Paylaş
1881’de İsviçreli yazar Johanne Spyri’nin kaleminden dökülmüş romanında esinlenerek yapılan çizgi filmini yıllarca izledik. Tabii o zamanlar o yemyeşil kırlarda Heidi’nin mecaralarını izlerken aslında romanda işlenen köleleştirilmiş bir çocuğun hikâyesini izlediğimizin farkına varmadık bile.
Birkaç yıl önce dijitatal platformda karşıma çıkan 2015 yılında vizyona giren Heidi filmini izleyince o büyüleyici güzellikte olan köyü görme isteğim yine feci şekilde arttı.
“Artık çocuk değilsin, istediğini yapabilirsin Sedef” dedim ve Heididorf kasabasına gitmeye karar verdim.
Tabii kalkıp oralara gitmişken başka bir yerler de göreyim diye Zürih – Basel, Alsace - Liechtenstein –Augsburg – Salzburg, Stuttgart’ ın Colmar & Riquewihr & Ribeauville Rhein Şelalesi’nin de gezilebileceği bir tur satın aldım.
Her birini uzun uzun anlatmak isterdim ama bugün bana ayrılan sürede sadece Heididorf’tan bahsedeceğim ama önce filmin konusunu tekrar bir hatırlayalım.
Heidi 8 yaşında İsviçreli yetim bir kız çocuğu. Teyzesi onu bir dağ evinde yaşayan dedesine bırakıp gidiyor. İlk zamanlar dedesi ona çok da misafirperver davranmıyor ama zamanla birbirlerine alışırlar. Heidi burada kendine Peter adında bir arkadaş edinir ve onunla çok iyi anlaşır.
Sonra bir gün teyzesi aniden çıkıp gelir ve Heidi’yi Almanya, Frankfurt’ta varlıklı bir ailesinin yanında yaşaması için dedesinin ayırır. Heidi, bu evde tekerlekli sandalyeye bağlı yaşayan Clara’ya refakatçilik yapar ama dedesini ve dağ evindeki o doğal yaşantısını özler. Clara ve Heidi çok iyi arkadaş olurlar ve onun yaşam enerjisi Clara’nın tekrar yürümesine vesile olur.
Heidi’nin Peter’le gezindiği o yemyeşil kırları, dedesi ile yaşadığı kulübeyi, gittiği okulu görmek için 2 saatlik bir otobüs yolculuğu yaptık. Köye yaklaşırken Heidi’nin müziğini açtık ve o müzikle köye giriş yaptık.
Karlı dağın zirvesinde
Sevimli bir kız var, adı Heidi
Büyükbabanın yanında
Köpeğiyle Alplerde yaşar
Heidi, güneş gibi sıcak
Heidi, hep dostun kalacak
Heidi, mutlu olalım seninle
Mutlu olalım seninle, mutlu olalım seninle…
İsviçre'nin Maienfeld beldesinde yaşayan yazar, bu kitabı bu köyden esinlenerek yazmış. Bu arada hemen belirteyim, Heidi gerçek kişiden esinlenerek yaratılmış bir karakter miydi yoksa gerçek kişi miydi bu konuda net bir bilgi yok ama bu karakter herkesin kafasında öyle bir yer etmiş ki açık hava müzesi şeklinde yapılmış kulübe, okul, odunluk, ahır ve çevresindeki her detay birebir gerçekmiş hissi yaratmış ve ortaya muazzam bir turistik köy çıkmış.
Köye varmadan eşsiz manzaraları seyre daldığımız bu yolculuğun ardından Heididorf kasabasına girdik.
Otobüsten indiğimiz yerden yukarıya doğru uzanan dik patika yolda yürümeye başladık. Yemyeşil çayırlar gerçekten insanın gözünü alacak kadar parlak ve güzeldi.
Heidi’nin yaşadığı kulübe, ahırları ve okulunu gezmek için tek bilet alınıyor. Kulübenin içinde Heidi’nin yatağı, ipte asılı kıyafetleri, çorapları, ayakkabıları, okul çantası, Peter ile birlikte masanın etrafında oturan heykelleri, mutfak eşyaları, sobası, somun ekmeklerii kısacası onun yaşamına dair her ince ayrıntıya yer verilmiş.
Odasının penceresi şöyle bir manzaraya açılıyor ve Frankfurt’tayken neden buraya dönmek istediğini anlıyorsunuz. Çünkü burada insanın ömrü uzar, dertten tasadan eser kalmaz.
Burada çektiğim fotoğrafları sosyal medya hesabımdan paylaştığımda bir arkadaşım “Bizim oraların nesi var aynı yeşillik işte, aynı Karadeniz yaylaları” yazmış. Tabii ki bizim de çok güzel köylerimiz var ama hepsinin yeri ayrı…
Gezimiz bittiğinde aynı patika yolu inerken turumuzun Heidi’si Nilüfer ablamızın dik bir yamaçtan aşağıya doğru yuvarlanmak istemesi, Huysuz Peter’in (Nuri abi) "Üstün başın kirlenecek, ne yapıyorsun, bir yerini kıracaksın" diye kaşlarını çatarak ona engel olmaya çalışmasına rağmen yerli haylaz Heidi’mizin kendini yokuştan aşağıya bırakması, hepimizin yüzünde kocaman bir gülümseme bıraktı.
Ben doyamadım bu köye... Koca bir gün geçirmek, her köşesini karış karış gezmek isterdim ama turlarda daha çok yer görebilmek için süreler biraz kısıtlı oluyor maalesef.
Yine de görmek istediğim köyler listemdeki bu köyün adını çizebildiğim için çok mutluyum.
Kim bilir bir gün ben de bu köye benim Peter’le giderim, el ele bu yemyeşil kırlarda onunla da dolaşırız 😊
Paylaş