Güncelleme Tarihi:
Bu bağlamda öğrenmeyi etkileyen faktörlere baktığımızda öğrenmemiz üzerinde bilişsel, duyuşsal ve sosyal etkenlerin farklı rolleri olduğunu söyleyebiliriz. Bilişsel açıdan öğrenenlerin öğrenme düzeyleri bireysel farklılık gösterebilir. Peki bununla neyi ifade etmek istiyoruz? Öğrenenin farklı alanlara olan ilgileri, öğrenenin bir diğer arkadaşına göre daha hızlı ya da daha yavaş öğrenmesi, algı ve dikkat düzeyi, sahip olduğu öğrenme stratejileri ya da stilleri diyebiliriz. Kalabalık bir gruba “birey”in tanımını yapın dediğimizde birbiriyle aynı iki yanıtı duyamayız. Bunun en önemli nedeni öğrenenlerin bireysel yaşantıları. Bireyler aynı ailede bile büyüse farklı özelliklere, ilgilere sahip olabilirler. Her birinin maruz kaldığı arkadaş çevresi, iş çevresi gibi çevresel etkenler bireylerin duygu, düşünce ve davranışlarını etkiler. Birey üst düzey düşünme becerileri diye adlandırdığımız eleştirel ve yaratıcı düşünme becerilerini kullandığında sorgulayacak ve yenilikler üretme konusunda daha girişimci olur.
ÖZYETERLİLİK BAŞARIYI ARTTIRIR
Duyuşsal açıdan bireyin motivasyon düzeyi öğrenme sürecinde önemli bir yere sahip. Bu süreçte eğiticiye önemli rol düşer. Öğrenen-öğretici etkileşimi öğrenenin öğrenmeye güdülenmesini arttırır ya da düşürür. Öğrenenin içsel motivasyonu burada çok önemli. İçsel motivasyon bireyin bir işi başarılı bir şekilde gerçekleştirdiğinde hissettiği başarı duygusudur. Ben bunu yapabiliyorum demesi onun kendine olan özgüvenini ve öz yeterliğini eş zamanlı olarak artırır. Öz-yeterlik inancı, bireyin belirli bir görevi başarabilme konusundaki inancıdır. Yüksek öz-yeterlik inancı olan bireyler, zorluklarla karşılaştıklarında daha ısrarcı olurlar ve bu da öğrenmeyi olumlu yönde etkiler. Öğrenenin özgüvenin ve özyeterlik duygularının yüksek olması öğrenme sürecine etkin katılımını sağlayacak, problem durumlarıyla karşılaştığında problem çözme becerilerini etkili bir şekilde kullanabilir. İçsel motivasyon kalıcı öğrenme sağlamada önemli bir faktördür.
KAYGI ÖNEMLİDİR
Öğrenmeyi etkileyen duyuşsal diğer faktör kaygı düzeyidir denilebilir. Öğrenende hiç kaygı olmaması yüksek kaygı kadar endişe vericidir çünkü her ikisi de öğreneni başarısızlığa götürür. Orta düzeyde kaygı olması istenilen bir durumdur.
Sosyal faktörler açısından baktığımızda, bireyin çevresi ve sosyal etkileşimleri öğrenmesi üzerinde önemli etkenler arasında yer alır. Aile ortamı ve ebeveyn tutumları, sosyo-ekonomik düzey, yaşam alanı, arkadaş ve akraba çevresi, ailenin eğitim düzeyi ve eğitime bakış açısı bireyin öğrenme alışkanlıklarının ve tutumlarının şekillenmesinde büyük rol oynar. Destekleyici ve teşvik edici bir aile ortamı, öğrenmeyi olumlu etkilerken, ilgisiz ve eğitime ilişkin farkındalık düzeyi yüksek olmayan bir aile bireyin öğrenme sürecini olumsuz etkileyebilmektedir. Etkileşim halinde olduğu arkadaş ve yakın çevresinin tutum ve davranışları bireyin kendini geliştirmesine katkıda bulunabilir ya da tersi bir etki gösterebilir.
BİREYSEL FARKLILIKLARA DİKKAT EDİLMELİ
Bunlara ek olarak Dünyada meydan gelen pandemi, savaş, doğal felaketler gibi sıra dışı beklenmedik olaylar, kişinin yaşamında karşılaştığı ölüm, hastalık gibi travmatik durumlar da bireyin öğrenmesine etki eder. Bireylerin bu tür durumlarla karşılaşma olasılıklarına yönelik mümkün olduğunca bireysel farkındalık düzeylerinin yüksek olması ve simülasyon, örnek olay, problem çözme gibi farklı yöntemleri bilinçli kullanma yeterliğine sahip olmasına özen gösterilmeli.
Öğrenme süreci birçok faktörün bir araya gelmesiyle şekillenir. Bireysel farklılıklar, bilişsel süreçler, çevresel koşullar ve psikolojik etkenler göz önünde bulundurulduğunda, öğrenmeyi destekleyici ortamlar oluşturmak büyük önem taşır. Hem bireyler hem de eğitimciler, bu faktörleri dikkate alarak öğrenme süreçlerini daha verimli hale getirebilirler.
PROF. DR. EDA GÜRLEN KİMDİR?
Prof. Dr. Eda GÜRLEN, Hacettepe Üniversitesi, Eğitim Programları ve Öğretim Anabilim Dalında 1998 yılında lisans, 2001 yılında yüksek lisans ve 2006 yılında doktora eğitimini tamamladı. 2008 yılında Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından verilen “Yurt Dışı Doktora Sonrası Araştırma Bursu” ile Amerika Birleşik Devletleri, University of Minnesota’da doktora sonrası araştırma için bulundu. Hacettepe Üniversitesi’nde 2020 yılından bu yana profesör doktor olarak Hacettepe Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü, Eğitim Programları ve Öğretim Anabilm Dalında görevini sürdürüyor. Ulusal ve uluslararası birçok yayını bulunuyor. Avrupa Birliği (AB), TÜBİTAK’ta birçok projede yer aldı. Program geliştirme, öğretmen yetiştirme, mesleki ve teknik eğitim, üstün yetenekli öğrencilerin eğitimi üzerine çalışmalarını devam ettiriyor.