Güncelleme Tarihi:
İngiltere’de yaklaşık 1 milyon kişinin atriyal fibrilasyon hastası olduğu tahmin edilirken, özellikle 65 yaş üzerindeki bireylerde daha sık görülüyor. Kalp çarpıntısı, baş dönmesi, yorgunluk, nefes darlığı gibi belirtilerle ortaya çıkan bu durum, kimi zaman hiçbir belirti vermeden de ilerleyebiliyor.
Atriyal fibrilasyon (AF), kalbin üst odacıklarının düzensiz ve genellikle anormal derecede hızlı atmasına neden olan bir kalp ritmi bozukluğu. Bu durum, felç, kalp yetmezliği ve hatta ani kalp ölümüne kadar varabilecek ciddi komplikasyonlara yol açabiliyor. Dünya genelinde 60 milyondan fazla kişiyi etkileyen bu rahatsızlık, son 30 yılda iki katına çıktı.
İngiltere’de yaklaşık 1 milyon kişinin atriyal fibrilasyon hastası olduğu tahmin edilirken, özellikle 65 yaş üzerindeki bireylerde daha sık görülüyor. Kalp çarpıntısı, baş dönmesi, yorgunluk, nefes darlığı gibi belirtilerle ortaya çıkan bu durum, kimi zaman hiçbir belirti vermeden de ilerleyebiliyor.
Yürüyüş temposunun kalp sağlığı üzerindeki etkilerini inceleyen araştırma, katılımcıların yürüyüş hızlarını üç grupta inceledi:
Yavaş tempo: Dakikada 80 adımın altı
Orta tempo: Dakikada 80-100 adım arasında
Hızlı tempo: Dakikada 100 adımın üstü
13 yıllık takip sürecinde, katılımcıların yüzde 11’inde çeşitli kalp ritmi bozuklukları gelişti. Bunlar arasında 23 bin 526 atriyal fibrilasyon, 19 bin 93 kalp aritmisi ve 5 bin 678 anormal derecede yavaş kalp atımı vakası tespit edildi.
Orta tempoda yürüyen bireylerde kalp ritmi bozukluğu riski yüzde 35, hızlı yürüyenlerde ise yüzde 43 oranında azalma gösterdi. Atriyal fibrilasyon riski de orta tempoda yürüyenlerde yüzde 38, hızlı yürüyenlerde yüzde 46 oranında düşüş gösterdi.
Araştırma, özellikle şu grupların hızlı yürüyüşten daha fazla fayda sağladığını ortaya koydu:
60 yaş altındaki bireyler
Sağlıklı kiloya sahip olanlar
Önceden kalp hastalığı geçmişi olan kadınlar
Bu bulgular, fiziksel aktivitenin bireysel sağlık koşulları ve yaşa göre özelleştirilmesi gerektiğini gösteriyor.
Bilim insanları, elde edilen bulguların umut verici olmakla birlikte, çalışmanın gözlemsel olduğunu ve doğrudan nedensel bir ilişkiyi kanıtlamadığını da vurguluyor.
Katılımcıların fiziksel aktivite düzeylerini kendi beyanlarıyla bildirmesi, araştırmanın güvenilirliği açısından kısıtlayıcı bir unsur olarak belirtiliyor. Ancak uzmanlar, bu verilerin, fiziksel aktiviteye daha fazla önem verilmesi gerektiğini güçlü bir şekilde ortaya koyduğunda hemfikir.
Günümüz modern yaşam tarzının büyük bölümü masa başında, bilgisayar karşısında ve araç içinde geçiyor. İngiltere’de hareketsiz yaşam tarzının her yıl binlerce kişinin erken ölümüne neden olduğu tahmin ediliyor.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), fiziksel hareketsizlik nedeniyle yılda yaklaşık 2 milyon ölüm gerçekleştiğini bildiriyor. Bu oran, fiziksel hareketsizliği küresel ölçekte ölüm ve sakatlık nedenleri arasında ilk 10’a yerleştiriyor.
Araştırmalar, yürüyüşün kalp ve damar sağlığı başta olmak üzere birçok sağlık sorununun önlenmesinde etkili olduğunu uzun süredir destekliyor. Hareketsizlik; obezite, tip 2 diyabet, bazı kanser türleri ve hipertansiyon gibi pek çok ciddi hastalıkla doğrudan ilişkili.
Bu yeni araştırma ise yürüyüşün sadece miktarının değil, hızının da önemli olduğunu güçlü biçimde ortaya koyuyor. Günde 10 bin adım atmak önemli bir hedef olsa da, bu adımları hızlı bir tempoda atmak, kalp ritmi bozukluklarına karşı çok daha güçlü bir koruma sağlayabilir.
Geçtiğimiz yıl yayımlanan veriler, 40 yaş altı bireylerde kalp krizi vakalarının ciddi oranda arttığını gösterdi. İngiltere Ulusal Sağlık Sistemi (NHS) tarafından yayımlanan raporlara göre, bu yaş grubunda kalp krizi nedeniyle hastaneye başvuranların sayısı her geçen yıl artıyor. Türkiye’de de benzer bir topla gözlemleniyor.
Tütün ürünleri kullanımının azalması, gelişmiş tedavi yöntemleri ve modern tıbbın sunduğu çözümler sayesinde kalp krizi oranları 1960’lardan bu yana düşüş gösterse de son yıllarda bu eğilim tersine dönmeye başladı.
Atriyal fibrilasyon, kalbin elektriksel sisteminde oluşan bozulma nedeniyle kalp atışlarının düzensiz ve genellikle çok hızlı hale gelmesiyle ortaya çıkar. Bu durum, beyne giden kan akışının azalmasına neden olarak ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.
Belirtiler şunları içerebilir:
Kalp çarpıntısı (hızlı ve düzensiz kalp atışı)
Baş dönmesi
Yorgunluk
Nefes darlığı
Göğüs ağrısı
Atriyal fibrilasyon her zaman belirti vermeyebilir. Bu nedenle, özellikle 60 yaş üstündeki bireylerin düzenli kalp kontrolleri yaptırması önerilir.
Kalp atışınızda ani bir değişiklik hissediyorsanız
Kalp hızınız sürekli olarak dakikada 60’ın altına veya 100’ün üzerine çıkıyorsa
Baş dönmesi, nefes darlığı, göğüs ağrısı gibi semptomlar yaşıyorsanız
Daily Mail'in 'Detail in the way you walk could put you at risk of sudden cardiac death' başlıklı haberinden derlenmiştir.