Güncelleme Tarihi:
Lübnan haber ajansı NNA'nın haberinde, İsrail savaş uçaklarının, Dahiye'nin Gubeyri ve Hureyk bölgelerini hedef aldığı belirtildi.
İsrail ordusunun Dahiye'ye gece saatlerinde düzenlediği saldırıların 4'e çıktığı belirtilerek, ölen ve yaralanan olup olmadığına ilişkin bilgi paylaşılmadı.
İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, X hesabından paylaştığı haritada, Gubeyri ve Hureyk bölgelerindeki bazı binalar ve çevresi için tahliye uyarısında bulunmuştu.
Adraee, paylaştığı yerlerde Hizbullah tesislerinin bulunduğunu iddia ederek, İsrail ordusunun "kısa süre içinde" bu noktalara saldırı düzenleyeceğini belirtmişti.
Hamas'tan yapılan açıklamada, Ben-Gvir ve Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerin işgal altındaki Batı Şeria'nın El Halil kentindeki Harem-i İbrahim Camisi'ne baskın düzenlemesine tepki gösterildi.
Açıklamada, "Aşırılık yanlısı terörist Siyonist Bakan Ben-Gvir'in, Filistin topraklarını gasbeden binlerce İsrailli ile Harem-i İbrahim Camisi'ne baskın düzenlemesi, işgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs'te İslam ve Hristiyan kutsallarımızı tehdit eden, devam eden suçlar ve Yahudileştirme projeleri çerçevesinde gerçekleştirilen ciddi bir ihlaldir." ifadesi kullanıldı.
"İsrail hükümetinin işgal altındaki Batı Şeria'da suç planlarını hayata geçirme çabaları sürüyor." denilen açıklamada, İsrail hükümetinin Filistin topraklarını gasbeden İsraillileri Filistin halkına ve kutsallarına karşı suç işlemeye teşvik ettiği, onlardan bu suçlar sebebiyle hesap soracak mekanizmaları durdurduğu belirtildi.
Açıklamada, Batı Şeria'daki Filistinlilerin, "İsrail'in tehlikeli tedbirleri ve terör döngüsünü" kırmak için ayaklanması gerektiği kaydedilerek, İsrail işgali ve Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerle mücadele, onlara işledikleri suç ve ihlallerin bedellerini ödetme çağrısı yapıldı.
Lübnan resmi haber ajansı NNA, İsrail ordusunun, Hıyem'de "çok şiddetli patlamalar gerçekleştirdiğini, bu durumun kasabadaki evlerin ve binaların patlayıcılarla yıkılmasından kaynaklandığını" bildirdi.
Ajans, patlamaların sesinin çevre kasabalardan da duyulduğunu ve etkisinin hissedildiğini aktardı.
İsrail ordusu, Hıyem kasabasına yoğun hava ve topçu bombardımanı düzenlemişti.
Lübnan Sağlık Bakanlığına göre 8 Ekim 2023'ten bu yana İsrail'in düzenlediği saldırılarda 3 bin 645 kişi hayatını kaybetti.
Lübnan Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, İsrail ordusunun devam eden saldırıları sonucu ölü ve yaralı sayısına ilişkin bilgi verildi.
Söz konusu saldırılarda dün Baalbek'te 49, Nebatiye'de 8, Güney'de 5 kişinin hayatını kaybettiği aktarılan açıklamada, İsrail saldırılarında toplam can kaybının 3 bin 645 olduğu kaydedildi.
İsrail saldırılarında 111 kişinin daha yaralandığı ifade edilen açıklamada, yaralı sayısının da 15 bin 355'e yükseldiği bildirildi.
Hizbullah ile 8 Ekim 2023'ten beri kontrollü çatışmalara devam eden İsrail ordusu, 23 Eylül'de Lübnan'ın güney kentlerinin yanı sıra Bekaa ve Baalbek bölgelerine yoğun hava saldırısı başlatmıştı.
Lübnan Kültür Bakanı Muhammed Murtaza, Lübnan'ın güneyindeki Sur ilinde Şema Kalesi yakınlarında 20 Kasım'da öldürülen 71 yaşındaki İsrailli tarihçi Zeev Erlich hakkında açıklamalarda bulundu.
Murtaza, "Talebimiz doğrultusunda, UNESCO'nun Şema Kalesi'ne İsrail'in saldırılarına karşı açıkladığı karardan bir gün sonra, Siyonist Zeev Erlich'in Şimon Peygamber'in türbesi yakınlarında öldürülmesi manidar bir olay." ifadelerini kullandı.
UNESCO'nun kararının İsrail tarafından ihlal edildiğini belirten Murtaza, saldırıların İsrail'in "uluslararası topluma, örgütlere ve sözleşmelere değer vermeyerek kibrini gösterdiğini" kaydetti.
Murtaza, "Bu sahte askerin (Zeev Erlich) Şimon Peygamberin türbesine girmesinin amacı, İsrail topraklarıyla ilgili tarihi bir kanıt arayışıdır." dedi.
Erlich'in askerlerle birlikte bölgede bulunmasının İsrail'in "saldırgan yayılmacı doğasını gösterdiğini" ifade eden Murtaza, "İsrail sadece Filistin'in toprakları, tarihi ve mirasının işgaliyle yetinmeyecek, aynı zamanda Lübnan'ın topraklarını, tarihini ve mirasını da işgal etmeye çalışacak. Bunlar, taşı, insanı, medeniyeti yok edip askeri karargah kurmak amacıyla ülkemize getirilen yabancılardır." dedi.
Lübnanlı Bakan, Erlich'in bölgede bulunma amacının tarihi eserleri tahrip etmek olduğunu vurguladı.
