Aynı evde iki deprem
Güncelleme Tarihi:
Türkiye’nin 11 ilini vuran deprem binlerce can alırken geride yaralarını sarmaya, yeniden kaldığı yerden hayata tutunmaya çalışan insanlar bıraktı.
O kentlerden biri olan Adıyaman’daki AFAD konteyner kentteydik. Buranın sakinlerinden biri de 27 yaşındaki Muhammet Turgut ve ailesi. Muhammet Turgut Samsun Üniversitesi Havacılık ve Uzay Mühendisliği Bölümü mezunu. 2020’de Elazığ merkezli 5.6 büyüklüğündeki depremi de Adıyaman’daki evlerinde yaşayan Muhammet Turgut, iki deprem arasındaki farkı anlattı:
“Elazığ depreminde evimiz 5’inci kattaydı. Üst katlar depremi daha çok hissediyor, daha çok sallanıyor. Evin duvarları arasında adeta pinpon topu gibi gidip geliyorduk. Ama 6 Şubat depremi ise sadece sağdan sola değil, alttan yukarıya da vuruyordu.
UNUTULMAZ...
Yani iki boyutlu değil de üç boyutlu hareket ediyor gibiydi. Depremi daha önce de yaşamıştık ama bu seferki atmosfer çok daha kötüydü. Yani ölsen başka, hayatta kalsan başka. Korkunç, kabus gibi bir geceydi. Unutmaya çalışsak da unutulacak gibi değil.” Anne Zeynep Turgut da yaşadığı şoku halen üzerinden atamamış. O da KADEM’in kurduğu destek merkezlerinden psikolojik destekle ayakta kalmaya çalışanlardan. Eşi kendisini sürüyerek enkazdan çıkarmış. Turgut, kurtulduklarına şükrederken, ölen akrabaları ve komşularına içi yanıyor: “Depremde akrabalarımızı kaybettik. Dayımın kızı, iki çocuğu vardı. Daha bebeği iki aylıktı.”
ARTIK YARDIMLAR YOK
Aynı binada oturduğu evli kızı da yanlarında olduğu için, toplam 7 kişi bir evde kaldıklarını söyleyen anne Zeynep Turgut’un tek bir isteği var: “Oğlumun valizi bile kapının ağzında duruyor. Ama ne yapalım hayat devam ediyor. Umudum oğluma bir iş bulunması. Eşim belediyede geçici işçi olarak çalışıyor. Şu anda ne gıda ne başka bir şey yardımlar yok artık. Konteyner kentte yaşıyoruz. Suyumuz, elektrik her şeyimiz var. Ama 4 çocuğumla 20 metrekare evde yaşıyoruz. Üniversitede okuyan oğlum da geldi ama yatacak yeri yok.”