Paylaş
Evlilik öncesinde tarafların kişilik özellikleri, ekonomik ve kültürel yönden ortak noktaları olması sağlıklı bir evliliğin önemli şartlarından biri olarak öne çıkıyor.
İlişkide doz nasıl ayarlanır?
Evlilik öncesinde tarafların çok dikkatli analiz yapması gerekiyor. Evlilikte uyum sağlanmasında da her şeyde olduğu gibi uygun doz önemlidir. Tıpta bir kural vardır: İlacı ilaç yapan dozudur. Yani ilacı zehir yapan aşırı dozda olmasıdır. Her ilişkide de doz önemlidir. İlişkilerde bu doz nasıl ayarlanır? Oturup konuşabiliyor musunuz? Ortak alanlarınızın yüzde 50’nin üzerinde olması lazım. Ortak ilgi alanlarınız azsa sevgi de zayıflayınca bir müddet sonra ayrışma yaşanıyor.
“Eş adayım değişsin” demek evliliğe hazır olmadığının işaretidir
Evlilik öncesinde eş adayından değişmesini beklemek yanlış bir davranıştır. Evleneceğim kişi, benim istediğim şekilde değişsin de öyle gelsin gibi bir yaklaşım mümkün değil. ‘Bana benzesin beni hoş tutsun, hep benim hoşuma gidenleri yapsın’ gibi bir yaklaşım varsa bu kişi evliliğe hazır değildir zaten. Evlilik demek, tarafların birbirinin kopyası olmak demek değil ki. Evlilikte eşlerin kendilerine özel alan bırakması lazım. Evlilikte her iki tarafın karşısındakini farklı bir insan olarak kabul etmesi lazım.
Altın orta nokta kuralına uyuyor muyuz?
Evliliklerde altın orta nokta kuralı vardır. Her iki tarafın evlilik öncesinde “Acaba biz evlilikte altın orta nokta kuralına uyuyor muyuz? Onun beklentileri ve ihtiyaçları nedir? Benim beklentilerim, ihtiyaçlarım nedir? Ben kalarak biz olarak ilerleyebilecek miyiz?’ bu soruların yanıtını bulmaları önemlidir.
Evlilikte tolerans önemlidir
Evlilikte her iki taraf ben kalarak biz olmayı başarabilirse orada evlilik olgunluğu ortaya çıkacaktır. Bu durumda da kişi, eşini değiştirmeye çalışmaz. ‘Onun huyu böyle ama işte bir sürü de güzel huyları var’ der. O olumsuz tarafını tolere eder. O evlilikte tolerans onun için çok önemli burada.
Evlilikte inat tehlikeli bir etken
Evlilik uyumunda “inat” kavramı dengeleri bozan etkenlerden biridir. Eğer tarafların her ikisi de inatçı değilse çözümü kolay bulunuyor. Taraflardan biri ya da iki taraf da inatçı ise o zaman işler zorlaşıyor. Geleneksel olarak büyüklerin söylediği bir söz vardır: Evleneceğiniz kişide üç şey arayın, bir Allah korkusu olsun. Allah’tan korkan kimse gizli kötülük yapmaz. İki, kuldan utansın toplumdan gelenekleri olan açıktan kötülük yapmaz. Üç, inatçı olmasın.
İnatçı kişilerde düşünce katılığı bulunur
İnatçı kişilerde bu özelliğin arkasında düşünce katılığı bulunur. Bu durum genellikle benmerkezci kişilerde, narsistik kişilerde ve obsesif kişilerde çok oluyor. Taraf ya da taraflar, ‘Herkes benim şartlarıma uysun, benim kurallarım geçerli olsun. Güç bende otorite bende’ diye düşünürse evlilik ilişkisini köle-efendi ilişkisine indirger. ‘Ben ne dersem o olur’ diyen ve köle-efendi ilişkisi isteyen bir evlilikte mutluluk olmaz.
Çiftler ortak hedef belirlemelidir
Evlilik, iki farklı kişinin ben kalarak biz olmalarıdır. Evlilik, ben kalarak biz olmaktır. Yani bir kişi evleneceği kadın ya da erkeğin değişmesini, kendi şartlarına uymasını istiyorsa kendisinde hata var. Evlilik farklı kişilerin, aynı amaç için benzer davranması, benzer hareket şekilde hareket etmesidir. Bu sadece evlilikte değil, takım çalışmalarında da öyledir. Liderlikte de öyledir. Lider ne yapar? Örneğin bir şirkette farklı mizaçtaki ve farklı özellikteki insanları aynı amaç için ortak hareket ettirmeye çalışır. Ortak hedef nedir, evlilikte önce bunun belirlenmesi gerekir. Eşimle benzer şekilde hareket ediyor muyuz, uyumlu muyuz? Buna bakılması gerekir.
Hayat ve yaşam felsefesinin uyumu önemli
Evlilikte çiftlerin ortak bir hedef belirlemeleri önemlidir. İyi insan olmak, iyi çocuk yetiştirmek ve sıcak ortama sahip bir yuva hedefinin olması önemlidir. Hayat ve yaşam felsefesinin uyumu birinci derecede önemli konulardır. Çiftin yaşam felsefesi aynıysa, hayata bakışları birbirine yakınsa, yüksek ve ortak idealleri varsa diğer ikincil sorunlar bir şekilde çözülüyor.
Evliliğin önündeki engel: Otokrat özellikli eş
Eşinin mükemmel olmasını isteyen kişilerde gizli kibir vardır. Bazıları çok mütevazı gözükebilir. Aslında bu kişilerde gizli kibir vardır. Gizli kibrin arka planında pasif narsisizm vardır. Bu narsisizmlerde kişi herkesi mükemmel yapmaya çalışır. Eşini ve çocuğunu mükemmel yapmaya çalışır. ‘Ben mükemmelim onlar da olsun’ diye düşünür. İyi niyetli olabilir fakat son derece kişilikleri ezen bir tarzdır. Totaliter ve otoriter bir zihniyettir o. Tekelci bir zihniyettir. Otokrat liderler kendi fikrini zorla kabul ettirirler. Kanun ve kuralların değil, şahısların dediği olur. Üçüncüsü de istişareye kapalıdır. Bu otokrat özelliktir. Taraflardan biri ‘Bütün kontrol bende olacak’ diyen bir eşse o evlilik yürümez.
Takım lideri kim olmalı?
Evlilikteki ilişkilerde takım liderliği de önemli etkenlerden biridir. Bizim kültürümüzde dış gerçeklikte takım lideri erkek, iç gerçeklikte kadındır. Çocukların eğitimi, evin idaresi gibi birçok konuda evde anne liderdir. Onun dediği olur. Günümüzde kadın da iş hayatında. Şu anda evliliklerde eş-başkanlık sistemi geçerlidir. Yani kadın veya erkek evin lideri değil, eş başkanlık geçerli oluyor. Evde kadın çalışmıyorsa bu rol paylaşım ideal olandır.
Paylaş