Güncelleme Tarihi:
Latin Amerika ülkelerinde yeni tip koronavirüs salgını etkisini sürdürüyor. Can kayıpları ve vaka sayılarının arttığı bölge ülkelerinden Kolombiya'da, hastanelerin yükü de giderek artıyor. Ülke özellikle ocak ayından bu yana zor günler geçiriyor. Vaka sayıları yaz aylarına oranla neredeyse iki katına çıkmış durumda. Salgından en çok etkilenen yerler arasında ise 669 bin 487 vaka ile başkent Bogota ve 129 bin 266 vaka ile Antlantico eyaleti öne çıkıyor.
İlk koronavirüs vakasının 6 Mart 2020'de görüldüğü Kolombiya’da salgınla mücadele kapsamında, 21 Mart 2020'de ‘ulusal karantina’ kararı alınmış ve uygulama 1 Eylül 2020'ye kadar sürmüştü. Daha sonra Bogota Sağlık Müdürlüğü, alışveriş merkezlerinde sadece eczane ve temel ihtiyaç malzemeleri satan işletmelerin açık kalacağını duyurmuş, maske kullanmayı zorunlu kılmış, her aileden sadece bir kişinin ihtiyaçları karşılamak üzere dışarı çıkmasına izin verileceğini bildirmişti.
Müdürlük ayrıca kentte 17 Ocak'a kadar akşam 20.00 ile ertesi sabah 05.00 saatleri arasında sokağa çıkma kısıtlamasının uygulanacağını da açıklamıştı. Bu kısıtlama hâlâ devam ediyor.
Hükümet bulaş riskini azaltmak için gerekli adımları atsa da pek başarılı olmuş görünmüyor. Halkın protestoları da neredeyse hiç bitmiyor. En son sağlık çalışanları, daha fazla koruyucu ekipman ve güvenli çalışma koşulları talep ederek maaşlardaki gecikmeleri protesto etmişti.
Salgından dolayı milyonlarca kişi işini kaybetti. İşsizlik oranı ağustosta yüzde 17 olarak açıklandı. 20 Ocak’ta hükümet karşıtı protestolar yeniden başladı ve ülkede genel grev ilan edildi. Birçok şehirde halk sokaklara dökülürken bazı şehirlerde protestocularla polis arasında çatışmalar yaşandı. Bu protestolarda insanlar ne sosyal mesafe kurallarına uydu ne de maske taktı.
Kolombiya’nın yerli halklarını temsil eden Ulusal Yerli Örgütü (ONIC) tarafından yapılan açıklamada, “Tüm vatandaşları çağırıyoruz. Tüm ülke için hepimiz dışarı çıkıp ömür boyu daha iyi yaşam hakkımızı isteyelim. Sosyal haklarımızı savunalım” ifadeleri kullanıldı.
Tüm bunların yanında bir de suç çeteleri gerçeği var. Kolombiya’da gündüzleri sokaklarda görülen resmi güvenlik güçlerinin yerini geceleri eli silahlı yasadışı güçler alıyor. Karantina kurallarına uymadıklarını düşündükleri vatandaşları hedef alan çeteler ülkede adeta büyük bir panik yaşanmasına sebep oluyor.
ÖNLEMLERE UYMAYANLARI VURUYORLAR
Latin Amerika’daki Meksika ve Kolombiya gibi ülkelerde çeteler oldukça rahatça suç işleyebiliyor. Hatta bazı bölgelerde suç işlemek o kadar normal bir durum haline gelmiş ki, yadırganmıyor bile… Silahlı çeteler, devlet kontrolünün az olduğu bölgelerde halka ciddi şiddet uyguluyor. Maske takmayan ve sokağa çıkma kısıtlamasına uymayanları da vuruyorlar.
Kolombiya basınında yer alan haberlere göre yasadışı güçler bu şekilde ülkede dokuz kişiyi öldürdü. Uyuşturucu karteline mensup olduğu iddia edilen bu silahlı kişiler, resmi karantina kurallarını değil kendi koydukları kuralları da uyguluyor. Hava karardıktan sonra ortaya çıkan bu acımasız silahlı gruplar yüzünden halk büyük bir korku içinde yaşamlarını sürdürüyor.
Asscoiated Press'in aktardığına göre Putumayo eyaletindeki San Miguel kasabasında öldürülen halk lideri ve aktivist Edison Leon Perez bardağı taşıran son damla oldu. Perez, sağcı örgütlerle bağlantılı bir uyuşturucu çetesinin uyguladığı tecrit önlemlerine karşı hükümete çağrı yapmasından sonra öldürüldü.