El-Halil Savunma Komitesi Üyesi Arif Cabir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kentteki eski şehir bölgesinde Filistinlilere yönelik sokağa çıkma yasağı uygulandığını söyledi.
El-Halil Vakıflar Müdürü Gassan er-Recebi ise fanatik Yahudilerin bu dönemde İbrahim Camisinin içindeki Hz. İbrahim'in eşinin kabrini ziyareti, her yıl adet haline getirdiğini ve bu sebeple camiye baskınlar düzenlendiğini belirtti.
Yahudilerin makamın, inançlarıyla irtibatlı bir yer olduğuna ilişkin iddialar öne sürdüklerini dile getiren Recebi, "İbrahim Camisinin içi ve dışı Müslümanların ve Arapların mülküdür" dedi.
Filistinlilerin topraklarını gasbeden İsraillilerin bugünkü baskınına, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı İtamar Ben-Gvir'in de eşlik ettiğini aktaran Recebi, Müslümanların camiye girişinin engellendiği ve ezan okunmasına izin verilmediğini kaydetti.
Fanatik Yahudilerin bugün ve yarın geceyi geçirmek üzere cami çevresine çadırlar kurduğunu paylaşan Recebi, söz konusu ayinler sırasında El Halil kenti sakinlerinin evlerinden dışarı çıkmalarına izin verilmediğini, sokaklar arasına kurulan barikatlar ve uzun süreli sokağa çıkma yasağı uygulamaları sebebiyle halka büyük sıkıntılar çektirildiğini anlattı.
MESCİD-İ AKSA’DAN SONRAKİ EN KUTSAL DÖRDÜNCÜ CAMİ
İşgal altındaki Kudüs kentinde bulunan Mescid-i Aksa’nın çevresi olarak kabul edilen El-Halil kentindeki Harem-i İbrahim, Mekke’deki Mescid-i Haram ile Medine’deki Mescid-i Nebevi ve Mescid-i Aksa’dan sonraki en kutsal dördüncü cami sayılıyor.
Caminin altında yer alan Hazreti İbrahim ve eşi Hazreti Sare’nin kabirlerinin yanı sıra Hazreti İshak, Hazreti Yakup, Hazreti Yusuf ve hanımlarının mezarlarının bulunduğuna inanılan mağara, İsrail tarafından “Ata Babalar (Machpelah)” olarak isimlendiriliyor. Harem-i İbrahim Camisi, bu nedenle sık sık fanatik Yahudilerin baskınlarına uğruyor.
Hazreti İshak ve hanımının bulunduğu kabirler Müslümanlara ayrılan kısımda kalırken, diğerleri ise Yahudilere ayrılan ve sinagoga çevrilen bölümlerde bırakılmış durumda.
BM Sözcüsü Stephane Dujarric, günlük basın toplantısında açıklamalarda bulundu.
Kış yaklaşırken Gazze'deki Filistin halkının kendilerini yağmur ve soğuktan koruyacak uygun barınma koşullarına ihtiyaç duyduğunu belirten Dujarric, BM ve ortaklarının hızlı bir şekilde çadır ulaştırmaya çalıştığını dile getirdi.
Dujarric, halihazırda yüz binlerce Filistinlinin yerinden edildiğini anımsatarak, özellikle Gazze'nin kuzeyindeki İsrail kuşatması nedeniyle ihtiyaçların hızla arttığına ve kolay bir şekilde karşılanamadığına işaret etti.
"İsrailli yetkililer, geçen hafta Gazze'ye planlanan 129 insani yardım operasyonundan sadece üçte birine izin verdi." diyen Dujarric, diğer operasyonların "güvenlik ve lojistik" nedenler gösterilerek engellendiğini ifade etti.
Malezya Başbakanı Enver İbrahim, katıldığı etkinlikte UCM'nin Netanyahu ve Gallant hakkındaki kararına ilişkin basına konuştu.
Kararı "adalet ve insanlığı savunan herkes için muazzam bir zafer" olarak nitelendiren Enver İbrahim, bu kararın Filistin halkının acılarını hafifleteceğini söyledi.
Enver İbrahim, ayrıca, kararın "mantıklı" olduğuna dikkati çekerek "Netanyahu'nun yurt dışına çıkması halinde tutuklanmasının gerektiği" görüşünü paylaştı.
Lübnan resmi ajansı NNA'nın haberine göre, İsrail ordusu Dahiye'deki Hades, Hureyk, Şiyah ve Gubeyri bölgelerini hedef aldı.
Saldırılar, söz konusu bölgelerde büyük yangınlara ve binalarda yıkıma neden olurken altyapı ve yollarda ağır tahribat bıraktı.
Hava saldırıları nedeniyle özellikle Şiyah ve Hureyk bölgelerinde geniş çaplı yıkım meydana geldi.
İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, X hesabından yaptığı paylaşımlarla, saldırı düzenlenen bölgelerindeki bazı binalar ve çevresi için saldırı tehdidinde bulunmuştu.
Bu bölgelerde Hizbullah tesislerinin bulunduğunu iddia ederek İsrail ordusunun "yakın gelecekte" bu noktalara saldırı düzenleyeceğini belirten Adraee'nın bu uyarısının ardından bölgedeki insanları uyarmak ve tahliyeyi hızlandırmak için havaya ateş açıldığı duyulmuştu.
Hizbullah ile 8 Ekim 2023'ten beri kontrollü çatışmalara devam eden İsrail ordusu, 23 Eylül'de Lübnan'ın güney kentlerinin yanı sıra Bekaa ve Baalbek bölgelerine yoğun hava saldırısı başlatmıştı.
