Güncelleme Tarihi:
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) ABD’nin İran’a yönelik saldırısının ardından İran’ın talebi üzerine olağanüstü yapılan toplantıda konuşan İravani, "saldırının ABD’nin siyasi tarihine bir leke olarak kaydedildiğini" belirterek, "İsrail rejimi Batı’nın 'kirli işini' başaramayınca, Trump 22 Haziran 2025 Pazar günü sabahın erken saatlerinde bu alçak gündemin en aşağılık kısmını bizzat yerine getirmek zorunda kaldı." ifadesini kullandı.
İravani, "uluslararası düzeyde aranan savaş suçlusu" olarak betimlediği İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, ABD dış politikasını gasp ettiği ve ABD'yi bir kez daha maliyeti ağır ve temelsiz bir savaşa sürüklediği" değerlendirmesinde bulundu.
İravani, ülkesinin ABD'yi bu savaşın bir parçası olmaması konusunda defalarca uyardığını kaydetti.
İran'ın, ABD saldırısına ve İsrail'e karşı kendini savunma konusunda uluslararası hukuk çerçevesinde tüm meşru haklarını saklı tuttuğunu belirten İravani, "İran’ın orantılı yanıtının zamanı, niteliği ve kapsamı, silahlı kuvvetleri tarafından belirlenecektir." dedi.
İran'ın İsrail saldırıları boyunca BMGK ve UAEA da dahil olmak üzere uluslararası kuruluşlara gerekli tüm bilgi ve uyarıları ilettiğini belirten İravani, uluslararası kuruluşların, saldırıları önlemede başarısız olduğunu vurguladı.
"Tarih bu trajik günleri unutmayacak." diye konuşan İravani, "BM'nin kurucu üyelerinden, BM Şartı’na ve Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’na taraf ve nükleer silahsız bir ülke olan" ülkesinin İsrail ve ABD tarafından saldırılara uğraması derin bir üzüntü kaynağı olduğunu" belirterek, "her iki ülkenin de binlerce nükleer savaş başlığı bulunduğunu" kaydetti.
İravani, "şimdiye dek tek nükleer silah kullanan ABD'nin nükleer silah bulundurduğu bahanesiyle İran'a saldırı düzenlediğini" belirterek, bu durumu "acı ve trajik bir ironi" olarak değerlendirdi.
İran'ın BM Daimi Temsilcisi İravani, ABD ile İsrail'in İran'a saldırılarının, uluslararası hukukun açık ve ağır bir ihlali olduğunu söyledi.
İravani ayrıca, "ABD’nin İran’a yönelik tüm iddialarının dayanaksız, hukuki temelden yoksun ve siyasi motivasyonlu olduğunu" vurguladı.
İravani konuşmasında "BMGK'nin üç daimi üyesi olan ABD, Birleşik Krallık ve Fransa ile İsrail ve UAEA Genel Direktörünün özellikle kadınlar ve çocuklar olmak üzere İran’daki masum sivillerin ölümü ve hayati sivil altyapının tahribatından tam sorumluluğunu taşıdığını" belirtti.
İravani şöyle devam etti:
"İran, 15 Haziran’da ABD ile bir sonraki diplomatik görüşme turuna hazırlanıyordu; ancak İsrail, bu görüşmeler gerçekleşmeden iki gün önce İran’a saldırdı. Aslında, İsrail diplomasiyi yok etmeye karar verdi. Sözde diplomasi teklifi, uluslararası toplumu yanıltmak için yapılan aldatıcı bir oyundan başka bir şey değildi."
İran'ın BM Daimi Temsilcisi İravani, ABD'nin İran'a saldırısının "incelenmesi ve kınanması" gerekçesiyle BMGK'den "acil oturum" talep etmişti.
Trump, Truth Social adlı sosyal medya platformundaki paylaşımında, İran'da bir rejim değişikliği fikrine sıcak baktığı mesajını verdi.
"Rejim Değişikliği terimini kullanmak politik olarak doğru değil, ancak mevcut İran Rejimi İran'ı tekrar büyük yapmıyorsa neden bir Rejim değişikliği olmasın?" ifadesini kullanan Trump, "İran'ı yeniden büyük yapalım (MIGA!!!)" diye yazdı.
Başkan Trump, peş peşe birkaç farklı konuyu dile getirdiği hesabındaki diğer bir paylaşımında, ABD'nin İran'a yönelik hava saldırısında nükleer tesislere verilen hasarın "muazzam" olduğu ifade etti.
"Vuruşlar sert ve isabetliydi. Ordumuz büyük bir beceri gösterdi." ifadelerine yer veren Trump, ABD ordusunu övdü.
Trump ayrıca, İran'a düzenlenen hava saldırısında görev alan B-2 bombardıman uçaklarının Missouri'ye güvenli bir şekilde indiği bilgisini paylaşırken, ABD'li pilotlara hitaben "İyi bir iş çıkardığınız için teşekkürler." sözlerini kaydetti.
İran'ın Kirmanşah, Tebriz ve Savocbulağ kentlerinde çok sayıda patlama sesi duyulduğu, İsfahan'da da bir ambulansa saldırı düzenlendiği bildirildi.
Devrim Muhafızları Ordusuna yakın yarı resmi Fars Haber Ajansına göre, İran'ın bazı kentlerinde çok sayıda patlama sesi duyuldu.
Bu kentlerin, Tebriz, Kirmanşah ve Savocbulağ olduğu ifade edildi.
Devlet televizyonu ise İsfahan'ın Necefabad kentinde görevdeki bir ambulansa saldırı düzenlendiğini, 3 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi.
ABD’nin İran’ın nükleer tesislerine yönelik saldırılarının ardından Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) acil toplandı. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, toplantıda şunları söyledi: “Diplomasinin kazanması önemli, siviller korunmalı. Seyri sefer güvenli bir şekilde gerçekleşmeli ve derhal kararlı bir şekilde harekete geçmeliyiz ve ciddi bir şekilde müzakerelere geri dönmeliyiz. Güvenilir ve kapsamlı bir çözüme ihtiyacımız var. Güven, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın incelemelerine izin verildiğinde yeniden sağlanabilir. Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması son derece önemli ve İran’ın da buna saygı duyması önemli.
BM, barışa yönelik tüm çabaları destekleme kararında. Ancak barış zorla olmaz, tercih edilmeli. Sayın başkan, şu an önemli bir tercih ile karşı karşıyayız. Bir yol daha çok savaşa ve uluslararası düzende hasara ve diğer yol ise diplomasi ve diyaloğa yol açacak. Biz hangi yolun doğru olduğunu biliyoruz. Biz bu konseye ve üye ülkelere mantıklı ve acil bir şekilde harekete geçilmesine çağrıda bulunuyorum. Barıştan umudumuzu yitirmemeliyiz."
