Güncelleme Tarihi:
Hamas'tan yapılan yazılı açıklamada, "İsrail'in, Filistin topraklarını çalmaya ve ağır silahlı yerleşimcilere sunmaya dayalı yerleşim ve yerinden etme politikaları yoluyla Batı Şeria'da ilhak ve yerinden etme planını uygulamayı sürdürdüğü" ifade edildi.
Açıklamada, "Batı Şeria'da devlet mülkü veya terk edilmiş mülk olduğu iddiasıyla topraklar çalınıyor. Son olarak Ramallah, Tubas ve Ürdün Vadisi bölgesindeki araziler çalınıp otlak alanı olarak yerleşimler lehine kullanıldı. Bu, ilhak ve kontrol planlarının hızlandırılmış şekilde uygulanmasının bir parçasıdır." ifadeleri kullanıldı.
New York Times gazetesinde yer alan haberde, Tel Aviv ile Hamas arasında varılan ateşkes anlaşmasında İsrail'in Gazze'ye binlerce çadır girişine izin vermesi maddesinin de yer aldığı belirtildi.
Ancak Hamas'ın açıklamalarına göre, İsrail'in Gazze'ye çadır girişine engel olduğu ifade edildi.
Gazeteye konuşan adı açıklanmayan İsrailli 3 yetkili ve 2 arabulucu, Tel Aviv yönetiminin çadırların Gazze'ye ulaştırılması yönündeki şartı yerine getirmediğini doğruladı.
Yetkililer, İsrail'in Gazze'ye daha fazla yardım girişine izin vermesi durumunda Tel Aviv ile Hamas arasındaki anlaşmazlığın nispeten "kolay bir şekilde çözülebileceğini" ancak Başbakan Binyamin Netanyahu'nun ateşkesin uzatılması için yürütülen müzakereleri baltaladığını söyledi.
Filistinli bir kaynak AFP'ye yaptığı açıklamada, arabulucular Katar ve Mısır'ın Gazze ateşkes anlaşmasıyla ilgili krizi çözmek için "yoğun bir şekilde çalıştığını" söyledi. "Katar ve Mısır'dan arabulucular Amerikan tarafıyla temas halinde" diyen kaynak her iki tarafın da İsrail'i ateşkes anlaşmasındaki insani protokolü uygulamaya ve ikinci aşama için müzakerelere başlamaya zorlamak için yoğun bir şekilde çalıştığını belirtti.
Hamas ise baş müzakerecisinin başkanlığındaki bir heyetin Gazze ateşkes görüşmeleri için Kahire'ye gittiğini duyurdu.
Gazze'deki hasta ve yaralı Filistinlilerle refakatçilerini nakledecek araçlar Refah Sınır Kapısı'ndan geçerek Gazze'ye ulaştı. Dünya Sağlık Örgütü'ne bağlı araçların yanı sıra ambulans ve otobüslerin bekleyişi kaydedildi.Hamas’ın, İsrail’in 19 Ocak’tan bu yana yürürlükte olan ateşkes anlaşmasının 4 maddesini ihlal ettiğini duyurmasının ardından Gazze’deki Sağlık Bakanlığı’ndan yazılı açıklama yapılmış; ilaç girişi ile hastanelerin ve sağlık sektörünün yeniden inşası için gerekli malzemelerin geciktirildiği belirtilen açıklamada, "İsrail, hastaların ve yaralıların Refah Sınır Kapısı'ndan çıkışını kasten engelliyor." ifadesine yer verilmişti.
Ürdün Başbakanı Cafer Hassan, Filistinlilerin zorla yerinden edilerek, topraklarına yerleştirilmesini ve ülkesi aleyhindeki çözümleri kabul etmeyeceklerini söyledi.Hassan, Ürdün Temsilciler Meclisinde yaptığı konuşmada, "Kral 2. Abdullah, dün ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı görüşmede Ürdün’ün çıkarlarının, istikrarının ve halkının korunmasının her şeyin üstünde olduğunu açık bir şekilde vurguladı." dedi.Kral Abdullah’ın Ürdün’ün Filistinlilerin zorunlu göçü konusundaki tutumunun net ve değişmez olduğunu ifade ettiğini belirten Hassan, "Ne iskân, ne sürgün, ne de Ürdün aleyhine çözümler kabul edilemez." diye konuştu.
