Paylaş
Bulaşıcı hastalık konusunda aşının zorunluluğu 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nda düzenlenmiştir. Kanunun 57. maddesinde sayılan bulaşıcı hastalıkların ortaya çıkması halinde, 72/2. madde uyarınca hastalığa maruz bulunanların aşılanmasına yetki tanınmıştır. Bulaşıcı hastalık olması durumunda bu kanuna göre aşı zorunluluğu bulunsa da kanun çok eski bir kanun olduğundan Covid-19 gibi bulaşıcı hastalıklar bakımından bir güncel düzenleme mevcut değildir. Kanunlar günümüzde yaşanan olaylar bakımından zaman zaman güncellenmelidir fakat henüz gündemde Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’na Covid-19 ve aşılanma ile ilgili bir değişiklik yapılması konusu mevcut değildir. Kanunla zorunlu aşı getirilebilir fakat bu zorunlu aşının ne şeklide vatandaşa uygulanacağı bir soru işareti oluşturmaktadır. Anayasa ve kanunla aşı ile ilgili zorunluluk getirdiğinde bu durum “aşı olmama hakkı” adı altında insan haklarına bir kısıtlama getirmez çünkü burada zorunluluk yapılma sebebi “kamu sağlığı ve güvenliği”dir. Fakat bu durum sadece kamu güvenliğini ilgilendiren aşılarla ilgilidir.
Hangi durumlarda fesih hakkı mevcut?
Bu durumda kamu güvenliği açısından olaya bakılırsa iş yerleri de kamuyu ilgilendirdiğinden aşı zorunluluğu İş Kanunu çerçevesinde değerlendirilebilir. Buna göre Covid’li işçinin işverenin talimatına rağmen aşı olmaması gibi durumlarda işçinin ve iş verenin fesih hakkı bulunmaktadır. Sadece aşı olmak istemeyen işçi değil aşı yaptırmayan ve bulaşıcı hastalığı olduğu düşünülen işçi veya işverenle aynı yerde çalışan diğer işçiler de iş akdini bu sebebe dayandırarak haklı olarak feshedebilir. Bu fesih İş Kanunu’nun 24. Maddesine göre haklı fesih olup işçi fesihten doğan tazminatlara hak kazanabilir. Bu maddeye göre; İşçinin sürekli olarak yakından ve doğrudan buluşup görüştüğü işveren yahut başka bir işçi bulaşıcı veya işçinin işi ile bağdaşmayan bir hastalığa tutulursa işçinin iş akdini haklı olarak feshedebilme olanağı bulunmaktadır.
Yine işçinin, işverenin kamu ve iş yeri güvenliğini düşünerek aldığı önlemler kapsamında öne sürdüğü aşıyı reddetmesi durumunda işveren de aynı kanunun 25. Maddesine göre işçiyi haklı nedenle derhal feshedebilir. 25. Maddenin (b) bendinde işçinin tutulduğu hastalığın tedavi edilemeyecek nitelikte olduğu ve iş yerinde çalışmasında sakınca bulunduğunun Sağlık Kurulunca saptanması durumunda işverene derhal haklı fesih tanımakta, bu feshin gerçeklemesi durumunda da işçiye tazminat verilmemektedir.
İşveren gerekli tedbirleri almazsa…
İşveren, iş yerinde iş sağlığı ve güvenliğine yönelik tedbirleri almak zorundadır. Hem İş güvenliği kanunu (4. Maddesindeki tedbirler kapsamında) hem de İş Kanunu hükümleri ışığında, bulaşıcı hastalıkların iş sağlığı ve güvenliğini tehdit etmesi durumunda işverene işçiye tazminat ödemeden derhal haklı fesih imkânı sağlamaktadır. İşveren, Covid-19 virüsünün iş yerinde yayılmasını önlemek için aldığı tedbirlere uymayan işçinin iş akdini haklı olarak feshedilebilir. Aşı gelmeden önce iş yerinde alınan tedbirler, maskenin takılması, kalabalık çalışmayı önlemek açısından esnek çalışma saatlerinin uygulanması, kısa çalışma ödeneği gibi tedbirler iken aşının da artık işverenin alması gereken tedbirlerin içerisinde bulunacağı öngörülmektedir. Çünkü iş yerleri kamu sağlığı ve güvenliğini ilgilendirmekte olduğundan denetimlere de tabidir ve işveren gerekli tedbirleri almadığı durumda idari para cezasına çarptırılabilir.
Aşı yaptırmayan işçi tazminatsız işten atılabilir mi?
İşçinin hastalığa yakalanması, tedavi olmayı kabul etmeyip karantinaya uymaması, aşı olmaması, iş yerinde çalışmasında bulaşma riski nedeni ile iş yeri ve diğer işçilerin sağlığını tehlikeye atmaktadır. Bu durumun, bir sağlık kurulu raporu ile kanıtlanması halinde işverenin işçiyi tazminatsız işten çıkarma hakkı İş Kanunu tarafından kendisine verilmiştir. İşçi hastalığa yakalanmasa bile hastalığın bulaşmaması için iş yerine aşı zorunluluğunun getirilmesi ve işçinin aşı olmak istememesi, işverenin hem iş yerine karşı hem de diğer çalışanlarına karşı sorumluluklarını yerine getirmesine engel teşkil edeceği için de “haklı fesih” yolu açılabilir.
Ancak İş Kanunu hükümleri ve ülkemizde uygulanan iş hukuku politikasına göre iş akdinin feshi son çare olarak görülmektedir. İşveren aşı olmak istemeyen işçinin akdini derhal feshetmek yerine öncesinde koruyucu ve önleyici aynı zamanda caydırıcı tedbirler alabilir.
Paylaş