İsrail ordusu, 30 Eylül'de de Lübnan'ın güneyinde "Hizbullah'ın altyapısına yönelik sınırlı ve yoğun" kara saldırılarına başladığını bildirmişti.
Lübnan Sağlık Bakanlığının verilerine göre, 8 Ekim 2023'ten bu yana düzenlenen İsrail saldırılarında 905'i kadın ve çocuk, 214'ü sağlık çalışanı olmak üzere 3 bin 583 kişi öldü, 15 bin 244 kişi yaralandı.
Kolombiya Dışişleri Bakanlığının internet sitesinde yayımlanan açıklamada, Gazze ve Batı Şeria'da işlenen savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar nedeniyle UCM'nin çıkardığı tutuklama emirlerinin tanındığı ve Kolombiya'nın bu kararlara uyacağı bildirildi.
Açıklamada, "Kolombiya, sınırları içinde ve ötesinde barışa olan bağlılığını bir kez daha teyit ediyor. Kolombiya, Filistin halkının başına gelenler ve İsrail hükümeti tarafından gerçekleştirilen soykırım eylemleri karşısındaki tutumunu yineliyor. Cumhurbaşkanı Gustavo Petro'nun da ifade ettiği gibi; Kolombiya her zaman barışı sağlamaya yönelik çabaları destekleyecek ve her türlü savaş eylemini reddedecektir." ifadelerine yer verildi.
Kolombiya hükümetinin çok taraflılık ilkelerine ve uluslararası hukuka dayalı düzene olan inancının vurgulandığı açıklamada, UCM ve küresel düzeyde adaletin sağlanmasından sorumlu diğer organlar tarafından alınan kararlara saygı duyulduğu ve bunlara uyulacağı belirtildi.
UCM, dün açıkladığı kararda, "Gazze'de işlenen savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan ötürü" İsrail Başbakanı Netanyahu ile eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkardığını duyurmuştu.
Gazze Şeridi Sahra Hastaneleri Müdürü Mervan el-Hams, düzenlediği basın toplantısında, İsrail ordusunun son saatlerde Gazze'nin kuzeyindeki Kemal Advan Hastanesini hedef aldığı saldırıda 6 sağlık çalışanının yaralandığını, ikisinin durumunun ağır olduğunu belirtti.
Hastanenin jeneratörünün, oksijen tankının ve su hattının hedef alındığını vurgulayan Hams, şunları kaydetti:
"Hastaneler, İsrail işgal güçlerinin yakıt girişini engellemesi nedeniyle 48 saat içinde ya tamamen çalışmayı durduracak ya da hizmetlerini kısıtlayacak. İşgal ordusu, genel olarak Filistin halkını yok etmeye, özelde ise sağlık sistemini tahrip etmeye devam ediyor. Gazze’nin kuzeyindeki hastanelerde sağlık ekipleri yiyeceksiz, hastalar ise tedavisiz durumda. Ne ilk yardım ne de sivil savunma ekipleri çalışabiliyor; bu tamamen bir soykırım."
Özellikle yaşlılar arasında açlığa bağlı ölümlerin yaşandığını aktaran Hams, "Gazze Şeridi açlığın eşiğinde. Hastanelerde kötü beslenme, açlık ve susuzluğa bağlı hastalıklardan çok sayıda çocuk yatıyor.” dedi.
Hams, uluslararası topluma Filistinlilere yönelik soykırımın durdurulması, sağlık ekiplerinin ve hastanelerin korunması, gıda, tıbbi malzeme ve yakıt yardımlarının Gazze'ye girişine izin verilmesi için harekete geçmesi çağrısı yaptı.
Gazze'deki Filistinliler, İsrail'in insani yardımların bölgeye girişini engellemesi nedeniyle sistematik bir aç bırakma politikasıyla karşı karşıya. Birleşmiş Milletler ve birçok uluslararası kuruluş bu durumu teyit ederek Gazze'ye insani yardımların girişinin kolaylaştırılması çağrısında bulunuyor ancak bu çağrılar yanıtsız kalıyor.
Haaretz gazetesinin askeri ilişkiler analisti Amos Harel, konuyla ilgili kaleme aldığı yazıda, UCM'nin Gazze'de işlenen savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan Netanyahu ve Gallant hakkında tutuklama emri çıkarmasının pek çok ülkede İsrail askerleri ve komutanları hakkında açılan soruşturmalara yeni bir ivme kazandırabileceği kaydedildi.
UCM kararının, Batılı ülkelerin İsrail’e yönelik tutumlarını değiştirmesine neden olabileceğini belirten Harel, "Uluslararası Ceza Mahkemesinin (ICC) kararı, şimdiye kadar İsrail'e karşı daha ılımlı önlemlerle yetinen Batılı ülkelerin, İsrail'e yönelik yeni bir silah ambargosu uygulaması için kapı aralayabilir" değerlendirmesinde bulundu.
Söz konusu gelişmenin İsrail ordusuna yönelik çok sayıda suç duyurusu ve soruşturmayı da tetikleyebileceği belirtilirken, yazıda, “Bu karar, birçok ülkede görülen İsrail askerleri ve komutanlarına yönelik suç duyuruları ve soruşturmalara ivme kazandırabilir.” ifadesine yer verildi.
"İSRAİL YÖNETİMİ TUTUMUYLA KARARA KATKIDA BULUNDU"
Harel yazısında, İsrail Demokrasi Enstitüsü Güvenlik ve Demokrasi Merkezinin Direktörü Dr. Eran Shamir-Borer’in yorumlarına yer verdi.