Hassan, “Filistin meselesinin çözümü, Filistin topraklarındadır. İşgale ve adaletsizliğe rağmen Filistinlilerin vatanı ve terk etmeyecekleri topraklarında Filistin meselesini çözmek, onların kararlılığını desteklemek ve adil haklarını savunmak, çabalarımızın merkezinde yer alıyor." ifadelerini kullandı.Ürdün’ün Filistin ve bölgenin geleceğini ilgilendiren meselelerde tek başına hareket etmediğini dile getiren Hassan, aleyhlerine alınacak kararları kabul etmeyeceklerini söyledi.
İsrail yönetiminin Lübnan'ın güneyinde işgal ettiği bölgelerden çekilmesi için tanınan sürenin uzatılmasını istediği, Beyrut'un ise bu talebi reddettiği belirtildi.Lübnan'ın LBCI televizyonunda yer alan haberde, İsrail'in Lübnan'ın güneyinde işgal ettiği topraklardan çekilmesi için tanınan sürenin uzatılmasını talep ettiği kaydedildi.
İsrail'in, Ateşkesi Denetleme Komitesi'nden Lübnan'ın güneyinde işgal altında tuttuğu bölgelerdeki çekilme sürecinin 28 Şubat'a kadar uzatılmasını istediği ifade edildi.Lübnan yönetiminin ise İsrail'in çekilme süresinin 28 Şubat'a kadar uzatılması talebini "kesinlikle reddettiği" kaydedildi.
Öte yandan Times Of Israel gazetesinde yer alan haberde de, İsrail yönetiminin Lübnan'ın güneyinde işgal ettiği bölgelerden çekilmesi için tanınan sürenin uzatılması amacıyla ABD'ye başvurduğu belirtildi.Adı açıklanmayan ABD'li yetkililere dayandırılan haberde, Washington'un "şimdilik" İsrail'in çekilmesi için tanınan süre olan 18 Şubat'a sadık kalınmasından yana olduğu kaydedildi.
İsrail'in 471 gün aralıksız devam eden saldırılarının ardından ateşkese varılan Gazze Şeridi'nde, son 24 saatte 2'si enkaz altından çıkarılan 3 Filistinlinin naaşı hastanelere nakledildi.Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail ile Hamas arasındaki ateşkesin 23. gününde İsrail ordusunun saldırıları sonucu ölenler ve yaralananlarla ilgili son bilgileri paylaştı.
Son 24 saatte hastanelere 3 kişinin cansız bedeni ile 9 yaralının ulaştığı aktarıldı. Hayatını kaybedenlerin 2'sinin enkaz altından çıkarıldığı belirtildi.İsrail'in Gazze Şeridi'ne 7 Ekim 2023'ten ateşkesin sağlandığı 19 Ocak'a kadar devam eden saldırılarında yaşamını yitiren Filistinlilerin sayısı 48 bin 222'ye, yaralıların sayısı ise 111 bin 674'e çıktığı kaydedildi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Guo Ciakun, Pekin'de düzenlenen olağan basın toplantısında Gazze'deki durum ve Trump'ın Filistin halkını yerinden etme tasarısına dair değerlendirmede bulundu.
Çin'in Filistin halkının meşru ulusal haklarını kazanmasını desteklediğini vurgulayan Sözcü Guo, "Gazze, Filistinlilere aittir ve Filistin topraklarının ayrılmaz parçasıdır. Filistin halkının zorla yerinden edilmesine karşıyız." ifadelerini kullandı.
