Güncelleme Tarihi:
ABD’de yayımlanan çarpıcı bir araştırma, halk arasında ‘uçuk’ olarak bilinen Herpes Simpleks Virüsü Tip 1 (HSV-1) ile Alzheimer hastalığı arasında güçlü bir ilişki olabileceğini öne sürüyor.
Araştırmacılar, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki 15 yıllık sağlık verilerini inceledi ve Alzheimer hastası olanlarla olmayan yaklaşık 345 bin kişinin verilerini karşılaştırdı. Elde edilen bulgular, HSV-1 virüsü taşıyan bireylerin Alzheimer geliştirme riskinin, virüsü taşımayanlara kıyasla yüzde 80 oranında daha yüksek olduğunu ortaya koydu.
Johns Hopkins Medicine verilerine göre, Amerikalı yetişkinlerin yüzde 50 ila yüzde 80’i HSV-1 virüsünü taşıyor. Bu virüs çoğunlukla öpüşme yoluyla bulaşırken, HSV-2 adı verilen genital herpes virüsü ise her altı Amerikalıdan birini etkiliyor ve daha çok cinsel yolla yayılıyor.
Herpes virüsleri yaşam boyu vücutta kalabilen ve bağışıklık sistemi zayıfladığında tekrar aktive olabilen enfeksiyonlardır.
Araştırma yalnızca HSV-1 ile sınırlı kalmadı; HSV-2, varicella zoster (su çiçeği ve zona) ve sitomegalovirüs gibi diğer herpes türlerinin de Alzheimer üzerindeki etkileri incelendi. HSV-1 ve HSV-2 enfeksiyonlarının Alzheimer riskini artırdığına dair ek bulgular elde edildi.
Bilim insanları virüslerin beyinde iltihaplanmaya neden olmasının hastalık gelişiminde önemli rol oynayabileceğini belirtiyor. Beyindeki bu iltihaplanma, Alzheimer hastalığının ayırt edici özelliklerinden olan amiloid plaklar ve nörofibriler düğümlerin oluşumunu tetikleyebiliyor. Ayrıca, iltihap nöronların işlevini bozarak beyin hücreleri arasındaki iletişimi sekteye uğratabiliyor.
Araştırmanın en dikkat çekici sonuçlarından biri de antiviral ilaçların potansiyel koruyucu etkisi oldu. HSV-1 enfeksiyonu geçmişi olan 2 bin 330 kişi üzerinde yapılan incelemede, antiviral ilaç kullananların Alzheimer’a yakalanma olasılığının yüzde 17 daha az olduğu tespit edildi. Araştırmacılar, bu bulguların antiviral tedavilerin bunama riskini azaltmada etkili bir araç olabileceğini gösterdiğini belirtti.
“Herpes virüslerinin önlenmesi, halk sağlığı açısından daha fazla önemsenmeli” diyen araştırmacılar, bu tür enfeksiyonların sadece geçici rahatsızlıklar değil, uzun vadede ciddi nörolojik sorunlara yol açabileceğini vurguluyor.
Alzheimer hastalığı günümüzde ABD’de 65 yaş ve üzeri yaklaşık 7,2 milyon kişiyi etkiliyor. Alzheimer Derneği’ne göre, bu rakamın 2050 yılına kadar 13,8 milyona ulaşması ve 65 yaş üstü Amerikalıların yüzde 16’sını oluşturması bekleniyor. Bu artış, ülke ekonomisi üzerindeki yükü de ciddi biçimde artırıyor. Sadece 2020 yılında Alzheimer’ın ABD’ye maliyeti 305 milyar dolar olarak hesaplandı.
Benzer şekilde, Türkiye’de de Alzheimer ve diğer demans türleri giderek artan bir halk sağlığı sorunu haline geliyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, yaşlı nüfus oranı hızla yükselirken, Alzheimer vakaları da artış gösteriyor.
Uzmanlar, Türkiye’de 65 yaş üstü yaklaşık 900 bin kişide Alzheimer ya da başka bir demans türü olabileceğini tahmin ediyor. Bu durum, sağlık sistemi üzerindeki yükü artırmanın yanı sıra, hasta yakınlarının bakım sorumluluğunu da önemli ölçüde büyütüyor.
Erken tanı, toplumsal farkındalık ve destek mekanizmalarının güçlendirilmesi, Türkiye için de kritik öneme sahip konular arasında yer alıyor.
New York Post'un 'Common virus linked to higher risk of Alzheimer’s disease — you probably have it' başlıklı haberinden derlenmiştir.