UCM’nin kararının "birçok açıdan şok edici" olduğunu, ancak İsrail yönetiminin tutumunun bu karara katkıda bulunduğunu belirten Borer, UCM Başsavcısı Kerim Han'ın mayıs ayında tutuklama emri verilmesi için yaptığı başvuru sonrası İsrail’in hiçbir şey yapmadığını ve hükümetin bir devlet soruşturma komitesinin kurulmasına şiddetle karşı çıktığını hatırlattı.
"Eğer o dönemde suçlamalarla ilgili etkili bir soruşturma mekanizması kurmuş olsaydık, savcı talebini geri çekebilirdi." diyen Borer, Gaze’nin kuzeyinde yaşananlara atıfla şunları kaydetti:
"Hakimler, suçların hala bugün işlenmeye devam ettiğini açıkça belirtiyorlar ve muhtemelen bu kararlarıyla başka bir insani felaketi durdurmaya yardımcı olduklarını düşünüyorlar."
İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Roma Statüsü'ne taraf olan 120'den fazla ülkeyi ziyaret etmeye cesaret edemeyeceğini belirten Borer, Netanyahu’nun tutuklanma riskiyle karşı karşıya kalabileceğinin altını çizdi.
Öte yandan yazıya göre, antlaşmaya taraf olmayan ABD’de Trump yönetiminin UCM’ye karşı düşmanca bir tutum takınması beklenirken, Borer, İsrail’in “tüm umutlarını” sadece Amerikan desteğine bağlamaması gerektiğini vurguladı.
UCM'NİN NETAHYAHU VE GALLANT HAKKINDAKİ KARARI
UCM, dün açıkladığı kararda, "Gazze'de işlenen savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan ötürü" İsrail Başbakanı Netanyahu ile eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkardığını duyurdu.
Kararda Netanyahu ve Gallant'ın açlığı bir savaş yöntemi olarak kullanma, savaş suçu ile cinayet, mahkum etme ve diğer insanlık dışı muameleleri içeren insanlığa karşı suçları işlediğine dair makul şüphe olduğu belirtildi.
Kararda ayrıca, Netanyahu ve Gallant'ın bilinçli olarak sivil nüfusu hedef alan bir saldırının talimatını verdiklerine dair makul şüphe olduğu ifade edildi.
İtalya Savunma Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Lübnan'ın güneyinde bulunan UNIFIL misyonunun Şema'daki batı sektöründe görevli 4 İtalyan barış gücü askerinin, üsse 122 mm'lik iki roketin isabet etmesi sonucu hafif şekilde yaralandığı belirtildi.
Olayın ardından Başbakan Meloni, yaptığı yazılı açıklamada, "UNIFIL'in Güney Lübnan'daki İtalyan karargahının uğradığı ve barışı koruma misyonunda görev yapan bazı askerlerimizin de yaralanmasına neden olan yeni saldırı haberlerini derin bir öfke ve endişeyle öğreniyorum." ifadesini kullandı.
Yaralılar ve aileleriyle kendisi ve hükümeti adına dayanışmasını vurgulayan Meloni, Lübnan'daki tüm İtalyan birliğine faaliyetleri için şükranlarını iletti.
Meloni, "Bu tür saldırıların kabul edilemez olduğunu bir kez daha yineliyor ve sahadaki taraflara UNIFIL askerlerinin güvenliğini her zaman garanti altına almaları ve sorumluların hızla tespit edilmesi için işbirliği yapmaları yönündeki çağrımı yineliyorum." ifadelerini kullandı.
Savunma Bakanı Guido Crosetto da yaptığı yazılı açıklamada, olayın ardından 4 askerin durumunun endişe verici olmadığını teyit etmek için hemen UNIFIL'deki İtalyan Birliği'nin komutanı Tuğgeneral Stefano Messina’yı aradığını, ayrıca Lübnanlı mevkidaşıyla temasa geçtiğini bildirdi.
Crosetto, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Bir UNIFIL üssünün bir kez daha vurulması kabul edilemez. Bugüne kadar göreve başlamasından bu yana mümkün olmayan görüşmeyi gerçekleştirmek üzere, İsrail'in yeni Savunma Bakanı ile konuşmaya çalışacağım ve ona UNIFIL üslerinin kalkan olarak kullanılmamasının gerektiğini söyleyeceğim. Güney Lübnan'da mavi berelilerin ve sivil halkın güvenliğini tehlikeye atan teröristlerin varlığı ise daha da kabul edilemez bir durumdur."
İtalya Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Antonio Tajani de Torino kentinde katıldığı etkinlikte yaptığı açıklamada, UNIFIL üssünde İtalyan askerlerinin yaralanmasına yol açan olayın "Hizbullah'ın fırlattığı iki roketten kaynaklanmış olabileceğini" belirterek, yaşananların kabul edilemez olduğunu vurguladı.
İsrail ordusu, işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyinde yer alan Cenin kenti ve kampına tekrar baskın düzenledi.
Filistin devlet televizyonunun haberine göre dün çekildiği Cenin'e yeniden baskın düzenleyen İsrail askerleri, baskına karşı çıkan Filistinlilere müdahale etti.
Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant'ın tutuklanması emrini vermesi dünya gündemine bomba gibi düştü.
UCM'nin Netanyahu'nun tutuklanması emrinin ardından bazı ülkeler, UCM kararını destekleyen açıklamalarda bulunarak Netanyahu'yu topraklarına ayak bastığı anda tutuklayacaklarını ifade etti.
Hollanda Dışişleri Bakanı Caspar Veldkamp, Hollanda'nın “Roma Statüsü'nü yüzde 100 uyguladığını” teyit ederek UCM'nin tutuklama emirleri doğrultusunda hareket etmeye hazır olduğunu belirtti.
