Sepetçi abinin köyündeki asırlık çınar

Bende kırk yaşımdan sonra bir sepet hastalığı türedi sormayın gitsin. Sanırım biraz da genlerimde vardı bu hastalık. Annem de deli gibi hasır sepet koleksiyonu yapıyordu, yer gök hasır sepet dolu diye kızardım, şimdi ben de aynı onun gibi oldum nerede değişik bir sepet görsem alıyorum, sonra da koyacak yer bulamadığım için hediye ediyorum.

Haberin Devamı

Pandemi zamanı uzun bir süre Samsun’daki evimizden çalıştım. Akşam altıda bilgisayarı kapatır kapatmaz da o güne kadar hiç dikkatimi çekmeyen, adım atmadığım yerleri keşfe daldım.Benim yaşadığım ilçede toplu taşıma dahi yok gideceğin her yere genelde bisikletle ya da yürüyerek gidebiliyorsun ama merkeze uzak olan çok güzel köyler var, genelde yaz aylarında gittiğim için sahilde dolaşmaktan , denize girmekten vakit bulamıyordum.

Neyse havalar daha çok ısınmamışken bir gün pazardan sebze almaya gittiğimde yan tezgahta sıra sıra dizilmiş sepetler gördüm. İşte içimde yıllardır uyuyan sepet sevdam o gün yeniden depreşti.

Sepetçi abinin köyündeki asırlık çınar
Sepetleri satan abi bu irili ufaklı sepetleri kendisi yapıyormuş. Ormandan topladığı ağaç dalları ve otlarla harikalar yaratan Muzaffer abiyle o gün tanışıp telefon numarasını aldım. Sepet manyağı annem ve teyzeme de hemen haber verdim, 'Pazarda çok güzel sepetler var gidin alın' dedi. Onlar gidene kadar pire gibi hızlı olan Muzaffer abimizin çoktan uçup gitmişti köyüne.

Haberin Devamı

Günlerce aradık ama bir türlü verdiği telefonun numarasından ona ulaşamadık. Sürekli telefonu kapalıydı. Sonraki hafta pazara gelen bir esnaftan onun yaşadığı köyün adını öğrendik. Yakakent ve Gerze arasında Yünlüce diye bir köyde yaşıyormuş. O güne kadar ne adını duymuştum ne de yanında yöresinden geçmiştim. Halbuki bize 5-6 km uzaklıkta bir yerdi.

Muzaffer abiyi bulunca altın bulmuş gibi sevindik. O gördüğümüz sepetlerin hepsi şimdi evinin bahçesindeki tavanında asılıydı. Ne var ne yoksa topladık hatta yeni siparişler de verdik.

Sepet yapmaya nasıl başladığını anlattı ve uygulamalı olarak bize nasıl yapıldığını gösterdi. Gerçekten çok keyifli ama bir o kadar da sabır isteyen bir iş.

Sepetçi abinin köyündeki asırlık çınar

Sepetçi abinin köyündeki asırlık çınar

Haberin Devamı

Sanırım ondan sonra algıda seçicilikten olsa gerek başka sepetler de dikkatimi öekmeye başladı. Sahilde sepet satan birkaç esnafa rastladım. Onlardan da hasır bir plaj çantası ve değişik bir kaç sepet satın aldım ama Muzaffer abininkiler bir başkaydı. Bu fotolarda gördüğünüz sepetleri de çok beğendik ama muzaffer abinin sepetleri fabrikasyon değil, çok daha doğal duruyor ve her ilmeğinde emeğini görebiliyoruz. O yüzden onunkiler benim hep favorim olarak kaldı.

Muzaffer abi daha sonra Yakakent’e her gelişinde bize uğradı, çayımızı içti bizimle kahvaltı yaptı, balkonumuzda gölgede sepet ördü biz de onu saatlerce izledik.

O da bizi köyüne davet etti. Çok güzel ve değişik ağaçlar olduğunu, hatta bir tane çınar ağacının içinin boş ama kendisinin hala dimdik ayakta olduğunu, içine 6-7 kişinin girebleceğini söyledi.

Haberin Devamı

Biz o 6-7 kişiyi hazır edip hemen ertesi gün geleceğimizi söyledik.

Sepetçi abinin köyündeki asırlık çınar

İşte o köyün adı Yünlüce. Uçsuz bucaksız bir yeşilliğin içinde minik bir şelalesi olan parmakla sayılacak kadar ev bulunan, koca gövdeli ağaçların olduğu oksijeni bol bu köye annem, teyzelerim ve anneannemi götürdüm.

Muzaffer abinin bahsettiği ağacı sabırsızlıkla görmeye gittik ama birkaç kişi geri dönmek zorunda kaldı. Çünkü o ağaca ulaşmak için bir dere aşmak gerekiyordu.

Dere sularına bata çıka giren ve karşıya geçmeyi başaran bizler ağacı görünce yürüdüğümüz o yola, yarı belimize kadar ıslanmamıza değdi dedik.

O zaman nedense bu ağacın fotoğraflarını çekmemişim. Bayram tatilinde gittiğimde yine yaşlı çınarı ziyarete gittim aynı kadroyla.

Haberin Devamı

Derelerden, akarsulardan bulaşan beyin yine amip korkuma rağmen yine girdim o suya, hem de bu sefer dere suyu çok daha yüksekken.

Rehberimiz Muzaffer abi bu sefer bizimle değildi ama yerine torunu Mustafa vardı. Meğer o da annesi de ilk defa bu ağacı bizimle birlikte göreceklerdi.

Bu sefer fotoğraflarını da çekip bu güzelliği sizinle paylaşmak istedim.

Sepetçi abinin köyündeki asırlık çınar

Ağaç dışarıdan bakıldığında dev bir çınar ama arka tarafına geçildiğinde kocaman bir oyuğu var. İçi tamamen çürümüş ve Muzaffer abinin dediği gibi içine rahatlıkla 7-8 kişi girebilecek büyüklükte.

Sepetçi abinin köyündeki asırlık çınar

Başka bir yerde olsa ziyaretçi akınına uğrayacak güzellikte bir doğa harikası ama bizim gibi az insanın biliyor olması da hoşumuza gitmiyor değil.

Haberin Devamı

Anıt ağaç; yaş, çap ve boy itibarıyla kendi türünün alışılmış ölçüleri üzerinde boyutlara sahip olan ve/veya yöre folklorunda, kültür ve tarihinde özel yeri bulunan ve/veya geçmiş ile günümüz, günümüz ile gelecek arasında köprü kurabilecek doğal ve uzun ömre sahip olan ağaçları ifade eder.

Anıt ağaçların tescil işlemleri için, ağacın bulunduğu ildeki Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'ne başvurulması gerekiyormuş. Ayrıca, Alo 181 hattı üzerinden de bilgi alınabiliyormuş.

Geçtiğimiz yıl teyzem yetkili birimlere haber verip bu ağacın tescillenmesi için bir yerlere telefon açtığını
ama kendisine geri dönüş yapılmadığını söyledi ama eminin aradılar ve teyzem telefonuna cevap her zmananki gibi cevap vermedi.

Bu yaz gittiğimde bizzat ben el atacağım bu işe….

Yazarın Tüm Yazıları