Axios haber sitesinin ABD'li ve İsrailli yetkililere dayandırdığı haberinde, Trump'ın İran'a yönelik saldırıları devam ettirip ettirmeyeceğine ilişkin değerlendirmelere yer verildi.
"İRANLILAR MİSİLLEME YAPARSA ABD SALDIRMAYA HAZIR"
ABD'li yetkili, Trump'ın İran'a yönelik saldırılarının ardından buna devam etmek istemediğini öne sürerek, "(Trump) İranlılar ABD güçlerine misilleme yaparsa saldırmaya hazır ancak (İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu'ya barış istediğini söyledi." ifadelerini kullandı.
"NETANYAHU'YU ARAYARAK SALDIRILAR HAKKINDA BİLGİ VERDİ"
Hem ABD'li hem de İsrailli yetkililer, B-2 bombardıman uçaklarının İran'daki üsleri bombalamasının ardından Trump'ın İsrail Başbakanı Netanyahu'yu arayarak saldırılar hakkında bilgi verdiğini iddia etti.
"İSRAİL ABD'YE LİSTE VERDİ"
ABD'li ve İsrailli 3 yetkili, Trump yönetiminin talebi üzerine İsrail Hava Kuvvetlerinin, ABD'nin Fordo nükleer tesisine saldırısından önceki 48 saat içinde İran'ın birçok hava savunma sistemini imha ettiğini aktardı.
İsrailli yetkili, ABD'nin İsrail'e saldırı öncesinde ortadan kaldırılmasını istediği hava savunma sistemlerinin listesini verdiğini öne sürdü.
ABD'nin saldırı düzenlemeden önceki 48 saat içinde İsrail ordusunun, İran'ın savunma sistemlerini zayıflatmak için bölgede birkaç saldırı düzenlediğini belirten İsrailli yetkili, "ABD'yi savaşa katılmaya zorlamadık. ABD'yi savaşa sürüklediğimiz izlenimini yaratmamaya özen gösterdik." ifadelerini kullandı.
"SALDIRILARIMIZA DEVAM ETMEMİZ ONLAR İÇİN SORUN DEĞİL"
İsrailli yetkili, İran'ın nasıl tepki vereceğini hala bilmediklerini, vereceği tepkinin "her şeyi değiştirebileceğini" kaydederek, "Ancak Amerikalılar bize bu turu kapatmak istediklerini açıkça belirttiler. Saldırılarımıza devam etmemiz onlar için sorun değil ancak kendileri için bu iş bitmiştir." değerlendirmesinde bulundu.
Trump, İran'da Fordo, Natanz ve İsfahan olmak üzere üç nükleer tesise hava saldırısı düzenlediklerini açıklamıştı.
Çin, Rusya ve Pakistan, İsrail'in İran'a saldırılarıyla ilgili Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) üyelerine bir taslak karar gönderdi. Üç ülke, İsrail’in İran’a yönelik saldırısının uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirterek ateşkes çağrısı yaptı.
BM Şartı’nın yeniden teyit edildiği metinde, silahlı çatışmanın tarafı olan tüm aktörlerin, uluslararası insancıl hukuk ve insan hakları hukuku da dahil olmak üzere geçerli olduğu durumlarda uluslararası hukuk kapsamındaki yükümlülüklerine tam olarak uyması gerektiği hatırlatıldı.
Söz konusu belgede, İran'daki Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) güvencesi altındaki barışçıl nükleer tesislere yönelik saldırıların en güçlü şekilde kınanması istendi. Metinde, “derhal ve koşulsuz ateşkes” çağrısı yapılırken, taraflara daha fazla tırmanmadan kaçınmaları yönünde uyarıda bulunuldu.
ABD Başkanı Donald Trump, İran'ın nükleer tesislerine yönelik gerçekleştirdikleri saldırıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Trump, "Tarihi bir zafer elde ettik. İran'ın elinden bombayı aldık. Ordumuza teşekkür ederim. Gerçekten çok özel bir operasyondu" dedi.
İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, İran'a yönelik saldırıların aylar süren uzun planlama sürecinde ABD'li askeri yetkililerle sürekli temas halinde olduklarını söyledi.
İran'a yönelik saldırıların 10'uncu gününde ordu komutanlarıyla bir durum değerlendirme toplantısı gerçekleştiren Zamir, şu ana kadar İran'ın nükleer programına zarar vermek de dahil birçok hedefe ulaştıklarını iddia etti. Zamir, ABD'nin Fordo, Natanz ve İsfahan nükleer tesislerine hava saldırısı düzenlemesinin ardından İran'a yönelik saldırıların "dönüm noktasına ulaştığını" ileri sürerek iki devletin orduları arasındaki koordinasyonun İsrail için stratejik olduğunu belirtti.
Zamir, hedeflerin henüz tamamlanmadığı ve İran'a yönelik saldırıların hızlanarak devam edeceği tehdidinde bulundu.
İran Meclisi Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu Sözcüsü İbrahim Rızayi, ABD'ye karşı misilleme ve caydırıcı önlemler alınmasının kararlaştırıldığını duyurdu. Rızayi, Meclis'te İran Atom Enerjisi Kurumu ile Dışişleri Bakanlığından üst düzey isimlerin de katıldığı bir toplantı yapıldığını duyurdu. Toplantıda, ABD'nin nükleer tesislere düzenlediği saldırıyla ilgili raporun sunulduğunu ve muhtemel hasarların incelendiğini aktaran Rızayi, "Yetkililer, nükleer faaliyetlerin bu saldırıyla durdurulamayacağını vurguladı." dedi.
Rızayi, "Ayrıca Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'nın (NPT) gözden geçirilmesi ve İran'ın bu antlaşmaya üye olmaması da üyelerin ortak talepleri arasında yer aldı ve bu taleplerin parlamento gündemine alınması planlanıyor." ifadelerini kullandı.
Rızayi, "Komisyon üyeleri, ABD'nin saldırganlığına karşı kararlı, pişmanlık verici ve orantılı bir yanıt verilmesinin gerekliliğini vurguladı. Misilleme ve caydırıcı önlemler, üyeler arasında mutabakat sağlanan alanlar arasında." dedi.
İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, İran'a yönelik saldırıların aylar süren uzun planlama sürecinde ABD'li askeri yetkililerle sürekli temas halinde olduklarını söyledi.
