Paylaş
Kalp krizi sadece kalbi besleyen damarlarda yaşanan tıkanıklıklar nedeniyle oluşan bir problem değildir. Aşırı ve ani üzüntü, öfke ve stres gibi olumsuz duyguların yanında, aşırı ve ani sevinç ve mutluluk gibi olumlu duyguların da kalp krizini tetikleyerek, ya da kalp krizine benzer gelişmelere sebep olarak ölümle sonuçlanabilir. Başta kalbi besleyen damarlar olmak üzere, tüm damarların içinde ‘plak’ dediğimiz yapılar bulunuyor. Aşırı ve ani üzüntü, öfke, stres, sevinç ve mutluluk gibi anlarda kanda birdenbire yükselen başta adrenalin olmak üzere çeşitli hormonlar, damar içerisinde plakaların yırtılmasına ve pıhtı oluşup kalp krizi geçirilmesine sebep olabiliyor.
HORMONLAR ANİ YÜKSELİRSE…
Bu durum bazen ritim bozukluğuna bağlı olarak da ortaya çıkabilir. Çok üzücü veya çok sevindirici bir haber alan bir kişide, kanda başta adrenalin olmak üzere bazı hormonların ani yükselişi sonucu, kalp damarlarının duvarlarındaki plakların çatlaması ve buna bağlı pıhtı oluşumu sonucu, bazen de ritim bozukluğu nedeniyle ani kalp krizleri ve ani ölümler gelişebilir. Yani ani sevinç ve ani üzüntü aşağı yukarı aynı etkiyi yapabilir. Hızlı bir sevinç kalp ya da kan hormonlarının ani yükselmesi o damardaki plakaların çatlamasına neden olarak pıhtı oluşturup kalp krizine neden olabiliyor. Bunun yanında ritim bozukluğuna neden olup öldürücü olabiliyor. Sevindirici bir haberin önlemini alamazsınız. Tabi bir sevindirici bir haber geldiğinde 'ben az sevineyim, kalp krizi geçiririm' diye bir durum söz konusu değil. Bu tamamen bünyeyle alakalı ama onun temeline de baktığınızda aslında yine damarda o plakanın çatlamasına bağlı.
YÜZDE 96’SI 2-6 HAFTADA İYİLEŞİYOR
Bu hastalığı yaşayanların yüzde 96’sı 2 ilâ 6 hafta içinde iyileşiyor, ancak nadiren de olsa ağır kalp yetmezliği sonucu ölümlere de rastlanabiliyor. Geçtiğimiz dönemlerde İran’da yaşanan bir vakada, idam cezasından kurtulan bir hükümlü, kalp krizi geçirip hayatını kaybetmişti. Düşünüldüğü zaman, idam gibi bir cezadan bir anda kurtulmak elbette büyük bir sevince neden olur. Buna benzer olarak, özellikle önemli spor karşılaşmalarında, derbi maçlarda görülen bu gibi durumlar, sürpriz partiler, piyangodan büyük ikramiye kazanılması, anne-baba-büyükanne-büyükbaba olduğunu öğrenme gibi durumlarda yaşananlar da Tako-Tsubo Kardiyomiyopati gelişmesinin bir sonucu olarak görülebilir.
Tako-Tsubo’dan sakınmak için, özellikle kalp rahatsızlığı bulunan, ruhen kırılgan ve hassas olduğu bilinen insanlara karşı dikkatli yaklaşılması gerekir. Böyle kişilere önemli bir haber verirken kontrollü davranılması isabetli olur. Kişinin büyük tepkiler verebileceği haberleri acele etmeden, günlük deyişle alıştıra alıştıra söylemek daha faydalı olacaktır.
EN FAZLA ÖLÜME NEDEN OLAN HASTALIK
Bilindiği üzere kalp damar hastalıkları dünyada en fazla ölüme neden olan hastalık grubudur. Kalp hastalıkları eskiden belli bir yaşın üzerinde görülüyordu. Ancak günümüzde hastalığın o kadar arttı ki, çocukluk yaşlarından itibaren görülebiliyor. Bu durum toplumların alışkanlığından, yeme alışkanlığından, hareketsizliğinden kaynaklanıyor. Özellikle bilgisayar çağında çocukların çok daha az hareket etmesi ve sürekli olarak hazır gıdalar tüketmesi, kalp damar hastalıklarının risklerini arttırıyor.
Kalp damar hastalıklarında genetik de çok önemli bir etken. Türkiye'de yaşayanların Avrupa'ya göre hem erkek hem kadın olarak, daha fazla koroner arter hastalığına yakalanma, kalp krizi geçirme riski var. İnsanlarımızın kalp krizini önlemeye yönelik risk faktörlerini en aza indirmesi gerekiyor. Bundan korunmak için hareket etmek, yani egzersiz yapmak, az ve yağsız yemek, sigaradan uzak durmak lazım. Bunların içerisinde değiştiremediğimiz tek şey genetik faktörler. Tansiyon, sigara, kolesterol yüksekliği, şeker hastalığı var ise bunları önce kontrol altına almak lazım. Bunlar gerek ilaçlarla gerek daha fazla egzersizle, yeme alışkanlıklarını değiştirerek, örneğin; Akdeniz diyetine geçerek, yağsız kırmızı et gibi besinler tüketerek daha çok yeşil sebze, meyve, sulu yemekler yiyerek, söz gelimi Türk mutfağına yönelerek bunları aza indirebiliriz. Daha fazla hareket, yürüyüşler yaparak, bisiklet sürerek veya yüzerek bunları tabii ki daha düşük seviyeye indirebiliriz.
Paylaş