Güncelleme Tarihi:
The Guardian’da yayınlanan habere göre İngiliz hükümeti, cinayet işleme olasılığı yüksek kişileri belirlemek amacıyla yapay zeka ve algoritmalar kullanan bir ‘cinayet tahmin’ programı üzerinde çalışıyor. Hükümet bu program ile şiddet suçlarının işlenmesinin önüne geçmeyi amaçlıyor. Program kapsamında polis kayıtları, denetimli serbestlik verileri ve diğer resmi kaynaklardan elde edilen kişisel bilgiler analiz edilecek. İsim, doğum tarihi, etnik köken gibi temel bilgilerin yanı sıra ruh sağlığı geçmişi, bağımlılık durumu ve aile içi şiddet mağduriyetleri gibi hassas veriler de kullanılacak. İnsan hakları örgütleri, ‘tüyler ürpertici ve distopik’ olarak nitelendirdikleri programın, etik dışı ve ayrımcı olabileceği uyarısında bulundu. Hükümet, projenin şimdilik yalnızca araştırma amaçlı olduğunu söylese de aktivistler, kullanılan verilerin azınlık gruplara ve yoksul insanlara karşı tahminlerde önyargı yaratabileceğini iddia ediyor. İnsan hakları savunucuları ve uzmanlar, projenin masum insanlar üzerinde de uygulanması halinde özellikle öğrencilerin eğitim yaşamının olumsuz etkilenebileceğini, temel hakların ihlal edilebileceğini ve onların toplumdan dışlanabileceğini söylüyor. Öte yandan söz konusu teknoloji, 2002 yapımı ‘Azınlık Raporu’ filmini de hatırlattı. Steven Spielberg tarafından çekilen bu film, ‘PreCrime’ adlı bir sistem sayesinde cinayetlerin daha işlenmeden öngörülmesini ve potansiyel suçluların tutuklanmasını anlatıyordu. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Zafer İçer, özellikle gençler ve öğrenciler açısından olası sakıncalarına dikkat çekerek proje hakkında şunları söyledi:
ÖĞRENCİLER DIŞLANABİLİR
İngiltere’nin bu uygulamasında bir yaş sınırı henüz belirtilmediği için yapay zekanın potansiyel suçlu olarak değerlendirdikleri çocuklar ve genç yetişkinler de olabilir. Onlar böyle bir durumda üniversite ve liseye girişlerde, burs başvurularında ya da sınav uygulamalarında sorun yaşayabilir. Haliyle bu kişilerin eğitime eşit erişim hakkı ihlal edilebilir. Dolayısıyla bazı öğrenciler, sistemden bu yüzden dışlanabilir. Yani kişilerin kariyerlerini, çocukların geleceklerini etkileyebilecek bir söz konusu olabilir. Ayrıca bu uygulama kişilerin toplumdan dışlanmasına ve izole bir hayat yaşamasına neden olabileceği gibi onları suçluluğa da itebilir.”
ÇOK KRİTİK SONUÇLARI OLABİLİR
Prof. Dr. Tunca Doğan, Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Yapay Zeka Mühendisliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi:
“Daha önce suç işlemiş ve adli kaydı olanlarla ilgili çok fazla bilgi mevcut. Bunlar kullanılarak bir yapay zeka modeli eğitilebilir ve bundan sonra o kişilerin suç işleyip işlemeyeceğiyle ilgili bir öngörüde bulunabilir. Ancak daha önceden suç işlemeyen insanlarla ilgili veriler daha sınırlı. Ayrıca o kişiler daha önceden suç işlemediği için bununla ilgili yapay zekanın bir ilişkilendirme yapması zor. Yani masum insanlarda sonuçlar büyük ihtimalle daha başarısız ve yanıltıcı olabilir. Modelin yanlış yanıtlar vermesi çok kritik sonuçlara yol açabilir. Öte yandan bu sistemin haclenmesi, içindeki verilerin çalınması ve hatta o verilerin daha sonra kötüye kullanılması mümkün. Örneğin okulunu bitiren ve iş başvurusu yapan bir genç sırf potansiyel suçlu olarak görüldüğü için kariyerine dahi başlayamayabilir.”