İran'a yönelik saldırıların 10'uncu gününde ordu komutanlarıyla bir durum değerlendirme toplantısı gerçekleştiren Zamir, şu ana kadar İran'ın nükleer programına zarar vermek de dahil birçok hedefe ulaştıklarını iddia etti. Zamir, ABD'nin Fordo, Natanz ve İsfahan nükleer tesislerine hava saldırısı düzenlemesinin ardından İran'a yönelik saldırıların "dönüm noktasına ulaştığını" ileri sürerek iki devletin orduları arasındaki koordinasyonun İsrail için stratejik olduğunu belirtti.
Zamir, hedeflerin henüz tamamlanmadığı ve İran'a yönelik saldırıların hızlanarak devam edeceği tehdidinde bulundu.
ABD'nin İran'daki 3 nükleer tesise saldırı düzenlemesinin ardından geçici olarak kapatılan İsrail hava sahası tekrar uçuşlara açıldı. İsrail Ulaştırma Bakanlığından yapılan açıklamada, geçici olarak kapatılan hava sahasının yerel saatle 14.00'te yeninden açıldığı bildirildi. Hava sahasının yeniden açılmasıyla birlikte, yurt dışındaki İsraillilerin ülkeye dönüşü için yürütülen operasyonun devam edeceğini kaydedildi.
ABD’nin İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırılarının ardından Almanya, Fransa ve İngiltere ortak bir bildiri yayımladı. Bildiride İran'ı bölgenin istikrarsızlaşmaması için daha fazla eylemde bulunmamaya çağırdı.
İç Güvenlik Bakanlığı, ülkede olası terör saldırılarına ilişkin yazılı açıklama ile uyarıda bulundu.
Bakanlığa bağlı Ulusal Terörizm Danışma Sisteminin (NTAS) açıklamasında, İran'a bağlı siber aktörlerin ABD altyapısını hedef alabilecek düşük düzeyli saldırılar düzenlemesi beklendiği kaydedilirken, İran hükümeti tarafından desteklenen grupların da "saldırı düzenleme potansiyeli" taşıdığı vurgulandı.
Açıklamada, İran tarafından ABD'ye karşı dini bir fetva yayımlanması durumunda, ülkede İran rejimine sempati duyan bireylerin bağımsız olarak şiddet eylemlerine yönelme riskinin artabileceği kaydedildi.
İsrail'in İran'a yönelik saldırılarının ardından tırmanan gerginliğin, ABD'de yeni saldırıların önünü açabileceği aktarılan açıklamada, vatandaşlara şüpheli durumlarda ihbarda bulunmaları çağrısında bulunuldu.
New York Polis Departmanı, ABD'nin İran'a yönelik saldırısının ardından sosyal medya platformu X'ten yaptığı yazılı açıklamada, şehirdeki dini, kültürel ve diplomatik alanlarda ek güvenlik önlemleri aldıklarını ve federal kurumlarla koordinasyon içinde olduklarını bildirdi.
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, İran'ın nükleer silah üretme konusundaki ısrarının "rejimin sonu olacağını" savundu.
Fox News'e konuşan Rubio, ABD'nin nükleer tesislerine saldırılarının İran'ın nükleer kapasitesini "zayıflattığını" söyledi.
Rubio, "Günün sonunda, İran nükleer silaha sahip olmaya kararlıysa, bunun rejimi riske atacağını düşünüyorum. Gerçekten de öyle. Böyle bir şey yapmaya çalışırlarsa rejimin sonu olacağını düşünüyorum." dedi.
ABD'nin İran'ın nükleer enerji kullanmasına değil nükleer silahlara sahip olmasına karşı olduğunu belirten Rubio, "Eğer istedikleri şey nükleer reaktörlerle elektrik üretmekse, dünyada bunu yapan pek çok başka ülke var ve kendi uranyumlarını zenginleştirmek zorunda değiller." değerlendirmesinde bulundu.
ABD Dışişleri Bakanlığı, İran’a yönelik saldırının ardından, Orta Doğu’daki personeline "dikkatli olmaları" uyarısında bulunurken, bazı ülkelerdeki diplomatik temsilcilik çalışanlarından ise bulundukları ülkeleri terk etmelerini istedi.
Bakanlık, resmi internet sitesi ve X hesabı üzerinden yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“ABD Dışişleri Bakanlığı, Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün ve Türkiye’nin de bulunduğu bazı ülkelerdeki vatandaşlarını, protesto ve benzeri taşkınlıklara karşı uyardı. Bakanlık, Lübnan, Irak ve Suudi Arabistan gibi ülkelerdeki temsilcilik çalışanlarına ve vatandaşlara yönelik uyarılarını ise kırmızı renkle yayınladı; bu ülkelerde görev yapan personelinden azami dikkat göstermesi istendi.
Özellikle Lübnan ve Irak’taki güvenlik riskine dikkati çeken Bakanlık, "bölgedeki istikrarsız güvenlik durumu" gerekçesiyle bu ülkelerdeki acil görevli olmayan personelin ve aile üyelerinin tahliye edilmesi talimatı verdi.”
İtalya Başbakanı Giorgia Meloni'nin, ABD'nin İran'ın üç nükleer tesisine gerçekleştirdiği hava saldırısının ardından bazı liderlerle, çatışmanın daha da genişlemesini önlemek ve krize siyasi bir çözüm bulmak için taraflar arasındaki müzakerelerin hızla yeniden başlatılmasına yönelik telefon görüşmeleri yaptığı bildirildi.
Meloni'nin, G7 Dönem Başkanı ve Kanada Başbakanı Mark Carney, Almanya Başbakanı Friedrich Merz, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve İngiltere Başbakanı Keir Starmer ile görüş alışverişinde bulunduğu belirtilen açıklamada, Başbakan'ın ayrıca bölgesel düzeyde de Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayid Al Nahyan ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani ile telefonda görüştüğü bilgisi verildi.
İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi ile İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy, ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırısına ilişkin son gelişmeleri görüştü.
İran Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Erakçi, İngiliz mevkidaşı Lammy ile telefonda konuştu. İki bakanın, ABD'nin İran'daki nükleer tesislere yönelik saldırısına ilişkin son gelişmeleri ele aldığı kaydedildi.
Erakçi, ABD'nin saldırısını sert bir şekilde kınayarak bunun uluslararası hukukun açık bir ihlali olduğunu söyledi.
Saldırıdan duyduğu üzüntüyü dile getiren Lammy ise ülkesinin bu saldırıda herhangi bir rolü veya işbirliği olduğunu reddetti. Lammy, diplomasi yolunun devam etmesi çağrısında bulundu.
ABD'nin B-2 ağır bombardıman uçaklarının "sığınak delici" bombalarla İran'ın en önemli 3 nükleer tesisini vurmuştu. Saldırı sonrası Tel Aviv'de "Thank You Mr. President" yazılı afişler asıldı.