Guo, "Filistin'i Filistinlilerin yönetmesi" ilkesinin Gazze'de savaş sonrası yapılanmanın temeli olması gerektiğine inandıklarının altını çizerek, mevcut koşullarda uluslararası toplumun özellikle de büyük ülkelerin ateşkes anlaşmasının uygulanmasında yapıcı rol oynaması ve insani yardım ile yeniden inşayı teşvik etmesi gerektiğine işaret etti.
İsrail Başbakanlık Basın Ofisi yaptığı açıklamada, İsrail'in Hamas'tan 'önümüzdeki günlerde' ateşkes anlaşmasının ilk aşamasında serbest bırakılması planlanan 9 sağ esiri teslim etmesini beklediği belirtildi. Açıklamada, söz konusu 9 sağ esir serbest bırakılıncaya kadar İsrail'in ateşkesin ikinci aşamasına geçilmesi için yapılacak müzakerelere katılmayacağı ifade edildi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, CNN televizyonuna Trump'ın Gazze'yi devralma planına ilişkin açıklamalarda bulundu.ABD Başkanı'nın bu planına karşı çıkan Macron, "Gazze, boş bir arazi değil, 2 milyon insanın yaşadığı topraklar. 2 milyon insana, 'Tamam şimdi tahmin edin ne olacak? Buradan gideceksiniz.' diyemezsiniz." ifadelerini kullandı.
Macron, "En iyi çözüm emlak operasyonu değil, siyasi operasyon." diyerek, Gazze'deki durumun bir yıldır herkes için vahim olduğunu dile getirdi.Emmanuel Macron, şöyle devam etti:
"İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya Gazze'de başlatılan operasyonlarla ilgili aynı fikirde olmadığımı her zaman dile getirdim çünkü bazen sivilleri de hedef alan bu kadar büyük çaplı operasyonların doğru yanıt olduğunu bir an bile düşünmüyorum."
Macron, Hamas ile İsrail arasındaki ateşkesin muhafaza edilmesi ve insani operasyonların yeniden yapılması gerektiğinin altını çizdi."Filistinlilerin bir devlete sahip olma isteğine saygı duyulması gerektiğini" vurgulayan Macron, Ürdün'e ve Mısır'a da saygı gösterilmesi gerektiğini belirtti.
Londra merkezli Eş-Şarku'l Avsat gazetesine konuşan Hamas kaynakları, Hamas'ın askeri kanadı ve üst düzey yöneticilerine telefonlarını kullanmayı bırakmaları talimatı verildiğini açıkladı. Geçtiğimiz ateşkesin başlaması ile birçok kişinin yeniden telefon kullanmaya başladığını belirten gazete hem ABD başkanı Trump hem de İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun tehditleri sonrası 'savaşa dönüş' endişelerinin körüklendiğini yazdı.
Kaynaklar ayrıca Hamas'ın yakın zamanda Gazze'deki binaların kalıntılarının içinde gömülü casusluk ekipmanları bulduğunu ve bunların incelemeye alındığını iddia etti.
İsrail Savunma Kuvvetleri dün Güney Komutanlığı'ndaki güçlerine takviye yaptığını, yedek askerleri göreve çağırdığını ve Hamas ile varılan ateşkes-rehine anlaşmasının çökmesi halinde Gazze Şeridi'ne yönelik savaş planlarını onayladığını duyurmuştu.
Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, Dubai şehrinde düzenlenen Dünya Hükümetler Zirvesi'nde konuştu.
Gayt, ABD Başkanı Donald Trump'ın tehcir planı sert tepki göstererek bu durumun "kabul edilemez" olduğunu söyledi.
Gayt, "Bu, 100 yıldır bu düşünceyle mücadele eden Arap dünyası için kabul edilemez. Bugün Gazze'ye odaklanılıyor. Yarın Filistin'i tarihi sahiplerinden temizlemek amacıyla Batı Şeria'ya geçilecek" dedi.
Birleşmiş Milletler (BM) Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese, Ekim 2023'te BM Genel Kurulu'na sunduğu raporda Gazze'deki soykırım riskine dikkati çektiğini hatırlatarak, benzer endişelerin şimdi Batı Şeria için de geçerli olduğunu vurguladı.
