Güncelleme Tarihi:
SPD’nin başbakan adayı Olaf Scholz, Willy Brandt Evin’de ‘Seçim Zaferi Konferansı’ adıyla düzenlenen seçim kampanyası etkinliğine katıldı. “Senin ve Almanya’nın geleceği için” sloganıyla düzenlenen etkinlikte, Almanya’daki 299 seçim bölgesi temsilcilerinin yanı sıra partinin bazı milletvekilleri adayları ve yöneticileri de yer aldı. SPD Eş Başkanları Saskia Esken ve Lars Klingbeil, burada yaptıkları kısa açılış konuşmalarında, “Yarış başladı. El ele vererek, görülmemiş bir dayanışma sergileyerek bu yarışı kazanacağız. Av başladı” dediler. 23 Şubat’ta yapılması öngörülen erken seçim için başlatılan seçim kampanyasının ilk konuşmasını yapan Şansölye Scholz, tüm SPD’lilere, kamuoyu yoklamalarını dikkate almadan, önümüzdeki 85 gün içinde durmak, yorulmak bilmeden kararlı bir şekilde mücadele etme çağrısı yaptı:
HÜKÜMETİ SABOTE ETTİLER
“Beni her gün teşvik eden şey, insanlarımıza olan sevgidir, ülkemize sevgidir. Bu nedenle sizlere şu sözü veriyorum; Önümüzdeki 85 gün içinde ülkemiz ve sosyal demokrasimiz için her şeyimi, gerçekten her şeyimi vereceğim. Ama bunun için sizlerin de dayanışmasına, angajmanına ve geleceğe güveninize ihtiyacım var. Şikâyet etmeden, el ele vererek dayanışma sergileyip mücadele edelim. Avrupa’da savaş yaşıyoruz. Aşırılar güçleniyor. Ekonomik alanda sıkıntılar yaşanıyor. Zor bir dönemden geçiyoruz. Ülkemizin sağduyulu ve sorumluluk taşıyacak yetiye sahip politikacılara ihtiyacı var. Federal Maliye Bakanı Christian Lindner’i kapının önüne koymam doğruydu. Ülkemizin geleceği bizim önceliğimizdir. Lindner ve ekibinin, SPD’nin, hükümetin çalışmalarını aylarca sabote ettiği ortaya çıktı. Lindner ve ekibi, kendilerinin de dahil olduğu hükümetin başarılı olmasını engelledi. Almanya’da bir daha böyle bir şey yaşanmamalı.”
FRIEDRICH MERZ’E ELEŞTİRİ
Scholz, CDU/CSU’yu yıllarca altyapıya, dijitalleşmeye, yenilenebilir enerjiye yatırımı ihmal ermekle suçlarken, muhafazakâr kanadın başbakan adayı Friedrich Merz’in de aynı yolda devam edecek bir tutum içinde olduğunu söyledi. Dünya elektrikli otomobile öncelik tanırken, Merz’in hâlâ buna karşı olduğunu belirten Scholz, şöyle devam etti: “Friedrich Merz, aralıksız olarak 45 yıl çalışan insanların ücret kaybı olmadan erken emekli olmalarına karşı çıkmaktadır. Emekli aylıklarının artırılmasına karşı çıkmaktadır. Asgari saat ücretlerinin yükseltilmesine karşı çıkmaktadır. Biz, çalışan insanların yüzde 95’inin vergi yükünün azaltılmasını isterken, CDU/CSU iktidara gelmeleri halinde varlıklı yüzde 1’den daha az vergi alınmasını hayata geçirmeyi istemektedir. Sandık başına giden yurttaşlarımız bunları göz önünde bulundurmalı. SPD, her zaman olduğu gibi bundan sonra da dar gelirlilerin, emeklilerin, çalışan insanların yanındadır. Hedefimiz ülkeyi güçlendirmek. Yeni iş yerlerinin yaratılması için yatırım yapacaklara destek amacıyla 100 milyar Euro hacimli ‘Almanya Fonu’ oluşturacağız. Bu fondan ülke genelinde yeni yatırım yapacaklara destek verilecek. Yapılan yatırımların yüzde 10’unun vergiden düşürülmesine imkân tanınacak.”
Şansölye Scholz, aynı zamanda yeni yatırımların artırılması için borç freninde esneklikte ısrarlı olduklarını yinelerken, CDU/CSU ile FDP’nin buna karşı olduklarını hatırlattı.