ABD Başkanı Donald Trump'ın İran'daki Fordo, Natanz ve İsfahan nükleer tesislerine düzenlenen saldırılara ilişkin ifadeleri ile Genelkurmay Başkanı Dan Caine'in açıklamaları birbiriyle çelişti.
Trump, ABD ordusunun İran'ın Fordo, Natanz ve İsfahan nükleer santrallerine yönelik saldırısına ilişkin basın açıklamasında, saldırı sonucu İran'daki kilit nükleer zenginleştirme tesislerinin "tamamen yok edildiğini" iddia etmişti. Öte yandan Caine, bugün düzenlediği basın toplantısında saldırılardaki hasarın belirlenmesinin zaman alacağına işaret etti. Caine, nükleer tesislerin "yok edildiğini" değil, "büyük hasar aldığını" belirterek, Trump'ın ifadeleriyle uyuşmayan bir açıklama yaptı.
New York Times (NYT) gazetesinin haberine göre ise adının açıklanmasını istemeyen kıdemli bir yetkili de B-2 uçaklarıyla yapılan saldırıların, Fordo nükleer tesisini "yok etmediğini", sadece "ciddi hasar verdiğini" belirtti.
BM Güvenlik Konseyi ABD'nin İran'a yönelik saldırısını görüşmek üzere bugün acil toplantı kararı aldı. BM Güvenlik Konseyi, İran'ın talebi üzerine Türkiye saatiyle 22.00'da toplanacak.
ABD Dışişleri Bakanı Rubio, İran’da rejim değişikliği hedefi peşinde olmadıklarını, İran’ın olası misillemesinin bugüne kadar yaptığı en büyük hata olacağını savundu. Rubio, İran'la görüşmeye hazır olduklarını dile getirdi.
ABD'nin B-2 bombardıman uçaklarıyla İran'ın nükleer tesislerini vurmasının ardından hedef alınan bölgelerin görüntüleri ortaya çıktı.
Tarihte ilk kez kullanılan GBU-57 bombalarının etkisiyle nükleer tesislerin çevresinde kraterler oluştuğu görüldü.
Öte yandan, Fordo nükleer tesisine ait görüntüde ana binanın hasar almadığı görüldü. İranlı yetkililer, saldırının ardından tesislerde nükleer sızıntı olmadığını belirtmişti.
İngiltere Deniz Ticaret Örgütü (UKMTO), Kızıldeniz'i Hint Okyanusu'na bağlayan Babu'l Mendeb Boğazı ve Aden Körfezi'nde ABD bağlantılı ticari gemiler için yüksek tehdit bulunduğunu bildirdi. UKMTO'dan yapılan tavsiye açıklamasında, bölgesel gerilimler nedeniyle seyrüseferin dikkatli yapılması ve önerilerin gözden geçirilmesi gerektiği belirtildi.
ABD bağlantılı ticari gemilere yönelik tehdidin Kızıldeniz'i Hint Okyanusu'na bağlayan Babu'l Mendeb Boğazı ve Aden Körfezi'nde yüksek olduğu vurgulanan açıklamada tehdit sebebi olarak ABD'nin İran'daki nükleer tesislere saldırıları, Yemen'deki Husilerin ABD'ye yönelik söylemleri ve "İsrail ile İran arasında süregelen çatışmalar" gösterildi. Açıklamada, Husilerin ABD gemilerini hedef alacağına yönelik ifadelerden örnekler de paylaşıldı. ABD bağlantılı olmayan gemiler için risk düşük olsa da tavsiye ve uyarıların takip edilmesi gerektiği ifadesi de açıklamada yer aldı.
İran merkezli Press TV'nin haberine göre, İran Meclisi, Hürmüz Boğazı'nı kapatma kararını onayladı. Milli Güvenlik Yüksek Konseyi'nin meclis kararını onaylaması halinde, Hürmüz Boğazı kapanacak. Uzmanlara göre, dünya petrol ticaretinin can damarlarından biri olarak tanımlanan Hürmüz Boğazı'nın kapanması, küresel petrol fiyatlarında ciddi artışa yol açabilir.
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, İran'a düzenlenen hava saldırısına ilişkin basın toplantısı düzenliyor. Hegseth, Başkomutan'dan (Trump) aldıkları emir doğrultusunda İran'ın nükleer programına saldırdıklarını ancak İran halkı ve askerlerini hedef almadıklarını belirtti.
Hegseth, Trump'ın cesur ve zekice bir operasyon planladığını öne sürerek, şu ifadeleri kullandı:
"Operasyon gösterdi ki ABD'nin caydırıcı gücü geri döndü. dünyanın hiçbir ülkesi buna benzer bir operasyon yapamazdı. Başkan 60 gün içerisinde barış ve müzakere dediğinde bu 60 gün süre verdiği anlamına geliyor. Başkan barış olmazsa İran'ın nükleer gücünün yok olacağını söylemişti. Trump, Truth Social'da yaptığı açıklamada, "İran tarafından yapılacak herhangi bir misilleme öyle bir güçle karşılanacak ki bugün şahit olduğunuz saldırıya bile benzer olmayacak. İran'ın bu sözleri dinlemesi akıllıca olur. İran'da rejim değişikliğini amaçlamıyoruz.
Pilotlarla ilgili birkaç şey söylemek istiyorum. Bunlar savaşçılar. Askerlerimize hakkını vermek istiyorum. Bu operasyona dahil olan b ütün askerler süreci kusursuzca yönetti. Müttefikimiz İsrail'le ilgili de bir şey söylemek istiyorum. Bu operasyona haftalarca/aylarca hazırlanıldı ki ABD Başkanı emri verdiğinde derhal gerçekleştirilebilsin. Operasyonun gizlilik ve kandırmaca gibi birçok boyutu vardı. Saldırıda MOP bombaları kullanıldı. Müttefiklerimizle yaptığımız bu operasyon gücümüzü ortaya koydu."
OPERASYONUN DETAYLARI NELER?
Hegseth ile birlikte saldırıya dair bilgi veren ABD Genelkurmay Başkanı Dan Caine ise operasyonun incelikle planlandığını kaydetti. Operasyonla İran'ın nükleer silah altyapısına zarar verildiğini ifade eden Caine, hızlı bir saldırı yürütüldüğünü ve yüksek gizlilikle çalıştıklarını açıkladı.
Caine, B-2 uçaklarının cuma gece yarısı ABD'den havalanarak sürpriz etkisi yaratmak için Pasifik üzerinden B-2 uçakları uçurduklarını söyledi. 7 adet B-2 Spirit'in 2'şer mürettebatla saldırıya katıldığı bilgisini veren Caine, 18 saatlik uçuşun ardından B-2'lere yakıt doldurulduğunu belirtti. B-2'lere destek uçaklarının eskortluk ettiğini kaydeden Caine, böyle bir entegre operasyonu sadece ABD'nin yapabileceğini iddia etti.
