Duyduğum yoktu ne vakittir, bir kumru sesi penceremde...

“Duyduğum yoktu ne vakittir
Bir kumru sesi, penceremde;
İçime yine
Yolculuk mu düştü, nedir?
Nedir bu yosun kokusu,
Martıların gürültüsü havalarda;
Nedir?
Yolculuk olmalı, yolculuk”

Çok sevimli hayvanlardır kumrular… Ben su kaplumbağasından başka hayvanı elime alamıyorum ama bu kumruları görünce şöyle kucağıma alıp başını okşama isteği geliyor bana…

Kumrular güzel hoş da yuvalarındaki tehlikeleri insanı biraz ürpertmiyor değil…

Bu sevimli canlılar arabaların sileceklerine, klimalara, saksılara, balkonlara yuva yapıyorlar. Etrafı kirletseler de kimsenin bu yuvaları bozmaya gönlü razı olmuyor.

Kumruların kendisi değil yuvaları özellikle kumrular yuvadan uçtuğunda sağlık açısından bazı riskler taşıyor. Kumruları, tüm canlıları sevelim ama böyle bir durumla karşı karşıya kaldığımızda ne yapmamız gerektiğini de bilelim istiyorum.

Bakalım bu konuda uzmanlar ne diyor?

Prof. Dr. Ali Erdoğan, kumruların sayılarının gittikçe arttığını, özellikle küçük kumru türünün son 10 yılda anormal bir popülasyon artışı yaşadığını, küçük kumruların birçok kent ve köyde hızla çoğalarak baskınlığını artırdığını söylüyor.

Peki yuvalar yaşam alanlarımıza yuva yapmadan önem alabilmek mümkün mü?

Prof. Dr. Ali Erdoğan, kuşların yuva yapabileceği yerlere kuş konmaz gibi aparatlar yerleştirilerek yuva oluşumunun baştan engelleyebileceğini, özellikle alerjik rahatsızlığı olanların zarar görmemesi için bunun en sağlıklı önlem olduğunu dile getirdi ve bu tehlikenin sadece küçük kumrular için değil aynı zamanda serçe, kırlangıç, güvercin gibi diğer kuşlar için de geçerli olduğunun altını çiziyor.

Kumruların yuvalarındaki risk tam olarak nedir?

Prof. Dr. Hüseyin Çetin, küçük kumru türünün kendisinin asla zararlı bir tür olmadığını özellikle belirterek asıl riskin bu canlıların yuvasında bulunan kırmızı akarlar olduğunu söylüyor.
Çetin, “Evine, fark etmeden kumrularla birlikte eve istilacı özelliği olan canlıları da taşıdığımızı, bu kırmızı kuş akarı olan bu zararlı türün kene benzeri kan emen canlılar olduğunu, asıl tehlikenin kuşlar yuvadan uçunca başladığını söyledi ve bunun nedeni şu sözlerle açıkladı:

"Yuvada kuşlar varken kanı bunlardan emen kuş akarları, yuvayı terk eden kumrulardan sonra kan emecek canlı aradıkları için insanların yaşadıkları ortamlara giriyor.”

Evinizde bu yuvalardan varsa yatak örtüleri ve yastıklarda kırmızı noktalar şeklinde ezilmiş akarlar veya akar pislikleri bulabileceğinizi, bu kuş akarlarının gece uyuyan kişilere saldırıp kan emdiklerini söyledi.

Kırmızı kuş akarları insanları ısırdığında hangi sağlık sorunlarına neden olduğunu Prof. Dr. Hüseyin Çetin anlattı:

Özellikle alerjik bünyelerde semptomları tetikleyebilir, ısırılan bir kişide acı, döküntü, irritasyon ve dermatit şikayetleri oluşur. Ayrıca bu kuş akarları Salmonella gibi bazı bakterilerin ve kuş gribi, A virüsü gibi virüslerin taşıyıcısı olabilir. Salmonella'nın bulaşmasında rol oynadığı için insan sağlığı açısından potansiyel bir risk oluşturur.

Peki, kumrular uçtuktan sonra yuvalarına ne yapmak gerekir?

Prof. Dr. Hüseyin Çetin, kendi sağlığımızı düşünürken hayvanları da korumamız gerektiğini, bu nedenle konutların etrafındaki kuş yuvalarına temas konusunda dikkatli olunması gerektiğini söyledi ve bu konuda alınması gereken önlemleri sıraladı:

-- Eğer bir kumru evinize ya da balkonunuza yuva yaptıysa bir büyük marketten, veteriner kliniğinden ya da eczaneden böcek ilacı alın.

-- Bu türdeki böcek ilaçlarını suyla seyreltip sprey şeklinde yuvanın etrafına uygulayabilirsiniz.

-- İlacı hayvanlara gelmeyecek, onlara temas etmeyecek şekilde uygulamaya dikkat edin.

-- Söz konusu ilaçların direkt üzerlerine gelmediği sürece insan ve hayvan sağlığı açısından herhangi bir etkisi yoktur.

-- Kuşların panjur içi ve klima gibi noktalara yuva yapmasının engellenebilmesi için kuş kovucu ağ sistemleri ve tel yapılar kullanılabilir.