BİZİM YOLUMUZ BİRLİKTELİK
Scholz, konferansta yaptığı konuşmada, araştırmalara göre Almanya’nın 2040’a kadar her yıl 288 bin yabancı kalifiye elemana ihtiyaç duyduğunu da söyledi. Almanya’nın bir göç ülkesi olduğunu ancak ana muhalefetteki CDU/CSU’nun bu gerçeği kabul etmek istemediğini ifade eden Scholz, ülkede yaşayan 25 milyon kişinin göç geçmişine sahip olduğunu belirtti. Scholz, “Onlara tüm kalbimle, bizler komşular ve meslektaşlar olarak, okul ve spor kulüplerinde arkadaşlar olarak birbirimize ait olduğumuzu söylemek istiyorum. Hepimiz Almanya’nın parçasıyız. Bölünmemize izin vermeyeceğiz” dedi. Merz’in, seçimleri kazandığında yeni vatandaşlık yasasını iptal edeceğini söylemesine çok öfkelendiğini belirten Scholz, “Burada daimi olarak ikâmet eden ve çalışan, iyi entegre olmuş ve dilimizi konuşan herkesin ülkemizin bir parçası olması gerektiğini düşünüyorum. Demokrasimizde söz sahibi olmalı” diye konuştu. Scholz, Almanya’da yaşayanlar ile yeni gelenler arasında bölünme istemediğini vurgulayarak “Bölünme... Bu, bizim yolumuz olmadı, olmamalı. Birliktelik, bizim yolumuzdur” ifadelerini kullandı. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik krizden çıkmak için endüstri sektöründeki istihdamı korumak, altyapıya daha fazla yatırım yapmak, ülkeye yatırım yapan şirketlere destek vermek ve kalifiye eleman eksikliğiyle mücadele etmek istediğini aktaran Scholz, ülkedeki yatırıma imkân vermek için Almanya’nın yeni borç almasını sınırlayan ‘borç freni’ uygulamasında reform yapacağını kaydetti.
‘KİMSE RUS RULETİ OYNAMAMALI’
Scholz, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in tutumunu da sert bir dille eleştirdi: “Putin, Ukrayna’yı haritadan silmek istiyor. Putin bu emperyalist düşünceden vazgeçmelidir. Avrupa’da savaş hepimizi etkilemektedir. Putin, hastanelere, okullara, nükleer santrallara, önüne gelen her yere bomba yağdırmaktadır. Putin bu emperyalist savaşı kazanırsa, bizim güvenliğimiz de tehlikededir. Kimsenin aklına bize saldırma endişesi gelmemesi için savunma gücümüzü artırmalıyız. Almanya, Avrupa’da en fazla yardım eden ülke ve gerek duyulduğu sürece bu yardımı sürdüreceğiz. CDU/CSU’nun başbakan adayı Friedrich Merz Rusya’ya ültimatom vermek istiyor. Bu, Almanya’nın güvenliğiyle oynamak demektir. Hiç kimse Rus ruleti oynamamalıdır.”
Olaf Scholz, yaklaşık bir saat süren konuşmasını, ABD’de başkanlık seçimini kaybeden Kamala Harris’in “When we fight, we win” - “Wenn wir kaempfen, werden wir siegen” (Eğer mücadele edersek, biz kazanacağız” söylemiyle İngilizce ve Almanca olarak bitirdi.
SPD YÜZDE 15’İ GEÇEMİYOR
Şansölye Olaf Scholz, erken seçimi kazanarak koltuğunu korumayı umarken, SPD’nin hâlâ oyunun düşük olduğu belirlendi. INSA tarafından yapılan son kamuoyu yoklamasına göre Almanya’da bu hafta sonu erken seçim olsa CDU/CSU yüzde 32, sağ popülist AfD yüzde 18, SPD yüzde 15, Yeşiller yüzde 13, BSW yüzde 8, FDP yüzde 5, Sol Parti yüzde 3 oy alıyor. Aynı kamuoyu yoklamasında Şansölye Olaf Scholz ile CDU/CSU’nun başbakan adayı Friedrich Merz arasındaki farkın kapanmaya başladığı da saptandı. Seçmenlerin yüzde 35’inin Merz’e, yüzde 33’ünün de Scholz’a oy vermeyi düşündüğü belirlendi. Daha önceki dönemlerde Merz’e destek yüzde 35’e ulaşırken, Scholz’a destek yüzde 16’yı geçmiyordu.