Güncelleme Tarihi:
Fitosterol, yapısı kolesterole benzeyen bitkisel kökenli bir maddedir. Vücutta bağırsak kolesterol emilimini azaltır. Avokado, fitosterollerin en zengin kaynağıdır.
Yapılan çalışmalar her gün 100 gr avokado tüketimi ile kalori kısıtlı diyet uygulamanın LDL (kötü) Kolesterolü düşürdüğünü, HDL (iyi) Kolesterolü yükselttiğini göstermiştir.
Bir orta boy avokado (yaklaşık 200g) yetişkin bir bireyin günlük potasyum ihtiyacının beşte birini karşılamaktadır. Zengin potasyum içeriği ve günlük lif ihtiyacının neredeyse yarısını karşılaması sayesinde kan basıncını düşürmeye yardımcıdır.
İçeriğindeki zengin tekli doymamış yağ asitleri uzun süre tokluk sağlayarak fazla besin alımını engeller. Böylece yağ kütlesinde azalma sağlar. Yapılan çalışmalar avokadoda bulunan beta-sitosterolün karın bölgesi yağları ve
toplam vücut ağırlığını azaltmaya yardımcı olduğunu da göstermiştir.
Göz sağlığında önemli olan lutein ve beta-karoten (karotenoid) antioksidanları avokadoda bolca bulunmaktadır.Beta – karoten yağ ile birlikte alınmazsa bağırsaklardan emilemez. Bu bileşenler havuç, tatlı patates, yeşil yapraklı sebzelerde de bulunur ancak bu sebzelerde yağ içeriği çok az olduğu için yeterli emilemez.
Çalışmalar, avokadonun karoten içeriğinin diğer yiyeceklere oranla 2-6 kat daha fazla emildiği için göz sağlığına etkisinin daha fazla olduğunu kanıtlamıştır. Bu sayede düzenli avokado tüketerek ilerleyen yaşlarda görme kayıpları, katarakt oluşumu azaltılabilir.
Avokado iyi bir K vitamini kaynağıdır. Yarım avokado, günlük K vitamini ihtiyacının yaklaşık %18’ini karşılar.
K vitamini, kalsiyumun kemiklerde depolanmasına yardımcı olarak kemik yoğunluğunu korur ve osteoporoz riskini azaltır.
Ayrıca avokadodaki magnezyum ve potasyum da kemik sağlığına dolaylı yoldan katkı sağlayan minerallerdir.
Avokadonun içerdiği sağlıklı yağlar ve lif, yemek sonrası kan şekeri dalgalanmalarını azaltmaya yardımcı olur. Yağ ve lifin mideyi terk etmesi karbonhidratlardan daha uzun sürdüğü için, avokado öğünlere eklendiğinde karbonhidratların emilimi yavaşlar ve kan şekeri daha sabit seyreder.
Bu aynı zamanda daha uzun süre tok kalmanıza yardımcı olur. Kan şekeri dengesi ve tokluk hissi, hem kilo kontrolünde hem de tip 2 diyabet riskinin azaltılmasında önemli faktörlerdir.
Folat (B9 vitamini), hamilelikte bebeğin sinir sistemi gelişimi için kritik bir vitamindir. Hamilelikte günde en az 400 µg folat alınması önerilir; tek bir avokado ~160 µg folat sağlayabilir. Yeterli folat alımı, nöral tüp
defektlerini ve düşük riskini azaltır.
Ayrıca avokadodaki tekli doymamış yağ asitleri de bebeğin beyin ve sinir
sistemi gelişimi için gereklidir. Bu nedenle avokado, anne adayları için besleyici bir seçenek olarak öne çıkar.
Avokado, mutluluk hormonu olarak bilinen serotonin ve dopamin üretiminde dolaylı rol oynayan folat açısından zengindir. Düşük folat düzeyleri ile depresyon arasında bağlantı bulunmuştur.
Folat, beyinde homosistein birikimini önleyerek kan ve besinlerin beyne akışını iyileştirir; aşırı homosistein birikimi, depresyon ve bilişsel sorunlara yol açabilir.
İçeriğindeki antioksidanların lösemi hücrelerinin büyümesini engelleyerek kanser karşıtı etki gösterdiği laboratuar çalışmalarında gözlemlenmiştir. Yine içeriğindeki folat bazı kanser türlerinin riskini azaltmada rol oynayabilir.
Yeterli folat alımı, kolon, mide, pankreas ve rahim ağzı kanserleri riskini azalttığı tespit edilmiştir. Bir avokado, ~160 µg folat içererek günlük ihtiyacın %20’sini karşılar.
Avokado iyi bir lif kaynağıdır – yarım avokado yaklaşık 6-7 gram lif içerir. Bu miktar günlük lif ihtiyacının büyük bir kısmını karşılar. Yüksek lifli besinler tüketmek bağırsak hareketlerini düzenleyerek kabızlığı önler.
Ayrıca diyet lifinin bağırsaktaki yararlı bakterileri besleyerek sağlıklı bir sindirim sistemi ortamı oluşturduğu bilinmektedir.