İrlanda Başbakanı Simon Harris tutuklama kararlarını “son derece önemli bir adım” olarak nitelendirerek İrlanda'nın UCM'ye saygı duyduğunu vurguladı. İrlanda Başbakanı Harris, herkesin “ivedilikle” UCM'nin çalışmalarına yardımcı olması gerektiğinin altını çizdi.
Norveç Dışişleri Bakanı Espen Barth Eide, UCM'nin görevini hakkaniyetle yerine getireceğine olan güvenini ifade ederek, “Mahkemenin davayı en yüksek adil yargılama standartları temelinde yürüteceğine güvenimiz tamdır” dedi.
Ürdün Dışişleri Bakanı Ayman Safadi UCM'nin kararına saygı gösterilmesi ve uygulanması gerektiğini belirterek “Filistinlilerin adaleti hak ettiğini” vurguladı.
Güney Afrika Hükümeti, UCM'nin kararını memnuniyetle karşıladı ve bunu “Filistin'de insanlığa karşı işlenen suçlar ve savaş suçları için adalet yolunda önemli bir adım” olarak nitelendirdi.
İspanya Dışişleri Bakanlığı, İspanya'nın UCM'nin kararına “saygı duyduğunu” belirtti ve ülkenin “Roma Statüsü ve uluslararası hukukla ilgili taahhüt ve yükümlülüklerine uyacağını” teyit etti.
İsveç Dışişleri Bakanı Maria Malmer Stenergard, İsveç ve AB'nin “mahkemenin önemli çalışmalarını desteklediğini ve mahkemenin bağımsızlığını ve bütünlüğünü koruduğunu” söyledi. İsveç Dışişleri Bakanı Stenergard, İsveç adli makamlarının, UCM'nin yakalama emri çıkardığı kişilerin tutuklanmasına karar vereceğini belirtti.
İsviçre Federal Adalet Ofisi, Roma Statüsü uyarınca UCM ile işbirliği yapmakla yükümlü olduğunu ve Netanyahu ya da Gallant'ın İsviçre topraklarına girmesi halinde tutuklanacağını açıkladı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, UCM'nin tutuklama kararını umut verici olarak nitelendirdi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, UCM'nin kararının, İsrailli yetkililerin Filistinlilere karşı işledikleri soykırım nedeniyle adalet önüne çıkarılmasında önemli bir adım olarak değerlendirdi.
Avrupa Birliği (AB) ve NATO'ya ev sahipliği yapan Belçika, Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkındaki tutuklama emrini uygulayacağını bildirdi.
Belçika Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Florinda Baleci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Netanyahu ve Gallant hakkındaki tutuklama emrini değerlendirdi.
UCM tarafından çıkarılan tutuklama emirlerini uygulama sorumluluğunun devletlerde olduğunu anımsatan Baleci, Roma Statüsü'nün 86. maddesine göre, bu antlaşmaya taraf olan devletlerin, UCM ile tam olarak işbirliği yapma konusunda yasal yükümlülüğe sahip olduğunu vurguladı.
Baleci, Belçika'nın uluslararası hukuka saygıyı ve UCM'nin bağımsız çalışmasını tam olarak desteklediğini vurgulayarak, "Bu nedenle Mahkeme tarafından tutuklama emri altında olan herhangi bir kişi Belçika topraklarındaysa, Belçika makamları Roma Statüsü kapsamındaki yükümlülüklerine uyacaktır." ifadesini kullandı.
İsrail'in saldırılarını sürdürdüğü Lübnan'da, yeni başkent Beyrut vuruldu.
İsrail'in saldırısı sebebiyle Beyrut'un güneyinde şiddetli bir patlama meydana geldi. Patlama sonucunda hedef alınan bina çöktü.
İran Devrim Muhafızları Ordusu Genel Komutanı Hüseyin Selami, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) Gazze’de işlenen savaş suçu ve insanlığa karşı suçlar nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında çıkardığı tutuklama emriyle ilgili açıklamalarda bulundu. Netanyahu hakkında çıkarılan yakalama kararının Filistin direnişi için bir zafer olduğunu vurgulayan Selami, “Bu karar, Siyonist İsrail rejiminin sonu ve çöküşü anlamına gelmektedir” dedi.
“DÜNYANIN KAPILARI SİYONİST REJİME KAPANDI”
İsrail’in dünyada yalnızlaştığını belirten Selami, “Netanyahu için tutuklama kararı çıkartılması İsrail’in sonudur. İsrail rejimi artık yalnız kalmıştır ve tek destekçisi ABD yönetimidir. Bu siyasi kriz ve yalnızlık, rejim için siyasi ölümdür. Artık dünyanın kapıları Siyonist rejime kapandı ve sırada siyasi ve ekonomik yaptırımların uygulanması var. Özellikle Müslüman ülkeler İsrail rejimine karadan ve denizden giden silah yardımlarının önünü almalıdır. Rejime yönelik ekonomik yaptırımların uygulanması halinde işgalci rejimin yok oluşu hızlanacaktır” ifadelerini kullandı.
“SİYONİST REJİMİ BÜYÜK BİR YOK OLUŞ BEKLİYOR”
İran’ın İsrail’e yönelik beklenen misillemesine değinen Selami, “Halkımız emin olsun, İsrail’den intikamımızı alacağız. Siyonist rejimi büyük bir yok oluş bekliyor. Bu rejim, Müslüman dünyasına dışarıdan saplanmış bir hançerdir ve bu hançerin İslam bedeninden çıkarılması gerekiyor. Bu savaşın sona ermesi ancak rejimin yok olmasıyla mümkündür. Eğer Müslümanlar kendi aralarında birlik olursa, rejim kesinlikle yok olacaktır” dedi.
