Güncelleme Tarihi:
İşte çocuklara yemek yeme alışkanlığı kazandırma noktasında ebeveynlere yardımcı olacak ipuçları...
Çocuğun yemek saatlerinin belirli bir rutin içinde olması önemlidir. Böylece çocuğun bünyesi bu düzene alışacak ve o saat aralıklarında çocuk açlık duygusunu hissedecektir.
Yemek yenen masa, sandalye çocuğun fiziksel yapısına uygun olmalı; kullanılan çatal, kaşık gibi materyaller çocuk tarafından rahatça kavranabilmelidir. Bu durum kendi başına yemek yemesi için fırsat yaratır ve aynı zamanda çocuğun öz güvenini geliştirir.
‘’Çocuklar sözlerinizi değil, ayak izlerini takip eder’’ sözünden yola çıkarsak yetişkinler sağlıklı ve sağlıksız besinleri çocuğa anlatmaktan ziyade kendi beslenme alışkanlıkları ile bir örnek oluşturmalıdır. Örneğin cips, çikolata benzeri ürünlerin zararını çocuğa anlatıp karşısında yiyor veya evde bunları bulunduruyorsanız, çocuktan bunu anlamasını veya sizin olmadığınız bir alanda bunları yememesini beklememelisiniz.
Çocuklar kendi yaptıkları her şeyi önemserler. Yemeği çocukla birlikte yapmak, onun sürece dahil olmasına izin vermek gerekir. Böylece çocuk motive olur, emek verdiği yemeği daha istekli bir şekilde yemeye başlar.
Çocuğun tabağına yaşına ve gelişimine uygun miktarda yemek konulmalıdır. Çocuğa yiyebileceği miktardan fazlasını sunduğunuz zaman çocuğun gözü korkabilir ve bitiremeyeceği düşüncesiyle kaygılanabilir. Yemek yeme davranışı ile kaygı durumunun birleşmesi çocuğu yemekten soğutabilir. Bunun sonucunda yemeği reddetme, yemek istememe gibi durumlarla karşılaşabilirsiniz. Unutmayınız ki çocuk iştahlı bir şekilde tabağını bitiriyor ve daha fazlasını istiyorsa zaten tekrar verebilirsiniz.
Çocuğu yemek yemeye özendirmek, motivasyonunu arttırmak adına tabağındaki yiyeceklerle şekiller yapabilirsiniz. Örneğin brokoliden ağaç, yumurtanın sarısından güneş yapabilirsiniz. Böylece sevmediği veya tatmak istemediği yiyeceklerde başarılı sonuçlar alabilirsiniz.
Çocuklar yemeklerini yemediği zaman ebeveynlerde çocuğun aç kalacağı ile ilgili kaygılar oluşur. Bu kaygı yemeğini yemeyen çocuğa başka sevdiği bir yiyeceği sunmakla sonuçlanır. Böylece çocuk açlık duygusunu yaşamaz; nasılsa sonunda istediğim yemeği yiyebileceğim düşüncesine girer. Kendini zorlamaz ve ana yemeği reddeder. Bu nedenle ebeveyn olarak kararlı olmalı, yemeyen çocuğa alternatif bir öneri sunmamalısınız.
Çocuklar bir yemeği sevmediklerinde ebeveynler pes etmemelidir. Örneğin kabak sevmeyen bir çocuğa mücver, haşlanmış yumurta yemeyen çocuğa omlet yaparak aynı yiyeceğin farklı formlarını sunabilirsiniz. Böylece aynı yiyeceğin farklı formlarını yiyen bir çocuğun, yiyeceğin asıl formuna olan tepkisi de azalacak ve ilerleyen zamanlarda onu da yemeye başlayacaktır.
Birden fazla çeşit varsa, ilk olarak tabağına daha az sevdiği yemeği koymaya özen gösterin. Aksi halde çocuk sevdiği yemekle karnını doyurup diğer çeşidin tadına bakmak istemeyebilir.
Tüm ailenin birlikte sofraya oturması, çocukta yemek yemek ile ilgili pozitif bir tutuma sebep olur. Çocuk motive olur daha hevesli ve keyifli bir şekilde yemeğini yer.
En sık yapılan hatalardan biri ebeveynlerin kendi sevmedikleri yemekleri çocuklarına hiç sunmama durumudur. Örneğin yumurtayı haşlanmış olarak yemeyen bir yetişkinin nasılsa benim çocuğum da yumurtayı bu şekilde yemez düşüncesiyle çocuğa hiç yedirmemesi gibi. Bu negatif tutum çocuğun yeme alışkanlığını etkileyecek ve ilerde gerçekten haşlanmış yumurtayı sevmemesine neden olacaktır. Çocukların yeme alışkanlığının ve damak tadının oluşumunda ebeveyn tutum ve davranışlarının önemini unutmayın.
Yemek yemek istemeyen bir çocuğu zorlamayın. İnatlaşmak, zorla yedirmek, ödül veya ceza yöntemleri kullanmak çocuğa yeme alışkanlığı kazandırmaz aksine çocuğu yemekten soğutur. Ebeveyninin bu konudaki aşırı ilgisini ve hassasiyetini fark eden çocuk yemeği kullanarak istediklerini yaptırmaya, ailesini tehdit etmeye başlayabilir ve zamanla bu durum aile içi problemlere, iletişim kopukluklarına neden olur.