Güncelleme Tarihi:
Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Ebubekir Şenateş, dünyada ve ülkemizde reflü hastalığının özellikle son yıllarda oldukça sık görüldüğünü, reflüye bağlı göğüs ağrısının kalp ağrısını taklit edebildiğini ve göğüste, yemek borusunda yanma, sırta, çeneye ve kola yayılan bir ağrıya neden olabildiğini belirtti.
Prof. Dr. Şenateş “Bu ağrı birkaç dakika olabildiği gibi saatlerce de sürebilir, kendiliğinden veya anti-asit ilaçlarla geçebilir. Genellikle yemeklerden sonra meydana gelir, hastayı uykudan uyandırır ve duygusal stres ile de tetiklenebilir” diye konuştu.
Tedavi edilmeyen reflünün yaşam kalitesini düşürerek, kişinin hem sağlığını hem de iş hayatındaki performansını olumsuz etkilediğini, kanser dahil olmak üzere çok ciddi hastalıklara neden olabildiğini vurgulayan Prof. Dr. Şenateş, buna karşın toplumda bazı yanlış düşünce, inanışlar ve önyargılar nedeniyle hastaların tedaviden mahrum kalabildiklerini vurguladı.
Prof. Dr. Ebubekir Şenateş, reflü hakkında toplumda doğru sanılan 9 yanlış bilgiyi anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
DOĞRUSU: Bu düşünce/inanış doğru değildir. Reflü hemen her yaşta insanda görülebilir. Üstelik günümüzde aksine genç erişkinlerde, ergenlerde ve hatta çocuklarda dahi görülür hale gelmiştir. Yenidoğanlarda reflü sıklığı yüzde 5-9 iken, çocukluk yaşında yüzde 10 civarında, adolesan yani 10-19 yaş aralığını kapsayan ergenlik döneminde ise bu oran yüzde 20'ye kadar çıkabilir.
DOĞRUSU: Reflü aslında oldukça yaygın, ülkemizde her 4 kişiden birinde görülen, oldukça önemli ve olumsuz tıbbi durumlara yol açabilen bir hastalıktır. Bunlar arasında yemek borusunda yaraların ve bu yaralara bağlı kanamaların gelişmesinden kansere dek çok ciddi hastalıklara neden olabilir.
Reflü nedeniyle iş perfomansında azalma, kendini iyi hissetme halinin bozulması, yemek borusunda yanma gibi nedenlerle sık acile başvurma da sık görülen durumlardır. Reflü ciddi bir hastalıktır, tedavi ve gerekli girişimler uygulanmazsa ciddi sonuçlara yol açabilir.
DOĞRUSU: Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Ebubekir Şenateş “Altta yatan neden mide fıtığı, alt özofagus sfinkterinde gevşeklik ve diğer anatomik sorunlar olduğunda, basit bir mide ilacı kullanarak reflüye karşı yeterli önlem alınamaz. Ayrıca farkında olmadan reflüye bağlı Barrett özofajiti gelişmişse (ki bu durum kronik reflü durumunda yaklaşık yüzde 10 civarında gelişebilir) mutlaka endoskopik takip, bazen de endoskopik müdahale gerekir” diyor.
DOĞRUSU: Reflüde göğüs yanması daha uzun sürer, kroniktir, anti-asit ve mide koruyucu (proton pompası inhibitörleri) ilaçlarla geçer. Göğüs yanması bazen akut kalp krizi, aort anevrizma yırtılması gibi ciddi kardiyovasküler hastalıklara bağlı olabilir. Göğüs yanması olunca, mutlaka bir hekime başvurulması gerekmektedir.
DOĞRUSU: Mide koruyucu ilaçlar reflü tedavisinde 30 yıldan fazladır kullanılmaktadır. Ancak sadece bu ilaçlarla reflüden kurtulmak mümkün değildir. Mutlaka yaşam tarzı değişikliği denilen; diyet, uyku düzeni, yeme-içme ile ilgili düzenlemelerin de ilaçlara ek olarak devreye alınması gerekir.
Ayrıca, mide-yemek borusu birleşimindeki kapakta bir gevşeklik varsa, mide fıtığı varsa endoskopik müdahaleler (ARMA, Gerdx gibi) veya cerrahi müdahale de gerekebilir.
DOĞRUSU: Baharatlı gıdalar sanıldığı gibi, reflünün nedeni değildir. Reflüsü olan bir kişide baharatlı gıdalar reflünün semptomlarını daha görünür kılabilir. Ancak esas neden altta yatan ve devam eden reflüdür. Anatomik bozukluklar, aşırı yağlı -çikolatalı yiyecekler, aşırı yemek yeme, sigara içme, obezite, gebelik, yemekten hemen sonra yatma, bazı ilaçlar ve aşırı stres reflüye neden olabilir.
DOĞRUSU: Şenateş “Cerrahi, reflünün tedavisinde oldukça seyrek ihtiyaç duyulan bir yöntemdir. İlaçlar, diyet değişikliği, kilo kontrolü ve yaşam tarzında değişiklikler çoğu zaman reflü yakınmalarının kontrolünde işe yarar ve daha ciddi sonuçların meydana gelmesini önler.
Ayrıca son 10 yılda ortaya çıkan ve tüm dünyada kullanılan yeni endoskopik yöntemler de ameliyat gerektirmeden, günübirlik işlem şeklinde başarılı şekilde uygulanmaktadır” dedi.
DOĞRUSU: Reflü esas olarak mide asidinin yemek borusuna kaçması sonucu oluşur. Ancak gastrit esas olarak midede inflamasyon (yangı, bir tür iltihap) oluşmasıdır. Gastritin nedenleri, tedavisi, takibi reflüden oldukça farklıdır. Reflü gastritten tamamen ayrı bir hastalıktır; tanı kriterleri, tedavisi ve takibi de farklıdır.
DOĞRUSU: Reflünün hem tıbbi hem de mali bedeli oldukça fazladır. Yemek borusunda yara (özofajit, ülser), kanama, darlık, Barrett, kanser gelişmesi gibi komplikasyonlar hayatı tehdit ederler.
Bu nedenle reflü hastalığına yönelik toplumsal farkındalığın oluşturulması ve tanı ve tedavisinde gecikilmemesi büyük önem taşır.