İran ve İsrail arasında tırmanan gerilim, karşılık füze misillemelerine yol açtı. Bölgede tansiyon yükselirken, sadece karanın değil gökyüzünün de çatışma alanına dönüştüğü ortaya çıktı.
Wall Street Journal gazetesinde yer alan habere göre, füzeler ve seyahat firmalarına ait uçaklar gökyüzünü paylaştı. Habere göre, füzeler hedeflerine doğru giderken, Amsterdam'dan Dubai'ye giden Emirates EK146 sefer sayılı uçuşunda bir yolcu, sosyal medyada paylaştığı bir videoda "Bunlar havai fişek mi yoksa başka bir şey mi?" diye sordu.
Füzeler ile düzinelerce uçağın benzer bir rotada uçtuğu belirtilen haberde, İran ve İsrail saldırılarının masada olmaya devam ettiği ve sivil uçuşları korumak için net bir çözüm olmadığı belirtildi.
Almanya Hükümet Sözcüsü Steffen Hebestreit, Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkındaki tutuklama emri kararına ilişkin atılacak adımları titizlikle inceleyeceği bildirildi.
"Ülke içinde atılacak adımlar titizlikle incelenecek." ifadesini kullanan Hebestreit, diğer başka adımların ancak Netanyahu ve Galant'ın Almanya'ya ziyaret yapmalarının öngörüldüğünde atılabileceğini kaydetti.
Almanya'nın UCM'nin tüzüğünün hazırlanmasında yer aldığını ve en büyük destekçilerinden biri olduğuna işaret eden Hebestreit, "Bu duruş aynı zamanda Alman tarihinin bir sonucudur. Aynı zamanda İsrail ile benzersiz ilişkiler ve büyük bir sorumluluk paylaşıyor olmamız da Alman tarihinin bir sonucudur." değerlendirmesinde bulundu.
Avustralya, Litvanya ve Estonya, Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkındaki tutuklama emri kararına saygı duyduklarını bildirdi.
Avustralya Dışişleri Bakanı Penny Wong, X hesabından yaptığı paylaşımda, Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM), İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkarmasına ilişkin açıklama yaptı.
Açıklamada, Avustralya'nın, UCM'nin bağımsızlığına ve uluslararası hukukun korunmasındaki önemli rolüne saygı duyduğu belirtildi.
"Siviller korunmalıdır. Rehineler serbest bırakılmalıdır. Hızlı, güvenli ve engelsiz insani yardım sivillere ulaşmalıdır. Yardım çalışanları, hayat kurtarıcı çalışmalarını sürdürebilmeleri için korunmalıdır." değerlendirmesinde bulunulan açıklamada, çatışmanın tüm taraflarının uluslararası insancıl hukuka uyması gerektiğine vurgu yapıldı.
LİTVANYA VE ESTONYA DA UCM KARARINA BAĞLI KALACAKLARINI AÇIKLADI
Yerel basında çıkan habere göre, Litvanya Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, UCM'nin İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant için çıkardığı tutuklama kararına bağlı kalınacağı bildirildi.
"Mahkeme bir tutuklama emri çıkardığında, bunun uygulanması UCM Roma Statüsü'ne taraf olan ya da UCM'nin yargı yetkisini kabul eden tüm devletler ve bölgeler için bağlayıcıdır" ifadesine yer verilen açıklamada, Litvanya'nın "UCM'nin bağımsızlığına ve tarafsızlığına saygı duyduğu" aktarıldı.
Estonya Dışişleri Bakanı Margus Tsahkna da X hesabından yaptığı paylaşımda, "Estonya, taraf olduğu UCM'nin tutuklama kararlarını dikkate almaktadır. Uluslararası hukuk ve kurallara dayalı uluslararası düzenin korunması bizim için önemlidir." ifadelerini kullandı.
İran'ın başkenti Tahran'daki Birleşmiş Milletler (BM) temsilciliği önünde toplanan yüzlerce kişi İsrail'in BM'den ihraç edilmesini istedi.
Tahran'daki BM ofisi önünde düzenlenen gösteriye yüzlerce kişi katıldı.
İsrail aleyhinde ifadelerin yazılı olduğu dövizler taşıyan ve Tel Aviv'in Gazze ve Lübnan'da işlediği soykırım ve savaş suçlarını protesto eden göstericiler, "Bebek katili siyonistler cezalandırılmalı" ve "Siyonist rejim ihraç edilmeli" gibi sloganlarla İsrail'in BM'den ihraç edilmesi talebinde bulundu.
Göstericiler arasında bir grubun İsrail'in Gazze'de öldürdüğü bebekleri temsilen kanlı beyaz kefene sarılmış temsili bebekler taşıması dikkatleri çekti.
ABD Başkanı Joe Biden, Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkındaki tutuklama emrinin "rezalet" olduğunu savundu.
Biden, UCM'nin Netanyahu ve Gallant hakkında tutuklama emri çıkarmasına ilişkin yazılı açıklama yaptı.
ABD Başkanı Biden, "UCM'nin İsrailli liderler hakkında tutuklama emri çıkarması rezalettir." ifadesini kullandı.
İsrail ile Hamas'ın "eş değer" olmadığını belirten Biden, İsrail'in güvenliğine yönelik tehditlere karşı her zaman Tel Aviv'in yanında yer alacaklarını yineledi.
İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), Lübnan'dan Hayfa bölgesine 5 adet roket fırlatılması sebebiyle hava saldırısı sirenlerinin çaldığını duyurdu.
IDF, roketlerin bazılarının engellendiğini açıklarken yaralılara ya da hasar durumuna ilişkin bir rapor bulunmadığını söyledi.
