelerini dinlediğimiz muhtelif toplantılar yaptığımız şahıstır. Azad bey ile tanıştığım 2019 yılında, eski HDP eş genel başkan yardımcısı idi. Bu toplantıların çerçevesi ağırlıklı olarak, tarihlerde de belirtildiği gibi yerel seçim süreçleri ile ilgilidir. Ayrıca farklı zaman dilimlerinde de farklı gündemlerle, başta genel seçim dönemi olmak üzere değerlendirmeler yapılmıştır. Karşılıklı fikir alışverişlerinde bulunulmuştur. Benzer siyasi periyodlarda başka siyasi partiler ve onlara hizmet eden düşünce kuruluşu, siyasi analiz kurumları ve uzmanlar ile çok farklı buluşmaları yapmış bir kişiyim. Azad Barış ile olan ilişkilim bu çerçevededir. Teknik ve siyasi analiz görüşmeleri ve ağırlıkla farklı seçmen gruplarının eğilimleri ile ilgili görüşmelerdir. HTS ve baz kayıtlarının birlikte alınması bu toplantılarla ilgili sayıyı temsil etmemektedir. Zira bahsi geçen bir kısım adreslerde aynı anda birçok siyasi toplantıları yapmış olduğumuz için ben başka katılımcılarla adresin başka bir bölümünde toplantı halinde olabilirim. Tam hatırlayamamakla birlikte 10'dan fazla kez Azad Barış ve diğer çoğunluğu Dem Parti milletvekili olan gruplar ile birçok toplantı yaptık. Bu toplantıların içeriği tamamen teknik sunumlar ve araştırmalar şeklinde, çoğunlukla ismi geçen Azad Barış tarafından sunumları yapılmıştır” şeklinde cevapladığı öğrenildi.
‘SÜRECİN MİLLETİMİZ TARAFINDAN ANLAŞILMASI İÇİN ELİMDEN GELENİ YAPACAĞIM’
İmamoğlu’nun, “Gözaltına alınmadan oluşturulan, uydurma 6 dava ve 30 yıla yakın hapis cezası istemi ile İstanbul Üniversitesi tarafından iptal edilen 31 yıllık diploma ve sadece gözaltından bir gün önce açılan kreşleri kapatmaya yönelik şahsıma tebliğ edilen soruşturma bu kişilerin kötü emellerinin ispatıdır. Ben ülkemiz için büyük tehdit haline gelen sürecin milletimiz tarafından anlaşılması için elimden geleni yapacağım. Dünden bugüne, milyon kat milletimizin gücünü arkamda daha fazla hissediyorum. Cesaretimin tarifini dahi yapamam. Koltuğunu korumak için her şeyi yapmayı kendine hak gören ve milletimize ait olan her şeyin, diplomanın, mülkiyetin, şirketlerin, yeşil alanların, okulların, boğaz kıyılarının kendisine ait olduğunu düşünen bu zihniyetten ülkemizin bir an önce kurtulması şarttır. Aksi takdirde insanlarımızın geleceği tehdit altındadır” dediği öğrenildi.