Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda özetle şunları söyledi:
“Siyasette düşman yoktur, rakip vardır. Siyasette husumet değil, rekabet vardır. Siyaset, medeniyetin simgesidir. Siyaset tekâmülün, olgunlaşmanın göstergesidir. Kavga, kargaşa, gerilim siyasetin değil, barbarlığın ve ilkelliğin sembolüdür. Siyasette hakarete, sokak terörüne, vandallığa, şiddete, yakıp yıkmaya, özelikle küfre yer yoktur ve olamaz. Her kim siyasetin meşru kanalları ardına kadar açıkken sokaktan medet umuyor, sokağı adres gösteriyorsa kendini inkâr ediyor demektir. CHP’nin içinde bulunduğu durum tam olarak budur. CHP demokratik zeminde siyaset yapan bir parti gibi değil, marjinal bir örgüt gibi hareket etmektedir.
ŞUURSUZ AÇIKLAMALAR
Türkiye, son üç haftada CHP’nin faşizan yüzünü bir kez daha görmüştür. Protesto bahanesiyle başlayan sokak eylemleri, CHP Genel Başkanı’nın şuursuz açıklamalarıyla milletimizin huzurunu ve Türk ekonomisinin kazanımlarını hedef alan topyekûn bir saldırıya evrilmiştir. Kapsamı her gün genişleyen linç listelerinde hedef gösterilen yerli ve milli işletmeler ana muhalifin kara gömleklilerine dönüşen marjinal sol örgütler tarafından taciz ve tehdit edilmiştir. CHP Genel Başkanı sorumlu, sağduyulu davranmak, yargının görevini yapmasına yardımcı olmak yerine yüzlerce milyar lirayı aşan yolsuzluk soruşturmasını engelleme yoluna gitmiştir. Yolsuzluğu ortaya çıkartan MASAK gibi devlet kurumlarına iftira atarak, bu kurumlarında çalışan kamu görevlilerini itham ederek, yargı mensuplarımıza parmak sallayarak İstanbul’a çöreklenen suç örgütlerinin hırsızlarının üzerini örtmeye çalışmıştır.
BUZDAĞININ GÖRÜNEN KISMI
Aslında CHP yönetimi de bağırarak üstünü kapayamayacakları büyük bir yolsuzluk olduğunun farkındadır. Şimdiye kadar kamuoyuna yansıyanların buz dağının sadece görünen kısmı olduğunu onlar da çok iyi biliyor. İstanbul’un nasıl talan edildiğini, rüşvet çarkının nasıl işletildiğini, bundan kimlerin nemalandığını CHP yönetimi bal gibi biliyor. Suç örgütünün kimleri haraca, kimleri maaşa bağladığını; aynı şekilde CHP Genel Başkanı ve şürekâsı çok ama çok iyi biliyor. Paniklemelerinin arkasında yatan esas sebep budur.
KORKUNUN ECELE FAYDASI YOK
CHP Genel Başkanı’na şunu söylemek istiyorum; korkunun, paniğin, telaşın ecele faydası yoktur. Görünen köy kılavuz istemez, zaten buna ihtiyaç da duymaz. Ortaya çıkanlar, ortaya çıkacakların habercisidir. Ne yaparsanız yapın adaletin tecellisine engel olmazsınız. Sahibinin kim olduğuna bakmadan beytülmale uzatılan o kirli elleri kırmak Türk milleti adına yargının boynunun borcudur. Büyükşehir ve bazı ilçe belediyeleriyle İstanbul’u sarmaşık misali saran bu şebekenin kollarının nerelere uzandığı zamanla daha net şekilde görünecektir. Biz de hukuki sürecin selameti açısından Anayasamızın bize verdiği yetki ve sorumluluk görevlerini harfiyen yerine getirmekten çekinmeyeceğiz.”
SAHİPSİZ HAYVANLAR
SOKAKLARI GÜVENLİ HALE GETİRİN
Bu süreçte özellikle belediye başkanlarımızdan, ağustos ayında yürürlüğe giren sokak hayvanları düzenlemesi çerçevesinde sokaklarımızı güvenli hale getirmelerini beklediğimi özellikle hatırlatmak istiyorum. AK Parti’nin yönettiği belediyeler çocuklarımızın kendilerini en güvende hissettikleri iller ve ilçeler olmalıdır. Bu meselede evlatlarımızın kanı ve canı pahasına para kazanan, ceplerini dolduran çeteleşmiş lobilerin ortalığı velveleye vermelerine kesinlikle aldırmayacağız. Kanunun sağladığı bütün imkânları kullanarak daha fazla can yanmadan, daha fazla annenin babanın yüreğine evlat acısı düşmeden, hepimizi yaralayan yeni trajediler yaşanmadan bu sorunu inşallah bir hâl yoluna koyacağız. Tarım ve İçişleri Bakanlıklarımıza gerekli talimatları çok net biçimde verdik. Uygulamanın denetimini titizlikle yapacak, ihmali, kusuru veya kastı olanlarla ilgili gerekli cezai müeyyidelerde bulunacaklardır.
