Güncelleme Tarihi:
Brittany McCrystal bundan birkaç sene evvel çok hareketsiz bir yaşam sürüyor, neredeyse her öğün hazır yemekler yiyordu. Bir seyahat acentesinde çalışan Brittany, henüz 23 yaşında olmasına karşın sokakta iki adım yürüse soluk soluğa kalıyor, 44 beden giysilerini beğenmiyor, aynada kendine bakmaktan nefret ediyordu.
Bugün 29 yaşında olan ve Yeni Zelanda'da yaşayan Brittany, Daily Mail'e yaptığı açıklamada o zamanları, "Hayatımın en zor dönemiydi ve her günüm mücadeleyle geçiyordu" sözleriyle anlattı.
Kilo vermek için moda diyetlerden smoothie'lere, ilaçlardan detoks programlarına birçok şeyi deneyen McCrystal, hedeflerine ulaşamadığı gibi yemekle olan ilişkisi de gittikçe bozuluyordu. Brittany, sağlığına kavuşabilmek için kötü yeme alışkanlıklarından vazgeçmesi gerektiğini biliyordu. Kilosunu kontrol altına almaya kararlı olan genç kadın, gerçekçi bir çözüm yolu arıyordu.
Brittany aradığı çözümü 80/20 kuralında buldu ve bütün hayatını değiştiren bu kural sayesinde 9 ay içinde iğne ya da ilaç kullanmadan 20 kilo vermeyi başardı. Üstelik bu süreçte çok sevdiği fast food yemeklerini de yedi, tatlılarını da...
Peki nedir 80/20 kuralı? Brittany'nin anlattığına göre, bu kural doğrultusunda kişinin beslenmesinin yüzde 80'ini işlenmemiş ya da az işlenmiş, besin değeri yüksek gıdalar oluşturuyor. Kalan yüzde 20'lik dilimde ise abartmamak kaydıyla abur cuburlar ve diğer keyif veren yiyecekler tüketiliyor.
Kilo vermeden önce hayatından memnun olmadığını söyleyen Brittany, "Çuval gibi tişörtlerin arkasına saklanıyordum. Giydiğim hiçbir şeyi kendime yakıştıramıyordum. Sürekli yorgun olmaktan yorulmuştum. Hayat tarzım gerçekten çok kötüydü. Masa başı bir işte çalışıyordum, çok fazla hareket etmiyordum ve sürekli hazır yemekler yiyordum. Her gün dışarıda yiyordum. Üstelik çok da içki içiyordum. Bu da faydalı olmuyordu" dedi.
Kilo vermenin yollarını arayan ancak kendini sürekli "moda diyetler tuzağına" düşmüş halde bulan Brittany, "Bu durum yemekle ilişkimi mahvetmişti. Keto diyeti yapmaya çalışıyordum. Karbonhidratların ve şekerin düşmanım olduğunu düşünüyordum. Bu da sevdiğim bütün o yiyecekleri yemekten korkmama neden oluyordu" dedi.
Kilo vermek de Brittany'i mutlu etmiyordu. Hayatındaki en zayıf hali olan 54 kiloya indiği zaman bile "perişan" olduğunu belirten Brittany, "En ufak tefek halinizin en sağlıklı ya da mutlu haliniz olmadığını anladım. Uzun zaman tartıdaki en düşük sayıyı görmeye odaklanmıştım ve 54 kiloya inmiştim. Ama vücudumdan hiç o zamanki kadar çok nefret etmemiştim" dedi ve şöyle devam etti:
"O dönem beraber olduğum kişiyle ilişkimi mahvettim, reglim kesildi ve saçlarım dökülmeye başladı. Çünkü yolculuğa ve kazandığım hayata değil sadece sonuca odaklıydım. En üzücü kısmı da o kiloya kadar indikten sonra iki ay içinde 10 kilo kadarını geri almam oldu."
Brittany bu zor günleri yaşarken önemli bir gerçeğin farkına vardı: Kilo vermesini ve sağlıklı bir bedene kavuşmasını sağlayacak "hızlı bir çözüm" ya da "sihirli haplar" yoktu. Kilo vermek ve verilen kiloyu geri almamak kalıcı yaşam tarzı değişikliklerini gerektiriyordu. Brittany, "Eğer kısa yoldan gitmeye çalışırsanız, sizi temin ederim en başa döneceksiniz. Benim zayıflama smoothie'leriyle, haplarla, meyve suyu detokslarıyla ve keto diyetiyle kilo vermeye çalıştığım dönemde yaşadığım tam olarak buydu" dedi.
"Sevdiğiniz her şeyi yiyerek de istediğiniz sonuçları elde edebileceğinizi öğrendim" diyen Brittany, "Tek yapmanız gereken tercihleriniz konusunda akıllı davranmak ve küçük ayarlamalar yapmak. Ben yemek istediğim yiyeceklerle vücudumun ihtiyaç duyduğunu bildiğim yiyecekleri bir arada tüketiyorum" diye konuştu.
Aşçılığa meraklı bir "gurme" olan Brittany, mutfakta yaratıcılığını göstermeye başladığını belirterek, "En sevdiğim malzemeleri ufak ufak değiştirmeye başladım. Ardından bu küçük değişiklikleri yemeklerime uyarlayarak kalorilerini azaltıp protein oranlarını artırabileceğimi fark ettim. Böylece hem yediklerimden keyif alacak hem de kilo verme hedeflerimi tutturabilecektim" diye konuştu.
