Gökyüzünün çığlığı: Şimsek çakmasından neden bu kadar korkuyorum?

Ben çocukken gök gürültüsünden çok korkardım. Aslında korkum o gürültüden sonra gelecek olan şimşek ve yıldırım çarpmasındandı. Karadenizli olduğum için çok sıklıkla maruz kaldım bu şimşek çakmalarına… Çareyi hep bir şeylerin altına girmekte buldum. Evdeysem üzerime battaniye örtüp karanlık yapıyordum, dışarıdaysam kapalı bir yere giriyordum. Evde tek başımaysam birilerini arayıp bize gelmesini isterdim ya da apartmandan çıkmadan komşuya ya da akrabalarıma giderdim.

Haberin Devamı

Büyüdükçe artık o kadar korkmaya başladım, en azından evdeyken yanımda biri olsun istemiyorum ama Çin’de iki kere üst üste yıldırım çarpan adamın videosunu izleyince korkularım tekrar gün yüzüne çıktı.

Sokakta yürüyen adamın üstüne birkaç saniye farkla 2 sefer yıldırım düşüyor. İlk yıldırımın düştüğünde yere düşüyor ama tekrar kendini toparlayıp yoluna sakince devam ediyor. Birkaç adım sonra ikinci bir yıldırım düşüyor ve yine kalkıyor ve yoluna devam ediyor. Bu bana olsa ilk çarpmasında korkudan oracıkta sonsuz ışığa doğru giderdim herhalde…

Ben özellikle dışarıdaysam panik oluyorum. Refleks olarak gözümü kapatıyorum ama bunu araba kullanırken de yapıyorum mesela. Ben gece, yağmur, çamur, kar ne olursa olsun araba kullanmaktan çekinmem ama eğer şimşek çıkıyorsa arabaya binmem ama yolda yakalanırsam işte o zaman kâbus başlıyor. Her şimşek çakarken gözümü kapatıyorum ve öyle hemen açamıyorum. Yani o halde araba kullanmak çok riskli ama yolun ortasında da duramıyorum haliyle.

Haberin Devamı

Ha bir de hemen radyoyu kapatıyorum misal. Nereden duydum ve buna inandım bilmiyorum ama bunun gibi birkaç bilgi daha kafama yer etmiş. “Şimşek çakarken şemsiye açılmaz, elektronik eşyalar fişten çakılır, ağaçların altında durulmaz gibi…”

Gökyüzünün çığlığı: Şimsek çakmasından neden bu kadar korkuyorum

Dedim ya evdeyken daha sakinim artık çünkü iç mekanlarda yıldırım çarpma olasılığı çok düşük bir ihtimal olduğunu biliyorum.

Ama geçen gün okuduğum bir haber yine korkuttu beni.

ABD’de fırtına sezonu yaklaşırken, uzmanlar fırtına sırasında duş almamaya yönelik eski tavsiyelere kulak vermenin akıllıca olabileceğini söylüyor. Özellikle de duş alıyor veya bulaşık yıkıyorsanız…
Washington Post’a konuşan Ulusal Yıldırım Güvenliği Konseyi'nden meteoroloji uzmanı Chris Vagasky, “Yıldırım kablolardan ya da tesisattan geçiyorsa, bu şoku yaşayabilirsiniz” dedi.

Yıldırım düştüğünde, elektrik akımı bir saniyeden daha kısa bir sürede her yöne doğru hareket eder. Uzmanlar, evler de dahil olmak üzere iyi inşa edilmiş binaların genellikle bir kafes görevi gördüğünü ve elektrik akımı elektrik kabloları veya su tesisatından geçip toprağa inerken bina sakinlerini koruduğunu, bu nedenle insanların fırtına sırasında bu yollarla temastan kaçınmaları gerektiğini söyledi.

Haberin Devamı

Uzmanlar, elektrik akımının tesisatla, özellikle de metal borularla temas etmesi halinde hem borunun hem de içindeki suyun iletken görevi göreceğini, yıldırım düşmesi sırasında tesisata ya da suya dokunan herkes ölümcül olmayan bir elektrik çarpması ya da bazı durumlarda ölümcül bir elektrik çarpması yaşayabileceği konusunda vatandaşları uyarıyor.

Gökyüzünün çığlığı: Şimsek çakmasından neden bu kadar korkuyorum

Birçok evde kullanılan plastik borular riski azaltabilir, ancak Ulusal Hava Durumu Servisi şiddetli hava programı koordinatörü Keith Sherburn, “Su iyi bir elektrik iletkeni olmaya devam ediyor, bu da elektrik çarpması olasılığının hala var olduğu anlamına geliyor” dedi.

Yine de uzmanlar vatandaşları fırtınalı ve şimşek çakan havalarda sadece duş alırken değil, ellerini yıkarken, bulaşık yıkarken ve benzer şekilde ilgili diğer faaliyetlerden de kaçınmaları konusunda uyarıyor.

Haberin Devamı

Sherburn ayrıca, kablolu veya fişe takılı elektronik cihazların kullanımına bağlı ‘belgelenmemiş yaralanmalar olabileceğini’ de sözlerine ekledi.

Yani artık gök gürültülü ve sağnak yağışlı günlerde bana evde de rahat yok…

Yazarın Tüm Yazıları