Güncelleme Tarihi:
Her yıl dünya çapında 1.3 milyondan fazla ölüme neden olan Hepatit B ve C (HBV ve HCV), karaciğere zarar verebilen, hatta karaciğer kanserine yol açabilen ciddi bir viral enfeksiyon. Sanılanın aksine oldukça yaygın bir hastalık. Bugün dünya genelinde yaklaşık 257 milyon kişi kronik HBV, 71 milyon kişi ise kronik HCV enfeksiyonu ile yaşıyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) verilerine göre HBV'li kişilerin yüzde 91'i ve HCV'li kişilerin ise yüzde 80'i enfekte olduklarını bilmiyor.
Kronik Hepatit B ve Hepatit C ile yaşayan pek çok kişi çok az enfeksiyon belirtisi gösterdiği için bu durum on yıllarca, genellikle karaciğerde kalıcı hasar oluşana kadar fark edilmeyebiliyor.
2015 yılı verilerine göre, dünya genelinde kronik enfeksiyona sahip kişilerin yalnızca küçük bir bölümüne tedavi uygulandı. HBV için 1.7 milyon kişi, HCV için ise 2.86 milyon kişi tedavi alabildi. Hepatitle ilgili öncelikli küresel sorun, tüm toplulukların gerekli testlere erişiminin bulunmaması ve antikor testleri pozitif olan bazı hastaların, aktif enfeksiyonun doğrulanması için gerekli olan takip testlerini yaptıramıyor olmaları. Bunun yanı sıra tedaviye erişim konusunda da sorunlar söz konusu.
DSÖ, bir halk sağlığı tehdidi olarak tanımladığı viral hepatiti ortadan kaldırmak için 2030 yılına kadar hedefler belirlemiş bulunuyor. Bu çerçevede, her sene 28 Temmuz Dünya Hepatit Günü’nde bu hastalığa dikkat çekmek üzere etkinlikler düzenleniyor ve farkındalık çalışmaları yürütülüyor.
VİRÜSÜN ANNEDEN BEBEĞE BULAŞMASI ÇOK YAYGIN GÖRÜLÜYOR
Hepatit virüsleri farklı şekillerde yayılabiliyor, farklı popülasyonları etkileyebiliyor ve farklı sağlık sorunları ortaya çıkarabiliyor.
HBV bulaşmış bir kişiden kan, meni veya diğer vücut sıvıları, enfekte olmayan birinin vücuduna girdiğinde yayılabiliyor. Enfeksiyon temas ile, iğne, şırınga gibi enjeksiyon ekipmanlarının paylaşımı ile geçebiliyor. Bir diğer önemli risk de doğumda anneden bebeğe bulaş vakaları. Virüsün anneden çocuğa bulaşması çok yaygın gözlenen bir durum. Bu nedenle bu yıl Dünya Hepatit Günü’nün teması virüsün anneden çocuğa bulaşmasının önlenmesine ilişkin alınacak önlemler olarak belirlendi.
ENFEKSİYON RİSKİ HASTANIN YAŞI İLE İLİŞKİLİ
Hepatit B ile yeni enfekte olan birçok kişi semptom göstermiyor. Yaygın olarak görülen semptomlar yorgunluk, iştahsızlık, mide ağrısı, mide bulantısı ve sarılık olarak sıralanıyor. Erken tanı ve tedavi olmaması durumunda, Hepatit B, siroz veya karaciğer kanseri gibi ciddi, hatta yaşamı tehdit eden sağlık sorunlarına yol açabilen uzun süreli, kronik bir hastalık haline gelebiliyor.
Kronik enfeksiyon riski hastanın yaşı ile ilişkili olabiliyor. Hepatit B’li bebeklerin yaklaşık yüzde 90'ı kronik enfeksiyon geliştirmeye devam eder, yetişkinken HBV'ye yakalanan kişilerin yalnızca yüzde 2-6'sı kronik olarak enfekte olur.
GEÇ KALMADAN TEST İLE TANI KONULABİLİR VE İYİLEŞME SAĞLANABİLİR
Hepatit C ise enfekte bir kişinin kanıyla temas yoluyla yayılıyor. Enfekte olanların yarısından fazlası için HCV uzun süreli, kronik bir enfeksiyon haline geliyor. Kronik HCV, siroz ve karaciğer kanseri gibi sağlık sorunlarına neden olabiliyor. Kronik HCV'li kişilerde genellikle hiçbir belirti görülmüyor ve kendilerini hasta hissetmiyorlar. Semptomlar ortaya çıktığında ise, genellikle ileri karaciğer hastalığının bir işareti oluyor. Aşısı olmayan Hepatit C'yi önlemenin en iyi yolunun, hastalığı yayabilecek davranışlardan kaçınmak olduğuna dikkat çekiliyor. HCV testi ile tanı konulduktan sonra alınacak tedaviyle Hepatit C’li hastaların çoğu 8 ila 12 hafta içinde iyileşebiliyor.
Uzmanlar hepatitle mücadele için teste erişim, doğru teşhis ve tedavinin bir araya getirilmesiyle virüsün endemik haline geldiği bölgelerde epideminin sonlandırılmasının mümkün olduğuna dikkat çekiliyor.
Günümüzde tedavi sunulmasını, potansiyel bulaşmanın önlenmesini ve ölümcül karaciğer hastalığına doğru ilerlemenin durdurulmasını sağlayabilmek için HBV ve HCV enfeksiyonlarına tanı koyma olanağı tanıyan testler bulunuyor. HBV’ye yönelik antiviral ilaçlar sirozun ilerlemesini yavaşlatabiliyor, karaciğer kanseri olasılığını azaltabiliyor ve uzun süreli iyileşme sağlayabiliyor. HCV’li hastaların yüzde 95’inden fazlasının antiviral ilaçlarla tedavi edilebilir olması ve bu sayede ilgili sağlık risklerinin azaltılmasının mümkün olduğu da bir diğer iyi haber.
Özellikle yeni doğan bebeklerin korunması için HBV veya HCV taşıyan tüm hamile kadınların rutin olarak test yaptırmaları ve gerekirse tedavi olmaları önem taşıyor. Aynı şekilde uygun olmayan koşullarda yaşayan dezavantajlı gruplara yapılacak testler ve devamında gerekli tedaviler salgının yayılma hızını yavaşlatarak sonlanmasını sağlayabilir.
“HBV VE HCV'Yİ ORTADAN KALDIRMA HEDEFİ İÇİN ÇALIŞIYORUZ”
Abbott Merkez Diagnostik Divizyonu Türkiye, İran, Lübnan, Azerbaycan, Gürcistan ve KKTC Genel Müdürü Yelda Ulu Colin “Amacımız, sağlığın gücüyle insanların hayatlarını en iyi şekilde yaşamalarına yardımcı olmak. Özellikle salgın hastalıklar konusunda tanı kitlerinin hızı ve güvenliği kadar erişebilirliğinin de önemini biliyor ve bu konuda dünya genelinde pek çok kurumla iş birliği halinde HBV ve HCV'yi ortadan kaldırma hedefi için çalışıyoruz. Bu konuda toplumsal farkındalık çok önemli. Bu nedenle Dünya Hepatit Günü vesilesiyle HBV ve HCV’yi önlemede erken teşhisin önemini hatırlatmak istiyorum. Tespit ve tedavi, DSÖ’nün 2030 yılına kadar HBV ve HCV'yi ortadan kaldırma hedeflerine ulaşmayı mümkün kılacaktır” dedi.
Bu dosya Sağlık Adası Medya tarafından hazırlanmıştır.
Web: www.saglikadasi.com