Paylaş
Kültür ve kimlik ifadesi olarak yemek, insanlık tarihiyle paralel süreçlerden geçirmiştir. Yunanca "gaster" (mide) ve "nomas" (kural) kelimelerinden türetilen “Gastronomi” kelimesi, yemek ve yemekle ilgili kuralların birleşimi olarak tanımlanabilir. Yüzyıllar içinde her toplum, tarihsel süreçler ve coğrafi koşullar doğrultusunda kendine özgü yemekler ve tatlar geliştirmiştir. Buna rağmen günümüzde, farklı kültürler arasındaki etkileşim ve hızlı iletişim gibi etkenler sayesinde bu sınırlar giderek daha esnek hale gelmiştir. Bu bağlamda, sanatın ve gastronominin bir araya gelerek sınırları aşan bir dil ve anlayış oluşturduğunu söyleyebiliriz.
Sanatı ve sanatçıyı kutlayan bir deneyim
Artful Dining, gastronomi ile sanatın bir araya geldiği sınır tanımayan bir deneyim sunuyor. Bu deneyimlerin en dikkat çeken özelliği, gastronomi ile çağdaş sanatın davetlileri hem görsel hem de tatsal bir yolculuğa çıkararak birden fazla duyuya hitap etmesi. Artful Dining serisinin son etkinliğinde şef İnanç Çelengil, Türkiye çağdaş sanatının önemli isimlerinden Azade Köker’in eserlerinden ilham alarak bir menü hazırladı. Köker heykel, kolaj ve yerleştirme gibi alanlarda üretimi olan bir sanatçı olarak, kadın kimliğine ve kadın bedenine dair meseleleri ele alıyor. Güçlü ve sağlam duruşa sahip olan heykel, resim ve yerleştirmelerinde kağıt, tül ve pamuk gibi zaman zaman şeffaf haliyle de karşılaştığımız hassas görünümlü malzemeler kullanıyor.
“Peplos” ve “Dissolution” Menüsü
Şef İnanç Çelengil önce Azade Köker ile bir araya gelerek, sanatçının pratiğinden ve özellikle “Peplos” ve “Dissolution” eserlerinden aldığı ilhamla bir menü hazırlamış. Köker’in eserlerinde karşılaştığımız şeffaf, hassas ve naif dokuyu tabaklara taşıyan Çelengil, gündelik yaşantımızda bir arada düşünmekte zorlanabileceğimiz yiyecekleri bir araya getirerek son derece lezzetli ve sunumu güçlü yemekler hazırlamıştı. Köker’in demir, levha ve tel ile güçlü strüktürünü; kâğıt, pamuk ve tül gibi evcil malzemeler ile kırılgan dış görüntüsünü oluşturduğu heykelleri, yenilebilir malzemeler ve formlar aracılığıyla dönüşüm geçirerek Sanayi 313’ün zarif ev sahipliğinde şef İnanç Çelengil’in menüsü ile hazırlanan masada davetlilere sunuldu. Gastronomi uzmanı Oğul Türkkan da davetlilere menüdeki yemekler ve yemek kültürü üzerine önemli bilgiler verdi.
Disiplinlerarası bir buluşma
EMA Kolektif’in düzenlediği Artful Dining, gastronomi ve sanatın birlikteliğinin ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha kanıtladı. Gastronominin sadece bir yemek hazırlama süreci olmadığını, görsel sanatlar gibi köklü bir disiplin ile bir araya geldiğinde bunun nasıl derin bir deneyim sürecine dönüşebildiğini gösterdi. JDE Türkiye, L’or Espresso, Pernod Ricard Türkiye, Brothers ve Atelier Rebul katkılarıyla gerçekleştirilen Artful Dining, bugüne kadar Türkiye çağdaş sanatından birçok sanatçıyı onurlandırdı. Bu eşsiz gastronomi ve sanat buluşmasının ilk edisyonunda Erdil Yaşaroğlu, Kezban Arca Batıbeki, Murat Germen, Ekrem Yalçındağ ve Gülay Semercioğlu yer aldı. İkinci edisyonunda ise Güneş Terkol, Seza Paker, Burçak Bingöl ve CANAN onuruna yemekler hazırlandı. Üçüncü edisyon, Nancy Atakan ile başlayıp İnci Furni, Şükran Moral ve Azade Köker’in yemeğiyle devam etti. Artful Dining daha birçok sanatçıyla sanatseverleri bir araya getirmeyi sürdürecek.
Paylaş