"Gazze'de işlenen soykırım eylemlerinin Batı Şeria'da da işlenme riski bulunduğu konusunda uluslararası toplumu uyardım" diyen Albanese, Batı Şeria'daki İsrail saldırılarıyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
"Ekim 2023 ile Ekim 2024 arasında Batı Şeria’da 830 Filistinli öldürüldü. Bir yıl içinde Batı Şeria'da 300'den fazla Filistinli tutuklandı ve gözaltına alındı. Bunların çoğu kötü muameleye maruz kaldı, bazıları işkence gördü ve tecavüze uğradı. Hapishanede öldürülen Filistinliler var ve İsrailli askerler, Filistinli tutsaklara yaptıklarını açıkça gösterdi."
BM Raportörü Albanese, "Yerleşimcilerin cezasız kalan saldırıları, Filistinlilere yönelik aşağılama ve istismar, ayrıca hastaneler başta olmak üzere sivil altyapının tahribi söz konusu." diye konuştu.
Görgü tanıklarının aktardığına göre, 11 gün süren baskın ve hareket özgürlüğünün ardından İsrail askerleri, Faria Mülteci Kampı'nda kontrolü altındaki tüm bölgelerden çıktı.İsrail ordusu, Faria Mülteci Kampı'ndan ayrılırken altyapıda ve Filistinlilerin evlerinde büyük yıkım ve tahribat bıraktı.İsrail ordusunun Batı Şeria'nın kuzeyinde yer alan Tulkerim ve Cenin kentlerindeki saldırıları ise devam ediyor.
ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze ile ilgili sözlerine bir tepki de Kuzey Kore yönetiminden geldi. Resmi Kuzey Kore basınında yer alan açıklamada, Trump'ın Gazze hakkındaki ifadeleri yüzünden "dünyanın kaynadığı" belirtilerek, "Gazze'de kan ve gözyaşının dinmediği, kırılgan barış konusunda endişelerin arttığı bir zamanda tüm dünya Filistinlilerin barış ve istikrarlı bir yaşam umutlarını ayaklar altına alan bu çirkin açıklamalar karşısında şoke oldu" ifadeleri kullanıldı.
Trump'ın söylemlerinin sadece Filistin, İran ve diğer Orta Doğu ülkeleri değil, ABD'nin Batılı müttefikleri tarafından dahi "Gazzelileri zorla topraklarından kovma" girişimi olarak görüldüğü vurgulandı. Açıklamada, "ABD'nin başından beri sahip olduğu katliam ve gasp yoluyla hayatta kalma geleneği ve dünya egemenliğine yönelik saldırgan hırsları, sadece geçmişte tarih tarafından değil, bugün Gazze'de de kanıtlanmıştır" denildi.
Yurtdışı Filistinliler Halk Kongresi, 14 Şubat Cuma gününün Filistin davasını tasfiye etmeyi ve Gazze Şeridi'ni ele geçirmeyi amaçlayan "Amerikan-Siyonist planına karşı küresel öfke günü" olması çağrısında bulundu.Yurtdışı Filistinliler Halk Kongresi Sözcüsü Ziyad el-Alul açıklamasında, "14 Şubat Cuma günü, 'Gazze'yi cehenneme çevirdikten sonra etnik temizlik yapma ve Gazze'yi ele geçirme yoluyla' Filistin davasını tasfiye etmeyi amaçlayan Amerikan-Siyonist planına karşı küresel öfke ve halk ayaklanması günü olmalı." ifadesini kullandı.
Alul, "ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrail'in suçlarını haklı çıkaran ve Filistinlilerin topraklarından sökülüp atılması çağrısında bulunan açıklamaları sadece geçici açıklamalar değil, aynı zamanda İsrail'i ve sömürgeci planlarını destekleme konusundaki devam eden Amerikan yaklaşımını yansıtıyor. Bu da dünyadaki tüm özgür insanların bu haksız politikaları reddeden ve onlara karşı harekete geçen kararlı bir tutum sergilemesini gerektiriyor." değerlendirmesinde bulundu.
