Almanya nereye gidiyor?

İlk 10 sırada Norveç, Estonya, Hollanda, İsveç, Finlandiya, Danimarka, İrlanda, Portekiz, İsviçre ve Çekya yer alıyor. Almanya onlardan sonra geliyor. Raporda, Almanya’da gazetecilere saldırıların sistematik olarak arttığı ve 2024 yılında 89 medya mensubunun saldırıya uğradığı yer alıyor.
Alman makamlardan bilgi edinmenin hiç de kolay olmadığı vurgulanıyor.
2021 yılındaki genel seçimlerden sonra Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve Hür Demokrat Parti (FDP) arasında imzalanan koalisyon sözleşmesinde basın özgürlüğünün geliştirilmesini içeren birtakım vaatler yer aldığı halde, Scholz hükümetinin bunun çoğunu yerine getirmediğinin de altı çiziliyor.
İşte bunları okuyunca “Quo vadis Almanya?” (Almanya nereye gidiyor?) diyorum.

EĞİTİMDE DE SIKINTI VAR
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) 2000 yılından beri her 3 yılda bir 32 ila 81 ülkede yaptığı ‘PISA’ kısa adıyla tanınan Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı’na bakıyorum.
15 yaşındaki öğrencilerin okuma, matematik ve fen bilimleri alanlarındaki bilgi ve becerilerinin standardize edilmiş testlerle ölçüldüğü PISA araştırmalarında ilk sıralarda yıllardır Almanya’yı göremiyorum.
İlk 10’da da göremiyorum.
Almanya’nın yeri hep 15’inci ila 23’üncü sıralarda.
Ailelerin gelir durumlarının ülkelerin hepsinde çocukların başarısını etkilediği ama bu etkinin Almanya’da daha yüksek olduğu yer alıyor raporlarda.
Göçmen kökenli öğrenciler arasında liseye gidenlerin oranı yüzde 30’da kalırken, bu oranın ‘saf kan’ Almanlarda yüzde 44’e ulaştığı da.
Finlandiya, İsveç, Norveç, Danimarka gibi İskandinav ülkelerde göçmen kökenli çocuk ve gençlerinin başarı durumları çok daha iyi olduğu halde, Almanya’ya dönük verileri görünce, “Quo vadis Almanya?” diyorum.
2022 yılındaki son raporda, Almanya’daki öğrencilerin performansının okuma, matematik ve fen bilimleri alanında uluslararası ortalamaya göre oldukça fazla düşüş gösterdiğini ve bunun 2003 yılından bu yana en kötü performans olduğunu okuyunca “Quo vadis Almanya?” diyorum.

80 YIL SONRA AYNI HİSLER
Nazi Almanya’sının Polonya’yı 1 Eylül 1939’da istilası ve 3 Eylül’de Birleşik Krallık ile Fransa’nın Almanya’ya savaş ilan etmesiyle başlayan, Sovyetler Birliği’nin ve Batılı müttefiklerin (ABD, Birleşik Krallık, Fransa) Almanya’yı işgali ile 8 Mayıs 1945 tarihinde sona eren İkinci Dünya Savaşı’nın bitişinin 80’inci yılında yapılan kamuoyu yoklamalarına bakıyorum.
Almanların yüzde 60’ının kendilerini savaştan 80 yıl sonra, 1930-1940 yıllarındaki Nazi döneminin karanlık günlerdeymiş gibi hissettiklerini okuyorum.
Yeniden bir diktatörlüğün mümkün olacağını düşünen Almanların oranının yüzde 43’leri bulduğunu da.
Almanların yüzde 59’unun Üçüncü Dünya Savaşı çıkması tedirginliği yaşadığını okuyorum.
Bir savaş çıkması halinde sadece yüzde 20’sinin silaha sarılıp ülkelerini savunmaya hazır olduğunu da.
İşte bunları okuyunca da “Quo vadis Almanya?” diyorum.

HUKUK DEVLETİNE MEYDAN OKUYORLAR
Evet...
Son yıllarda tanık olduğumuz gelişmelere bakıyorum.
Özgürlükçü, demokratik hukuk devleti Almanya Federal Cumhuriyeti’nde demokrasi düşmanlarının cirit attığını görüyorum.
Alman Anayasası’nı ve Almanya Federal Cumhuriyeti’ni tanımayan ‘İmparatorluk Vatandaşları’ ellerini kollarını sallayarak dolaşıp hukuk devletine adeta meydan okuyorlar.
26 Eylül 2021’de yapılan genel seçimlerde toplam oyların yüzde 10.4’ünü alan sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD), 23 Şubat’ta yapılan erken genel seçimlerde yüzde 20.8’e ulaştı.
Hem de yabancı düşmanlığı, sığınmacı düşmanlığı, İslam düşmanlığı, ırkçılık ile oy avcılığı yaparak.
Son dönemlerde yapılan kamuoyu yoklamaları, seçimlerden CDU/CSU’nun ardından ‘ikinci güçlü parti’ olarak çıkan sağ popülist AfD’nin oy oranının yüzde 25’e ulaştığını gösteriyor.
Hem de Almanya’da iç istihbarattan sorumlu Federal Anayasa Koruma Teşkilatı (BfV) bu partiyi ‘özgürlükçü temel düzenle ve insan onuruna saygıyla bağdaşmayan’ politikaların peşinde olduğundan dolayı ‘kesinleşmiş aşırı sağcı oluşum’ olarak sınıflandırdığı halde.
İşte bu nedenle “Quo Vadis Almanya?” diyorum...
Gerçekten “ALMANYA NEREYE GİDİYOR?”...