‘DAYAN YORGO YETİŞ YORGO’
Sırf yolsuzluklarını savunmak için kendi ülkesini Batı’ya şikâyet edenler, pisliklerinin üzerini örtmek için ülke ekonomisini batırmakla tehdit edenle tarih boyunca defalarca olduğu gibi yine hayal kırıklığına uğramıştır. Süklüm püklüm yardım istedikleri Batı’dan destek göremediklerini bizzat genel başkan düzeyinde kendileri de kabul etmek zorunda kaldı. Şu tutarsızlığa, şu ilkesizliğe bakar mısınız? Başı her sıkıştığında, ‘Atatürk’ün kurduğu partiyiz’ diyen, lafa gelince, ‘Kuvâ-yi Milliyeciyiz’ diye ahkam kesen, sürekli Cumhuriyet’le yaşıt olmakla övünen bir siyasi parti gidiyor, yıllardır savuna geldiği ne kadar argüman varsa rüşveti aklamak, yolsuzlukları aklamak, hırsızları korumak için bizzat kendisi itibarsız hale geliyor. Seneler geçiyor ama CHP Genel Başkanları, ‘dayan Yorgo’ ile ‘yetiş Yorgo’ ikileminden kendilerini bir türlü kurtaramıyor.
MAHALLE BASKISINI GÖSTERDİLER
Şu son üç haftada uyguladıkları faşizme, baskıya, dayatmalara bakın, ellerine biraz daha güç geçtiğinde neler yapacaklarını artık siz tahayyül edin. Yıllardır dillerine doladıkları mahalle baskısının ne demek olduğunu 19 Mart’tan bu yana bizzat kendileri gösterdiler. Tek parti döneminde büyüklerimizin nasıl bir zihniyetle mücadele ettiğini üç haftada bize örnekleriyle tekrar hatırlattılar. Rabbim milletimizi bunların insafına bırakmasın.
SİZLERİ YANILTMASIN
Buradan tüm teşkilâtıma özellikle de gençlerimize sesleniyorum: Muhalefetin çirkefleşmesi sizleri asla yanıltmasın. Muhalefetin kabalaşması sizleri asla yıldırmasın. Muhalefetin saldırganlaşması sizleri asla öfkelendirmesin. Sorumsuzca, edepsizce, tehdit ve tahrik edici bir dille ortalığı velveleye verenler hiç endişeniz olmasın yine kaybedecek. Son 23 yılda defalarca tekerrür ettiği üzere yine bunlar avuçlarını yalayacaklardır.
GAZZE
HAYDUTLUĞA TANIK OLDUK
Bayram sevincimizi gölgeleyen en büyük üzüntü kaynağımız Gazze’deki kardeşlerimize yönelik saldırılardı. Tüm dünyanın gözleri önünde Gazzeli masum çocuklar, kadınlar, siviller hunharca katledildi. Yaralı taşıyan ambulanslara bile kurşun sıkan, sağlık görevlilerin infaz edildiği apaçık savaş suçu işleyen haydutluğa tanık olduk. Bu tablo karşısında başta Gazze’dekiler olmak üzere tüm mazlumlar için imkânları zorlayarak, her türlü yolu deneyerek girişimlerde bulunduk.
YENİ HARİTALAR PEŞİNDE KOŞMAK
Gazze’de insanlık onuru İsrail tarafından açıkça çiğnenirken, biz oradaki kardeşlerimize sırtımızı hiçbir zaman dönmeyiz. Hakkı ve mazlumu savunma noktasında kimse bize sınır çizemez. Küresel Siyonist lobinin baskıları karşısında bugüne kadar nasıl diklenmeden dik durduysak, bundan sonra da zalimlerin karşısında eğilmeyecek, bükülmeyecek hakkı haykırmaya devam edeceğiz. Gerilimi körüklemenin, ateşi büyütmenin, yayılmacı niyetlerle yeni haritalar peşinde koşmanın kimseye bir faydasının olmayacağına inanıyoruz.
Biz kendi ülkemizde nasıl barış ve huzur istiyorsak Gazze’de, Suriye’de, Lübnan’da da aynı şekilde barış, istikrar ve huzur ortamı istiyoruz. Türkiye olarak biz ne hak yeriz, ne de hakkımızın yenilmesine göz yumarız.