Caine, siber saldırı ve uzay kuvvetleri ile Avrupa Kuvvetleri'nin de saldırıya katıldığını bildirdi. 4. ve 5. nesil savaş uçaklarının B-2'leri korumak için İran hava sahasında eskort uçuşu gerçekleştirdiğini söyleyen Caine, aldatmaca manevralarının bombalama sona erene dek devam ettiğini açıkladı.
GBU-57 BOMBALARI TARİHTE İLK KEZ KULLANILDI
B-2 uçaklarının 2 GBU-57 bombasıyla Fordo'yu vurduğunu kaydeden Caine, İran'a saldırıda 14 bomba kullanıldığını dile getirdi. Caine, nükleer tesislerin 'Gece Yarısı Çekici' operasyonuyla vurulmasının ardından uçakların İran'dan geri döndüğünü belirtti. İran Hava Kuvvetleri'nin kendilerine karşılık vermediğini söyleyen Caine, GBU-57'lerin tarihte ilk kez operasyonel olarak kullanıldığını kaydetti.
Caine, saldırı sonucu İran'ın 3 nükleer tesisinde ağır hasar oluştuğunu öne sürdü ve saldırının 2001 yılından bu yana yapılmış en büyük B-2 saldırı olduğunu ifade etti. Caine, Irak ve Körfez bölgelerinde olası bir İran saldırısına karşı birliklerini korumak için önlem aldıklarını kaydetti.
ABD'nin İran misillemesine güçlü yanıt vereceğini belirten Hegseth, Trump'ın barış istediğini iddia ederek isteklerinin İran'ın nükleer kapasitesini yok etmek olduğunu yineledi.
İran'ın yarı resmi Fars Haber Ajansı, ülkenin nükleer elektrik santralinin bulunduğu Buşehr kenti çevresinde 2 patlama sesi duyulduğunu belirtti. Basra Körfezi kıyısındaki Buşehr nükleer enerji santralinde çok sayıda Rus teknisyenin çalıştığı biliniyor. ABD Başkanı Donald Trump, İran'da Fordo, Natanz ve İsfahan olmak üzere üç nükleer tesise hava saldırısı düzenlediklerini açıklamıştı.
İran Hükümet Sözcüsü Fatma Muhacerani, Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın da katıldığı kabine toplantısında olağanüstü durumlarda işleyişi hızlandırmak için yetki devri yönünde kararlar alındığını bildirdi. Muhacerani, Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve tüm hükümet üyelerinin katılımıyla bir toplantı düzenlendiğini ve İran Anayasası'nın 127. Maddesi uyarınca yetki devri kararları alındığını belirtti.
Kararların olağanüstü durumlarda işleyişi hızlandırmak amacıyla alındığına dikkat çeken İranlı Sözcü, "Bazı yetkiler Cumhurbaşkanı yardımcısına, bakanlara ve valilere devredildi. Cumhurbaşkanı'nın özel temsilcilerinin kararları da Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu kararları olarak kabul edilecek" dedi.
Muhacerani, ABD ve İsrail’in saldırdığı Fordo, Natanz ve İsfahan nükleer tesislerine ilişkin de "Nükleer alanların çevresindeki bölgelerde yaşayanlar için herhangi bir tehlike söz konusu değil. Natanz, İsfahan ve Fordo halkı normal yaşamlarını sürdürebilir" diye konuştu.
İranlı Sözcü, devredilen yetkilere dair ise detay vermedi. Hükümet Sözcüsü, ayrıca İranlıları sosyal medyaya yayımlanan iddiaları dikkate almamaya çağırdı.
İsrail'de, ABD'nin İran'a saldırılara doğrudan katılıp katılmayacağı tartışmaları, ABD'nin bu gece İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırılarıyla son buldu. Daha önce ABD'nin saldırılara katılması için çağrıda bulunan İsrailliler, ABD Başkanı Trump'ı İran'a saldırı düzenlediği için tebrik etti.
ABD'nin İran'a yönelik saldırılara katılmasını sağlamak amacıyla İsrail'de yürütülen kamuoyu kampanyası kapsamında, daha önce Trump'a hitaben "Bay Başkan, işi bitir" ifadesinin yansıtıldığı büyük bir panoda, şimdi de "Teşekkürler Bay Başkan" ifadesine yer verildi.
ABD'nin önde gelen siyasi yayınlarından Politico, İran'ın nükleer tesislerinin vurulmasının ardından Washington'da hakim olan korkuyu manşetine taşıdı.
İsminin açıklanmaması kaydıyla Politico'ya konuşan yetkili, bu hamlenin ABD'yi Orta Doğu'da yeni bir çatışmanın içine çekebileceğinden endişelendiklerini belirterek, "Bunun bizi uzun süreli bir şeyin içine ne kadar sokacağını bilmiyoruz. Şu anki mesaj 'Nükleer kapasiteyi ortadan kaldırmak ve müzakerelere odaklanmak istiyoruz' şeklinde" dedi. Haberde hem Başkan Trump'ın hem de Başkan Yardımcısı JD Vance'in, ABD'yi bir daha böyle bir savaşın içine sokmayacaklarına dair verdikleri sözler hatırlatıldı.
İkinci bir yetkili de Trump'ın "iki hafta içinde" karar vereceğini söylediği esnada saldırı planlarının çoktan işlemeye başlamış olduğunu belirterek Trump'ın çeşitli operasyon seçeneklerini değerlendirip "dar ve amaca uygun" olanı seçtiğini ifade etti.
Beyaz Saray'dan üst düzey bir yetkili geçtiğimiz günlerde, askerleri sahaya sürmeyi gerektirmeyecek ve Amerikalıların hayatını doğrudan riske atmayacak bir operasyonun, Başkan'ın daha önceki yönetimlerin başına dert olan uzun ve maliyetli savaşlara girmeme sözünü boşa çıkarmayacağını vurgulamıştı.
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, X hesabından yaptığı açıklamada, ABD'nin İran'ın nükleer programına ilişkin 3 tesisine yönelik saldırısını endişeyle not ettiklerini, saldırının planlamasına ve icrasına katılmadıklarını belirtti. Barrot, bu bağlamda, bölgedeki Fransızların, Fransız personelinin, ülkesinin ortakları ve çıkarlarının güvenliğini sağlamanın öncelikleri olduğunu kaydetti. Fransa'nın İran'ın nükleer programı meselesinin Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması çerçevesinde müzakere edilerek kalıcı olarak çözülebileceğine inandığını ifade eden Barrot, ülkesinin ortaklarıyla beraber bu meselenin çözümüne katkı sağlamaya hazır olduğunu vurguladı.