ירי לחיפה והקריות: הדי פיצוצים נשמעו באזור | תיעוד
— כאן חדשות (@kann_news) November 22, 2024
אורלי אלקלעי
קרדיט: סעיף 27א pic.twitter.com/MtyAmJ9mXi
İsrail Savunma Kuvvetleri, Beyrut'un güney banliyölerindeki üç bina ile Sur bölgesindeki Burj el-Şemali ve Maaşuk kasabaları için tahliye uyarısı yayınladı.
#عاجل بيان عاجل إلى سكان #جنوب_لبنان في القرى والبلدات التالية:
— افيخاي ادرعي (@AvichayAdraee) November 22, 2024
🔸برج الشمالي
🔸معشوق
🔸نشاطات حزب الله الارهابي تجبر جيش الدفاع للعمل ضده بقوة في هذه المناطق ولا ننوي المساس بكم
🔸من أجل سلامتكم عليكم إخلاء منازلكم فورًا والانتقال إلى شمال نهر الأولي. لضمان سلامتكم، يجب عليكم… pic.twitter.com/jU5sKhPDGH
Cezayir, Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkındaki tutuklama kararına ilişkin, "İsrail'in dokunulmazlığını ortadan kaldırmaya yönelik önemli bir adım" olarak nitelendirdi.
Cezayir Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, UCM'nin Netanyahu ve Gallant hakkındaki kararının memnuniyetle karşılandığı belirtildi.
Kararın "İsrail'in dokunulmazlığını ortadan kaldırmaya yönelik önemli bir adım" olduğu belirtilen açıklamada, kararın ayrıca; onlarca yıldır süren cezasızlık ve işgalci İsrail'in hesap verebilirlik yönünde atılacak önemli bir adım ve somut bir ilerleme olduğu vurgulandı.
Açıklamada ayrıca, İsrail'in Filistin halkı ve bölgedeki tüm ülke ve halklara karşı suçlar işlediğine işaret edilerek, UCM'ye üye ülkeler başta olmak üzere uluslararası topluma, söz konusu tutuklama kararını uygulamaları ve uluslararası adaletin işleyişinin sağlanması amacıyla gerekli tedbirlerin alınması çağrısında bulunuldu.
Gazze'deki Sivil Savunma Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, "İsrail işgal ordusunun Gazze kentindeki Şucaiyye Mahallesi doğusunda daha önce düzenlediği kara saldırıları esnasında geride bıraktığı konserve yiyecekleri yiyen 15 çocuk ve bir kadın zehirlendi." bilgisi paylaşıldı.
Filistinlilerin, bulabilecekleri her türlü konserve yiyecek veya gıdayı, özellikle de süt ürünlerini yemenin tehlikesi konusunda uyarıldığı açıklamada, İsrail ordusunun, yiyenlere zarar vermek amacıyla bozulmuş gıda maddelerini kasıtlı olarak bırakabileceğine işaret edildi.
Açıklamada, zehirlenen kişilerin durumuna ilişkin bilgiye yer verilmedi.
Filistin Dışişleri Bakanlığı’ndan Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında çıkardığı tutuklama kararlarına yönelik açıklama geldi.
Filistin’in söz konusu UCM kararlarını “memnuniyetle karşıladığı” vurgulanan açıklamada, "UCM'nin kararları sadece BM kurumlarıyla birlikte uluslararası hukuka olan güveni değil, aynı zamanda özellikle Filistin halkının hala soykırıma maruz kaldığı bir dönemde adalet, hesap verebilirlik ve savaş suçlularının yargılanmasının önemine dair umut ve güveni de yeniden tesis etmiştir" ifadeleri kullanıldı.
“Uluslararası adalet kurumları ile işbirliğini sürdüreceğiz”
UCM ve BM üyesi devletlerin söz konusu mahkeme kararlarını uygulaması gerektiği hatırlatılan açıklamada, hem Netanyahu hem de Gallant ile iletişim ve toplantıların durdurulması gerektiği vurgulandı.
Açıklamada, “Filistin’in, halkına karşı suç işlemiş ve halen işlemekte olan tüm suçlular adalet önünde hesap verene kadar uluslararası adalet kurumları ve mahkemelere işbirliğini sürdüreceği” kaydedildi.
Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında çıkardığı tutuklama emrine yönelik İtalya’dan açıklama geldi. İtalya Savunma Bakanı Guido Crosetto, İtalya’nın Netanyahu ve Gallant hakkında çıkarılan tutuklama emrine uyacağını açıklayarak, Netanyahu'nun ülkeye gelmesi halinde tutuklayacağını belirtti.
İngiliz medyasına konuşan Başbakanlık sözcüsü, UCM'nin Netanyahu ve Gallant hakkında verdiği tutuklama emriyle ilgili UCM'nin bağımsızlığına saygı duyduklarını belirtti.
Mahkemenin uluslararası hukuk kapsamındaki en ciddi suçları inceleyen bir kurum olduğunu kaydeden sözcü, "Bu hükümet, İsrail'in uluslararası hukuk kapsamında meşru müdafaa hakkına sahip olduğunu açıkça ortaya koydu." ifadesini kullandı.
İsrail ile Hamas ve Hizbullah arasında "ahlaki olarak eşitlik bulunmadığını" söyleyen sözcü, "Acil bir ateşkesi sağlamaya ve Gazze'deki yıkıcı şiddete son vermeye odaklanmaya devam edeceğiz." dedi.
Sözcü, Netanyahu'nun, İngiltere'yi ziyaret etmesi halinde tutuklanıp tutuklanmayacağı yönünde defalarca sorulan sorulara ise cevap vermedi.
