Ebeveynin tek başına çocuklarının bakımından sorumlu olduğu ve ailenin reisi olduğu ailedir yalnız ebeveynlik! Literatürde ‘tek ebeveynli aile’ olarak da geçer. Boşanma, ölüm, terk etme, evlilik dışı hamilelik, ebeveynlerden birinin hapiste olması, evlat edinme, uzak yerde askerlik ya da savaş durumları yalnız ebeveyn olmayı oluşturan durumlardır.
Haberin Devamı
Yalnız ebeveynlerin ilk üç yılı en stresli zamanlardır. Stresi oluşturan en yoğun nedenler, maddi ve sosyal durumların yeniden yapılanma süreci olmasından kaynaklanır. Başarılı bir yalnız ebeveynin ön koşulu özgüveninin tekrar onarılması gerekliliğidir.
Yalnız ebeveynlerin çocuk büyütürken karşılaştıkları zorluklar şu şekildedir:
Eski eşler ile çocuklar arasında sınır ve çekişme sorunları yaşanabilir. Ziyaret ve yatılı kalma ile ilgili sıkıntılar ortaya çıkabilir.
Çocuğa sınır koyma ile ilgili zorluklar sebebiyle sıklıkla çocuklarda davranış problemleri görülür. Bütünlüğünü korumuş ailelerin çocuklarına göre iki kat daha fazla duygusal ve davranışsal problemler yaşanabilir.
Rol belirsizlikleri de üstesinden gelinmesi gereken başka bir engeldir. Bazı aile üyelerine fazladan stres ve iş yükü binmesine sebep olabilir. Çocuk ve ebeveyn arasında roller değişebilir. Örneğin bazen evin büyük çocuğuna fazla sorumluluk yüklenebilir.
Özellikle boşanma sonrası durumlarda okul başarısı ile ilgili zorluklarla karşılaşılır. İlk 18 ayda çocuklarda fark edilir şekilde akademik zorluklar gözlemlenir. Özellikle erkek çocuklarında okula devamsızlığa sık rastlanır.
Çocukların kimlik edinimiyle ilgili de sıkıntılar olabilir. Güçlü bir kimlik geliştirmekte ve karşı cinsle ilişkilerde çocuklar zorluk çekebilir.
Yalnız olan ebeveyn kadın ise maddi olarak ciddi sıkıntılar yaşayabilir. Özellikle kadınlar yeterli miktarda ya da hiç nafaka alamadıkları durumlarda, bu durum onları ev idaresi ve çocukların ihtiyaçları konularında oldukça zora düşürür.
Karşılaşılan diğer bir zorluk da duygularla bağlantılıdır. Ebeveyn ve çocuklar tarafından sıklıkla ifade edilen hisler ümitsizlik, suçluluk, çaresizlik, keder, özlem, hüsran, depresyon ve inişli çıkışlı karşıt duygular içerir. Bu duygular geride kalan eş ya da ebeveynle sorunları çözmemiş olma farkındalığıyla birlikte gelir. İhtiyaç duyulan kişiye ulaşamama ya da yeterli şekilde ihtiyacı giderememe bu duyguları daha da karmaşık hale getirir. Zamanla bu duygular artar ve yoğunlaşır. Bu durum hem ebeveynin hem de çocukların iç dünyası açısından yaşam süreçlerinde farklı sıkıntılar olarak onlara yansır.
Parçalanmış aile gözüyle, önyargılı tutumlarla karşılaşmaları da oldukça sıkıntılı durumlardandır. Okul vb. ortamlarda çocukların olumsuz bir şekilde etiketlenme durumu olabilir ve bu durum çocuğu ve ebeveyni oldukça zor durumda bırakabilir.
Baba evine dönmek durumunda olan anneler için çocuğunu yetiştirmek oldukça zor hale gelir. Sınır, disiplin ve sorumluluk verme gibi konularda aile büyükleriyle ciddi sıkıntılar ortaya çıkabilir.
Baba-kız ya da anne-erkek çocuk kalma durumlarında farklı duygusal, cinsel ve sosyal gelişim konularında yeterli ve sağlıklı destek olamama durumları da söz konusu olur.
Yukarıda bahsedilen genel durumlar olarak görülmelidir. Her durumun zorlukları olduğu gibi güçlü yanları da mevcuttur. Ebeveynlerin yalnız kalma nedenlerine, yapısına, şartlarına, bakış açı ve dünya görüşlerine ve hatta eski eşin (diğer ebeveynin) desteğine göre zorlukların şiddeti ve algılanışı değişmektedir.
Yalnız ebeveynler ve çocukları etiketlenmemeli, onlara sorunlu olacakları gözüyle asla bakılmamalıdır. Günümüzde birçok yalnız ebeveyn bulunuyor. Söz konusu ebeveynlerin çocukları için türlü zorluklara katlansalar da çocuklarını ellerinden geldiğince ve şartları doğrultusunda, olabilen en iyi şekilde yetiştirmek için büyük gayret içinde olduklarını da hatırlatmak isterim. Ve son olarak yalnız ebeveynli ailelerin sıkıntıları olduğu kadar bütünlüğünü korumaya çalışan ailelerde de türlü zorluk ve sıkıntılar olabilmektedir.