İsrail'in İran'a saldırılarıyla başlayan çatışmanın genişlemesine neden olabilecek gerginliğin artmasını engellemek adına taraflara itidal çağrısında bulunan Barrot, "ABD'nin İran'ın nükleer programına ilişkin 3 tesisine yönelik saldırısını endişeyle not ettik. Saldırının planlamasına ve icrasına katılmadık. Fransa, İran'ın nükleer silahı elde etmesine sert bir şekilde karşı olduğunu birçok kez ifade etti" ifadelerini kullandı.
Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, ABD'nin İran'ın üç nükleer tesisine düzenlediği saldırıyı değerlendirdi. ABD saldırılarının İran'daki nükleer altyapıyı fazla etkilemediğini vurgulayan Medvedev, "Nükleerin zenginleştirilmesinin ve gelecekteki nükleer silah üretiminin devam edeceğini söyleyebiliriz. Bazı ülkeler, İran'a nükleer mühimmatını doğrudan tedarik etmeye hazır" ifadelerini kullandı.
ABD'nin saldırısının ardından İsrail'in saldırı altında kaldığını ve insanların panik içinde olduğunu aktaran Medvedev, "ABD, kara harekatı ihtimaliyle yeni bir çatışmaya karıştı. İran'ın siyasi rejimi korunmuştur ve güçlenmesi muhtemeldir. İnsanlar, ona sempati duymayanlar bile manevi liderlik etrafında birleşiyorlar. Dünya ülkelerinin büyük çoğunluğu, İsrail ve ABD'nin eylemlerine karşıdır. Barışçıl başkan olarak gelen Donald Trump, ABD için yeni bir savaş başlattı. İyi bir başlangıç, tebrikler, Sayın Başkan (Trump)" dedi.
İsrail ordusu, ABD'nin İran'a ait nükleer tesisleri vurmasının ardından açıklama yaptı. İran'a düzenledikleri saldırılarda tek hedeflerinin Tahran'ın nükleer kapasitesini yok etmek olmadığını belirten İsrail ordusu, saldırılarının devam edeceğini kaydetti.
Ordu Sözcüsü Effie Defrin, "amaçlarımıza ulaşana dek saldırılarımız sürecek" diye konuştu.
Dışişleri Bakanlığı, yayımladığı açıklamayla ABD'nin İran'a yönelik saldırısına tepki gösterdi.
Bakanlığın açıklamasında, şu ifadeler kullanıldı:
"Türkiye olarak, bölgede İsrail saldırganlığıyla başlayan çatışmanın yayılması ve güvenlik ortamının istikrarsızlaşması riskine her vesileyle dikkat çekmiştik. İran’ın nükleer tesislerine ABD tarafından bugün (22 Haziran) yapılan saldırı, söz konusu riski en üst düzeye çıkarmıştır. Türkiye, ABD’nin İran İslam Cumhuriyeti’nin nükleer tesislerine yönelik saldırısının muhtemel sonuçlarından derin endişe duymaktadır. Yaşanmakta olan gelişmeler bölgesel ihtilafın küresel düzeye taşınmasına neden olabilecektir. Bu felaket senaryosunun hayata geçmesini istemiyoruz.
İlgili tüm tarafları sorumlu davranmaya, saldırıları an itibarıyla karşılıklı olarak durdurmaya ve daha fazla can kaybına ve yıkıma yol açabilecek adımlardan kaçınmaya davet ediyoruz. İran’ın nükleer programına ilişkin ihtilafın tek çözüm yolu müzakerelerden geçmektedir. Uluslararası toplumu, taraflar arasında diplomatik bir çözüm bulunması yönündeki çabaları desteklemeye çağırıyoruz. Türkiye, üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye ve yapıcı katkılar sunmaya hazırdır."
Wall Street Journal (WSJ) gazetesinin Başkan Donald Trump yönetiminden kıdemli yetkililere ve konuya aşina kaynaklara dayandırdığı haberinde, Beyaz Saray'ın 19 Haziran'da İran'a saldırı kararının iki hafta içinde verileceğini açıklamasının ardından bugün İran'da Fordo, Natanz ve İsfahan'daki 3 nükleer tesise düzenlenen operasyonun arka planı ele alındı. Haberde, ABD'nin, İran'a müdahaleyle ilgili kararın iki hafta içinde verileceğini açıklamasının ardından bugün İran'daki nükleer tesislere saldırılar düzenlenmesindeki amacın "hiç kimsenin beklemediği bir durum yaratmak" olduğu iddia edildi.
Habere göre, yetkililer, Trump'ın 17 Haziran'da Durum Odasındaki bir toplantıda, İran'a yönelik saldırı planlarını onayladığını ancak Tahran'ın nükleer programına son verip vermeyeceğini değerlendirmek için nihai kararını açıklamadığını belirtti. Yetkililer, ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine düzenlenen saldırının ardından Trump'ın Netanyahu ile telefonda görüştüğünü, Netanyahu'nun "inanılmaz derecede müteşekkir" olduğunu söylediğini de aktardı.
Dünya basını, ABD'nin İran'a saldırısının ardından yayınladığı analizlerde Orta Doğu'da çatışmanın şiddetlenebileceğini bildirdi. Associated Press (AP), Trump'ın saldırı emriyle ABD'nin İran-İsrail savaşına katıldığını kaydederken, "ABD'yi Yeniden Harika Yap" (MAGA) hareketinden AD Başkanı'na muhalif sesler yükseldiğini vurguladı.
Al Jazeera'nın haberinde, Trump'ın "Savaş Yetkileri Yasası" nedeniyle İran'a savaş ilan etmek için Kongre'nin onayına ihtiyacı olduğunu kaydetti.
Rusya merkezli RT News'ün analizinde ise Çin ve ABD'nin karşı karşıya gelebileceği bildirildi. RT, Pekin ve Tahran yönetimlerinin yakın ilişkisi olduğuna dikkat çekerek, İran'ın Çin için stratejik öneme sahip olduğunun altını çizdi.
Tesnim Haber Ajansına konuşan Kum Kriz Yönetim Merkezi Sözcüsü Murtaza Haydari, Kum kentindeki Şehit Mustafa Humeyni Kışlası'na yönelik İsrail saldırısında 4 Devrim Muhafızı askerinin öldüğünü, 2 kişinin yaralandığını söyledi. Son günlerde aynı kışlaya birden fazla saldırının düzenlendiğini belirten Haydari, bu saldırılarda da can kayıplarının yaşandığını kaydetti.