Günde 10.000 adım atmaya ve beslenmesini değiştirmeye başlayan Brittany, "10 kilo verene kadar spor salonuna adım atmamıştım. İşin sırrı daha fazla hareket etmek ve kalori açığı oluşturmaktı. Şekerli bir kola yerine şekersiz düşük kalorili seçenekleri tüketmek gibi değişiklikler yaptım" dedi.
Hedeflerine giden yolda tok kalmasını sağlamak için hacim gıdalarını da beslenmesine dahil ettiğini belirten Brittany, "Hacim gıdaları kalorisi düşük ama hacmi yüksek yiyecekler olarak tarif ediliyor. Bunlar sayesinde kilo verme yolculuğunuzda daha fazla yiyebiliyorsunuz. Ne kadar çok yiyebildiğinizi ve ne kadar doyduğunuzu buna rağmen istediğiniz sonuçlara ulaşabildiğinizi görseniz şoke olurdunuz" ifadelerini kullandı.
"Toksik diyet kültürü"nü dinlemeyi bıraktığını, kendisinde işe yarayan ve iyi hissetmesini sağlayan yöntemlere odaklandığını da sözlerine ekleyen Brittany, "9 ayda 20 kilo verdim. Bunu bir süre koruduktan sonra kas yapmaya başladım ve kilomun kalanını da bu sayede verdim" dedi.
"Ev yemeklerimi sürekli değiştiriyorum çünkü aynı şeyleri yemekten hoşlanmıyorum. Ama lezzetli olmalarına ve sıkıcı olmamalarına her zaman özen gösteriyorum" diyen Brittany tam bir gurme olduğu için yemeklerini sürekli değiştirdiğini söyledi.
Kahvaltı için genellikle Meksika usulü yumurtalı taco'lar, eggs Benedict'in sağlıklı versiyonları ya da muzlu ve damla çikolatalı krepler yiyen Brittany, öğle yemeklerinde tavuklu noodle, poke kasesi veya sıkıcı olmayan bir salata, Sezar tavuk dürüm ya da sandviç tükettiğini belirtti.
Akşam yemekleri için ise kendi pişirdiği proteinli nacho'lar, fast food'lardaki tavuklu burgerlerin sağlıklı versiyonları, makarna ya da Asya mutfağından herhangi bir şey tüketen Brittany, favori atıştırmalıklarının yüksek proteinli yoğurt kaseleri, ev yapımı muzlu ekmekler veya küçük cheesecake'ler olduğunu söyledi.
Brittany, "Yaptığım tüm yemekleri hedeflerimi tutturacak şekilde uyarlıyorum. Beni mutlu eden ama aynı zamanda hedeflerime ulaşırken iyi hissetmemi sağlayan malzemelerden oluşuyorlar" dedi.
Zevklerinden vazgeçmediğini ancak makul ölçülerde tükettiğini belirten Brittany, "Hedeflerinize ulaşmayı ve plana bağlı kalmayı önemsiyorum. Ancak hayatın yaşamak için olduğunu ve bunu yapmadığınızda bir anlamı olmadığını da anlamanız gerek. Benim felsefem bu. Canım çikolata istediğinde çikolata yiyorum ama yanına yoğurt gibi protein oranı yüksek kalorisi düşük bir şeyler ekliyorum. Bu sayede tok kalabiliyorum" ifadelerini kullandı.
Brittany, "80/20 kuralına odaklanıyorum. Beslenmenizin yüzde 80'ini besin değeri yüksek işlenmemiş gıdalar, yüzde 20'sini ise 'eğlenceli' gıdalar ya da o sırada canınızın çektiği herhangi bir şey oluşturabilir. Ben yemeklerden sonra ufak bir tatlı yemeyi çok seviyorum" dedi.
Zindeliğini korumak için günde 10.000 adımı tamamlayan ve haftada dört kez Muay Thai, koşu, güç antrenmanı gibi egzersizler yapan Brittany, "Çok sıkı bir antrenman rutinim yok. Eskiden vardı ve bunun güç antrenmanlarından keyif almama engel olduğunu fark ettim" diye konuştu.
Aradan geçen 6 yılda çevrimiçi sağlık ve zindelik koçu olarak çalışmaya başlayan Brittany, hayatı boyunca hiç olmadığı kadar mutlu ve sağlıklı hissettiğini belirtti. Brittany, "Tek isteğim gençliğimi kucaklamak ve değerli olduğunu söylemek. Bunu anlamak zamanımı aldı. Bu bir yolculuktu ve hiçbir zaman kilo vermekle ilgili değildi. Kazandığım hayatla ve bu süreçte kazandığım sağlıkla ilgiliydi" dedi.
Kilo vermekte zorlananlara da seslenen Brittany sözlerini şöyle noktaladı: "Lütfen hedeflerinizden vazgeçmeyin. Kaç beden giyerseniz giyin değerlisiniz. Nihayetinde tek önemli olan şey mutlu olmanız. Ama size söz veriyorum: Sağlık yolculuğunuzdan vazgeçmediğiniz müddetçe başarısız olmanız imkânsız. Evet, zaman alıyor ama buna değiyor."
"Fiziksel unsurlara değil yolculuğa odaklanmak gerçekten önemli. Bunu söylemenin yapmaktan daha kolay olduğunu biliyorum ama sadece dışınız üzerinde değil içiniz üzerinde de çalışmak zorundasınız. Öbür türlü her zaman 'bir sonraki şeye' odaklanırsınız ve asla gerçek anlamda mutlu olamazsınız."