Fedakarlık yapan ve yapmaya devam eden Gazze'nin, İsrail'in projeleri ve destekçileri için kolay bir lokma olmayacağını, Filistin halkının da bu suç planlarına karşı sessiz kalmayacağını ifade eden Alul, buna karşı her türlü meşru yolla mücadele etmek ve Filistin'in Filistin halkına ait olduğunu ve öyle kalacağını belirtmek ve her türlü yerinden etme ve gasp girişimlerinin boşa çıkarılacağını vurgulamanın herkesin görevi olduğunu dile getirdi.
Sözcü Alul, dünyadaki tüm Filistin halkını ve yeryüzündeki tüm özgür ve dayanışmacı insanları, cuma günü bu planların kesin reddedildiğini vurgulayan öfke yürüyüşlerine ve protesto eylemlerine katılmaya çağırdı.
Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi,Ürdün devlet televizyon kanalı Al-Mamlaka TV'ye verdiği röportajda konuya ilişkin açıklamalarda bulundu.Gazze Şeridi'ne yardım göndermeye devam edilmesi ve ateşkesin sürdürülmesi gerektiğini vurgulayan Safedi, Gazze Şeridi'nin Filistinlileri yerinden etmeden yeniden inşasına yönelik Arap-Mısır-Filistin planı olduğunu belirtti.
Ülkesinin çıkarlarının, "Ürdün'ün Ürdünlülere, Filistin'in de Filistinlilere ait" olduğu gerçeğine dayandığını dile getiren Safedi, Kral 2. Abdullah'ın, ABD Başkanı Donald Trump'a "pratik fikirler" sunduğunu söyledi.Kral Abdullah'ın, Filistin devletinin Filistin topraklarında kurulmasının bölgede güvenlik ve istikrarın tek yolu olduğunu vurguladığını aktaran Safedi, ABD Başkanı Trump'ın da Ürdün'ün bölgedeki istikrarı desteklemede oynadığı önemli rolü vurguladığına işaret etti.
Bu anı bağımsız bir Filistin devletinin kurulması için kullanmak üzere yoğun Arap koordinasyonuyla çalıştıklarını dile getiren Safedi, Kral Abdullah'ın, Ürdün'ün Filistinlilerin kendi topraklarına göç etmesine izin vermeyeceğini açıkça teyit ettiğine dikkati çekti.Bakan Safedi, Katar'ın Al Jazeera televizyonuna verdiği röportajda da "Önceliğimiz Ürdün'ü ve Ürdünlüleri korumaktır ve Trump ile diyaloğumuzu bu temelden başlattık." diye konuştu.
Arap koordinasyonunun Trump'ın planına alternatif sunabilecek ve Gazze'deki insani felaketi sona erdirebilecek kapasitede olduğunu vurgulayan Safedi, Arap koordinasyonunun yoğun bir şekilde devam ettiğini ve Trump'ın planına karşı Filistinlileri Gazze'de kendi topraklarında tutacak alternatif ve kabul edilebilir bir plan sunabileceklerini söyledi.
"Bizim vizyonumuz var, Trump'ın da vizyonu var ve Gazze'yi halkını yerinden etmeden yeniden inşa etmenin mümkün olduğuna inanıyoruz." diyen Safedi, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:"Trump'a 'Filistin Filistinlilerin, Ürdün de Ürdünlülerindir' dedik. Trump'a, adil ve kapsamlı bir barış için çalışma ve Filistinlileri yerinden etmeme yönündeki tutumumuzu sunduk."
BİR PLAN DA MISIR'DAN
Mısır Dışişleri Bakanlığı da Filistinlilerin topraklarında kalmasını sağlayacak "Gazze Şeridi'nin yeniden inşası için kapsamlı bir vizyon sunmayı" planladığını duyurmuştu.