ABD'nin İran'a yönelik saldırısının ardından uluslararası kamuoyundan arka arkaya tepkiler geldi. Batılı ülkeler, İran'ın nükleer silaha sahip olmaması gerektiği görüşünü yinelerken, Orta Doğu ülkeleri saldırıyı kınayan açıklamalar yayımladı.
Pakistan, ABD'nin İran'daki nükleer tesislere saldırısını kınayarak BM Şartı'na göre İran'ın kendini savunma hakkı olduğunu belirtti. Irak hükümeti ise İran’daki nükleer tesislerin vurulmasının Orta Doğu’da barışı ciddi şekilde tehdit ettiğini ve bölgesel istikrarı büyük risklere açık hale getirdiğini kaydetti.
Suudi Arabistan, ABD'nin İran'daki nükleer tesisleri hedef alan saldırılarını kınayarak bölgede "istikrarı sağlayacak siyasi çözüm" çağrısında bulundu. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada "Riyad'ın ABD'nin nükleer tesislerini hedef aldığı kardeş ülke İran'daki gelişmeleri büyük kaygıyla takip ettiği" belirtildi. İran'ın egemenliğinin ihlali kınanan açıklamada, itidal, sükunet ve gerginliği tırmandırmaktan kaçınılması için her türlü çabanın gösterilmesi gerektiği kaydedildi. Açıklamada, uluslararası toplumdan, bu son derece hassas koşullarda, krizin sona erdirilmesi, bölgede güvenlik ve istikrarın sağlanması için yeni bir sayfa açılmasını sağlayacak siyasi çözüme ulaşmak amacıyla çabaların artırılması çağrısı yapıldı.
İngiltere Başbakanı Starmer, saldırıya ilişkin ilk değerlendirmesinde, "İran'ın nükleer silah geliştirmesine asla izin verilemez ve ABD bu tehdidi hafifletmek için harekete geçti" ifadesini kullandı.
AB Yüksek Temsilcisi Kallas da (ABD'nin İran'a saldırıları üzerine) İran'ın nükleer silaha sahip olmaması gerektiğini vurgulayarak, tüm tarafları müzakere masasına dönmeye çağırdı. Almanya Dışişleri Bakanlığı ise yayımladığı açıklamada İran'ın ABD ile müzakerelere acilen dönmesi gerektiğini ifade etti.
Tesnim Haber Ajansı, İran'da İsrail istihbarat servisi Mossad adına casusluk suçundan idama mahkum edilen Mecid Musaibi'nin cezası infaz edildiğini bildirdi. İran Yüksek Mahkemesi tarafından onanan Musaibi'nin cezası, sabah saatlerinde infaz edildi.
Musaibi, "Körfez ülkelerinden birinde MOSSAD ajanı olduğu belirtilen bir kişiyle irtibat kurmak, gizli askeri ve güvenlik bilgilerini aktarmak ve karşılığında kripto para almaktan" yargılandığı davada "yeryüzünde bozgunculuk ve muharabe" suçlarından idama mahkum edilmişti.
İran devlet televizyonu, Devrim Muhafızları Ordusu’nun sabah saatlerinde başlattığı "Gerçek Vaat-3 Harekatı"nın 20. dalgasına ilişkin açıklamasını yayımladı. Açıklamada, İran’ın İsrail’e misillemesinde ilk defa üçüncü nesil çoklu başlıklı Hayberşıken balistik füzesi kullandığı aktarılarak katı ve sıvı yakıtlı 40 füze ateşlendiği kaydedildi.
Söz konusu saldırıda daha hassas, yıkıcı ve etkili vuruşlar elde etmek için yeni ve şaşırtıcı taktikler kullanıldığı belirtilen açıklamada İsrail’in, "Ben Gurion Havalimanı, biyolojik araştırma merkezi, alternatif komuta ve kontrol merkezlerinin hedef alındığı" bildirildi. Açıklamada ayrıca, İran Silahlı Kuvvetlerinin kapasitesinin esas bölümlerinin henüz faaliyete geçirilmediği iddia edildi.
İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi, X hesabından bir açıklama yaparak, ABD'nin ülkesine yönelik hava saldırısının kabul edilemez olduğunu, kalıcı sonuçlara yol açacağını bildirdi. ABD'nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin daimi üyesi olduğunu hatırlatan Erakçi, Washington yönetiminin ülkesinin "barışçıl nükleer tesislerine" saldırarak BM Şartı, uluslararası hukuk ve Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması'nı (NPT) ihlal ettiğini belirtti. Erakçi, Tahran'ın, BM Şartı ve meşru müdafaa hakkı tanıyan hükümleri doğrultusunda "egemenliğini, çıkarlarını ve halkını savunmak için" tüm seçenekleri saklı tuttuğu mesajını verdi.
Erakçi, "Bu sabah yaşananlar kabul edilemez olup kalıcı sonuçlar doğuracaktır. BM'nin her bir üyesi, son derece tehlikeli, kanunsuz ve suç teşkil eden davranış karşısında alarma geçmeli. İran, hiç ayrılmadığı (müzakere masasına), havaya uçurmadığı şeye nasıl geri dönebilir?" ifadelerini kullandı.
İsrail medyası, İran'ın düzenlediği füze saldırısında 15 kişinin yaralandığını bildirdi. İran'ın misillemesinde başkent Tel Aviv, Hayfa ve İsrail'in güneyi ile doğusundaki bazı şehirlerin hasar aldığı kaydedildi.
Tahran yönetimi, saldırıda stratejik hedeflerin yanı sıra Tel Aviv'deki Uluslararası Ben Gurion Havalimanı'nın hedef alındığını belirtmişti.
İran'ın yarı resmi haber ajansı Tasnim'in bildirdiğine göre, İran Dışişleri Bakanlığı, ABD'nin "İran'a karşı tehlikeli bir savaş" başlattığını bildirdi. Bakanlık, saldırıların BM tüzüğü ve uluslararası hukuka aykırı olduğu belirterek, ABD hükümetinin "bu iğrenç suçun ağır sonuçları ve korkunç yansımalarından tamamen sorumlu olduğu" ifade etti. Bakanlık, BM'yi Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nı "bu açık ve suç teşkil eden yasadışı eylemi acilen ele almaya" çağırdı.
Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, "Dünya, diplomatik bir sürecin ortasında diplomasiye ihanet edenin ABD olduğunu unutmamalı" denildi. İsrail'i "soykırımcı ve kanunsuz" olarak tanımlayan açıklamada, "İran'ın, ABD'nin askeri saldırganlığına ve bu haydut rejimin işlediği suçlara tam ve kararlı bir şekilde direnmesinin ve İran'ın ulusal güvenliğini ve çıkarlarını gerekli tüm araçlarla savunmasının meşru hakkı" olduğu belirtildi.