Bir diğer vakadaysa bir cep telefonu tamircisinde alkol alarak tecrit önlemlerini ihlal ettikleri için iki Venezuelalı işçi öldürüldü.
Independent’te yer alan bir habere göre ülkenin kuzeyinde Ulusal Kurtuluş Ordusu'nun (ELN) bu yıl yayımladığı bir broşürde, "Hayat kurtarmak için bazı kişileri öldürmeye mecburuz" söylendiği ve sadece gıda satan yerler, fırın ve eczanelerin çalışmasına izin verildiği uyarısının yer aldığı açıklandı.
BBC Latin Amerika uzmanı Luis Fajardo ise pandemi dönemi Kolombiya dâhil suçun kol gezdiği ülkelerdeki durumu şöyle özetliyor:
"Suç dendi mi akla hemen Meksika kartelleri gelir ama onlara ek olarak Kolombiya ve Brezilya'daki çete ve militanlar, Covid-19 salgını boyunca güçlerini göstermeye devam ettiler. Hiç durmadılar."
Kolombiya’da karantinanın 14'üncü günü yaşanırken, ülkedeki en büyük çete liderlerinden birinin cenaze töreni yapıldı. Fajardo törende yaşananları ve silahlı grupların gücünü şöyle aktarıyor:
“Hernández, Medellin'in güçlü ‘Niquía-Camacol’ suç çetesinin 'Ayı' lakaplı lideriydi. Bir gün önce hapishanede kalp krizinden ölmüştü. Yerel gazete o sahneyi 'Kalabalıkta insanlar hem alkışladı hem de havaya ateş açtılar' şeklinde yorumlamıştı. Herkes silahlıydı ve can güvenliği neredeyse hiç yoktu.”
Kolombiya’da suç çetelerinin gelir kaynakları uyuşturucu. Bu nedenle sadece halk değil devletle de savaşıyorlar. Hatta en son uyuşturucu çetesi tarafından pusuya düşürülen dört asker hayatını kaybetti. Kolombiya ordusundan yapılan açıklamada, rakip uyuşturucu çeteleri arasında çıkan çatışmada çapraz ateş altında kalan yöre halkını korumak için düzenlenen operasyonda, askerlerin pusuya düşürüldüğü bildirildi. Saldırıdan ülkedeki en büyük uyuşturucu çetelerinden 'Clan del Golfo' sorumlu tutuldu.
Kolombiya günlük gazetesi El Tiempo'nun yazdığına göre geçen yıldan bugüne kadar Kolombiya güvenlik güçleri 112 ton kokain ele geçirdikleri operasyonları yönettiler. Kolombiya’da hükümet bu çetelerle savaşmaya devam ediyor. Örneğin uyuşturucu çeteleri ile FARC örgütünden ayrılan gerillalara karşı elit komando birliği kuruldular.
Diğer taraftan Kolombiya’daki uyuşturucu kartelleri güncel olan pandemi krizine cevap olarak yerli halkın güvenini, sevgisini kazanmaya çalışarak da cevap veriyorlar. Salgından dolayı ekonomik güçlük çeken topluluklara gayri resmi yardım yapıyorlar. Bazıları da yasal olmayan yollardan elde ettikleri paralarla, pandemi yüzünden zor günler geçiren halka para yardımında bulunuyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün (HRW) Kolombiya özelinde yayımladığı rapor oldukça dikkat çekici. Ülkede çeteler, tehdit mesajları göndererek ve kendi koydukları kurallara uymayanları öldürerek halka ciddi baskı yapıyor. Rapora göre kurallara uymayan en az 30'dan fazla kişi öldürüldü.
HRW Amerika Sorumlusu Jose Miguel Vivanco, "Covid-19'un yayılmasını önlemek için silahlı grupların uyguladığı merhametsiz 'cezalar', Kolombiya'daki yoksul halkın evlerinden çıktıklarında saldırıya uğrama ve öldürülme riski taşıdığı anlamına geliyor" diyor. Vivanco'ya göre silahlı gruplar, halkın gözündeki meşruiyetlerini artırmak ve daha fazla güce sahip olmak için söz konusu yöntemlere başvuruyor. Bunun yanında sağlık hizmetlerinin de sınırlı olduğu bölgelerde bulunan çeteler, üyelerinin hastalanmasından endişeleniyor.