Başbakan Keir Starmer'ın, İsrail'in meşru müdafaa hakkına destek verme kapsamında İsrail Başbakanı ile temasta olmaya devam edeceğini aktaran sözcüye, ABD'nin UCM için "kanguru mahkemesi" ifadesi kullanması da soruldu.
Sözcü, bu soruya, "UCM'nin bağımsızlığına saygı gösteriyoruz." yanıtını vermekle yetindi.
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcü Yardımcısı Sabrina Singh, Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM), İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkarmasını reddettiklerini bildirdi.
UCM'nin Netanyahu ve Gallant hakkında tutuklama emri çıkarmasını kabul etmediklerini belirten Singh, "Savcıların tutuklama emri çıkarmak için acele etmesinden endişe duymaya devam ediyoruz." diye konuştu.
Singh, UCM'nin bu konuda yargı yetkisine sahip olmadığını savundu.
Pentagon'un UCM'nin kararına temel teşkil eden Gazze'deki olaylar konusunda hukuki bir değerlendirme yapıp yapmadığının sorulması üzerine Singh, "Bu binadan gelen herhangi yasal bir incelemeden haberdar değilim." dedi.
Singh, "Eğer yasal bir değerlendirmeniz yoksa en yüksek yasal organ olan UCM tarafından sunulanları nasıl reddediyorsunuz?" sorusuna karşılık "Size söylediklerimin dışında sunabileceğim daha fazla bir şey yok. Mahkemenin kararını reddediyoruz." ifadesini kullandı.
Sözcü Yardımcısı Singh, AA muhabirinin, "UCM kararını siz reddetseniz de Kanada, Fransa gibi müttefikleriniz kabul ediyor. Bu karar bir yana, Gazze'deki insani durum ve sorunlar hala orada duruyor, bunları çözmek için neler yapacaksınız?" sorusuna karşılık da her gün İsraillilerle etkileşim halinde olduklarını, Gazze halkına "kesinlikle yardımların ulaştırılması" gerektiği konusunda birlikte çalıştıklarını söylemekle yetindi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) kendisi ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında çıkardığı tutuklama emri hakkında açıklama yaptı.
Netanyahu, hakkında tutuklama emri çıkarılmasını “kara bir gün” olarak nitelendirerek, “Bu, tek bir amacı olan antisemitik bir önlemdir” ifadelerini kullandı. İsrail'in Gazzelileri aç bırakmadığını iddia eden Netanyahu, “İsrail bu kararı tanımıyor ve tanımayacak” dedi.
ABD başta olmak üzere karara karşı çıkanları takdir eden Netanyahu, kararı uygulayacağını açıklayan ülkeleri üstü kapalı şekilde tehdit ederek, ABD başta olmak üzere kendisine destek verenlerin mahkeme ve onunla işbirliği yapacak olanlar için ciddi sonuçları olacağını açıkça ortaya koyduğunu iddia etti.
Netanyahu, “İsrail karşıtı hiçbir çirkin karar ülkemizi savunmaya devam etmemizi ve beni engelleyemeyecek. Baskılara boyun eğmeyeceğiz” dedi.
Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında çıkardığı tutuklama emrine yönelik dünyanın dört bir yanında açıklamalar geldi.
Kanada Başbakanı Justin Trudeau, UCM’nin Netanyahu ve Gallant hakkında çıkardığı tutuklama emrine ilişkin gelen bir soruya, Kanada'nın uluslararası mahkemeler tarafından verilen tüm kararlara uyacağı cevabını verdi.
Trudeau, "Herkesin uluslararası hukuka uyması gerçekten çok önemli. Biz uluslararası hukuku savunuyoruz ve uluslararası mahkemelerin tüm düzenlemelerine ve kararlarına uyacağız” dedi.
İsrail ordusunun Lübnan'ın güneyindeki Sur kentine düzenlediği saldırılarda 5 kişi hayatını kaybetti, 7 kişi yaralandı.
Lübnan Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, İsrail ordusu, Lübnan'ın güneyindeki Sur'a bağlı Şatiye beldesine hava saldırısı gerçekleştirdi.
Saldırıda 3 kişi öldü, 5 kişi ise yaralandı.
Lübnan resmi haber ajansı NNA'nın haberinde, Sur'a bağlı Tayr Diba beldesine düzenlenen İsrail saldırısında 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı belirtildi.
Sur'a bağlı Ensariye beldesinin hedef alındığı saldırıda da 1 kişinin hayatını kaybettiği kaydedildi.
İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nde son 12 saatte düzenlediği saldırılarda 112 Filistinlinin öldüğü bildirildi.
Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi Müdürü İsmail es-Sevabite, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "İşgal ordusu son 12 saatte Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Kemal Advan Hastanesi yakınındaki yerleşim bölgesinde, Gazze kentinde, Gazze'nin orta bölgesinde yer alan Nusayrat Mülteci Kampı'nda ve Han Yunus'ta 4 katliam gerçekleştirdi." dedi.
İsrail'in söz konusu saldırılarında ölenlerin sayısına ilişkin Sevabite, "64'ü çocuk ve kadın 112 Filistinli şehit oldu, 22 kişi kayıp, 120'den fazla kişi de yaralandı." ifadesini kullandı.
Sevabite, İsrail ordusunun, evleri yıkarak ve Filistinlileri yerinden etmeye zorlayarak, uluslararası hukuku ve insani hukuku açıkça ihlal ettiğini belirterek, İsrail'in özellikle Gazze'deki kalabalık sivil alanları hedef almaya devam etiğini vurguladı.
İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda yaklaşık 17 bin 492'si çocuk, 11 bin 979'u kadın olmak üzere 44 bin 56 Filistinli öldü, 104 bin 268 kişi yaralandı.