CNN'in haberine göre, İran'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Amir Said İravani, ABD'nin İran'a saldırısının "incelenmesi ve kınanması" gerekçesiyle BM Güvenlik Konseyinden (BMGK) "acil oturum" talep etti. İravani, BMGK'ye gönderdiği mektupta, ABD'nin İran'a saldırısının, "bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe karşı ciddi tehdit" teşkil ettiğini belirtti.
Saldırıların, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansının (UAEA) "gözetimi altında gerçekleştiğini" savunan İravani, ABD'nin saldırısının BM Şartı'nı ve Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşmasını ihlal ettiğini vurguladı. İravani, "bu yasa dışı eylemin incelenmesi, kınanması için gerekli tedbirlerin alınması ve sorumluların cezasız kalmamasının sağlanması" için acil oturum yapılması çağrısı yaptı.
ABD saldırısının ardından İran füzeleri Tel Aviv ve Hayfa'yı hedef alırken, İsrail ordusu da İran’a saldırı başlattı. İsrail ordusundan yapılan açıklamada, İran'ın füze fırlatma rampalarına saldırı düzenlendiği belirtildi. İsrail Hava Kuvvetlerinin İran'ın batısındaki "askeri hedeflere" bir dizi saldırı başlattığı aktarılan açıklamada, İran'dan İsrail'e füze fırlatılan rampalara ve İran askerlerine de kısa süre önce saldırı düzenlendiği öne sürüldü.
İsrail ordusu, İran'dan füzeler ateşlendiğini duyurarak sığınaklara girilmesi çağrısı yaptı.
İsrail ordusundan yapılan açıklamada, İran'dan yeni bir füze saldırısı düzenlendiği belirtildi.
İran'dan ateşlenen füzeler nedeniyle sığınaklardan ayrılmama çağrısı yapılan açıklamada, ikinci bir duyuruya kadar korunaklı alanlarda kalınması gerektiği ifade edildi.
Hava savunma sistemlerinin füzeleri engellemeye çalıştığı vurgulanan açıklamada, ülkenin pek çok kentinde alarmların devreye girdiği kaydedildi.
Bolivya Devlet Başkanı Luis Arce, ABD'nin İran'daki üç nükleer tesise düzenlediği saldırıları "şiddetle" kınadı. Arce, X sosyal medya platformundaki açıklamasında, ABD'nin İran'a yönelik saldırılarına değindi.
ABD'nin uluslararası hukukun temel ilkelerini ihlal ettiğini savunan Arce, şunları kaydetti:
"ABD'nin İran İslam Cumhuriyeti'ndeki nükleer tesislere yönelik keyfi saldırısını şiddetle kınıyoruz. Bu tür hedeflerin bombalanması, sadece bölgesel ve küresel barışı tehlikeye atmakla kalmamakta, aynı zamanda uluslararası hukukun temel ilkelerini ve Birleşmiş Milletler Şartı'nı da ihlal etmektedir."
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA), ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine gece düzenlediği saldırıların ardından Fordo dahil tesis dışı radyasyon seviyelerinde herhangi bir artış olmadığını bildirdi.
Ajansın X hesabından yapılan açıklamada "Fordo dahil İran'daki üç tesise düzenlenen saldırıların ardından UAEA, şu ana kadar tesis dışı radyasyon seviyelerinde bir artış bildirilmediğini teyit etmektedir." ifadesi kullanıldı.
Açıklamada, daha fazla bilgi edinildikçe İran'daki durumla ilgili UAEA tarafından daha ileri değerlendirmelerin yapılacağı belirtildi.
İran'dan İsrail'e yaklaşık 30 füzeyle düzenlenen misilleme saldırısında birçok noktanın isabet aldığı duyuruldu. İsrail acil yardım servisi Kızıl Davut Yıldızı, doğrudan ve şarapnel parçası isabeti nedeniyle 10 ihbar aldıklarını açıkladı. İran'ın İsrail'in merkezine ve kuzeyine yönelik başlattığı saldırı sebebiyle ülke genelindeki alarmların devreye girmesinin ardından fırlatılan yaklaşık 30 füzeden bir kısmının engellenemediği ve bazı noktalara isabet ettiği belirtildi. Kızıl Davut Yıldızı, Hayfa kentindeki isabetin ardından bölgede ağır hasar oluştuğunu, ilk belirlemelere göre en az 11 kişinin yaralandığını ve isabet alan bölgelerdeki çalışmaların devam ettiğini duyurdu.
İsrail'in Yedioth Ahronoth gazetesi, füzelerden bazılarının açık alana düştüğünü, Hayfa'nın yanı sıra ülkenin orta kesimindeki Shephelah ve Tel Aviv çevresinde Dan Gush'da da hasar oluştuğunu bildirdi. İsrail ordusundan yapılan açıklamada, sığınaklardan çıkılabileceği ve arama kurtarma ekiplerinin isabet alan noktalarda ülke genelinde faaliyet gösterdiği kaydedildi.
ABD Başkanı Donald Trump, Amerikan uçakları ve denizaltılarıyla gerçekleştirilen saldırı sonucu, İran'ın kilit nükleer zenginleştirme tesislerinin "tamamen yok edildiğini" söyledi. Trump, İran'a düzenlenen saldırıda İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile takım olarak çalıştıklarını belirtti. Trump, İran'ın üç ayrı nükleer tesisine gerçekleştirilen saldırının ardından yaptığı basın açıklamasında, "İran'ın kilit nükleer zenginleştirme tesisleri tamamen yok edildi. İran barış yapmak zorunda. Bu yapılmazsa sonraki saldırılar çok daha ağır olacak" diye konuştu.
Netanyahu ve İsrail ordusuna desteklerinden dolayı teşekkür eden Trump,, "Amacımız İran'ın nükleer zenginleştirme kapasitesini yok etmek ve dünyanın bir numaralı terör destekçisi devletinin oluşturduğu nükleer tehdidi durdurmaktı. Bu geceki, hepsinin en zoruydu, açık ara ve belki de en ölümcül olanıydı. Ancak barış hemen gelmezse, diğer hedeflerin peşine hassasiyetle, hızla ve beceriyle düşeceğiz" ifadelerini kullanan Trump, bu geceki saldırıları "muhteşem bir başarı" olarak değerlendirdi.
İran'a düzenlenen saldırıyı dünyada başka yapabilecek hiçbir ordunun bulunmadığını söyleyen Trump, şunları kaydetti:
"Tanrı'yı sevdiğimizi ve büyük ordumuzun onları koruduğunu söylemek istiyorum. Tanrı Orta Doğu'yu korusun. Tanrı İsrail'i korusun ve Tanrı Amerika'yı korusun."