Hamas'tan yapılan açıklamada, "ABD Başkanı Donald Trump'ın, yeniden inşa bahanesiyle Filistin halkının Gazze'den sürülmesiyle ilgili açıklamaları" reddedildi.Açıklamada, Trump'ın söylemleri, "Filistin davasını tasfiye etmek ve Filistinlilerin sabit ulusal haklarını inkar etmek amacıyla yapılan ırkçı ve etnik temizlik çağrısı" olarak nitelendirildi."Halkımızı Gazze'den yerinden etme planı başarıya ulaşmayacak." ifadesi kullanılan açıklamada, Filistin halkının sürgün edilmesine yönelik planların birlik olan Filistin, Arap ve İslam dünyasının tutumuyla karşılaşacağı aktarıldı.
Açıklamada, "Gazze'deki yüce halkımız bombardıman ve saldırganlığa karşı kararlı bir şekilde durmuştur ve kendi topraklarında sabit kalacaktır. Yerinden edilmeye ve göçe zorlanmaya yönelik tüm planlar başarısız olacaktır." ifadelerine yer verildi.Gazze halkının yerinden edilme söylemlerine ilişkin, "İşgalci İsrail, saldırılar ve katliamlarla başaramadığını, tasfiye ve yerinden etme planlarıyla da başaramayacak." değerlendirmesinde bulunuldu.Hamas'ın İsrail ile yapılan ateşkes anlaşmasına bağlı olduğu vurgulanan açıklamada, "Sorumluluklarını yerine getirmeyen işgalci İsrail'dir, herhangi bir karmaşadan ve gecikmeden İsrail sorumludur." ifadesi kullanıldı.
Kuzey Sina Valisi Mucavir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin, Hamas ile İsrail arasında varılan ateşkes ve esir takası anlaşmasının ardından Gazze'ye insani yardım gemisi gönderen "ilk ülke" olduğunu söyledi.Gazze'ye her türlü insani yardımın ulaştırılmasında Türkiye'nin rolünün çok belirgin ve açık olduğunu, birkaç gün önce gelen bir Türk yardım gemisini Türkiye'nin Kahire Büyükelçisi ile birlikte limanda karşıladıklarını aktaran Mucavir, gemide bulunan yardımların tamamının Gazze Şeridi'ne girdiğine işaret etti.
Gazze'ye yardım taşıyan yeni bir Türk gemisinin El-Ariş Limanı'na ulaştığını dile getiren Mucavir, yükünü boşaltmadan önce limana gidip gemiyi karşılayacağını belirtti.Türkiye'nin, Filistin davasına siyasi olarak destek vermeye devam ettiğini dile getiren Mucavir, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Filistin davasını destekleyen son açıklamalarından övgüyle söz etti.
İsrail, Gazze Şeridi'nde ateşkesi ihlal ediyor. Hamas tarafından yapılan açıklamada, İsrail'in ateşkesin başladığı 19 Ocak'tan bu yana gerçekleştirdiği saldırılarda 92 kişinin hayatını kaybettiği, 822 kişinin de yaraladığı belirtildi.
Netanyahu, yayınladığı görüntülü mesajında, Hamas'ın cumartesi yapılacak esir takasını İsrail'in ateşkes anlaşmasındaki maddeleri ihlal ettiği gerekçesiyle askıya aldığını açıklaması üzerine "bugün dört saat süren kapsamlı siyasi ve güvenlik kabinesi oturumu gerçekleştirdiklerini" söyledi.
Netanyahu, Hamas'ın esir takasının bir sonraki turunu askıya aldığını açıklaması üzerine İsrail ordusuna Gazze içinde ve çevresindeki birliklerini takviye etmesi talimatı verdiğini duyurdu.Askerlerin bölgeye intikal etmeye başladığına işaret eden Netanyahu, güvenlik kabinesi oturumunda oy birliğiyle kabul edilen kararlar hakkında şunları kaydetti:"Eğer Hamas esirlerimizi cumartesi öğleye kadar serbest bırakmazsa, ateşkes sona erecek ve İsrail şiddetli saldırılarına yeniden başlayacak ve Hamas sonunda yenilene kadar devam edecek."