HER ŞEYİ DEĞİŞTİREN ÖLÜM
Geçtiğimiz ocak ayı ülkede günlük vaka sayılarının en pik olduğu dönemdi. Hastalığa yakalanan kişi sayısı 10-15 bin arası değişiyordu. Hatta 20 Ocak’ta bugüne kadarki en zirve artışı gördü: 17 bin 908.
Tam da o dönemde Kolombiya Savunma Bakanı Carlos Holmes Trujillo hastalığa yakalandı. Bakan, testinin pozitif çıkmasının ardından sağlığı kötüleşti ve Bogota'daki askeri hastaneye kaldırıldı. Trujillo 26 Ocak sabahı da 69 yaşında koronaya yenik düştü. Aynı gün Kolombiya Genel Konfederasyon Çalışanları Başkanı Julio Roberto Gómez de koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirdi.
"Trujillo benim çok iyi arkadaşım, ortağım ve bakanımdı. Bugün hayatımın en kötü günü, çok ama çok üzgünüm."
Sağlık Bakanı Carlos Holmes Trujillo’nun ölümü hükümeti oldukça derinden sarstı. Uzun süredir devam eden aşı çalışmaları bu üzücü olay sonrası daha hız kazandı. Aralık 2020’de ‘toplu aşılama rehberi’ olarak ilan edilen ‘Ulusal Aşılama Planı Kararnamesini’, Cumhurbaşkanı Ivan Duque 29 Ocak 2021’de imzaladı ve Sinovac tarafından geliştirilen Covid-19 aşısının acil kullanımı için yetki alındığını, 10 milyon doz da sipariş verildiğini duyurdu.
Tüm bu gelişmeler yaşanırken Avustralya merkezli bağımsız bir düşünce kuruluşu olan Lowy Enstitüsü, ocak ayında Kolombiya'nın pandemiye karşı mücadelede 98 ülke içinde en kötü üçüncü sırada olduğunu açıklıyordu.
OCAK KARANLIK ŞUBAT AYDINLIK
Sinovac aşısının siparişi sonrası, Ivan Duque Kolombiya basınına yaptığı açıklamada, Çinli ilaç şirketinden gerekli izinlerin alındığını belirterek, "INVIMA Acil Durum Protokolü hızlı şekilde onaylandı. Covid-19 aşısının ülkeye geliş sürecinin rekor şekilde tamamlanması için uzmanlarımız çok titiz ve özenli çalıştı" ifadelerini kullandı.
Geçtiğimiz şubat ayı da ABD'li ilaç şirketi Pfizer'in BioNTech firmasıyla, yeni tip koronavirüse karşı geliştirdiği aşıdan 50 bin dozluk ilk sevkiyat, başkent Bogota'daki El Dorado Uluslararası Havalimanı'na geldi. Başkan Duque havaalanında, “Bugün ülkemiz için çok anlamlı bir gün. Yaptığımız anlaşmalar uygulanmaya başlandı ve aynı şekilde aşı yasasını çıkarmayı da başardık. Katkılarından ötürü başta Sağlık Bakanı olmak üzere uzmanlarımıza teşekkür ediyorum" diye konuştu. Şubat ayının sonlarına doğru da aşılamaya geçildi. Hükümetin yürüttüğü bu politika halk tarafından da destek görmeye başladı.
VAKA SAYILARI ARTARKEN AŞILAMA NE DURUMDA?
Kolombiya, geçen yıl yaz aylarından beri günlük vaka sayılarını bir türlü kontrol altına alamadı. Ya çok az vaka ile karşılaşıyorlar ya da çok fazla… Ocak ayında ülkede vaka sayıları günlük 13-15 bin arasında değişiyordu.
Şubat sonu mart başında kadar bu sayı 3-4 bine kadar düşmüştü ama şu sıralar yine 5 binlere doğru çıkıyor. Our World In Data verilerine göre ülkede toplam vaka sayısı 2,3 milyon. İyileşen hasta sayısı da 2,2 milyon. Bugüne kadar da 61 bin 143 kişi de hayatını kaybetti.
Aşılama ise 17 Şubat'ta uygulanmaya başladı. Bu konuda oldukça hızla ilerlediklerini söyleyebiliriz. Şu ana kadar aşı vurulan kişi sayısı 693 bin 657. Aşılama önce sağlık çalışanlarından başladı. Ardından risk altındaki nüfus ile devam edecek. Hükümet yaptığı en son açıklamada yıl sonuna kadar 35 milyon insanı aşılamayı hedeflediklerini söyledi.